- Gösterim: 17639
Günümüzde çenenin belirginleştirilmesi, deformasyonlarının ya da asimetrilerinin düzeltilmesi yüz estetik uygulamalarında en fazla tercih edilenler arasında yer almaktadır. Alt çene kemiği (mandibula), çeneyi yapan kısmı olan kemiksel çene - mandibular symphysis ve çenenin üzerindeki yumuşak doku kişiye son derece değişkendir. Bu nedenle çenenin yapısı ırksal ve etnik farklılıklara, cinsiyete, kemik-yüz problemlerine bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Çenenin özellikle erkeklerde yeterli belirginliği son derece önemlidir. Nedense güçlü bir çene, güçlü bir yapı ile ilişkilendirilmektedir.
Çene, yüzün diğer anatomik alanları arasındaki harmonisine bakılarak değerlendirilmelidir. Örneğin, çenenin dudaklar, çene altı ve boyun ile ilişkisi gibi. Çene deformiteleri, kemik yapının şekline, yumuşak dokunun kalınlığına ya da kas aktivitesinin asimetrisine (dinamik çene asimetrisi) bağlıdır. Yüzün estetik tüm alanlarında olduğu gibi çene simetrik olmalıdır. Çenede asimetrinin nedenleri:
- Çenede yumuşak dokudan kaynaklanan asimetriler
- Yumuşak dokunun asimetrik artışı
- Yumuşak dokunun asimetrik azalması
- Çenede yumuşak dokunun asimetrik pitozisi. Buna “witch’s chin deformity” ya da “cadı çenesi” denilmektedir. Bu, sıklıkla yüz ifadeleri ile daha belirgin olmaktadır.
- Çenede kemik dokudan kaynaklanan asimetriler.
Hastanın klinik ve çene estetiği açısından ön değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bunun için hasta, doğal baş pozisyonunda (NHP) durmalıdır. Mandibula istirahat konumunda olmalı, çok sıkı kapalı ya da geride olmamalıdır. Profil yüz değerlendirilmesinde çene kemiği ve bunun köşelerinin değerlendirilmesinde hastanın ağzını serbest bırakması istenir. Bu şekilde fotoğraf alınır. Ancak çene ve dişler sıkılarak bir fotoğraf daha alınmaktadır. Çene kapatıldığında bazı hastalarda bu anatomik alanda ve yüzde yumuşak dokularda ciddi değişimler olmaktadır.
Ön ve profilden çene değerlendirilir. Bu değerlendirmede en önemlisi çenenin projeksiyonudur. Çene projeksiyonu için çeneyi yapan kemiksel yapılar, pogonion ve üzerindeki yumuşak doku iyi değerlendirilmelidir. En sık kullanılanı ve basit olanı hastanın profil fotoğraflanması ve bunun üzerinde yapılan değerlendirmedir.
Hastanın çene projeksiyonunu belirlemede en sık subnasaleden geçen dik hat ve bununla çenenin ilişkisi kullanılmaktadır. Subnasaleden (burun üst dudak birleşkesi) geçen dik çizgi çenenin ve üst ile alt dudakların değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Bu çizginin belirlenmesinde ilk basamak hastanın doğal baş pozisyonunun verilmesidir. Üst dudak bu dik çizginin 1-2 mm önünde, alt dudak tam çizgi üstünde ya da 1 mm gerisindedir. Çenenin en önde görünen yumuşak dokusu olan pogonionun bu çizginin 2 mm önünde ya da gerisinde olması normal çene projeksiyonu olarak kabul edilmektedir.
Çenenin bu dik hattın çok önünde olmasına çene protüzyonu, yani çenenin çok önde olması; çenenin bu dik hattın çok gerisinde olmasına çene retrozyonu, yani çenenin çok geride olması anlamına gelmektedir.
Çene üzerindeki yumuşak doku elle muayene edilmeli ve çene ortasında değerlendirme yapılmalıdır. Buradaki yumuşak doku ortada, hafif kenarlarda daha kalındır. Alt dudak altında çeneye doğru katlantı bulunmaktadır. Buna “labiomental fold” denilmektedir. Bu katlantı, alt dudak vermilion sınırından 4 mm alt kısımdadır. Bu katlantı, yüzün alt kısmını 2'ye bölmektedir. Üstte alt dudak ve altta çene en önemli anatomik yapılardır.
Bazen submental oluğun derinleşmesi ile birlikte çene düz ve aşağı düşmüş olabilir; buna Cadı Çenesi deformitesi (düşük çene yerleşimi) denilmektedir. Yaşa ve önceki cerrahi işlemlere bağlı olarak gelişebilmektedir.
Çene ön kısmında yumuşak dokuya çene pedi denilmektedir. Bazı kişilerde çene pedi ikiye ayrılmakta ve üzerinde bir katlantı gelişmektedir. Buna “Double chin” denilmektedir.
Çene yumuşak dokusunun yüz ifadesinde ve gülme sırasında değerlendirilmesi son derece önemlidir. Örneğin, çenenin kemik ve yumuşak doku fazlalığı ile çok fazla önde olduğu durumlarda gülme ile çene daha az belirgin hale gelmektedir. Buna karşın, aşağıdaki resimde olduğu gibi çene kemiğinin öne fazla olduğu makrogeniada ancak yumuşak dokunun az olması (4 mm'den az) durumunda hasta gülerken çene daha fazla belirgin hale gelmektedir.
Çene estetiğinde en fazla karşılaşılan problem çenenin projeksiyonunun geride olmasıdır. Bu amaçla çeneye protez uygulamaları, çene kemiği cerrahisi, dolgu ve yağ enjeksiyonları gibi işlemler yapılmaktadır. Son yıllarda ameliyatsız iplikler ile çenenin hafif problemlerinde çözümler sağlanabilmektedir. Çene iplik askı uygulamaları öncesi hastanın ön ve profilden fotoğrafları alınarak çene projeksiyon ölçümleri yapılmakta. Hastanın klinik muayenesinde çene yumuşak dokusu değerlendirilmekte. Çenenin gülme ve ağız sıkı kapaklı iken projeksiyonuna bakılmakta. Çene cildinde aseptik koşullar sağlandıktan sonra çenede orta hatta işaretlenmekte.
Çeneye aşağıda resimde belirtilen alanlara lokal anestezi uygulanır.
Lokal anestezi yapılan noktalardan özel iğneler ile iplikler derin ve yüzeysel dokusu arasında yerleştirilerek çene altında deri içerisinde iplikler bağlanır ve çenenin öne projeksiyonu sağlanır.