Yüz estetiği değerlendirmesi için başvuran hastaların ortak şikayetlerinden biri, boyunda yaşlanma belirtilerinin görülmesidir. Boyunda ciltte renk değişiklikleri, lekeler, kırışıklıklar, platismal bantlar, çene hattının (jawline) silinmesi, çene altında (submental bölgede) yağ birikimi, gıdı problemi ve servikomental açının silinmesi sıklıkla dile getirilen şikayetlerdir. Bu estetik kaygıları gidermek için, estetik cerrahi boyun germe (platismaplasti) veya ipliklerle boyun germe, çene altı yağ birikimi için liposuction ya da deoksikolik asit enjeksiyonu ile iğne lipolizis, kimyasal peeling ya da lazer ile cilt yenileme ve gençleştirme, botulinum toksini enjeksiyonu gibi farklı birçok seçenek mevcuttur. Uygun tedavi yönteminin belirlenmesi, hastanın tercihine ve hedeflerine, genel sağlık durumuna ve boyun esteteik probleminin altında yatan nedenlere bağlı olacaktır. Bu işlemler sıklıkla yüz ve dekolte müdahaleleri ile birleştirilmektedir. 

Boynun başarılı bir şekilde gençleştirilmesi her hastanın estetik ihtiyaçlarının tam olarak anlaşılmasını gerektirir. Her hasta için özelleştirilmiş bir tedavi planı formüle edilmelidir. Bir boyun tedavisi planlarken boyunun estetik komşulukları olan yüz (özellikle jaw line) ve dekolte alanı birlikte değerlendirilmeli, boyun estetik ünitlerin problemleri çok iyi tanımlanmalıdır. Boynun yüzeysel anatomisini anlamak, yalnızca uygun prosedürü seçmek ve planlamak için değil, aynı zamanda boyunda estetik olumsuzluğun fiziksel bulgularını belirleyebilmek için de kritik öneme sahiptir. Bu nedenle biraz boyun anatomisini ve estetik analizlerini hatırlamaya çalışalım. Boyun estetik ve anatomik olarak üstte çene (mandibula) kemiğinden başlamakta, aşağıda köprücük kemiği (clavicula) arasında uzanırken yanlarda enseye doğru trapezius kası kenarına kadar alanı tanımlamaktadır. Boyun anatomik ve estetik ünitler ise aşağıdaki temsili resimlerde; A; çene, B; mandibula alt sınırı - Jaw line, C; mandibulanın bu noktada yaptığı köşe, D; sternocleidomastoid kası ile mandibula arasında belirginleşen oluklanma, E; sternocleidomastoid kas, F; belirgin cervicomental açı, G; tiroid kıkırdağının belirgin yapısı, H; submandibular gland-çene altı tükrük bezinin bulunduğu alan, İ; clavicula-köprücük kemiği ve J; trapezeus kası olarak tanımlanmış.

Boyun derisi; diğer deri bölgelerine göre ince bir epidermis ve dermise sahiptir. Boyunda deri ekleri olarak tanımladığımız ter, kıl ve yağ bezleri yüze göre daha azdır. Deri iyileşmesinde ve derinin tekrar yapılanmasında görev alan bu deri eklerinin azlığı boyunda deri iyileşmesinin daha uzun ve problemli olabileceği anlamına gelmektedir.

Boyun deri altı yağ dokuları platysma kasının üstü ve altına yerleşimi ile iki tabakadan oluşmaktadır. Derinin hemen altı ve platysma kası üstü yağ dokusu vücut ve uyluk bölgesi yağ dokusuna göre daha az, ince ve fibröz bir doku içermektedir.  Ayrıca platysma kasının altında ikinci ve daha yoğun yağ dokusu bulunmaktadır. Bu katmanda çene altında submandibular tükürük bezide bulunmaktadır. Bu yağ dokusunun genetik yada yaşla artması “double chin” yada çene altı gıdık olarak tanımlanmakta ve cervicomental açının kaybolmasına neden olmaktadır. Ancak boyunda yağ dokusunun aşırı birikimi ve aşağı sarkmasından kaynaklanan olumsuz estetik görüntüden platysma kasının üst ve alt yağ dokusunun sorumlu olduğunun muayene ile anlaşılması oldukça zordur. Bu durumlarda US kullanılabilmektedir.

 

Boyun Platysma kası yüzün estetik anatomisinde en önemli parçası olan SMAS nin bir parçasını oluşturmaktadır.Bu kasın ön kısmı pektoralis ve deltoid kasları üzerinde fasyadan başlamakta clavikula üzerinde önde devam ederek yukarı doğru uzanarak alt çene kemiğinin kenarlarına kemik zarına-periosta tutunmaktadır. Platysma kasının arka parçası ise yüzün alt kısımlarına Depressor anguli oris, mentalis, risorius ve orbicularis oris kaslarına kadar uzanmakta, ağız köşesini oluşturmakta ve bu kaslara ince kas demetleri vermektedir.

Platysma kasının sağ ve sol kısımları ön aşağı kısımdan yukarı uzanması sırasında orta hatta % 60-70 oranında çaprazlaşmaktadır. % 10 bazı kişilerde bu çaprazlaşma olmamaktadır. Bu özelikle boyun bantları yada platysma bantları olarak tanımladığımız yapıların gelişiminde son derece önemlidir. Platysmal bantlar bu kasın zamanla gerginliğini kaybetmesinden kaynaklanma ve boyun ön ve yanlarında görülmektedir. Çaprazlaşma olmayan kişilerde platysmal bandlar ortada hatta 2 tane ve geniş (2 cm den geniş) olarak görülmektedir. Diğer gurupta da platysmal bantlar olmakta ancak bunlar daha dardır(2 cm den dar).

Platsyma boyun hatta yüz estetiğinde önem kazanmaktadır. Çünkü;platysma kası yoğun bantlar ile üzerindeki deriye bağlanmaktadır. Bu nedenle üzerindeki deriyi fazlası ile etkilemektedir. Platysma kasının yapısı diğer yüz kaslarına karıştığı için bu kasa yapılacak uygulamalarda yüz estetiği de önem taşımaktadır. Örneğin platysmanın arkaya doğru çekilmesi öndeki kas gurubunuda etkilemektedir. Platysma risorius kasına karıştığı için gülme sırasında düzensizlik yapmaktadır. Platysmanın boyun ön kısmındaki bölümü gereksiz yere fazla kesildiğinde önde desteklediği submandibular yağ dokusu ve tükrük bezleri pitozise uğramakta buda boyun altında bu yapıların estetik olarak görünür hale gelmesine yol açmaktadır. Platysma kası ağız köşesinde bulunan modilusun-ağız köşesinin aşağı hareketinden sorumludur ayrıca platysma kasının yan kısımları yüzün yan kısmının aşağı hareketini sağlamaktadır.Platysma kasının uygun tonusu boynun genç görünümünü vermektedir. Yaşlanma ile tonusunu kaybetmesi hatta yer yer atrofiye uğraması boynun gevşemesine neden olmaktadır.

Boyunda Tükrük Bezleri; çene altında sağ ve sol 2 adet yerleşim göstermektedir. Bunlar 3-5 cm X 1-2 cm büyüklüğündedir.

Boynunda deri altı diğer yapılar; deri altı önemli anatomik yapılar aşağıda gösterilmektedir.  A; sternocleidomastoid kası, B digastrik kası, C mylohyoid kası, D anterior jugular ven E external jugular ven; F internal jugular ven; G hyoid kırkırdağı, H tiroid kıkırdağı I; internal jugular ven

Yaşlanmanın içsel ve dışsal faktörlerin etkisi ile boyunda tüm anatomik yapılarda yaşlanma sürecinde değişimler olmaktadır. Deri yüzeyinde renk dağılımı bozulmakta, renk düzensizlikleri  ve kılcal damarlarda artış olmakta. Mimikler ve boyunun hareketleri sırasında platysmal kasın etkisi ile boyunda enine "kolye çizgileri" olarak tanımladığımız katlantılar, derin kırışıklıklar gelişmektedir. Platysmal kasın elastikiyetinin azalması ön ve yanlarda platysmal bantların oluşmasına neden olmaktadır. Cildin ve platismal kasın elastikiyet kaybı boyun sarkmakta, çene altında yağ dokusu birikimi ile gıdı oluşmakta. Bu tüm değişimler boyun derisinde lekeler, kılcal damarların oluşmasına, çene hattının silinmesine, boyunda enlemesine kırışıklıklar ve platismal bantların oluşumuna neden olmakta buna "İguana yada Hindi boyunu" denilmektedir.

boyun-estetii-boyun-germe-fraksiyonel-lazer-boyun-genletirme-genel.jpg

Boyun esteteik analizlerinde boyunun genç, güzel ve çekici algısında ideal normlar tanımlanmıştır. Bunlar; 

  • Normalde çene hattı boyunda çene altı tükürük bezlerinin bulunduğu alanı gölgeleyerek bezin görünmesini engellemektedir. Estetik olarak bu bezlerin görünmemesi istenmektedir.
  • Çene hattı“jawline” kadın ve erkekte farklı fromlarda olmakla birlikte keskin sınırlı olmalı ve yüz ile boyun geçişini çok net tanımlamalıdır.
  • Çenenin altında normalde “submental fold” olarak tanımladığımız bir katlantı bulunmaktadır. Karşı bakışta bu katlantı görünmemelidir. Yaşlanma ve kilo ile bu katlantı görünür hale gelebilir. Çene altının belirginleşmesi "double chin" yada halk arasında "gıdı" olarak tanımlanır ve estetik olarak istenmez. 
  • Boyunun estetik olarak genç, güzel ve çekici algısında çenenin yüzde ideal yerleşimi son derece önemlidir. İdeal çene yerleşiminin belirlenmesi için burun uzunluğunun tam ortası ile üst-alt dudak vermilion kenarını birleştiren doğruya burun-dudak-çene doğrusu (NLCP) denilmektedir. Çene bu doğrunun 3 mm gerisinde olmalıdır. Çenenin bu doğruya göre önde yada çok geride olması yüzün alt kısmının ve boyunun estetiğini etkilemektedir.
  • Boyunun estetik olarak genç, güzel ve çekici algısında çene hattı ile boyun arasında oluşan “Cervicomental açı” önemlidir. 

  • Boyunun iki yanında yer alan sternocleidomastoid kasının ön sınırının belirgin olması istenmektedir. 
  • Boyunda enlemesine kırışıklıklar ve uzunlamasına platismal bantlar olmamalıdır. 
  • Boyun derisinde renk dağılımı yüz ve dekolte derisi ile uyumlu ve homojen olmalı, pigmentasyon düzensizlikleri, lekeler yada telejektazi gibi damarsal yapılar olmamalıdır. 
  • Boyun derisi gergin, elastik ve canlı olmalıdır. Boyunda cilt kalitesinin değerlendirilmesi son derece önemlidir, çünkü boyun derisi genellikle yüzde görülen güneş hasarına benzer belirtiler gösterir, ancak boyun derisi daha incedir ve daha az cilt eklerine sahiptir. Bu yapısal özellikleri boyunda cildin yenileme uygulamlarında daha dikkatli olunması anlamına gelmekrtedir. Boyundaki kritik yapıların çoğu, karotis arteri, larinks, internal juguler ven ve tiroid bezi derin yerleşim göstermekle birlikte i derinde yer alsa da, servikal ritidektomi sırasında bazı sinirler ve damarlar risk altındadır.  

Boyunda yapısal ve yaşlanma sürecinde gelişen estetik problemler sınıflandırılarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme boyunda uygulanacak tedavi modellerinin daha doğru belirlenmesin sağlamaktadır. Bu amaçla en sık tercih edilen yöntem boyunda cilt ve cilt altındaki tüm anatomik dokuları değerlendirmemizi sağlayan cervicomental açının skorlanmasıdır. Cervicomental açı(CMA) esteteik olarak genç, güzel ve çekici boyun algısının tanımlanmasında son derece önemlidir. Bu açının belirlenmesinde hastanın profil fotoğrafları kullanılır. Profil fotoğrafında menton yani çenenin en alt noktası ile hyoid kıkırdağı birleştiren bir hat çizilir(çenenin horozoltal planı). Hyoid kıkırdaktan sternumdaki sternal nocth bir hat daha çizilir(boyunun vertical planı). Bunların birleşimi “cevicomental açıyı” belirlemektedir. Bu açı ideal olarak 90-105 derecedir. Bu açıyı yapısal olarak hyoid kıkırdak belirlemektedir. Hyoid kıkırdağı boyunda normal anatomik yerleşimi boyun omurgalarından C 3-4 kemik hizasındadır. Bunun üstünde ve civarında olması boynun ideal CMA olması ve mandibulanın alt kenarını keskin görünmesine neden olmakta. Buda estetik bir boyun görünümünde son derece önemlidir. Yaşlanma sürecinde deri ve platysmal kas tonus kaybı ile boyunda yağ dokusunun(preplatysmal ve subplatysmal yağ dokusunun) artışı bu açının artmasına neden olmaktadır. 

boyun-estetii-boyun-germe-fraksiyonel-lazer-boyun-genletirme-boyunda-estetik-alar.jpg

Boyunun CMA göre skorlaması 5 seviyede "Rainbow Scale" ile yapılmakta. Bunun için hastanın yan profil fotoğrafı alınmakta, aşağıda olduğu gibi menton(çenenin profilde en alt noktası), CMA, trioid kıkırdak nocth ve sternum notch işaretlenmekte.

Boyunda CMA ve gelişen elastikiyet kaybı ve yağ dokusu birikim seviyesine göre 5 derecede sınıflama yapılmakta. I de CMA 90-100 derece, boyunda deri sarkma ve çene altında yağ birikimi çok az yada hiç yok. II de boyunda deri sarkması ve çene altında yağ birikimi hafif var ancak bu thyroid notch geçmiyor. III de boyunda deri sarkması ve çene altında yağ birikimi orta düzeyde var ve thyroid notch geçiyor. Sternal noch ile çene arasında halen konkav bir eğim var. IV de boyunda deri sarkması ve çene altında yağ birikimi şiddetli düzeyde var ve bu thyroid notch geçerek sternal notch uzanmakta. Sternal noch ile çene arasında düz bir hat oluşmuş. V de boyunda deri sarkması ve çene altında yağ birikimi çok ileri seviyede var. Bu sternal notch kadar uzanmakta. Sternal noch ile çene arasındaki hat konveks hale gelmiş. 

Boyunda platismal banların klinik şiddetlerinin belirlenmesi için ayrı bir klinik derecelendirme yapılmaktadır. 

Boyunda-yalanma-ve-platysmal-bantlar.jpg

 

Klinik muayene ve yukardaki rainbow skalası kullanılarak dercelendirilen hastalara en uygun tedavi seçenekleri belirlenmektedir. Bunun için örneklerle devam edelim;

Hasta I

Boyun ve yüz alt kısmında saptanan klinik problemler ve uygulanabilecek tedaviler;

  • Hastanın boyun derisinde sarkma yok. I derece ile uyumlu.
  • Çene altında hafif yağ dokusu fazlalığı var ve bunun için 
    • kriyolipolizis
    • kybella enjeksiyonu(deokdiskolik asit 10 mg/ml de)
    • lazer lipolizis düşünülebilir.
  • Doğumsal mandibula kemik kısalığı mevcut. Bunun için
    • Yüksek vizkoelastikiyeti olan htyaluronik asit dolguların mandibula alt sınır boyunda periosteum üzerine uygulanması
    • Akıllı dolgu uygulamaları; Scupltura, Ellanse, Radiesse gibi dolguların uygulanması düşünülebilir. 
  • Platysmal kas hiperfonksiyonu mevcut. Bu nedenle jaw line kontrularında silinme, boyunda yatay çizgiler ve platysmal bantlar hafif belirgin.
    • mandibula sınırında botulinum toksin uygulaması
    • boyunda botulinum toksin uygulaması yapılabilir.

Aşağıdaki resimde sadece çene altında genetik yada sonradan gelişen deri altı yağ dokusunda artış vardır. Bu hastalarda sadece liposakşın genellikle yeterli olmaktadır. 

Boyun-yalanmas-derece-3.jpg

Hasta II

Boyun ve yüz alt kısmında saptanan klinik problemler ve uygulanabilecek tedaviler

  • Hastanın boyun derisinde sarkma orta düzeyde II. derece ile uyumlu.
    • Fraksiyonel CO2 lazer + PRP
    • Deri elastikiyeti için lazer lipolizis uygulanması düşünülebilir.
  • Çene altında yağ dokusu fazlalığı yok denilecek kadar az. 
  • Jawl line ve submental kontur silinmiş. Bunun için
    • Yüksek vizkoelastikiyeti olan htyaluronik asit dolguların mandibula alt sınır boyunda periosteum üzerine uygulanması
    • Akıllı dolgu uygulamaları; Scupltura, Ellanse, Radiesse gibi dolguların uygulamaları düşünülebilir.
  • Platysmal kas fonksiyonu normal 

Aşağıdaki profil resiminde iyi tanımlanmış CMA açı, hafif submental yağ dokusu kaynaklı gıdı, cilt ve platismal kas tonusu iyi ancak çok hafif sarkma var, çene hattında silinme görülmekte. Mevcut problemler hedeflenerek çene altı yağ dokusu için liposuction yada lipolizis, boyun için iplik askı sistemleri, çene hattı için dermal dolgular yada otolog yağ enjeksiyonları planlanabilir.  Boyun-yalanmas-derece-1.jpg

Hasta III

Boyun ve yüz alt kısmında saptanan klinik problemler ve uygulanabilecek tedaviler

  • Hastanın boyun derisinde sarkma orta düzeyde ve III derece ile uyumlu.
    • Fraksiyonel Co2 lazer
  • Deride renk düzensizlikleri ve eritem
    • Pulsed dye lazer 
  • Çene altında orta düzeyde yağ dokusu fazlalığı var ve orta düzeyde Jowl deformasyonu gelişmiş
    • Lazer lipolizis
  • Yaşlanmaya bağlı mandibular kemik alt sınırının silinmesi 
    • Yüksek vizkoelastikiyeti olan htyaluronik asit dolguların mandibula alt sınır boyunda periosteum üzerine uygulanması
    • Akıllı dolgu uygulamaları; Scupltura, Ellanse, Radiesse gibi dolguların uygulamaları düşünülebilir.
  • Platysmal kas hiperfonksiyonu mevcut. Bu nedenle jaw line kontrularında silinme, boyunda yatay çizgiler ve platysmal bantlar hafif belirgin.
    • Mandibula sınırında botulinum toksin uygulaması
    • Boyunda botulinum toksin uygulaması

 

Hasta IV

.  Boyun ve yüz alt kısmında saptanan klinik problemler ve uygulanabilecek tedaviler

  • Hastanın boyun derisinde sarkma ileri düzeyde ve V derece ile uyumlu.
    • Boyun germe estetik cerrahisi
    • Cerrahi istemeyen hastalar için ipliklerle askılama yöntemi
  • Çene altında ve jowl alanında ileri düzeyde yağ dokusu fazlalığı var.
    • Lazer lipolizis

Aşağıdaki resimde çene hattında ileri orta düzeyde silinme ve hafif jowl defromitesi, boyunda cilt ve platismal tonusta ileri düzeyde azalma ile sarkma var. Bu hastalarda boyun germe estetik cerrahisi ilk olarak düşünülmelidir. Cerrahi istemeyen hastalar için yüz orta ve boyun ipliklerle askılama yöntemi düşünülebilir. Fraksiyonel CO2 lazer cilt yenileme ve gençleştirme ile kombine uygulanabilir. 

Hastalarda çenenin yüz ile konumu iyi değerlendirilmelidir. Aşağıdaki resimde boyun esteteik problemleri dışında retrognathia(çenenin normal anatomisinden daha geride olması) var. Bu hastalarda boyun uygulamları dışında çene cerrahisi uygulamları düşünülmelidir. 

Hyoid kemiğinin düşük pozisyonlarında bu kemiğin yukarı yer değişiminin mümkün olmadığı unutulmamalıdır. Bu durumda olan hastalar boyun estetiği uygulamalarında istenen cevabı alamamaktadır. 

Boyun gençleştirme ve boyun cilt yenileme amaçlı uygulamalar öncesi hastanın yüz ve boyun bölgesinin birlikte değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bunun için ilk olarak boyun derisinin elastikiyeti ve tonu ile deri altı-platisma üstü yağ dokusunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Boyunda çene altındaki dokular muayene edilerek cilt, cilt altı yağ dokusu ve submandibular tükrük bezleri değerlendirilmektedir. Yüz alt kısmında labiomandibular sulkus ve jowl deformitesi varlığı ve bunların klinik şiddeti iyi gözlenmelidir. Ayrıca istirahatte boynun konumuna ve platysmal kasın aktivitesi ile ön ve yan platismal bandların oluşumuna da bakılmaktadır.

Günümüzde boyun estetiği, boyun germe yada boyun gençleştirme olarak tanımlanan uygulamlar tek başına yada kombinasyonlar şeklinde kullanılmaktadır. Bunlar; cerrahi boyun estetiği ve cerrahi olmayan boyun estetiği olmak üzere guruplandırılabilir.

Boyunda renk düzensizlikleri(diskromi) ve lekelerde yapılan uygulamalar

Yüz, dekolte ve boyun alanları estetik uygulamalarda bir bütün olarak ele alınmalı, tedavilerde bu alanlar arasında geçiş alanları(demarkasyon hattı) oluşmamasına dikkat edilmelidir. Çene ve çene hattının tam latı boyunda doğal olarak güneşten korunana alanıdır ve bu alan diskrominin olmamasını sağlamaktadır. Bu alana “beyaz yama alanı denilmektedir.” Bu alan dışında yaşlanma ve güneş kaynalı solar lentigo, yaygın diskromia ve melasma gibi pigment düzensizlikleri gelişebilmektedir. Boyunda renk düzensizliklerinde uygulamlar sonrası mutlaka güneş koruyucular kullanılmalıdır.

Boyunda renk düzensizliklerinde kullanılan uygulamalar;

  • Topikal ilaçlar; retinoik asitler 0.05% – 0.1% yada tazarotene 0.025% – 0.01%, tek başına yada hidrokinonlar ile birlikte 4%, 6% yada 8% kullanılabilir. Bu kombinasyonlarla kojik asit ve hidrokortizon birlikte kullanılabilmektedir.
  • Kimyasal peelingler; boyun bölgesinde kimyasal peeling ve dermabrazyon derinliğinin kontrol edilebilmesi zordur. Ayrıca boyun derisinin özelikleri geç iyileşme problemleri taşımaktadır. Bu nedenle dikkatli uygulamalar tercih edilmelidir. Yüzeysel peelingler boyun uygulamalarında ilk tercih olmalıdır. Alfa ve beta hidroksi asitler boyunda güneş kaynaklı yaşlanmaya bağlı damarsal ve pigmentasyon problemlerinde kullanılabilmektedir. Son yıllarda derin peeling amaçlı kullanılan Baker-Gordon peeling modife edilerek Croton peeling geliştirilmiştir. Bu peelingte fenol konsantrasyonu azaltılarak croton arttırılmıştır. Bu uygulamada hastaya 4-6 hafta süre ile tretinoin 1% krem boyunda günde 1 defa kullandırılmaktadır. Uygulamadan 4-5 gün önce bu krem kesilmektedir. Bu boyun derisinde kızarıklık ve soyulma yapabilmektedir. Croton yağı % 0.1 yüzeysel peeling yapmaktadır. Uygulamadan 10-20 saniye sonra uygulama alanında frosting gelişmektedir. Sonra üzerine antibiyotik ve lokal anestezi içeren nemlendirici karışım kullanılmakta. İyileşme 2 hafta içerisinde peelingle sağlanmaktadır. İyileşme sonrası boyunda kırmızılık 12 haftaya kadar sürebilmektedir.
  • Lazer uygulamaları sıklıkla 500 -800 nm dalga boyları kullanılmaktadır. 532-nm Potasyum titanyl phosphate (KTP) lazer, 695 nm Q-switched Ruby lazer, 755 long-pulsed yada Q-switched Alexandrite lazer ve 1064 nm Long Pulse Nd YAG lazerler kullanılmaktadır.Pulsed dye lazerin 585-nm diskromidede kullanılmaktadır.
  • IPL sistemleri açık tenlilerde  515-nm – 580-nm, koyu tenlilerde 590-nm -640-nm kullanılmaktadır. 3-4 hafta ara ile 3-5 seans uygulanmaktadır.
  • Boyunda diskormi ile birlikte yaşlanma süreci belirtileri eşlik etmekte ise Fraksiyonel CO2+RF kullanımı ile çok güzel sonuçlar alınmaktadır. Fraksiyonel CO2 + RF deri yüzeyinde mikro ablazyon alanları yapmakta  3-7 günde deri yüzeyinde cildin yenilenmesi ile bunlar iyileşmektedir. Dermiste yeniden yapılanma ile deri gençleşmektedir. Lazer ile birlikte radyofrekans-RF kullanımı özellikle cilt gençleştirme etkisin arttırmaktadır. Derinin iyileşme yeteneği içeriğindeki deri ekleri yani kıl, yağ ve ter hücrelerine bağlıdır. Boyun derisi deri ekleri yönünde daha zayıf alanlardır.  Çalışmalarda boyun derisi üst, orta ve alt olarak bölümlerle değerlendirilmesi ve uygulamaların buna göre yapılması gerektiği gösterilmiştir. Deri ekleri boynun üst, orta ve alt bölümlerinde sırası ile 115 mm, 75 mm ve 70 mm derinliktedir. Bu nedenle uygulamalara bu derinlikler göz önüne alınmalıdır. Boyunda en üstteki ilk enlemesine çizgi üstünde kalan alan üst boyun bölgesidir. Boyunda uygulanan parametreler geçerlidir. Boyun orta ve alt bölümlerine ise üste uygulanan enerjilerin % 40 daha azı seçilmelidir.

Boyunda damarsal lezyonlarda yapılan uygulamalar

Boyun bölgesinde özellikle güneş hasarı ile gelişen damarsal yapıların artışında IPL sistemleri etkilidir. Ancak boyunda derin yerleşimli damarsal yapılar içi Long Pulse Nd:YAG lazer kullanılmalıdır. Özellikle boyun yan kısımlarına yerleşen  “Poikiloderma of Civatte,” gibi derin damarsal yapı artışlarında Nd:YAG lazer oldukça etkilidir. Bu klinik durumlarda pulsed dye lazerde kullanılabilmektedir. 

Boyunda epidermal kökenli lezyonlarda yapılan uygulamalar

Boyunda ailesel yapısal, güneş hasraı yada yaşlanam sürecinde seboreik keratosis, aktinik keratozis veya skin tagler gibi epidermal lezyonlar gelişebilmektedir. esteteik olarak istenmeyen bu tüz lezyonlar elektrokoter, kriyotedavi, erbium veya CO2 lazer yada cerrahi uygulamalar ile alınabilmektedir. 

Boyunda gençleştirme, boyun germede yapılan uygulamalar

Estetik cerrahi olmaksızın yapılan bu tür uygulamalar noninvaziv yada minimal invaziv uygulamalardır yani deri bütünlüğü bozmadan yada minimal hasar vererek uygulanmaktadır. Bunlar; 

  • Fraksiyonel CO2 Lazer
  • Radyofrekans(RF)
  • High intensity focused ultrasound (HIFU)
  • İplik askı uygulamaları; özellikle platysma kası zayıflığına bağlı olarak gelişen boyun problemlerinde kullanılmakta ve iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu amaçla boyunda 2 iplik sistemi kullanılmaktadır; Giampapa tekniği ve boyun yan iplik sistemleri. Lopp thread, Apthos ve Silhoutte iplikler kullanılabilmektedir. 

boyun-estetii-boyun-germe-ipliklerle-boyun-germe.jpg

  • Botulinum toksin uygulaması. Platismal bandlarda ve boyun yatay çizgilenmede botulinum toksin uygulamaları yapılmaktadır. Botulinum toksin uygulamasından 1-3 gün içerisinde sonuçlar ortaya çıkmakta ve 6-12 ay etkinliği devam etmektedir. Çene altında bulunan digastrik kasların özellikle ön kısımlarının çok gelişmiş olması ve belirginleşmeleri çene altında fazla yağ dokusu olmamakla birlikte bu alanın çene altında 2. çene “double chin” görüntüsüne neden olmaktadır. Bunlarda botulinum toksin uygulanmaktadır.

Çene altı tükürük bezleri; 4-5 cm uzunluk ve 1-3 cm genişliğinde sağ ve sol 2 adettir. Bazen büyük ve pitotik olabilmekte hatta ince boyun derisi nedeni ile normal boyut ve yerinde olmasına rağmen çok belirgin görünebilmektedir. Yaşlanma bu bezlerin pitozisinede neden olmaktadır. Botoks bu bezlerin çene altında çok belirgin oldukları durumlarda uygulanmaktadır. 

 

  • Plazma Lazer uygulamaları-PSR; atomlardan elektronlar çıkarılarak elde edilen iyonize gaza plasma denilmektedir. Nitrojen gazına yüksek RF uygulaması ile elde edilmektedir.
  • Mezotedavi
  • PRP
  • Mikroiğneleme 

Boyunda fazla yağ dokusu için yapılan uygulamalar

Boyunda cilt altında ancak platisma kası üstü ve altındaki yağ dokusunun fazlalığında sıklıkla klasik liposuction yada lazer lipolizis kullanılmaktadır. Çene ucu ile kulak memesi arasındaki mesafe ölçülür. Cervicomental açı(CMA) önündeki doku bu açıdan çene-kulak memesi mesafesinden %15 inden daha az dışarı doğru genişlemiş ise liposuction yada lazer lipolizis yapılabilir. Ancak %20 den fazla doku genişlemesi durumlarında boyun germe(neck lift) esteteik cerrahisinin tercih edilmesi daha doğru olacaktır.  

  • Lazer lipolizis, LAL tekniği (lazer asistanslığında yapılan liposuction tekniği); bu yöntemde 1064-nm fiber Nd YAG lazer 6-8 W gücünde kullanılmaktadır. Bu teknikte çene altı yağ dokusu alındığı gibi deri tonusuda sağlanmaktadır. Lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Boyuna uygulam öncesi preplatysmal yağ dokusuna tumesent anestezi yapılmakta. Çene altında çene altı katlantısına 2 mm lik deriye kesi açılmakta ve bu alandan lazer fiberler ile yağ doksuna girilerek uygulanmakta. Nasolabial foldun mandibular kenarınada 2 mm lik kesi yapılarak jowl ve labiomandibular fold alanlarınadan lazer uygulanmaktadır. Cilt altına fiber ile uygulanan lazer ile yağ dokusu sıvılaştırılmakta ayrıca lazerin dalga boyu doku altı kanama gelişim riskini minimalize etmektedir. Lazerin dermise yakın uygulanması deride tonusu arttırmaktadır. Lazer çıplak fiber ile yada 2 mm lik aspirasyon kanülü ile uygulanabilmektedir. 

Uygun hastalarda yukarıda tanımlanan uygulamaların kombine gerçekleştirilmesi gerekebilmektedir.  Aşağıdaki resimde hastaya çene altı yağ dokusu için LAL, kapalı yöntemle platismal plikasyon, iplik askı sistemi ve çene hattına(jawline) yağ enjeksiyonu yapılmıştır.

 

 

 

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency