- Gösterim: 37977
Subsizyon
Subsizyon geçmişte selülit ve selülit kaynaklı cilt yüzeyinde çökmelerde(dimple, selülit gamzesi), yüzdeki ince çizgiler ve derin kırşıklıklarda, hipertrofik skarlarda rigotomi amaçlı kulanılmakta idi. Son yıllarda özel iğne ve kanüllerle, lazer ve RF ile birleştirilerek daha etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı. Günümüzde cilt seviyesinde çökme yapan tüm atrofik skarlarda(özellikle akne atrofik skarlarında), selülitte ve derin kırışıklıklarda uygulanan mikro cerrahi uygulamalar başlığı altında tanımlanmaktadır.
Atrofik skarlar, kırışıklıklar ve selülit gamzelerinde cilt seviyesinde çökmenin deriyi aşağı doğru çeken fibröz bantlardan kaynaklandığı biliniyor.
Subsizyonu basitçe açıklamaya çalışırsak, deri yüzeyinde gelişen çökmeleri yapan fibröz bantların mekanik olarak özel iğnelerle kesilmesidir. Subsizyon, deri yüzeyinin bütünlüğünü bozmadan altında yapılan cerrahi işlem olarak tanımlanabilir. Mekanik olarak bu bağların kesilmesiyle deriden çökmeler yükselirken, tam altında kanamalar ve doku hasarı gelişmektedir. Yaratılan kanama bir taraftan dimple altında cildin yeniden alt dokulara bağlanmasını engellerken, kan ve oluşan pıhtılaşma yapısındaki onarıcı ve büyüme faktörleri skar altındaki dokuda yeniden yapılanmaların (yeni kollajen ve destek dokuların yapılması gibi) oluşmasını sağlamaktadır. Subsizyon, günümüzde başta akne sonrası gelişen atrofik skarlar olmak üzere birçok durumda kullanılmaktadır.
Subsizyon uygulamasının yapılacağı atrofik skar alanında sterilizasyon sağlandıktan sonra özellikle cilde paralel açılandırılan ışık kaynağı ile cilt seviyersindeki çökme alanları sapatanarak özel cerrahi kalem ile işaretleme yapılmakta. Subsizyon alanları az sayıda ve küçük ise enjeksiyon anestezi yada anestezik kremler ağrı kontrolü sağlanır. Subsizyon alanı geniş ise bölgesel yada tümesent anestezi uygulanabilir. Atrofik alanın çevresinden özel subsizyon iğneler ile girilerek cilt altında subsizyon işlemi yapılır.
Subsizyon amaçlı farklı özelliklerde iğneler kullanılabildiği gibi
Son yıllarda subsizyonda ucu künt-keskin olmayan ve fleksible özel iğneler kullanılabilmektedir. Bu çzel iğneler subsizyon uygulması sırasında çevre dokularda daha az hasar yapmaktadır.
Subsizyon özel iğneleri cilt olarak geçtikten sonra cilt yüzeyine paralel olacak şekilde atrofik skarın zeminine ulaşılır(cilt altında subdermal plan), skar zemininde yavaş hareketler ileri geri hareket ettirilerek subsizyon tamamlanır. Uygulama sırasında deri iki parmak arasında sıkıştırılarak veya gerilerek iğnenin skar dokusunda kontrollü hareketi sağlanır.
Uygulama atrofik skarda yükselme gözlene kadar devam edilir. Sonrasında iğne çıkarılarak üzerine 1-2 dakika hafif kompresler yapılarak kanama kontrolü sağlanır. Subsizyon prosedürü sonrası antibakteriyal kremler uygulama alanına kullanılmakta. Uygulama alanında subsizyonun mekanik doku hasarı etkisine bağlı olarak ekimoz(çizgisel tarzda yada noktasal deri altı kanamaları), ağrı ve gerginlik hissi, ödem ve ekimoz gelişebilmektedir. Ödem 1-3 günde, ekimoz 3-7 günde kendliğinden iyileşmektedir. Subsizyondan hemen sonra atrofik skar cilt çukurluğu yükselmekte ve doku onarımı 12. haftaya kadar sürmektedir. Atrofik skarlarda 4-6 hafta ara ile 1-4 seans uygulama yeterli olmaktadır.
Subsizyonun atrofik skarlarda klinik sonuçları oldukça değişkendir. % 30-80 oranlarında tek başına başarılı sonuçlar sağlamaktadır.
Kompleks atrofik skarlarda subsizyon dermal dolgular, otolog yağ enjeksiyonları, spot TCAA kimyasal peeling ile kombine kullanılırken sıklıkla sonrasında fraksiyonel co2 lazer uygulamaları ile cilt yenilem uygulamaları yapılmaktadır.
Akne atrofik skarlarında özellikle rolling skarlarda subsizyon başarılı sonuçlar vermektedir. Boxcar ve icepick skarlarda klinik başarısı daha orta düzeydedir. Akne skarlarında subsizyon ile birlikte dermal greftler, dermal dolgular yada otolog yağ enjeksiyonları kombine kullanılması önerilmektedir. Subsizyon + fraksiyonel CO2 lazer + % 15 triklorasetik asit -TCAA nın 2 ay ara ile kullanımı en iyi sonuçları vermektedir. Subsizyon + % 50 TCAA CROSS 1 ay ara ile tekrarlandığında klinik cevap oldukça yüksektir.
Subsizyon sonrası atrofik skarda 3-10. günlerde deride tekrar çökme olabilmektedir. Bunun önlenmesi için subsizyondan 3 gün sonra gün aşırı 2 hafta deri yüzeyinden vakum uygulanmakta. Bunun için 70 mmHg negatif emme basıncı (4 sn. kısa sürelerle) uygulanmakta. Bu subsizyon yapılmış atrofik skar altıda hafifde olsa tekararlayan kanama ve ödeme neden olabilmektedir.
Kalçda selülit kaynaklı çökmelerde(selülit gamzesi) klinik etkinliği oldukça iyidir.