Dolgu maddeleri seçimi ve uygulanması sırasında, hastanın yüzünün üç boyutlu yapısına uygun, estetik alanların dengesini bozmayacak şekil ve biçimlerin tercih edilmesi önemlidir. Bu nedenle, uygulamayı gerçekleştirecek doktorun teknik bilgi ve eğitiminin yanı sıra estetik anlayışı ve zevki de büyük bir öneme sahiptir.

Uygulama öncesinde hastadan detaylı bir öykü alınmalıdır. Dolgu bileşenlerine karşı alerji, yüzde uçuk çıkma durumu, gebelik veya emzirme, keloid yatkınlığı ve otoimmün hastalıklar gibi konular hakkında hastanın sorgulanması gerekmektedir. Daha önce yapılan dolgu uygulamaları ile kullanılan dolgu maddelerinin türleri ve miktarları da değerlendirilmelidir. Ayrıca, hastanın aspirin ve ibuprofen gibi pıhtılaşmayı etkileyen ilaçları kullanıp kullanmadığı araştırılmalıdır.

Tedavi yöntemleri belirlendikten ve bilgilendirilmiş hasta onam formu imzalandıktan sonra, belgelendirme amacıyla hastanın tedavi öncesi fotoğrafları çekilmeli; tedavi sonrası fotoğraflama ise uygulama sonrasında ve takip ziyaretlerinde planlanmalıdır.

İlk kez dolgu uygulanacak hastalar için, geçici ve yarı kalıcı dolgular (örneğin; kollajen ve hyaluronik asit) ile başlamak ve ardından memnuniyet düzeyine ve isteğe göre daha kalıcı dolgulara geçmek daha uygundur.

Tüm estetik uygulamalarda ideal sonuç, ciltte dengeli bir ton, düzgün bir doku ile uygun yüz hacmi ve şeklin sağlanmasıdır. Bu, bazen çeşitli estetik işlemlerin kombinasyonu ile elde edilmektedir. Hasta değerlendirilirken böyle bir yaklaşım varsa, önerilen her işlem için sıra, tanım, alternatifler, riskler ve yararlar, maliyetler ve iyileşme süresi hakkında hasta bilgilendirilmeli ve bu konular üzerinde tartışılmalıdır. Bu, hastayı gerçekçi beklentilerle ve bilinçli karar verme sürecine hazırlamaktadır.

Hastanın istekleri ve dolgu maddesinden beklentileri öğrenmek son derece önemlidir. Uygulama yapılacak kişinin yüz anatomisi, kemikleri ve üzerindeki yumuşak dokular incelenmelidir. Deri tonusu ve yüzey yapısı dikkatlice değerlendirilmelidir. Asimetri iyi bir şekilde analiz edilmeli ve varsa, hasta ile birlikte tartışılmalıdır. Estetik birimler ve yüz harmonisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Uygulama yapılacak bölgelerin statik yapısı ve dinamik özellikleri değerlendirilmelidir. Kullanılacak dolgu maddesi, miktarı, olası düzeltme ihtiyacı, kalıcılık süresi ve maliyeti de dikkate alınmalıdır.

Dolgu Uygulaması Öncesi Yapılması Gerekenler

Uygulama öncesinde özel bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak, enjeksiyon yöntemiyle gerçekleştirileceği için ödem ve morluk oluşumunu önlemek amacıyla hastanın, uygulamadan 7-14 gün önce alkol, yeşil çay, aspirin, NSAI ve ibuprofen grubu ağrı kesiciler, ginkgo biloba, ginseng, omega 3 (balık yağları) ve günde 400 IU'dan fazla vitamin E kullanımını durdurması önerilmektedir.

Dolgu Uygulaması Sonrası Yapılması Gerekenler

Uygulama sonrası ilk 24 saat boyunca masaj yapılmamalıdır. Hastanın, bu süre zarfında yüz mimik kaslarını aşırı kullanmaması önerilmektedir. Tedavi sonrasında ödem ve kızarıklığın azaltılması için her saat 10 dakika soğuk kompres uygulanabilir. İlk 24 saat boyunca uyku sırasında başın dik tutulması önemlidir; bu amaçla yastık sayısı artırılabilir. Ödem ve kızarıklığın hafifletilmesi için antihistaminik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca, aşırı güneş ışığı, solaryum, yoğun fiziksel aktiviteler, aşırı terleme ve sıcak-soğuk ortamlardan kaçınılmalıdır. Aspirin ve benzeri kan sulandırıcılar, uygulamadan 24-48 saat sonra kullanılmaya başlanabilir. Uygulama alanında ağrı oluşursa, parasetamol gibi ağrı kesiciler alınabilir. Cilt bakım ürünleri ve kozmetik kapatıcılar, uygulamadan hemen sonra kullanılabilir. Uygulama enjektörle yapıldığından, ödem nedeniyle hafif şişlik ve kızarıklıklar görülebilir. Bu yan etkiler tolere edilebilir ve makyajla kapatılabilir, bu nedenle sosyal aktivitelere ve günlük hayata hızlıca dönmek mümkündür. Uygulama, öğle arası veya hafta sonu yapılarak işe devam edilebilir.