Burun estetik analizinden önce genel klinik değerlendirme yapılır. Bu genel değerlendirmede burnun simetrisine, yüz ve çevre estetik alanlarla uyumuna, burun sırtına, burun indeksine ve burun anatomik yapılarına bakılmaktadır.

Burun boyutları kendi içerisinde ve yüzün genel ölçüleriyle uyumlu olmalıdır. Yüzün önden klinik ya da fotoğraf değerlendirmelerinde;

• Burun yüksekliği (nasion – subnasale) ve alt yüz yüksekliğine bakılarak oranlanır. Burun yükseliği yüzün alt kısmının yükseliğinin %45'i kadar olması normal olarak değerlendirlir. 
• Burun kanatları mesafesi göz iç köşelerini birleştiren intercanthal mesafeye eşit olmalıdır. Bazen burun kanatları mesafes 1-2 mm intercanthal mesafeden fazla olabilmektedir.
• Burun kökü genişliği yaklaşık olarak intercanthal mesafenin 3 de 1 kadar olmalıdır. 
• Burun üst kısmındaki genişlik burun kanatları mesafesin yaklaşık olarak %70 – 80'ni kadar olması normal olarak değerlendirlir. 
• Burun kanatları mesafesi burun uzunluğunun yaklaşık olarak %70' i  kadar olması normal olarak değerlendirlir. 

• Orta hatta göz çukurunun altı kemik sınırı ile burunun başladığı alan arası a, her iki burun deliğinin dış kenarı arasındaki mesafeye b olarak tanımlanır ise bunlar eşit olmalıdır.
• Burun uzunluğu (nasion – burun ucu) = RT, alt ve üst dudak birleşme noktası-stomion, çenenin en alt noktası- menton arasında uzunluk. Bunlar birbirlerine eşit olmalıdır.
• Burun ucu ile stomion arasındaki uzunluğun 1.6 katı burun uzunluğuna eşittir.
• Arzulanan burun uzunluğu: orta yüz mesafesinin(glabella-subnasion mesafesi) 2/3′ü veya bu değerden en fazla 3 mm kadar daha uzun olabilmektedir.
• Burun kökünün profilden projeksiyonu göz korneası ile nasion arasındaki doğru hat mesafesidir. Burun uzunluğunun 0.28 katıdır.
• Estetik olarak güzel olarak algılanan burunda nasion columella mesafesi 48-50 mm, burun genişliği 18 mm, kolumella ile tip arası mesafe 19 mm ve burun kanat genişliği 30 mm olarak tanımlanmıştır.
• Yüzde burun profili kulak üst ve alt kenarları arasında konumlanmaktadır. 

Burun kendi yapısında simetirk olmalı ve yüzün simetrisi ile uyum içerisinde olmalıdır. Yüzün önden klinik ya da fotoğraf değerlendirmelerinde göz iç köşelerini, ağız pakanışında ortaya çıkan sotmiondan yatay çizgiler çizilmekte. Bu çizgiler birbirine paralel olmalı. Bu yatay çizgilere dik olacak şeklilde kaş ortası glabelladan başlayıp burun sırtı, burun ucu, üst dudak ortasından geçerek çene mentona uznana bir dik çizgi çizilmektedir. Bu dik çizgi hem yüzün hemde burunun simetri değerlendirmesinde kullanılmaktadır. Burun simetrisinde şunlara bakılmaktadır.

• Burun sırtında orta çizgi simetir dik çizgisi ile devam eden düz bir hat oluşturmalıdır. 
• Kaş iç kenarından başlayarak burun ucuna uzanan çizgi "kaş-burun ucu estetik çizgisi" olarak tanımlanmaktadır. Her iki tarafta bu çizgiler simetrik, kesintisiz ve hafif bir eğim ile devam etmelidir. Yüzün oblik açıda değerlendirmesi bu hattın değerlendirmesini mümkün kılmaktadır. Burun sırtı bu iki hattın başlangıcında yer almaktadır. Burun sırtı kadınlarda nasionun 2 mm altından başlamaktadır. Erkeklerde ise biraz daha yüksekten başlamaktadır.

• Burun ucunu yapan sağ ve sol burun kıkırdakları burun ucunda iki adet küçük kubbe oluştrumaktadır. Buna "nasal tip dome" denilmektedir. Bunlar yüz ve burun orta hattında simetirk olmalıdır. Bu kubbelerin birbirinden aşırı açık olması burun ucunun geniş ve ayrık gibi görünmesine neden olmaktadır. 
• Orta simetri hattına göre sağ ve sol burun kanatları simetrik olmalıdır. Burun sırtındaki asimetriler, deviasyonlar genellikle yüz asimetrileriyle ilişkilidir (burun sıklıkla yüzün asimetrik daha geniş tarafına doğru deviasyon göstermektedir). Burun deviasyonu, burnun anatomik tüm bileşenlerin rol oynayabileceği, osseo-kartilajinöz bir nedenselliği vardır ve sıklıkla solunum işlevi sorunları ele alınmalıdır. Burun deviasyonu için farklı sınıflandırma sistemleri kullanılmaktadır. Rohrich tarafından tanımlanan burun deviasyonları 3 temel türü ayrılmaktadır; kaudal septum deviasyonları (septum eğimi, C şeklinde ve S şeklinde), içbükey dorsal deformiteler (C şeklinde, ters C şeklinde) ve içbükey/dışbükey dorsal deformiteler (kemiksi piramit deviasyonlu S şeklinde). Guyuron tarafından ise septum eğimi (%40), C şeklinde anteroposterior (%32), C şeklinde sefalokaudal (%4), S şeklinde anteroposterior (%9), S şeklinde sefalokaudal (%1) ve lokalize deviasyon (%14) şeklinde 6 tip septum deviasyonu bildirmiştir: 

Burun komşuluğu içerisindeki çevre anatomik ve estetik alanların değerlendirilmesi yapılmalıdır. Örneğin yanakların, üst çene kemiğinin gelişimsel yetersizliği nedeni ile daha geride olması burunun profilden değerlendirilmesinde şeklinin görünümünü etkilemektedir. Aşağıdaki resimlerde üst çene kemiği yetersizliği olan hastalarda yetersizliğin şiddeti soldan sağa doğru artmaktadır. Burun projeksiyonuda aynı şekilde artmakta buda burun ve yüz profilini olumsuz etkilemektedir.

Burun sırtı nasal dorsum, dorsum nasi, nasal bridge olarak tanımlanmaktadır. Burun sırtı kemik ve kıkırdak olmak üzere 2 kısımdan oluşmaktadır. Burun sırtında “rhinion” yani kemik ve kıkırdağın birleşme noktası esteteik analizlerde önemlidir.

Burun sırtının yapısal ve estetik problemlerinin genel değerlendirmelerde tanımlamaları yapılmaktadır. Bunun için burun sırtı çizgisi "Nasal dorsal line" kullanılır. Bu çizgi burun kökünden başlayarak burun sırtı boyunca burun ucuna doğru çizilen hattır. Nasion (N′) ile burun ucunu (pronasale, Prn) birleştiren çizgi, bu hatta paralel ya da hafif aşağıda olmalıdır. Kadınlarda burun sırtı çizgisi N′-Prn hattının üzerinde ya da 2 mm aşağısında iken, erkeklerde burun sırtı çizgisi genellikle tam N′-Prn hattı üzerindedir. Burun sırtı çizgisi ile N′-Prn hattının ilişkisi, özellikle burun dolgu uygulamalarında son derece önemlidir. Eğer burun sırtı çizgisi N′-Prn'nin çok altında ise burun sırtına dolgular yapılmalı; çok üstünde ise dolgu uygulanmamalıdır.

Burun sırtı çizgisinin konturu son derece önemlidir. Bu kontur düz, konkav ve konveks olabilmektedir. Aşırı konveks olmasına “burun kamburu - hump” denirken, konkav olmasına “kayak pisti deformitesi - ski slope” ya da “at eğeri - saddle nose” denilmektedir.

Burun sırtı şekil düzensizlikleri kaş-burun ucu estetik çizgisinide bozulmaktadır. Aşağıdaki resmide sırası ile burun sırtı kamburu, eyeri ve çarpıklığı görülmektedir.


Burun sırt hattının çizilmesi bazen güç olmaktadır, özellikle burun ve yüzün deformitelerinde. Burunda kemik kaynaklı kamburlar, kıkırdak eyerleri, burun ucu problemleri birden fazla burun sırtı çizgisinim ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 

 

Burun anatomik yapılarından kaynaklanan bazı genişlikler ve bunlara ait tanımlar kullanılmaktadır. Aşağıdaki resimde beyaz çizgi nasion ile burun ucu arasında çizilen burun uzunluğudur. f;burun kökü profil genişliği,g;Burun kökü genişliği,d;Burun sırtı genişliği,e;Burun sırtı profil genişliği,b;Burun kanat genişliği, c;Burun ucu genişliği,a;Columella genişliğini tanımlamaktadır. 

• Burun kökü genişliği burun kanat genişliği= b nin yaklaşık %75-80'i olmalıdr.
• Burun kanadı genişliği bir gözün iç ve dış köşeleri arasındaki genişliği kadar olmalıdır. Ayrıca bu genişlik gözlerin iç köşelerini birleştiren interkantal mesafe kadar olmalıdır. Bu nedenle gözün iç köşesinden inen dik hatlar burun kanatları hizasında olmalıdır. Buurun kanatları 2 mm den fazla bu hatları aşıyor ise burun kanatları geniş anlamına gelmektedir.

Burun anatomik yapılarından kaynaklanan bazı uzunluklar ve bunlara ait tanımlar kullanılmaktadır. Burun uzunlukları, yüzün profil değerlendirmesi ve fotoğraflarında daha kolay yapılmaktadır. Burun yüksekliği, nasion (N′) ile subnasale (Sn) arasındaki mesafedir. Burun uzunluğu ise nasion (N′) ile burun ucu (pronasale, Prn) arasındaki mesafedir. Maalesef bu iki tanım sık karıştırılmaktadır. Burun ucu projeksiyonu ya da burun derinliği, burun ucunun yüzden uzaklığını tanımlamaktadır. Bu tanımlar arasında burun kanatlarının yüksekliği de bulunmaktadır.

Burun kanatları arası mesafe burun genişliği olarak tanımlanır. Nasion ile subnasale arası mesafe burun uzunluğu olarak tanımlanır. Bunların birbirine oranı burun indeksini vermektedir. Bu Batı, Kafkas ırklarında ortalama 65 ±5 dir(erkelerde 66 ±7, kadınlarda 64 ±5). 

Burun indeksine göre burnu tanımlayabilmekteyiz. Örneğin; geniş burun, burun indeksi yüksektir ve burun genişliği yüksekliğine göre daha fazladır. Dar burun; burun indeksi küçüktür ve burun genişliği yüksekliğine göre daha azdır. Burun indeksi ırksal ve etnik kökene göre değişebilmektedir. Etnik kökene göre burun indeksi sınıflandırılmıştır. Bunlar;

• Leptorrhine : Uzun ve dar burun anlamına gelmektedir ve Kafkas ırkı burunu olarak tanımlanmaktadır. Kuzey Avrupa ve Akdeniz etnik kökenlerinde görülmektedir. Irksal tanımlamada “Greek leptos” tanımıda kulanılmaktadır(burada ince ve uzun burun görülmektedir). 
• Mesorrhine : Ara yada orta burun indeksine sahip burunlar olarak tanımlıyoruz. Daha çok uzuk doğu ırklarında görülmektedir. Burun sırtı projeksiyonu azalmış, columella kısa ve burun ucu projeksiyonu azalmıştır.
• Platyrrhine : Dar ve geniş burun anlamına gelmektedir. Daha çok Afrika kökenlilerde görülmektedir. Burun kökü projeksiyonu azalmış, burun dorsal uzunluk kısa, konkav bir burun sırtı, burun ucu projeksiyonu azalmıştır. Burun kanatları ve burun delikleri daha geniş görünmektedir. Aşırı dar ve düz buruna Hyperplatyrrhine denilmektedir.

Burnun üzerindeki cilt ve altındaki destek doku değerlendirilmelidir. Burun kökünden burun ucuna ya da burun kenarlarından burun sırtına gelindiğinde cilt ve destek dokuların kalınlığı artmaktadır. Bu artışla birlikte ciltteki sebase bezlerin sayısı da artmaktadır. Beyaz ırklarda (Fitzpatrick tip 1-3) burunda daha ince bir deri ve az ince deri ile eşit aralıklı dikey beşte bir ve yatay üçte bir oranları ile karakterize edilir. Koyu tenlilerde ise burun cildi daha kalın ve sebase bezler daha fazladır. Cilt kalınlığı, burun estetik prosedürlerinin sonuçlarını etkileyen önemli bir faktördür. İnce cilt, yeniden yapılandırılmış burunda kusurları daha fazla gösterebilir; ancak burunun şeklini kolay tanımayı sağlamaktadır. Daha kalın bir cilt, prosedürler sonrası küçük kusurları kamufle edebilir; ancak burunun şeklini kolay tanımayı zorlaştırırken prosedürler sonrası uzun süreli ödem ve enfeksiyon riski ile birliktedir.

Burun üzerinde cilt ve destek doku elle muayene edilmelidir. Bu muayene sırasında burun kemik uzunluğuna, burun kemik ve kıkırdak üzerindeki düzensizliklere, burun ucuna basınç uygulandığında geri eski yerine hızlı gelip gelmediğine ve burun cildinin mobilitesine bakılmaktadır.  Ayrıca burun üzerinde ciltte atrofi, renk değişimleri, skar yapıları ve telenjektaziler var ise belirlenmelidir.