Travma, ameliyat, yanık, su çiçeği yada akne gibi cilt hastalıkları sonrasında gelişen doku hasarı iyileşme sürecinde patolojik bir süreçle karşılaştığında skarlarla sonuçlanmaktadır. Skarlar, hastanın kişisel görünümünü ve fiziksel fonksiyonlarını etkileyerek deformitelere ve büyük bir psikolojik yüke neden olabilmektedir. Skar dokusu normal cilt kadar esnek değildir, elastikiyetten yoksundur ve normal kan akımına, ter bezleri veya kıllara sahip değildir. En yaygın görülen üç skar tipi keloid, hipertrofik ve atrofik skarlardır. Cilt seviyesinden kabarmalar gösteren hipertrofik skarlar ve keloidler için yapılan çalışmalar, çoğunlukla aşırı üretilen kolajenin ciltten uzaklaştırılmasına yöneliktir. Cilt seviyesinde çökmeler yapan atrofik skarlarda ise dokuda kolajen ve diğer fibröz dokuların eksikliği söz konusudur. Ayrıca bu çökmelerin gelişme nedeni, dokunun iyileşirken deri yüzeyinden derin dokulara hatta fasyaya uzanan fibröz bantların çekme etkisinden kaynaklanmaktadır. Tüm skarlarda mevcut tedavilerin hiçbiri izlerini tamamen ortadan kaldıramasa da görünümünü en aza indirmede kullanılmaktadır.

Medikal ve estetik cerrahi tedavilerin yetersiz kaldığı durumlarda tüm skarlarda doku hasarını onarmak için otolog yağ enjeksiyonları başarıyla kullanılmaktadır. Fonksiyonel engellemeler nedeniyle günlük aktivite ve hareketliliği kısıtlayan ve ağrılı skarlarda otolog yağ enjeksiyonları kullanılmış ve tedavi edilen tüm skarlarda niteliksel iyileşme (skar kalitesinde) bulunmuştur. Yağ enjeksiyonlarında hücre greftlerinin yağ hücreleri, hücreler arası destek doku ve yağ kaynaklı kök hücrelerden (ADSC'ler) oluştuğu unutulmamalıdır. Yağ greftlerinin skarlarda yeniden yapılandırma etkisi ADSC'lerle ilişkili olabilir. Atrofik skarlarda yağ enjeksiyonları yara izlerinde hacim sağlarken ADSC'ler de atrofik skarı yeniden yapılandırmakta, uygulama öncesi subsizyon atrofik skar zeminin fibröz bantların kesilmesini sağlamaktadır.

"Coleman protokolüne" göre karın alt kısmına tümesent anestezi yapılmakta (20 mL %0,5 lidokain + 1 mL 1:1000 epinefrin 1000 mL serum fizyolojik içerisinde). Anestezi sonrası 3,0 mm'lik çok delikli bir aspirasyon kanülü ile manuel olarak 20 mL'lik bir Luer-Lok şırıngaya karın alt kısmından lipoaspirasyon yapılmakta. Elde edilen lipoaspirasyon serum fizyolojik ile yıkanarak filtreleme yapılmakta. Sonrasında lipoaspirasyonla alınan yağ doku hücre süspansiyonu 3 dakika boyunca 3000 rpm'de santrifüjlenmekte. Santrifüj sonrası sadece yağ doku hücre süspansiyonu ayrılmakta. Bu boş bir 20 mL'lik Luer-Lok şırıngaya 1,4 mm delikli transfer konnektörle bağlanmakta. Yağ doku süspansiyonu 2 şırınga arasında 30 kez geçirilerek doku boyutları küçültülmekte. Daha sonra tekrar 3 dakika boyunca 3000 rpm'de santrifüj uygulanmakta. Daha saf yağ doku süspansiyonu elde edilmekte.

Uygulama yapılacak atrofik skar işaretlenmekte, benzalkonyum klorür ile sterilize edilmekte ve lokal anestezi uygulanmakta. Ciltte çökmeler yapan yara izinin altındaki yapışıklıkları kesmek ve yağ enjeksiyonu için 18 gauge iğne ile subsizyonlar ve mikro insizyonlar yapılmakta. Bu amaçla hem subsizyon yapan hem de yağ enjeksiyonunda kullanılan özel kanüller geliştirilmiştir. Subsizyon kanülleri, atrofik skarların dışında, nasolabial fold ve glabellar derin kırışıklıkların yağ enjeksiyonunda kullanılmaktadır. Subsizyonlar sırasında yağ enjekte edilerek cilt seviyesinde çökme görünür bir yüksekliğe ulaşana kadar yağ dokuya enjekte edilmektedir. Son olarak, yara izlerine kompresyon uygulanmadan steril gazlı bezle pansuman yapılmaktadır. 3 gün boyunca oral antibiyotik kullandırılmaktadır.

Büyük boyutlu atrofik skarlarda yağ enjeksiyonu öncesi subsizyon amaçla kullanılan diğer bir yöntem ise deri altında özel dikiş iplikleri ile yapılan subsizyon uygulamalarıdır. Bu tekniğe "loop suture teknikleri" denilmektedir. Atrofik skar alanı işaretlenir, lokal anestezi altında aşağıdaki resimlerde olduğu gibi erimeyen dikiş iplikleri özel iğneler ile deri altına yerleştirilerek deri altında bağlanır. Sonrasında yağ enjeksiyonu yapılmaktadır. Subsizyon, loop suture teknikleri ve yağ enjeksiyonu aynı anda uygulanabilmektedir.

Yara iyileşmesi sırasında skar dokusunda kontraktür ve atrofi söz konusu ise ( yanık, enfeksiyon, radyotedavi, daha önce yapılmış cerrahi girişimler, yapısal doğumal anomaliler) yağ nakli sırasında dokuda oluşan fibröz bantların ve skar dokusunun serbest bırakılması gerekmekte. Skar dokusuna yağ enjeksiyonu öncesi skar dokusunda doku boşluğu oluşturulması için fibröz yapıda "Rigottomy-rigotomi" yapılmakta( Dr Gino Rigotti isminden dolayı). Bu serbestleşme ile dokuda yaratılacak boşluk alanı ne kadar geniş ise yağ enjeksiyonu yapıldığında yağ dokusunun damarsal beslenme yüzeyi o kadar artmaktadır. Rigotomi için 18 gouge iğne ile kontraktür içinde birden fazla kesi yapılmakta. Sonuç bir deri greftinin meshlenmesine benzemekte. 

Rigotomi sırasında skar ve kontraktür dokusunda açılan holler (mikro kaviteler) içerisine transfer edilen yağ dokusu kontraktürü açarken skarda deri seviyesinde düzelme sağlamakta. 18 gouge ile yapılan meshleme skar yatağının hacminin artmasını sağlar, bu alana yapılacak mikro yağ transferinin sağkalımı için uygun bir ortam sağlamakta. Yağ grefti için sert skar dokusu içerisinde bal peteği şeklinde 3 boyutlu bir iskele hazırlanmakta. Skarlarda geleneksel olarak subsizyon uygulamaları yapılmakta. Atrofik skarlarda subsizyon yoğun skar dokusunda rahatlatıcı kesiler yapmakta. Ancak sonrasında yapılan yağ greftleri için yeterli alan oluşturamadığı için subsizyonun yağ dokusunun sağkalımı daha düşüktür. Rigotomi de ise yaratılan 3 boyutlu skar dokusundaki boşluklar yağ transferinde daha yüksek bir sağkalım sağlamakta.

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency