Vücudun estetik olarak güzel ve çekici algısı kavramı tarih boyunca değişmiştir ve etnik kökene, cinsiyete ve kültüre bağlı olarak farklılık göstermektedir. Göğüsler ve kalça, vücudun kıvrımlı şekline katkıda bulunarak doğurganlığın erken dönemini temsil etmektedir. Dahası, göğüsler ve kalça, toplumun mükemmel vücut idealizasyonunu da temsil etmektedir. Büyüklükleri, şekilleri, yuvarlaklıkları ve ideal konturları ile vücudun estetik olarak güzel ve çekici algısını etkilemektedir. Vücut hatlarını iyileştirmeye olan ilginin artışı ile birlikte kalça estetiği talepleri de artmaktadır. Bu talepler için cerrahi uygulamalar yapılmakla birlikte, kalçalarının estetik görünümünü iyileştirmek isteyen kişiler, daha az invaziv, hızlı uygulama, az ağrı, çabuk ve beklentileri karşılayan estetik sonuçlar, uygulama sonrası hızlı sosyal hayata geri dönebilme ve işlemle ilgili komplikasyon riskleri daha düşük olan prosedürleri tercih etmektedirler. Bunu Google arama motoru tercihlerinde de görmekteyiz. Google Trends'in son beş yıllık geriye dönük bir analizi yapıldığında, cerrahi olarak kalça büyütme ("popo ameliyatı") yerine dolgu ile kalça büyütme ("popo dolgusu") ya da iplikler ile kalça kaldırma aramalarının daha fazla tercih edildiğini görmekteyiz. Bu amaçla son yıllarda kalça estetiğinde otolog yağ enjeksiyonları, dermal dolgu ve iplik askıları uygulanmaktadır. Bu uygulamalar birlikte kullanıldığında daha etkin estetik sonuçlar alınmaktadır.

Poponun şekillendirilmesi öncesi poponun estetik olarak değerlendirilmesinde bütünsel yaklaşımı zorlaştıran birçok faktör karşımıza çıkar. Birbiriyle ilişkili bu faktörler arasında sarkma, kontur düzensizliği, hacim azalması, asimetri ve en önemlisi kadınlarda selülit bulunur. Selülitin karmaşık patogenezi, lenfatik dolaşımda durgunlukla ilişkili cilt altı dokularda değişiklikler ve cilt altında fibrotik yapılanmalar popoda dolgu uygulamalarını çok yönlü düşünmemizi gerektirmektedir. Her hasta için kişiselleştirilebilen stratejilere dayalı bir protokol, pratik prosedürü kolaylaştırır ve daha iyi sonuçlar elde edilmesine ve dolayısıyla hasta memnuniyetinin artmasına yardımcı olabilir. Bunlarla birlikte kadınlar ile yapılan estetik ön görüşmelerde, kadınların beklentilerinin simetrik, yumuşak hatlara sahip ve dolgun popo ile baldırlar istediklerini, özellikle asimetrik görsellikten, yüzeysel düzensizliklerden ve içe doğru çökmelerden hoşlanmadıklarını görmekteyiz.

Kalça(popo) estetik uygulamaları öncesi kalçaların genel bir değerlendirmesi yapılırken kalçanın şekil, sarkma ve selülit (kadınlarda) kriterlerine bakılmakta. Kalça şekli, armut ya da A şekli (üst uyluk yanlarında daha fazla yağ ve üst kalça yanlarında daha az yağ ile karakterize), kalp ya da V şekli (yağların çoğunun üst uyluk yanlarında toplandığı, üst uyluk yanlarında çok az yağ bulunduğu), kare ya da H şekli (yükseklik ve genişlik 1:1 oranında) veya yuvarlak ya da O şekli (kalçaların ortasında aşırı yağ ile karakterize) olarak sınıflandırıldı. Sarkma Gonzalez sınıflaması kullanılarak beş tipe ayrılmakta: ciltte gevşeklik yok, hafif ciltte gevşeklik, orta düzeyde ciltte gevşeklik, şiddetli ciltte gevşeklik ve çok şiddetli ciltte gevşeklik. Son olarak, selülit dört dereceye ayrıldı: selülit yok; hareket veya sıkıştırma sırasında görülebilen selülit; istirahat halindeyken görülebilen selülit; veya daha fazla nodül, yükselmeler, çöküntüler ile belirgin selülit olmak üzere. 

Kalçada iplik uygulamalarına geçmeden önce kalçanın estetik analizi, estetik üniteleri ve bunların değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bu değerlendirmede hastanın mevcut kalça yapısı estetiği, anatomisi ve hasta beklentileri iyi değerlendirilmelidir. Hasta ayakta iken arka ve yan fotoğrafları üzerinde hasta ile birlikte kalçanın estetik değerlendirmesi yapılmaktadır. İdeal kalça estetiğinden önce kalça anatomisi hakkında basit ön bilgiler: Kalça, öncelikle bel ile kalça katlantısı arasında kalan anatomik bölgedir. Kalça, anatomik olarak üstte sırt alt kısmı ile altta uyluk (thigh-T) ile komşudur. Kalça anatomik değerlendirmede kalça yan alanı (hip-H) ve kalça (buttock-B) olarak tanımlanmaktadır.

Kalçanın anatomik yapısını oluşturan kemikler; üstte lomber omurga, altta femur kemiği ve asıl kalçayı şekillendiren kalça kemiği-leğen kemiği; ilium, sacrum ve coccyx (kuyruk sokumu) kemiklerinden oluşmaktadır. Bu kemik yapı, kadın ve erkekte ve ırklar arasında farklı anatomik varyasyonlar göstermektedir. Kalçayı oluşturan kemik yapıların bazı kemiksel çıkıntıları, kalçanın şeklinin belirlenmesinde ve kalça estetiğinde önemlidir.

Kalça estetik değerlendirmesinde deri altı yağ dokusunun dağılımı son derece önemlidir. Deri altı yağ dokusunun yeterli ve homojen dağılımı kalçanın estetik ve yumuşak şekilli olmasını sağlamaktadır. Bu yağ dokusu kadınlarda erkeklerden, erişkinlerde çocuklardan ve bazı etnik gruplarda daha fazladır. Kalça deri altı yağ dokusu şişmanlık ve yaşlanma ile değişmektedir. Kalça yağ dokusunun sırt üstü yatarak uyuyan ya da oturan insan türü canlılarda vücut ısı kaybının dengelenmesi için evrimsel süreçte geliştiği düşünülmektedir.

Kalçada deri ve deri altı yağ dokusu dışında mevcut fasya kalça estetiğini etkilemektedir. Bu fasya deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin kompartıman arasında yer almaktadır. Fasya, deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin yağ dokusu anatomik ayrımını yapmaktadır. Bu alana fasyal apron denilmektedir. Bu fasyanın zayıflaması kalçada sarkmaya - ptosise neden olmaktadır. Bu fasya, daha derin yerleşimli kas üstü fasya ile aşağıda kalça katlantısı - infragluteal fold da birleşmektedir. Bu birleşim, bu katlantının estetik yapılanmasını sağlamaktadır.

Kalça anatomik estetik alanını iliac crest ile infragluteal katlantı arasındaki alan olarak değerlendirirsek, bu alandaki volümün dağılımı şu şekilde olmalıdır: Kalçanın en geniş olduğu alan referans alındığında, hasta yatarken ve arkadan bakıldığında, üstte toplam volümün %60'ı, altta %40 olmalıdır. Yandan hasta değerlendirildiğinde ise kalça volümü oranları bunun tersi olmaktadır.

Bel-Kalça-Uyluk yan profilden değerlendirildiğinde konveks ve konkav alanlar ideal ve geçişleri yumuşak olmalıdır.

Kalça estetiğini aslında kalçayı oluşturan kemik yapı, gluteus maximus kası, der altı yağ dokusu ve üzerindeki deri bir bütün olarak oluşturmaktadır. Bu nedenle bu bütünün değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için kalçanın genel yapısı ve çerçevesinden yola çıkılarak kalça bir bütün olarak değerlendirilerek sınıflandırılmaktadır. Bunun için hasta ayakta ve dik durduğunda kalçada 3 nokta belirlenmektedir. Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi A noktası kalçanın dış üst noktasının en dışta olan noktasını temsil etmektedir. B noktası baldırın kalça yapısının hemen altında yer alan en dışta olan noktasını temsil eder. C ise kalçanın tam ortasında hafif içeriye konkav yapı oluşturduğu en derin noktayı temsil etmektedir.

Bu 3 noktanın kendi arasındaki ilişkiye göre kalça şekilleri tanımlanmıştır. Örneğin, A ve B noktaları aynı düzlemde ise buna kare, C noktası deri altı yağ dokusu ile dolu ise yuvarlak, B noktasında yağ dokusu fazla ise kalp, A noktasında yağ dokusu fazla ise V şeklinde gibi. Aşağıda bunlar örneklendirilmiştir. Bunlardan kare olan en sık görülen formdur. Bu tanımlama ile kalçada aslında yağ dokusunun genel yoğun olduğu notlarda tanımlanmaktadır. Buna göre ve hasta beklentilerine göre liposakşın yapılacak noktalar belirlenmektedir.

Kalça deri ve deri altı destek dokularının zayıflaması, özellikle infragluteal fold seviyesinde kalçanın sarkmasına neden olmaktadır. Bu sarkma için, aynı göğüste olduğu gibi bir sınıflama yapılmaktadır. Infragluteal fold katlantısı ve açılanmasına göre bu sarkma derecelendirilmektedir. Kalçada sarkma, öncelikle kalça volüm artışından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, şişmanlık, kilo verme, kalçada gluteus kaslarının zayıflığı ve deri elastikiyet kayıpları, yerçekimi etkisi ile kalça kitlesinin aşağıya yer değiştirmesine neden olmaktadır. Bu sarkma, kalça uyluk kıvrımında doku artışına, kıvrımın uzamasına ve bu alanın deformasyonuna yol açmaktadır. Kalçada sarkma, gluteal pitosis olarak tanımlanır. Aslında, kalça deri ve yağ kitlesinin yerçekiminin de etkisi ile aşağı ve dışa doğru yer değiştirmesidir. Kalçanın konturlarının bozulması, kalçanın düz ve uzun görünmesine neden olmaktadır. Kalça sarkmasında odak nokta, kalça-uyluk kıvrımı yani infragluteal katlantıdır. Kalça sarkmasının derecesini belirlemek için, Gonzalez tarafından tanımlanan sınıflama kullanılmaktadır. Bunun için hasta ayakta iken ischial tuberosity kemik çıkıntısı saptanır; bundan geçen dikey çizgi A ve uyluk orta hattından geçen dikey çizgi B olarak tanımlanır. Infragluteal katlantı çizgisinin bu iki çizgiye göre uzunluğuna bakılır.

Buna göre aşağıdaki temsizli resimlerde Gonzalez sınıflaması gösterilmektedir. Bu sınıflamaya göre 1 ve 2 kalça sarkması öncesi, 3 derece sınır kabul edilmektedir.

Poponun sarkması infragluteal kıvrımda doku fazlalığına neden olmakta buna banana fold; muz belirtisi denilmektedir. Bu bazen tek taraflı ortaya çıkabilmektedir.

Kalça kaldırma ya da dikleştirme olarak tanımlanan estetik uygulamalar, yukarıda tanımlanan kalça estetiği korunarak kalçanın yumuşak dokularının yukarı yeniden yapılandırılmasıdır. Bunun için yapılan estetik cerrahi uygulamalar ve protez kullanımı kesinlikle bu problemlerde altın standartlardır. Ancak son yıllarda, uygun hastalarda "ameliyatsız uygulamalar" ya da "minimal cerrahi uygulamalar" olarak tanımlanan yöntemler, hastalar ve doktorlar tarafından daha fazla tercih edilmektedir. Kalça estetiği sırasında liposakşınlar ve yağ transferlerinin yapılması, kalça estetik konturlarının belirlenmesinde son derece gerekli iken, bu uygulamalar kalçanın kaldırılmasını sağlamamaktadır. Bu amaçla, yüz ve vücutta kullanılan iplikler ile askılama uygulamaları kalçada kullanılmaya başlanmıştır. İplikler ile kalça kaldırılması, liposakşın ve yağ transferleri ile birlikte kullanıldığında estetik sonuçları çok daha güzeldir. Kalçanın kaldırılmasında asıl hedef, kalçada deri ile gluteus maksimus kası arasında yer alan yağ dokusudur. Bu yağ dokusu arasındaki fibröz doku, üstte deriye, altta gluteus maksimus kası üzerindeki fasyaya güçlü ancak esnek fibrotik yapılar ile tutunmaktadır.

kalca-estetigi9.jpg

İplikler ile kalça kaldırmada normal cerrahi iplikler (yarı elastik iplikler, barbed iplikler vb.) ve bu ipliklerin kalçada dokulara yerleştirilmesi için özel iğneler kullanılmaktadır. Kalçada doku içerisinde iplikler ile bir network oluşturarak yukarıda sert bir doku yapısına sahip lumbosacral fasyaya dokular çekilerek fikse edilmektedir. Her iki kalçanın orta üst kısmında neredeyse 45% açı ile ayrılan V şeklinde bir alan oluşmakta ve buna sacral üçgen denilmektedir. Bu üçgen estetik kalça değerlendirilmesinde olması gereken bir alandır ve lumbosacral fasya burada yer almaktadır. Bu fasya gluteus maksimus kasının lumbosacral aponeurosisinden oluşmaktadır. Bu V alanı üstte "supragluteal fossettes-venera dimples" ile başlamakta, ortada inter-gluteal fold yer almakta ve altta "sacrococcygeal eklem" hizasında sonlanmaktadır. İplik uygulamaları öncesi sırt ve kalçada yağ dokusu değerlendirilerek gerekli yerlere liposakşın ve yağ transferleri yapılarak kalça konturları düzenlenir.

İlk olarak uygulama yapılacak sağ ve sol kalçada, hasta ayakta iken işaretlemeler yapılmaktadır. İşaretleme alanı, tüm kalça yumuşak dokusunu içerisine alacak şekilde ancak infra gluteal katlantının 2 parmak üzerinde olmalıdır.

Bu işaretlenemiş hat üzerinde iğne ve ipliklerin uygulama noktaları işaretlenir. Bunun için aşağıdaki resimde olduğu gibi dış A noktası, anüsten 2-3 cm dışında B noktası, lumbosacral alanda C noktası ve infragluteal foldun iç kısmının üzerinde D noktası işaretlenir.

Uygulama alanına sterilizasyon uygulanır ve bu çizim alanına lokal anestezi uygulanır. İlk uygulama A noktasında başlanarak iplik özel iğneler ile kalçada deri altı destek dokuları altında A'dan C'ye yerleştirilir. Sonra iplik özel iğne ile sırasıyla A-D hattına yerleştirilerek D'den deriden çıkılır. Tekrar D'den girilerek D-B hattında devam edilir ve B noktasından deriden çıkılır. Sonra B'den tekrar girilerek B-C hattı arasında ilerlenerek C'den çıkılır. C'de iplikler gerilerek kalçaya istenilen kaldırma etkisi verilerek düğümlenir ve C noktasında lombosakral fasyanın sert yapısına fikse edilir.

İkinci uygulama için D noktasından başlanır. İlk olarak D noktasından (B noktasından deriden çıkılmadan) D-C hattı boyunca devam edilir ve C noktasından çıkılır. Sonra D noktasından girilerek iplik D-A hattına yerleştirilir ve A noktasında deriden çıkılır. Sonra A noktasından tekrar girilerek A-C hattına iplik yerleştirilerek C noktasından çıkılır. C noktasında ikinci iplik gerilerek kalçaya istenilen kaldırma etkisi verilerek düğümlenir ve C noktasında lumbosacral fasyanın sert yapısına fikse edilir.

Kalçanın bu uygulama ile kaldırılması 1-1.5 saat sürmektedir. Kanama olmaz, deri kesisi ve cerrahi dikiş kullanılmaz. Bu nedenle uygulama alanında herhangi bir iz gelişmemektedir. Hastanın hastane koşullarında ya da evde istirahatine gerek yoktur. Hasta 1-3 günde günlük aktivitelerine hızla dönebilmektedir. 1-2 hafta sonra egzersiz programlarına başlayabilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency