Deri Yaşlanmasının Klinik Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri

Nemlendiriciler, cilt sağlığını korumak ve cilt hastalıklarını tedavi etmek için tasarlanmıştır.

Cildin bariyerinin ve bozulmuş cilt koşullarının (örneğin kuru, kaşıntılı, iltihaplı, hassas cilt, atopik egzama) onarımı ve korunması için bir nemlendiricideki farklı bileşenlerin rolünü ve etkilerini bilmek, doğru nemlendirici seçimine yardımcı olmaktadır. Bileşimlerine bağlı olarak nemlendiriciler, cilt bariyerinin bütünlüğünü ve hidrasyonunu koruma üzerindeki etkileri açısından farklılık gösterir.

İdeal nemlendirici tanımı için son yıllarda, cilt bariyeri ve nem fonksiyonunun korunmasında aktif bir rol oynayan fizyolojik lipitleri ve işlevsel bileşenleri (örneğin, palmitoylethanolamide [PEA] gibi endokannabinoidler) içeren, biyomimik teknoloji ile geliştirilmiş nemlendiriciler kullanılmaktadır. Bu yenilikçi nemlendirici formüller, iyi bir kozmetik etkinliğe sahiptir. Genel olarak iyi tolere edilirler ve işlevsel bileşenlerin eklenmesi, cilt rahatsızlıklarının tedavisinde uzun vadeli faydalar sağlamaktadır.

Cildin Fizyolojik Bariyer Sistemi

Sağlıklı bir cilt bariyeri, vücudu fiziksel (örn. sıcaklık, mekanik yaralanma, ultraviyole radyasyon), kimyasal (örn. tahriş edici maddeler, alerjenler) ve mikrobiyal (örn. bakteri, mantar, virüs) saldırılardan korumak için hayati öneme sahiptir. Ayrıca cilt bariyeri, derinin nem içeriğinin korunması ve deriden nem kaybını önlemek için de son derece önemlidir.

Epidermisin en dış tabakası olan stratum korneum, sağlıklı bir cilt bariyerinin sürdürülmesinden birincil olarak sorumludur. Doğumda deri bariyeri suboptimaldir. Yenidoğanların deri bariyeri, birkaç aydan birkaç yıla kadar süren bir süre içinde yetişkin insanın durumuna ulaşır. Bu nedenle, yenidoğanlar ve bebeklerin yetişkinlere kıyasla hassas bir deriye sahip oldukları düşünülmektedir.

Epidermiste, basal tabakadaki keratinositler, keratinizasyon sürecinde stratum korneuma ulaştıklarında canlılıklarını kaybederek korneositlere farklılaşmaktadır. Stratum korneumda, protein açısından zengin korneositler, lipid açısından zengin hücreler arası bir matris içinde iç içe geçtiği bir "tuğla ve harç" yapısına sahiptir. Korneositler tuğlaları temsil ederken, hücreler arası matris (lipit lamel) harcı temsil etmektedir.

Stratum Korneum Yapısının Bileşenleri

Korneositler İçeriği:Stratum korneumdaki korneositler, zengin protein yapısında olan keratin makro fibrilleri, filaggrin ve Doğal Nemlendirici Faktör (NMF)'den oluşmaktadır.

  • Filaggrin, korneositler içindeki keratin liflerini sıkı demetler halinde toplayan ve böylece korneositlerin düzleşmesini destekleyen bir matris proteinidir.

  • Filaggrin'in parçalanması, korneositler içinde doğal bir nemlendirici olan NMF üretir. NMF, serbest amino asitler, ürokanik asit, pirolidon karboksilik asit, basit şekerler ve elektrolitlerden oluşan benzersiz bir nemlendiricidir.

Lipit Lamel İçeriği : Lipit lamel ise seramidler, serbest yağ asitleri ve kolesterol oluşturmaktadır. Bu lipit lamellerinin yapısı ve bileşimi, etkili bir cilt bariyerinin korunmasında ve vücudun çeşitli dış saldırılardan korunmasında önemli bir rol oynar.

Cilt bariyeri ekzojen ve/veya endojen faktörler ile bozulduğunda, erken dönemde stratum korneum genellikle birkaç adaptif mekanizmayı kullanarak bariyeri geri kazandırır. Ancak, tekrarlayan kronik bariyer hasarları stratum korneumun kendi kendini onarma mekanizmalarını aşırı zorlar.

Uygun bir nemlendirici yokluğunda, bozulmuş bir cilt bariyeri; alerjenlere, mikroplara ve toksinlere giriş yolu açarak, kızarma ve kaşıntı ile ilişkili immünolojik cilt reaksiyonlarına, inflamasyona ve egzamalara doğru kademeli ilerlemeye neden olmaktadır. Bu nedenle, bozulmuş bir cilt bariyeri; hassas cilt, akne, alerjik dermatit, sedef hastalığı, roza ve atopik dermatitin gelişiminde merkezi bir rol oynamaktadır.

Nemlendiriciler, cildin görünümünü ve bütünlüğünü korurken cilt bariyer fonksiyonunu iyileştirmektedir. Nemlendiriciler, etki mekanizmalarına göre yumuşatıcılar (emolyentler), nemlendiriciler (humektanlar) ve cilt örtücüler/kapatıcılar (oklüzivler) olarak sınıflandırılır. Nemlendiriciler genellikle bunların bir kombinasyonunu içermektedir.

Nemlendirici Türleri ve Etki Mekanizmaları

Yumuşatıcılar (Emolyentler / Emollients)

Tanım: Korneositler arasındaki boşlukları dolduran ve cilt bariyer fonksiyonunu iyileştiren nemlendiriciler olarak tanımlanmaktadır. İçerik: Doymuş ve doymamış hidrokarbonlar bulunur. Sıklıkla bu amaçla kolesterol, seramidler, skualen, yağ alkolleri ve yağ asitleri (laurik, linoleik, linolenik, oleik ve stearik asitler) ile shea yağı kullanılmaktadır.

Nemlendiriciler (Humektanlar / Humectants)

Tanım: Higroskopik, yoğun su tutucu özellikleri nedeniyle deriye uygulandıklarında epidermisten ve çevreden su çekerek deri yüzeyinde su içeriğini zenginleştirirler. İçerik: Sıklıkla bu amaçla gliserol, propilen glikol, gliserin, glutamik asit, üre, laktik asit, hyaluronik asit, alfa hidroksi asitler, sorbitol, panthenol, sodyum laktat ve karnitin kullanılmaktadır.

Cilt Örtücüler / Kapatıcılar (Oklüzivler / Occlusives)

Tanım: Deri üzerinde inaktif hidrofobik bir film tabakası oluşturarak deri dış yüzeyinde suyun hapsolmasını sağlarlar; bu da epidermal su kaybını önlemektedir. İçerik: Sıklıkla bu amaçla petrol ürünleri, vazelin, mineral yağ, zeytinyağı, jojoba yağı, soya fasulyesi yağı, jöle, balmumu, silikon, dimetikon ve çinko oksit kullanılmaktadır.

 

Nemlendiricilerde fizyolojik olmayan lipitler (örneğin mineral ve bitkisel yağlar) ve fizyolojik lipitler (örneğin seramidler, yağ asitleri, kolesterol) kullanılmaktadır.

Fizyolojik lipitler, yukarıda tanımlandığı gibi stratum korneumda yetersiz lipit içeriğini artırmak ve cilt yüzeyini örterek epidermal su kaybını azaltmak için kullanılır. Fizyolojik olmayan lipitlerin etkinlikleri ise stratum korneum ile sınırlıdır ve epidermisin doğal lipit eksikliğini gideremezler. Fizyolojik lipitler, fizyolojik olmayan lipitlerden farklı olarak epidermise kolayca nüfuz eder, lipit eksikliğini tamamlarken stratum korneumdaki hücreler arası lipitlerin üretimini ve normal epidermal farklılaşmanın yeniden sağlanmasını uyarırlar. Bu etkinlikleri açısından, fizyolojik lipitleri içeren nemlendiriciler "içeriden dışarıya" nemlendiriciler, fizyolojik olmayan lipitleri içeren nemlendiriciler ise "dışarıdan içeriye" nemlendiriciler olarak tanımlanır.

Günümüzde mevcut nemlendiriciler, cilt nemlendirmesinin yanı sıra anti-inflamatuar, antipruritik, antimitotik ve foto-koruyucu etkiler gibi faydalar sağlayan bileşenler içerir. Anti-inflamatuar aktiviteye sahip bileşenler, kuru, iltihaplı cildi kontrol etmek ve hafif ila orta dereceli atopik dermatiti hafifletmek için faydalıdır; hatta topikal kortikosteroidlerin kullanımını azaltarak veya onların yerine tercih edilerek kortikosteroidlerin kullanımıyla ilişkili yan etkileri hafifletebilir. Antipruritik bileşenler kaşıntı semptomlarını hafifletirken, antimitotik (hücre çoğalmasını baskılayan) bileşenler artan mitotik aktiviteyle ilişkili cilt rahatsızlıkları (örneğin, sedef hastalığı) için faydalıdır.

Nemlendiricilerdeki Önemli İşlevsel Bileşenler

  • Aloe vera: Magnezyum laktat, salisilik asit ve jel polisakkaritler içerir. Anti-inflamatuar, antipruritik, analjezik ve yara iyileştirici özelliklere sahiptir. Nemlendirici mekanizması sayesinde cildin nemini artırır.

  • Bisabolol: Papatya (Matricaria recutita) bitkisinden elde edilir. Kaşıntıyı iyileştirebilir. Anti-inflamatuar etkileri vardır. Granülasyon dokularının oluşumunu destekleyerek yara iyileşmesini hızlandırır.

  • Kaprilik/kaprik trigliserit: Hindistan cevizi yağında doğal olarak bulunan bir yumuşatıcıdır. Deri tutma özelliğini artırır, epidermal su kaybını azaltır ve cilt üzerinde bir lipit filmi oluşturur.

  • Seramid: Fizyolojik lipit olarak tanımlanmaktadır. Stratum korneumda lipit matrisini, su geçirgenliğini ve bariyer fonksiyonunu geri kazandırır. Epidermal su kaybını azaltır ve cildi nemlendirir.

  • Hindistan cevizi: Epidermal su kaybını azaltır, cilt nemini iyileştirir ve cilt lipitlerinin sentezini artırır. Antimikrobiyal etkiye sahip monolaurin içerir.

  • Gliserol: Korneositler arasındaki bağları (desmozomları) parçalar, böylece keratolitik etkilere sahiptir. Cildi iritan maddelerin nüfuz etmesine karşı korur. Stratum korneumu plastikleştirir, doku dağılmasını azaltır, ciltteki kolajeni stabilize eder ve yara iyileşme sürecini hızlandırır.

  • Glisiretinik asit: Meyan kökünden elde edilen bir triterpenoid bileşiğidir. Anti-inflamatuar, antiviral ve antitümör etkileri vardır.

  • Hyaluronik asit: Yara iyileşmesini destekler. Epidermisi nemlendirir ve bariyer fonksiyonunu geri kazandırır.

  • Hidrojene lesitin: Lesitinin (doğal olarak oluşan bir fosfatidilkolin karışımı) kontrollü hidrojenasyonu sonucu elde edilir. Cilt bakımına yardımcı olur.

  • Niasinamid: Epidermal seramid ve diğer hücreler arası lipitlerin seviyelerini artırır, epidermal su kaybını azaltır, stratum korneumun kalınlığını artırır ve böylece cilt bariyerinin işlevini iyileştirir. Anti-inflamatuar etkileri vardır.

  • Palmitoil-etanolamid: Stratum korneumun bileşenlerine benzeyen, yağ asidi N-asiletanolamin ailesinden gelen endojen bir lipittir. Anti-inflamatuar ve anti-analjezik etkiye sahiptir. UV ışınlarına maruz kalmanın ardından oluşan cilt hasarını önler.

  • Vazelin: Epidermal su kaybını azaltır.

  • Yapay seramidler: Stratum korneumun su tutma özelliklerini iyileştirir, cilt bariyerinin onarımını kolaylaştırır.

  • Shea yağı: Butyrospermum parkii çekirdeklerinden elde edilen doğal bir yağ olup palmitik, stearik, oleik, linoleik ve arakidik asitleri içerir. Epidermal lipitlerin yenilenmesine yardımcı olur. Anti-inflamatuar ve antitümör destekleyici etkilere sahiptir.

  • Skualen: Skualenin (ciltte bulunan doğal bir lipit) doymuş bir formudur. Yağ olmasına rağmen yağlı değildir ve komedojenik değildir; kokusuzdur ve hassas ciltler için güvenlidir. Antibakteriyel etkiye sahiptir.

  • Telmestein: Anti-inflamatuar, antioksidan ve antiproteaz etkileri vardır. Atopik dermatitli hastalarda yüksek seviyelerde ifade edilen kolajenaz, elastaz ve matris metalloproteinazı inhibe eder.

  • Üre: Ciltte doğal olarak bulunan polar, higroskopik bir moleküldür. Cildin nemini ve bütünlüğünü korur. Farklı konsantrasyonlar farklı etkiler gösterir: %10'dan azında nemlendirici; %10'dan fazlasında yumuşatıcı/keratolitik etkilere sahiptir.

  • Çinko glukonat: Anti-inflamatuar etkiye sahiptir ve peroksisom proliferatör-aktif reseptörler-alfa, insan beta-defensin-2 ve psoriasisin hedefler.

Ancak bu zengin içeriğe rağmen nemlendiricinin bazı bileşenleri, klinik sonuçları iyileştirirken, yeni bir cilt rahatsızlığı yaratabilir ya da mevcut cilt rahatsızlığını kötüleştirebilir. Bu nedenle, nemlendirici bileşenleri hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmak esastır.

Nemlendiricinin farklı bileşenleriyle ilişkili olumsuz etkiler ve olası nedenleri aşağıdadır:

  • Alerjik kontakt dermatit: Lanolin, propilen glikol, E vitamini, koruyucu maddeler, kokular, güneş kremleri, bitkisel içerikler (çay ağacı yağı, zeytinyağı, papatya yağı ve aloe vera gibi) bu duruma neden olabilir.

  • Ürtiker (Kurdeşen): Sorbik asit, kokular, Peru balsamı gibi koruyucu maddeler ürtikere yol açabilir.

  • Kozmetik akne: Su-yağ preparatlarında kullanılan tıkayıcı yağlar (örneğin, vazelin, çinko oksit) kozmetik akneye neden olabilir.

  • Tahriş edici reaksiyonlar: Bitkisel yağlardaki proteinler, üre, hidroksi asitler, propilen glikol, çözücüler ve sülfatlar (örneğin, sodyum lauril sülfat) tahrişe neden olabilir.

  • Oklüzif folikülit: Petrolatum ve mineral yağlar oklüzif folikülite neden olabilir.

  • Fotosensitivite döküntüleri ve fotomelanoz: Kokular, hidroksi asitler, koruyucu maddeler (örneğin, parabenler, fenoksietanol) ve güneş kremleri bu tür reaksiyonlara neden olabilir.

  • Öznel yan etkiler (Yanma, batma hissi): Laktik asit, üre, benzoik veya sorbik asit gibi koruyucular öznel yan etkilere yol açabilir.

Bu bilgilerden sonra ideal bir nemlendiricinin özelliklerini şu maddeler ile özetleyebiliriz: Bozulmuş lipid bariyerini onarmalı, epidermal su kaybını azaltıp önlemelidir. Hassasiyet yaratmayan, hipoalerjenik ve komedojenik olmayan ürünler kullanılmalıdır. Kokusuz, kozmetik açıdan hasta kullanımı kabul edilebilir olmalıdır.  Anında ve uzun süreli nemlendirme sağlamalıdır.

Bu bağlamda derinin fonksiyonel bileşenlerini içeren, normal deri fizyolojisini taklit eden, biyomimik nemlendiriciler giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu amaçla dikkatler endokannabinoid sistem üzerinde odaklanmıştır.

Endokannabinoid sistem, deride cilt hücrelerinin çoğalmasını, farklılaşmasını ve hayatta kalmasını dengeler ve düzenler. Bu nedenle, cilt bariyer fonksiyonunda koruyucu mekanizmalarda aktif bir rol oynadığına inanılmaktadır.

Bu dengenin bozulması, bozulmuş bariyer fonksiyonuyla ilişkili cilt rahatsızlıklarının (örneğin akne, alerjik dermatit, sebore, sedef hastalığı, kaşıntı, ağrı) gelişmesine yol açabilir.

N-palmitoiletanolamin ve N-asetiletanolamin gibi fosfolipidler, endokannabinoid fonksiyonunda yer alır ve stratum granulosum'da yüksek konsantrasyonlarda bulunur. N-palmitoiletanolamin, N-asetiletanolaminin derideki etkilerini belirgin şekilde artırarak etki eder.

N-asetiletanolamin, deri dokularında etkilerini kanabinoid reseptör alt tipleri ( ve ), ve diğer reseptörler üzerinden göstermektedir. N-asetiletanolamin ayrıca doğrudan peroksisom proliferatör aktiveli reseptör-alfa ()'yı aktive eder.

 

Endokannabinoidlerden N-asetiletanolamin gibi fosfolipitlerin deriye uygulanması, deri bariyer fonksiyonunu düzenlerken kuru ciltle ilişkili kaşıntıyı azaltabilir. Benzer özelliklere sahip palmitoiletanolamid, yağ asitleri, seramidler ve glisiretinik asitler cilt bariyer onarım nemlendiricileri olarak tanımlanır.

Nemlendirici içerikleri ile ilgili karşılaştırmalı çalışmalar; seramid-3, hidrojene lesitin (psödo-seramid), skualen, hyaluronik asit, gliserin ve kaprilik/kaprik trigliserit içeriklerinin bozulmuş cilt bariyer fonksiyonunun yönetimi için yararlı olduğunu göstermektedir. Bunlara shea yağı, Cocos nucifera yağı, hidroksietil selüloz, pentilen glikol ve sodyum karbomer eklenebilir.

Hedef nemlendirme ve cildin inflamasyonunun baskılanması (egzamatöz belirtiler, kaşıntı ve yanma gibi) için N-asetiletanolamin, Olea europaea, palmiye gliseridleri, olus yağı, betain, sarkozin, asetamid MEA ve hidroksietilselüloz eklenebilir.

Endokannabinoidleri içeren fizyolojik lipitlerle desteklenmiş nemlendiriciler, lazer uygulamaları sonrasında ve UV-güneş sonrası cilt bakımında tercih edilmektedir.

Doğru nemlendiricinin seçimi, bozulmuş cilt bariyer fonksiyonuyla ilişkili durumların etkili bir şekilde yönetilmesi için çok önemlidir. Bir nemlendiricinin bileşimi hakkında detaylı bilgi, doğru nemlendirici seçiminin yapılmasına yardımcı olabilir. Cildin doğal yapısını taklit eden bileşenler içeren nemlendiriciler (örneğin, fizyolojik lipitler ve endokannabinoidler), cilt bariyeri onarımını kolaylaştırırken kuru ve hassas cilde sahip kişiler için yeni seçenekler sunabilir ve bazı cilt rahatsızlıkları olan kişiler için yardımcı bir tedavi seçeneği olarak hizmet edebilir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency