- Gösterim: 6821
Botoks, yani Botulinum toksini, yüz gençleştirme ve estetik uygulamalarda en yaygın olarak kullanılan biyolojik toksindir. Bu toksin, kas sinir kavşağında asetilkolin salınımını engelleyerek kasların işlevini zayıflatır veya geçici olarak ortadan kaldırır. Toksine maruz kalma süresi uzadıkça etkisi artar; kas fonksiyonu yaklaşık 3-4 ay içinde geri dönmeye başlar ve genellikle 6 ayda tamamen kaybolur. Botoks uygulamaları, dinamik yüz kırışıklıkları için cerrahi olmayan tedavi yöntemleri arasında yer alır ve kişisel imaja yönelik estetik talepleri önemli ölçüde iyileştirir.
Yüzdeki dinamik mimikler ve duygusal ifadeler, zamanla statik ve kalıcı derin kırışıklıklara dönüşmektedir. Yüzün üst kısmı, dinamik ve statik çizgilerin en yoğun olduğu bölgedir; burada şaşkınlık, kızgınlık, sevinç ve endişe gibi sözel olmayan ifadeler sergilenir. SARS-CoV2 salgını sırasında yüz maskesi takma zorunluluğu, bu bölgedeki mimiklerin daha fazla kullanılmasına yol açtı ve salgın sonrası gençleştirme uygulamalarında bu alana yönelik talep önemli ölçüde arttı.
1990 yılında kaş ortasında kullanılmaya başlanan ve geniş bir klinik uygulama alanı bulan botulinum toksininin günümüzde güvenli ve iyi tolere edilebilir olduğu bilinmektedir. Botulinum toksininin kozmetik kullanımıyla ilgili ciddi veya ölümcül komplikasyon raporları bulunmamaktadır. Estetik ve klinik olarak hafif, geçici ve kendiliğinden sınırlı olumsuz etkiler görülebilir. Ancak, tüm enjekte edilebilir prosedürlerde olduğu gibi, istenmeyen yan etkiler ve komplikasyonlar gelişebilir. Bu komplikasyonlar genellikle uygulama teknikleri, uygun olmayan ürünler ve toksinin hedef dışı kaslara yayılmasıyla ilişkilidir. Botulinum toksininin istenmeyen doku yayılması ve komşu kasları etkilemesi gibi komplikasyonlar, enjeksiyon alanı, toksin seyreltme hacmi, ürün özellikleri, dozlar ve uygulama tekniği gibi birçok faktöre bağlıdır. Klinik çalışmalar ve kişisel deneyimlerle kanıtlanmış güvenli uygulama alanlarında, bu komplikasyonların yaşanma olasılığı neredeyse sıfırdır; bu, yüz kaslarının anatomisinin ve kullanılan ürünün özelliklerinin iyi bilinmesi, uygun planlama, güvenlik alanlarının belirlenmesi ve doğru enjeksiyon tekniklerinin uygulanması ile sağlanır.
Yüz mimik kasları, sevinç, şüphe, öfke, tiksinti, şaşkınlık, korku ve bunların sonsuz varyasyonlarını ifade ederek sözel olmayan duygusal etkileşim ve iletişimi sağlar. Yüzde yüzeysel yerleşim gösteren mimik kaslarının kasılması, deri yüzeyinde ve kasılma vektörünün yönüne dik olarak kırışıklıkların oluşmasına neden olur. Yüzün üst kısmındaki ifade çizgileri zamanla derinleşerek yaşlanmanın en yaygın belirtilerini ortaya çıkarır; bu belirtiler arasında alın yatay çizgileri, kaş arası dikey çizgiler, burun üstü yatay çizgiler, bunny smile çizgileri ve kaz ayakları kırışıklıkları yer alır. Aşağıdaki resim, yüz kaslarının kuvvet vektörlerini ve bunlara dik olarak oluşan kırışıklıkları göstermektedir.
Yüzün üst bölümü için botoks tedavisinde hedeflenen kaslar ve güvenli alanlar aşağıdaki resimde gösterilmiştir. Botoks enjeksiyonlarının başarılı bir sonuç vermesi ve komplikasyonların önlenmesi için, bu tedavi bölgeleri ve ilgili kaslar hakkında detaylı bilgi sahibi olmak son derece önemlidir.
Frontal kas botoks uygulamaları
Yüzün üst üçte birinde, alında bulunan frontal kas, saçlı deri altındaki aponevrotik galeadan köken alır. Bu kas, kaş bölgesinde ve kaşlar arasında "procerus, corrugator ve orbicularis oculi" kaslarına ve cilde kas lifleri göndererek sonlanır. Dikey olarak kasıldığında kaşları kaldırarak şaşkınlık, ilgi veya endişe gibi ifadeleri oluşturur. Ancak, zamanla tekrarlanan kasılmalar, üst deride yatay kırışıklıkların oluşmasına yol açar. Dinlenme halinde bile devam eden veya yüz ifadesi sırasında belirginleşen bu çizgilere dinamik yüz çizgileri ve kırışıklıklar denir ve genellikle yaşlanmanın bir belirtisi olarak değerlendirilir. Frontalis kası, kaşları yukarı kaldırırken, kaşları aşağı ve içe çeken "procerus, corrugator, depressor ve orbicularis oculi" kasları da bulunmaktadır. Bu kaslar, kaşların şekli ve konumunu belirler. Bu bölgede botoks tedavisinin amacı, kaş düşüklüğüne neden olmadan, üst yüz ifadesini tamamen ortadan kaldırmadan ve asimetri yaratmadan ifade çizgilerini yumuşatmaktır.
Frontal kas botoks uygulamaları için güvenli alan, üst kaş çizgisinden 1-2 cm, göz çevresi kenarının 2,5-3 cm yukarısı ve saç çizgisi başlangıç hattından 1 cm aşağıda, göz limbuslarından geçen dik hatlarla sınırlı alandır. Kaş düşüklüğü ve yatay alın çizgileri, frontal kasın kaşa yakın yerleştirilen botulinum toksini enjeksiyonlarından kaynaklanır. Frontalis kasına enjeksiyon yapılırken, supraorbital sınırın en az 2-3 cm veya kaşın 1,5-2 cm üzerinde kalması bu komplikasyonları önleyebilir. Frontal kas botoks uygulamalarında, kasın medial kısmında uygulama yapılırken lateral kısmında yapılmaması, kaş kuyruğunun aşırı kalkmasına (Spock veya Memphisto kaşı) neden olabilir. Bu komplikasyonu önlemek için, kaşın dış kenarını kaldıran ve aşağı çeken kasların aynı anda tedavi edilmesi önerilmektedir. Ayrıca, uygulama yeri ve miktarındaki farklılıklar veya hastanın anatomik farklılıkları nedeniyle kaş asimetrisi gibi başka bir komplikasyon da gelişebilir.
Frontal kasın en aktif bölgelerinin belirlenmesi, botoks uygulama noktalarının işaretlenmesi açısından büyük önem taşır. Bu amaçla, hastadan kaşlarını yukarı kaldırması istenir ve böylece kırışıklık alanları işaretlenir. Botoksun etki alanının 1,5-2 cm çevresinde olduğu göz önünde bulundurularak enjeksiyon noktaları belirlenir. Frontalis kasının orta kısmına yapılan botoks tedavisi, yan kısımların korunmasıyla kaş dış kenarının yukarı kaldırılmasını sağlar. Erkeklerde kaş dış kenarının yukarı kalkması, kadınsı bir görünüm yaratabileceğinden, frontal kasın dış kısmına da botoks uygulamaları genellikle gereklidir. Botoks enjeksiyonları, deri altı ve frontal kas içinde gerçekleştirilir. Botoks ne kadar yüzeysel olursa, kas üzerindeki etkisi o kadar azalır. Frontal kas uygulamaları, kişiye özel olarak planlanmalıdır. Ayrıca, frontal kas uygulamalarında yüksek dozların güvenli alan olan ortada, daha düşük dozların ise güvenli alan dışında, yani yanlarda uygulanması önerilmektedir. Bu uygulamalar mutlaka kaş ortası ve göz çevresi botoks uygulamalarıyla birlikte gerçekleştirilmelidir.
Frontal kas botoks uygulamaları sırasında, göz üst kaş bölgesine yakın bir alanda işlem yapıldığında, üst göz kapağında milimetrelerden gözün tamamen kapanmasına kadar değişen düşüklükler meydana gelebilir. Bu durum, alına kaşa yakın bir bölgeye enjekte edilen toksinin, üst göz kapağının konumunu ve açılmasını sağlayan levator palpebra superioris kasının zayıflamasına yol açan orbital septum aracılığıyla yayılması sonucu ortaya çıkar.
Kaş ortası botoks uygulamaları
Kaş ortası ve glabellar bölgesini oluşturan ana kaslar, "procerus, corrugator, depressor ve orbicularis oculi" kaslarıdır. Bu kaslar, kaşları aşağı ve içe doğru çekerken, frontalis kası kaşların iç kısımlarını ve glabellayı yukarı kaldırır. Bu kasların aktiviteleri ve kas kasılma yönlerine dik olarak dinamik yatay ve dikey kırışıklıklar oluşur. Glabellar bölgede botoks uygulamaları, procerus (burun kökünde yatay çizgilenmeden sorumlu) ve corrugator (kaş ortasında dikey çizgilenmeden sorumlu) kaslarının zayıflatılmasına odaklanır.
Botoks uygulamaları için güvenli alan, aşağıdaki resimde tanımlanan bölge olarak belirtilmiştir. Bu alanın dışındaki uygulamalar, kaşın iç kısmının ve üst göz kapağının düşmesine yol açabilir.
Glabellada kasların en aktif bölgelerinin tespit edilmesi, botoks uygulama noktalarının işaretlenmesi açısından büyük önem taşır. Bu amaçla, hastadan kaşlarını çatması istenir; böylece kırışıklıkların bulunduğu alanlar belirlenir ve botoks uygulama noktaları işaretlenir.
Göz çevresi, Kaz ayakları
Gülümseme ve gözleri kısmayla ilgili orbikülaris okuli kasları, kaz ayağı çizgileri olarak bilinen yan kantal çizgilerin oluşumuna neden olur. Bu çizgiler, gülmenin bir ifadesi olmasının yanı sıra yaşlanmanın en erken belirtilerinden biri olarak da kabul edilebilir. Çizgiler, dış göz köşesinden başlayarak dışa doğru ışınsal bir şekilde uzanır. Başlangıçta mimik hareketleri sırasında ortaya çıkan dinamik kırışıklıklar, zamanla yaşlanma ve güneş hasarı nedeniyle kalıcı ve statik hale gelebilir. Botulinum toksin uygulaması, orbiküler kasın bu bölümünün gevşemesini sağlayarak kaz ayağı kırışıklıklarının kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bu bölgeye yapılacak enjeksiyon hastaya özel ve kırışıklık desenine göre ayarlanmalıdır.
Bu alanda güvenli enjeksiyon bölgesi, göz çukuru sınırının 1 cm dışı veya gözün dış köşesinden 1.5 cm uzaktaki alan olarak tanımlanmaktadır. Daha gözle yakın uygulamalarda, göz kasları ve abdusens sinirinin etkilenmesi sonucu şaşılık ve çift görme gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Güvenli alanın dışında ve aşağıda yapılan uygulamalar (örneğin zygomatik uygulama), üst dudak ve gülme asimetrilerine yol açabilir.