- Gösterim: 32432
Gümüş (Ag), elementler periyodik tablosunda I B grubunda yer alan bir soy metaldir. Simgesi olan , Latince "argentum" kelimesinden gelmektedir ve beyaz, parlak anlamında kullanılır. Gümüş, doğada katı, beyaz ve parlak olarak bulunan değerli bir metalik elementtir.
Atom numarası , atom ağırlığı gramdır. Erime noktası , kaynama noktası ve özgül ağırlığı ise ’tür. Çoğu bileşiğinde değerliklidir.
Kaynakları ve Kimyasal Özellikleri
Gümüş, dünyanın birçok yerinde az miktarda doğal gümüş kaynaklarından elde edilir. Bunun dışında daha çok altın, bakır, cıva ve diğer metallerle alaşımlar halinde bulunur. Bu nedenle üretilen gümüşün büyük bir kısmı bakır ve kurşun üretimi sırasında yan ürün olarak elde edilmektedir.
Doğada serbest halde az bulunan gümüş, daha çok bileşikler halindedir. En çok rastlanan gümüş filizleri argentit () ve gümüş klorür ()'dür.
Gümüş, ışığı çok iyi yansıtan, şekil verilebilen, ısı ve elektriği çok iyi iletebilen bir metaldir. Elektrik sistemde küp ve altıgen olarak kristallenir. Atmosferde oksitlenmeye karşı büyük bir direnç gösterir; bakırdan daha zor, altından ise daha kolay oksitlenir. Ergimiş gümüş, hacminin katı kadar oksijeni çözebilir. Asitlere ve birkaç organik maddeye karşı dayanıklıdır, ancak nitrik asit ve derişik sıcak sülfürik asitte kolayca eritilir. Ayrıca kükürt ve birçok kükürt bileşikleriyle hemen birleşir.
Kullanım Alanları
-
Fotoğrafçılık: Gümüş halojenürler ışığa duyarlı olup fotoğraf filmlerinde kullanılır. Üzerlerine ışık tutulduğunda bozunarak küçük siyah gümüş parçacıklarına dönüşürler ve negatif görüntü böyle oluşur.
-
Endüstriyel ve Teknik Kullanım: En geniş kullanım alanı kuyumculuk ve gümüş takı işçiliğidir. Ayrıca dişçilikte kullanılan alaşımların, lehim alaşımlarının, elektrik bağlantılarının, yüksek kapasiteli gümüş-çinko ve gümüş-kadmiyum pillerinin yapısında kullanılır.
-
Diğer Alanlar: Cam ya da metallerin üzeri gümüş boyayla kaplanarak ayna üretilir. Gümüş iyodit, bulutlara yağmur yağdırmak amacıyla kullanılır. Deniz suyundan içilebilir su elde edilmesi ve su arıtma sistemlerinde kullanılır. Cam filmlerinde de gümüşten yararlanılır.
-
Medikal Kullanım: Gümüşün nano ve kolloidal yapıları medikal amaçlı kullanılmaktadır.
Gümüşün İnsan Vücudundaki Rolü ve Toksisitesi
Gümüş, insan dâhil canlı hiçbir organizmanın temel fonksiyonunda rol oynamamaktadır. İnsan vücudunun çalışması için hiçbir gerekliliği ve işlevi bulunmayan bir metaldir.
Toksisite ve Arjiri
Saf gümüş kendi başına toksik (zehirli) değildir, ancak gümüş tuzları insan için toksik özelliktedir. Solunum ya da sindirim sistemi aracılığıyla vücuda fazla oranlarda alındığında toksik etki gösterir ve arjiri olarak tanımlanan hastalık tablosuna neden olur.
Kolloidal Gümüş Riski
Günümüzün ticari ve tıbbi şarlatanlığında "kolloidal gümüş" olarak ifade edilen, nano gümüş partikülleri içeren süspansiyonların bilinçsizce kullanımı teşvik edilmektedir. "Her derde deva", "tüm bakteri ve virüsleri öldürücü", "HIV/AIDS önleyici", "kansere tek çare" gibi süslü ama tamamen asılsız iddialarla pazarlanmaktadır.
-
Bilimsel Dayanağı: Kolloidal gümüşün normal gümüş gibi, bilimsel araştırmalarla desteklenen tek bir fonksiyona katılmadığı bilinmektedir.
-
Toksisite: Kolloidal gümüşün insan için toksik özellikte olduğu düşünülmektedir. Hakkında detaylı çalışmalar bulunmadığı için toksisite düzeyi tam olarak bilinmese de, bugüne kadar raporlanan bazı vakalarda kolloidal gümüş tüketen insanlarda böbrek hasarı ve nöbetlerle kendini gösteren nörolojik hastalıklara rastlanmıştır.
-
İlaç Etkileşimi: Kolloidal gümüşün başka ilaçlar ve kimyasallarla etkileşime geçtiği ve son derece tehlikeli olma potansiyeline sahip olduğu da bilinmektedir.
Arjiri (Argyria) Klinik Tablosu
Gümüş, vücuda alınma şekline bağlı olarak mukoza, tırnak lunulası, saç ve cildin yüzeysel katmanlarında birikir. Gümüş dokularda bir kez birikmeye başladığında maalesef yaşam boyunca devam eder ve tekrar dokulardan atılamaz. Deriden dökülme (deskuamasyon) ve deri ekleri yoluyla atılım olsa da bu miktar önemsizdir. Gümüşün dokularda birikmesi, yemek servislerinde gümüş tabak, çatal-kaşık kullanımı gibi basit bir nedenden bile kaynaklanabilir.
Sonuç olarak deride gümüşün birikimi, cildin gri görünmesine neden olur ve özellikle yüz ve boyunda gri deri renk tonuyla karakterize edilen arjiri (argyria) tablosuna yol açar. gram üzerinde gümüş alımında deride ve mukozalarda kalıcı grimsi-mavi pigmentasyon ortaya çıkmaktadır.
Pigmentasyon Özellikleri:
-
Bu pigmentasyon, özellikle güneş gören vücut alanlarında daha belirgin olur.
-
Vücut kılları ve saçlar çelik gri tonuna dönebilir.
-
Bu durumun sistemik bir yan etkisi bulunmamakla birlikte, ciddi bir estetik problemdir.
Arjiri için Farklı Klinik Tablolar:
-
Genel Arjiri: Mesleki nedenlerle ya da tıbbi amaçlı vücuda alınan gümüşün yıllar içerisinde tüm vücut dokularında, deri, tırnak, mukoza ve konjonktivada birikmesidir. Bu klinik tablo "Blue Man Sendromu" olarak da tanımlanmaktadır.
-
Lokal Arjiri: GGümüş içeren uygulamaların belirli bölgelerde kullanılmasıyla ortaya çıkar. Diş hekimliğinde ağız içi kullanılan implantlar içerisindeki gümüş, ağız mukozasında birikime yol açabilir. Ayrıca gümüş takıların temas yerlerinde ya da gümüş akupunktur iğneleri uygulanan alanlarda lokal arjiriye neden olmaktadır.).
Günümüzde sistemik gümüş tedavileri; yanık sepsislerinde, ağız yaralarında, soğuk algınlığında ve mide problemlerinde hâlen kullanılmaktadır.
Bununla birlikte, endüstriyel iş kollarında çalışanlarda, fotoğrafçılıkla uğraşanlarda, böcek ilaçlama işinde çalışanlarda ve antiseptik ya da yanık durumunda ilaç kullananlarda, yüksek oranlarda gümüş nitrat tuzlarına maruz kalındığında deride ve gözde ciddi hasarlar ortaya çıkabilmektedir.
Elektron mikroskobik çalışmalarda, gümüş granüllerinin deride elastik liflerde, bazal laminada ve ekrin ter bezleri çevresinde biriktiği gösterilmiştir.
Dünyanın bazı bölgelerinde yemek kültürlerinde ince folyolar şeklinde gümüş kullanılmakta, bu da beslenme sıklığına göre saçlarda gümüş oranının yükselmesine neden olmaktadır. Örneğin, Hindistan'ın Pencap (Punjab) bölgesinde vücut gümüş oranı oldukça yüksektir.
Normal deriye uygulanan %2, %1 ve %0,5 pomad ile yapılan deri emilim testleri, gümüşün ancak %4 oranında dermise kadar emildiğini göstermektedir. Gümüşün normal, sağlam deriden emilemediğini biliyoruz. Ancak, direkt dermis ile temas etmesi gerekmektedir. Normal deride keratine yüksek bağlanma özelliği nedeniyle derinin üst tabakalarında kalmakta ve dermise geçememektedir. Ancak gümüşün suda çözünebilir tuz ve nanopartikülleri dermise ulaşabilmektedir.
Gümüşün immünolojik yoldan reaksiyon yaptığını görmekteyiz. Ağız mukozasına yerleşen liken planuslarda sıklıkla nedenin, dişte kullanılan metal materyallerdeki gümüşten kaynaklandığı ve bunun da immünolojik mekanizma ile likene neden olduğu gösterilmiştir. Bu hastalarda gümüş nitrat deri testleri pozitif olarak saptanmıştır. (Ağız mukozası liken tutulumu olan hastalarda sıklıkla deri testleri civa (cıva) karşı pozitif olarak çıkmaktadır.)