- Gösterim: 30612
Gözler yüzün 1/3 üst kısmının en önemli estetik alanını oluşturmaktadır. Göz çevresi morlukları yüze yorgun ve daha yaşlı bir ifade vermesi nedeni ile göz çevresinin estetik problemlerinden en önemlilerinden birisidir. Kadın ve erkekte, tüm yaş guruplarında ve ırklarda görülebilmektedir.
Göz çevresinde koyulukların ve torbalanmaların varlığı olduğumuzdan daha yaşlı görünmemize, sinirli ve yorgun bir ifadeye neden olmaktadır. Halk arasında alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı olarak bile yorumlanmaktadır.Kadınlarda, koyu tenlilerde ve ileri yaşlılarda daha sık gözlenmektedir. Göz torbalanmaları ileri yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte göz çevresi renk koyulaşması daha erken yaşlarda dahi görülebilmektedir.
Göz çevresi renk koyulaşması; göz çevresi hiperpigmentasyon, göz altı halkaları, göz altı morlukları gibi isimlerde almaktadır. Özellikle kadınlar arasında bu problem için kozmetik kapatıcılar kullanılmakta ancak estetik sonuçları çok yeterli değildir. Estetik problem olma dışında özgüven eksikliği, sosyal uyumsuzluk ve psikolojik problemlere de neden olmaktadır.
Konunun daha rahat anlaşılabilmesi için göz çevresinin anatomik yapılarını hızla hatırlatalım;
Alt göz kapağı iç kısımda burun yan duvarından gözün iç kantusundan başlamakta göz alt kemiği sınırında gözün at anatomik yapılarını örterek dışa uzanarak yanakların en belirgin olduğu alanda gözün dış kantusunda sonlanmaktadır.Alt göz kapağında iç kantustan başlayarak aşağı oblik uzanan ağlama oluğu olarak tanımlanan- tear trough deride hafif çökme şeklinde bir hat oluşturmaktadır.
Göz altında özel bağlar olan retaning ligamentler ve kemik yapı göz altı dokularını destekleyerek estetik güzel görselliği sağlamaktadır. Özellikle retaning ligamentler kemik ile deri arasında uzanarak deri altı yağ dokularının kompartımanlara ayrılmasını sağlamakta. Yaşlanma ile birlikte tüm destek dokular zayıflarken yer çekimi etkisi ile yüz ortası aşağı ve içe doğru yer değiştirmekte. Bu yer değişim sırasında tam olarak esnek olmayan retaning ligamentler göz altında torbalanmalar; göz altı torbaları, malar bag gibi ve oluklanmalara; ağlama oluğu vb neden olmakta.
Göz altında koyu halkaların oluşmasında en sıklıkla gözlenen nedenin ağlama oluğu ligamentinin belirginleşmesi olduğunu biliyoruz. Normalde bu ligament üzeri suborbicularis oculi yağ dokusu-SOOF, orbicularis oculi kası, deri altı destek dokusu ve deri ile maskelenmiştir. Bunlarda yapısal yada yaşlanma sürecine bağlı anatomik değişimler bu ligamentin göz latında bir oluk şeklinde daha belirgin olmasına neden olmakta.
Bazı kişilerde yapısal olarak çok erken yaşlarda bile ağlama oluğu ligamentinin hemen altında yanak komşuluğunda derinin ve deri altı destek dokusunun çok ince olduğunu görmekteyiz. Bu kişilerde bu alanda deride hafif-yoğu bir pigmentasyonda gözlenmekte. Bu yapısal alan hemen alt komşuluğunda kalın deri-destek dokuya sahip ve normal pigmentasyon gösteren yanak alanı ile kontrast oluşturmakta.
Göz kapakları üzerindeki derimiz vücudun en ince anatomik yapısına sahiptir. (1 mm den ince. Derinin en üst tabakası olan epidermis göz kapaklarında 0.4 mm kadar çok incedir. El içinde epidermis 1.6 mm kalınlığındadır.) Ayrıca burun tarafındaki göz çevresi derisi şakak tarafına göre daha incedir. Bu nedenle göz çevresi renk artışları ve torbalanmalar sıklıkla göz altında ve iç kısmından başlamaktadır.
Göz çevresi renk koyulaşması-hiperpigmentasyon basitçe 2 ye ayrılmaktadır.
Primer formu; Her iki göz çevresinde ve göz kapaklarında hiperpigmentasyon gelişmekte. Bunun oluşmasında sistemik bir hastalık yada lokal bir neden bulunmamaktadır.
Sekonder formu; Her iki göz çevresinde ve göz kapaklarında hiperpigmentasyon gelişmekte. Bunun oluşumunda; genetik ve yapısal faktörler, göz çevresi alerji yada egzamalara bağlı olarak inflamatuar hastalıkların neden olduğu postinflamatuar hiperpigmentasyon, göz çevresi ödem, deri altı damarsal yapıların artışı, yaşlanma ile derinin incelmesi ve elastikiyetinin azlaması gibi nedenler bulunmaktadır. Ayrıca hormonlar, bazı ilaçlar, korunmasız güneşe maruz kalmaneden olabilmektedir. Beslenme düzensizlikleri, sigara içimi, alkol kullanımı, uykusuzluk, deri kurulukları ve kronik hastalıklarda bu pigmentasyona neden olabilmektedir.
Göz çevresinde özellikle göz altlarında mor yada koyu halkaların oluşmasında nedenler bir çok faktörden kaynaklanmaktadır.
- Göz çevresi derisinde pigmentasyon artışı
- Göz çevresi deri altı destek dokuların azalması ve orbiküler kas gibi dokuların renklerini yansıtmaları
- Deri altı damarsal yapıların artışı
- Özellikle göz altlarında ve yanaklarda deri elastikiyetinin azalması, bağların zayıflaması ile göz kapağı torbalarının gelişimi, ağlama oluğu oluşumu gibi anatomik değişimler. Bunlar göz altlarında koyu halkalara neden olurken mevcut halkaların daha belirgin olmasınada neden olmakta.
Göz çevresi destek dokularının azalmasının desteklenmesi için göz çevresi hyaluronik asit içeren dolguların kullanımı, göz altı ve üstü torbalar için ameliyatların yapılması, Long pulse nd yag lazer ile göz çevresi artmış ve görünür damarların tedavisi, fraksiyonel CO2 lazer ile pigmenasyon ve deri elastikiyetinin tedavisi gibi tek tedavi yada kombine tedavi protokolleri kullanılmaktadır.
Göz altı derisinde yaş ve çevresel faktörler ile elastikiyet artışı deri altı yağ dokusunun azalması, göz çevresi kası olan “orbicularis oculi” nin belirginleşmesi, göz kapaklarında torbalanmalar, yanakta destek dokuların azalması, ağlama oluğu gelişimi gibi deformasyonlar gelişmektedir. Bunlarda ışık kaynaklı gölge gelişimine neden olmaktadır. Göz altı morlukları ışığın geliş açısı ve yoğunluğuna göre değişebilmektedir.
Göz altında deri ve deri altı yağ destek dokusunun az olması derinin hemen altındaki kas yapısının ve kas içerisinde damar yapılarının deri yüzeyinde daha belirgin olmasına neden olmaktadır. Buda göz altı morluklarının ortaya çıkmasında en önemli nedenlerden birisidir. Özellikle deri gerildiğinde daha bu renk koyuluğu daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Bu yapısal özelliler göz çevresindeki kılcal damarların-telenjektazi ve venlerinde daha belirgin olmasına neden olmaktadır. Bu damarların genişlemesi ve kanın burada göllenerek damar içeriğinin damar dışına dokulara çıkmasına neden olabilecek fiziksel yorgunluklar, stres, kadınlarda adet dönemleri ve gebelikler göz altı morlukları daha belirgin hale getirmektedir.
Göz çevresi renk koyulaşmaları göz çevresinde yada gözde kullanılan bazı ilaçlara özellikle prostaglandin F2a (PGF2a) analoglarına bağlı olarak gelişebilmektedir. Bu ilaçlar göz tansiyonu glakomda kullanılmaktadır(bimatoprost 0.03%, travoprost yada latanoprost gibi). Bu ilaçlar içeriklerinde taşıdıkları prostoglandin analogları ile cilt altı yağ dokusunda azalma yapmaktadır. Bu göz çevresi morluklarını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca bu ilaçlar göz çevresinde pigmentasyon artışına da neden olmaktadır. Bu ilaçların son yıllarda glakom dışında kirpiklerin uzaması ve güçlendirilmesi için kullanıldıklarını görmekteyiz. Bu kullanım şekilleri ilaçların deri ile temasının daha fazla olmasına buda göz çevresinde morluklar ve pigmentasyonun daha da artmasına neden olmaktadır.
Göz çevresi morlukları aşırı güneşe maruz kalma, bazı ilaçların kullanımı(doğum kontrol hapları vb) ve hormonsal nedenlere bağlı olarak daha koyulaşabilmektedir.
Bulimia ve anoreksia gibi yeme bpzukluklarında göz çevresinde morlukların daha sık gelişebileceği bildirilmiştir.
Ailesel yatkınlığın düşünüldüğünden yüksek olduğunu görmekteyz. Ancak aile bireylerinde klinik tablonun şiddeti değişkendir. Birisinde hafif iken diğerinde çok şiddetli olabilmektedir.
Göz altı morlukları ve pigmentasyonlarında tedavi yaklaşımları;
- Kozmetik kapatıcılar ile kamuflaj teknikleri
- Fraksiyonel CO2 lazer + PRP
- Hyaluronik asit ve otlog yağ transferleri gibi volüm destekleri
- Göz kapağı estetik cerarrhi girişimleri; bleferoplasti gibi
Son yıllarda sıklıkla hyaluronik asit içeren dolgular kullanılmakta. Bunlar 2 aşamalı kullanılmakta
- Ağlama oluğunun görünümünün yumuşatılması; hyaluronik asitlerin 18-24 mg/ml içreren yoğun formları ağlama oluğuna pre-periosteal planda uygulanmakta.
- Bu alandaki derinin vitalizasyonun sağlanması; hyaluronik asitlerin 12 mg/ml içeren az yoğun formlarının subdermal planda alt göz kapağından ağlam oluğuna kadar alana mikro damlalar şeklide uygulanması.