- Gösterim: 13330
Dolgu maddelerinin klinik kullanımı arttıkça, içerikleri zenginleşmekte ve ürün çeşitliliği her geçen gün artmaktadır. Bu çeşitlilik içinde, ideal dolgu tanımı, dolgu içerikleri ve hastalar için en uygun ürünün seçimi gibi kavramların yanı sıra, ürünlerin doğru anatomik alanlarda ve doku katmanlarında kullanımı da netleştirilmelidir.
Günümüzde her hasta için özel olarak geliştirilmiş tek bir dermal dolgu maddesinin mevcut olduğunu söylemek mümkün değildir. Uygulama amaçları ve hastalar arasındaki büyük farklılıklar göz önüne alındığında, böyle bir durumun gerçekleşmesi pek olası görünmüyor. Örneğin, dudaklar için en uygun ürün, yanak dolgusu veya el üzerindeki uygulamalar için ideal olmayabilir. İnce cilt yapısına sahip genç bir kadın için önerilen dolgu, kalın derili yaşlı bir erkek için en uygun seçenekten farklılık gösterebilir. Dolgunun içeriği, reolojisi, etki süresi, hastanın yaşı ve cilt yapısı, doktorun teknik becerisi ve dolgu maddesiyle olan deneyimi, ürün seçiminde önemli rol oynamaktadır. Bu unsurlar, ideal bir dermal dolgu tanımında dikkate alınmalıdır.
İdeal dolgu maddesi için belirli kriterler bulunmaktadır. Öncelikle, alerjenik olmamalı, istenen sürede kalıcı olmalı ancak biyolojik olarak çözünebilme yeteneğine sahip olmalı ve enjeksiyondan sonra doğal bir görünüm ve his sağlamalıdır. Ayrıca, yüz dışındaki bölgelere de uygulanabilmeli ve yüksek güvenlik standartlarına sahip olmalıdır. Enjeksiyonu kolay olmalı ve minimum ağrı, şişlik veya morarma yaratmalıdır.
Güvenilirlik de önemli bir kriterdir; bu, alerjik etkilere yol açmaması, steril olması, kanserojen ve teratojen içermemesi ve uygulama alanı dışına hareket etmemesi gerektiği anlamına gelir. Dolgu, uygulama amacına yönelik etkili olmalı, kolay uygulanabilir olmalı ve uygulandığı alanda uzun süre kalabilmelidir. Ayrıca, uzun ve güvenilir saklama koşullarına sahip olmalı, kabul edilebilir hafif yan etkileri dışında yan etkileri az olmalı ve bu yan etkiler hızla kaybolmalıdır. En önemli nokta, dolguların FDA, CE, TÜV ve Sağlık Bakanlığı onaylarına sahip olması ve T.C. Sağlık Bakanlığı SUT listesinde yer alması gerektiğidir.
Dermal dolgular, ciltte uygulama derinliğine göre yüzeysel, üst ve orta dermis, derin dermis ve subkutan olarak sınıflandırılabilir. Ayrıca, dolgunun dokuda kalma süresine göre geçici, yarı kalıcı ve kalıcı olarak da kategorize edilir. Kalıcılık etkisi, dolgunun bileşimi, kullanılan miktar, enjekte edilen derinlik, dolgu maddesinin taşıyıcısı, uygulama alanındaki mimik kaslarının kullanımı ve hastanın doku özellikleri gibi faktörlere bağlıdır. dermal dolgular alerji geliştirme potansiyellerine görede kategorize edilir. Alerjik dolgu tanımı uygulama öncesinde alerji testinin gerekip gerekmediğini belirlemeye yardımcı olur. Dolgu içeriğinin elde edilme yöntemine göre ise ksenograftlar, allograftlar, otolog ve yarı/tam sentetik dolgular gibi çeşitleri bulunmaktadır. Dolguların dokuda biyolojik etkilerine göre ise, yalnızca dolgunluk sağlayanlar ve dokuda biyolojik uyarıcı etki ile doku destek dokularını artıranlar olarak iki gruba ayrılabilir.
Dermal dolgular elde edilme kaynaklarına göre şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Otojenik dolgular: Kişinin kendi yağ, plazma, dermis, fibroblast ve kollajeninin hastaya yeniden uygulanmasıdır.
- Alojenik dolgular: Başka bir insandan alınan kollajen, kadavra kollajeni ve fasyanın kullanılmasıdır.
- Ksenojenik dolgular: Hayvansal kaynaklı veya laboratuvar ortamında bakterilerden elde edilen maddelerdir; örneğin, sığır deri kollajeni ve bakteri kaynaklı hyaluronik asitler.
- Sentetik dolgular: Hidrojel, kalsiyum hidroksiapatit, polimetilmetakrilat, dekstran, silikon ve politetrafloroetilen gibi maddelerdir.
Dermal dolgular uygulandıktan sonra kalıcılık sürelerine göre de şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Kalıcı olmayan dolgu maddeleri: Kalıcılık süreleri 1 yıldan az olanlardır ve bu süre içinde kaybolurlar. Daha kalıcı sonuçlar için tekrarlanmaları gereklidir. Örnekler: Kollajen (sığır, insan, domuz kaynaklı), hyaluronik asit (bakteri kaynaklı). Ürün isimleri arasında Zyderm, Zyplast, Cosmoderm, Cosmoplast, Evolence, Restylane, Perlane, Macrolane, Sub Q, Hylaform, Captique, Puragen, Juvaderm, Hydrafill, Surgiderm, Esthelis Soft, Teosylan, Rofilan, Belotero, Macdermol, Matrigel, Hylanew ve Revanesse bulunmaktadır.
- Yarı kalıcı dolgu maddeleri: Kalıcılık süreleri 1-2 yıldır. Örnekler: Ca HA, DEAE-Sefadeks partikülleri (dekstran), poli L-laktik asit, polivinil alkol, kitason, HEMA (hidroksietilmetakrilat), kültüre edilmiş insan fibroblastları. Ürün isimleri arasında Radiesse, Sculptra/New Fill, Isologen ve Reviderm yer alır.
- Kalıcı dolgu maddeleri: Kalıcılık süreleri 2 yıldan fazladır. Örnekler: PMMA (polimetilmetakrilat), PAAG (poliakrilamid jel), LIS silikon (polidimetil siloksan yağı). Ürün isimleri arasında Artefil, Artecol, Silikon 1000, Aquamid, Amazing Gel, Dermalive, Dermadeep ve Bioalcamid bulunmaktadır.
Dermal dolgular biyolojik olarak çözülebilme yeteneklerine göre de şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Biyolojik olarak çözülebilen dolgu maddeleri; Kollajen ve Hyaluronikasit ( HA) gibi
- Biyolojik olarak çözülemeyen dolgu maddeleri; Poliakrilamit, Polimetilmetakrilat(PMMA) ve silikon gibi
Dolgu uygulamalarında ilk aşamada genellikle geçici dolgular tercih edilmektedir. Bu geçici dolgular, dokuda belirli bir süre kaldıktan sonra tamamen kaybolur. Geçici dolgu maddeleri, tedavi süresi sona erdiğinde hastaya yeni seçenekler sunar. Çünkü önümüzdeki 5, 10 veya 20 yıl içinde ideal güzellik anlayışının nasıl olacağını kimse tahmin edemez. Ayrıca, yüzümüz sürekli değişim gösterir ve güzellik, düzenli bakım ile sürdürülebilir. Geçici dolgu maddeleri, ihtiyaç duyulduğunda veya istenildiğinde uygulanabilir. Eğer hasta, dolgunun zamanla azalmasını kabul edemiyorsa, yarı kalıcı dolgularla başlanması önerilir. Kalın derili hastalarda yarı kalıcı dolguların derinlere ulaşması daha kolaydır ve sonuçlar daha iyi ve uzun ömürlü olur. İnce derili hastalarda ise seçilecek dolgunun partikül kalınlıkları dikkatlice belirlenmelidir. Aynı hastada farklı dolgular, farklı derinliklerde kullanılabilir. Dolgu maddesi seçiminde hastanın yaşı da önemlidir. Yaşlı hastalarda bağışıklık sistemi tepkisi daha düşük olduğundan, dolgu maddeleri daha uzun süre etkili kalabilir. Bu nedenle, genç hastalarda geçici ve yarı kalıcı dolgular, yaşlı hastalarda ise kalıcı dolgular tercih edilebilir. Uygulama öncesinde doktor, kullanılacak dolgu maddesi, markası ve içeriği hakkında hastaya detaylı bilgi vermelidir. Uygulama sonrasında, kullanılan dolgunun ambalaj barkodu, uygulama alanları ve dozlarıyla ilgili mutlaka bir rapor hazırlanmalı ve hastaya verilmelidir.
Dolgu maddesi olarak hyaluronik Asit veya hyaluronan
Hyaluronik asit, bitkiler, hayvanlar ve insanlar dahil olmak üzere tüm canlıların hücreleri arasında doğal olarak bulunan bir bileşiktir. Derimizin dermis dokusunun temel bir bileşenidir. Dünyada en yaygın olarak kullanılan biyolojik olarak çözünebilen dolgu maddesi hyaluronik asit dolgulardır. Hyaluronik asitlerin biyolojik çözünürlük oranları, moleküler yapılarındaki çapraz bağlanma oranı, konsantrasyon ve parçacık boyutuna bağlı olarak değişir; bu da dokuda 6-18 ay arasında etkinlik sağlar. Uygulandıklarında, hyaluronik asitler homojen bir ağ yapısı oluşturarak hem koheziv (yapışkan) hem de elastik bir doku meydana getirir. Bu özellikler, elastik modül G’ ve kohezivite indeksi Ns ile tanımlanır. Kohevizite, dolgunun dolgu kapasitesini; elastik modül ise lift-dokuları germe etkisini gösterir. Ayrıca, hyaluronik asidin konsantrasyonu ve parçacık boyutu, hacim verme yeteneğini etkilerken, moleküller arasındaki çapraz bağlar, viskozite, elastikiyet ve dokudaki yıkımını sağlayan hyalüronidaz direncini belirler; bu da dolgunun dokuda kalma süresini etkiler. Dolgunun lidokain içerip içermediği de önemlidir. Moleküler üç boyutlu yapısı, dokuya uygulandığında şekillendirme yeteneğini artırır. Günümüzde hyaluronik asitler, daha fazla çapraz bağlı moleküler yapılarla geliştirilerek dokularda daha uzun süre kalma ve dolgunluk verme yeteneklerinin artırılması hedeflenmektedir. Ancak bu özellikler, uygulanan dokuda istenmeyen komplikasyonlar ve yan etkilere yol açabilir. Hyaluronik asit hakkında daha detaylı bilgi için...
Dolgu maddesi olarak kollajen
Kollajen, normal kuru derinin %70'ini oluşturan destek dokusudur. Kollajen proteinleri, 11'i dermiste bulunan 18'den fazla türden oluşan karmaşık bir ailedir ve iskelet benzeri yapılar oluşturur. Erişkin insan derisindeki ana kollajen bileşenleri tip I (%80-85) ve tip III (%10-15) kollajendir. Bu kollajenler, derideki fibroblastlar tarafından üretilir. Öncelikle prokollajen adı verilen bir ön form oluşturulur; bu form, her biri üç kollajen zincirinden oluşan tip I ve tip III kollajeni meydana getirir.
Yaşlanma, güneş ışınına maruz kalma ve antioksidanlar, kollajeni yıkan kollajenaz adlı bir enzimi aktive eder. Kollajen miktarının azalması, cildin yaşlanmasına yol açar. Dolgu maddesi olarak kullanılan kollajen, hem hayvansal hem de insan kaynaklıdır. İlk olarak sığır derisinden elde edilen kollajen kullanılmıştır. Örneğin, Zyderm® I, II ve Zyplast® (Allergan, Irvine, CA, ABD) bu grupta yer alır. Alerji riski nedeniyle, bu ürünlerin kullanılmadan önce alerji testi yapılması gerekmektedir. Zyderm I, sığır derisinden türetilen %96 tip I ve %4 tip III kollajendir. Zyderm I ve II, yalnızca kollajen konsantrasyonu açısından farklılık gösterir; Zyderm II, 65 mg/cc, Zyderm I ise 35 mg/cc kollajen içerir. Zyplast da 35 mg/cc kollajen içerir, ancak bu kollajen, daha uzun ömürlü olmasını sağlayan gluteraldehit ile çapraz bağlıdır.
Ürünler, ideal olarak 4°C'de buzdolabında saklanmalıdır. İşlemle ilişkili ağrıyı azaltmak amacıyla tüm sığır kollajen ürünleri %0.3 lidokain içermektedir. Aşırı duyarlılık veya alerjik reaksiyon riskini azaltmak için, bu ürünlerin kullanılmasından iki hafta önce deri testi yapılması gereklidir. Test sonuçları 6 saat, 48 saat veya 4 hafta sonra değerlendirilir. Genel popülasyonun yaklaşık %3'ünün sığır kollajenine duyarlı olduğu düşünülmektedir.
Domuzlardan elde edilen çapraz bağlı kollajen de kullanılmaktadır. Evolence ve Evolence Breeze Collagen, 35 mg/mL tip I kollajen içermektedir (OrthoNeutrogena, NJ, ABD). Bu ürünler, sarımsı opak jel formunda 1 mL enjektörlerde sunulmaktadır. Domuz ve insan derisi arasındaki biyolojik benzerlik nedeniyle, bu dolgu, sığır kollajenine göre daha az immünojeniteye sahip olabilir ve işlem öncesi duyarlılık testi gerektirmez. Glymatrix adı verilen özel çapraz bağlama teknolojisi, potansiyel olarak 1 yıla kadar süren etkili ve stabil bir kollajen ürünü sağlar. Evolence ürünleri, HA dolguları gibi diğer ajanlarla kombinasyon halinde kullanılabilir. Bu kollajen dolgu oda sıcaklığında saklanmalıdır. Ancak, domuz kollajeni içerdiğinden, Yahudi ve Müslüman hastalar için dini inançlar göz önünde bulundurulmalıdır.
İnsan kollajeni laboratuvar ortamında bakterilerden elde edilmektedir. CosmoDerm™ I, II ve CosmoPlast™ (Allergan, Irvine, CA, ABD) bu grupta yer alır. Hayvansal kökenli olmadığı için alerji testi gerektirmez, ancak insan vücudunda kalma süresi 3-5 ay kadar kısadır. İnsan kadavra kökenli kollajenler de kullanılmaktadır (Cymetra, Fascian). Cymetra, 5 cc'lik bir şırıngada 330 mg beyaz toz şeklinde paketlenir, oda sıcaklığında saklanır ve kalın bir macun oluşturmak için 1 mL %1 lidokain ile yeniden düzenlenir. Kalıcılığı tartışmalı olsa da, 3-9 ay ömürlü kadavra kollajeni diğer kollajen ürünlerine göre biraz daha uzun süre etki gösterir. Ürünün içeriğine bağlı olarak Cymetra, gentamisin alerjisi olan hastalarda kontrendikedir. Ürün, yüksek viskozitesi nedeniyle uygulamayı zorlaştırabilir ve bu da hastalar için daha uzun iyileşme süresi ve daha fazla lokal doku rahatsızlığına yol açabilir. Kadavra ürünlerinin yüzeyel ve hareketli kırışıklıklara uygulanması, yer değiştirmeye neden olabileceğinden önerilmez.
Hastadan alınan deriden fibroblastlar toplanır ve üç boyutlu bir ağ içine yerleştirilir. Fibroblastlar, insan vücudunun koşullarını taklit eden bir biyoreaktörde kültüre edilir. Sonrasında fibroblastlar, kollajen ve hücre dışı matris proteinleri sentezler (Isologen). Güvenliği artırmak için elde edilen kollajen saflaştırılır. Biyomühendislik ile üretilen insan kollajen dolguları, insan tip I ve III kollajeni içerir. Bu son kollajenler CosmoDerm I, CosmoDerm II ve CosmoPlast olarak adlandırılır. Orta dereceli ve derin kırışıklıkları tedavi etmek için CosmoPlast genellikle bir HA ajanı ile kombinasyon halinde kullanılır. İlk olarak hacim doldurmak için kollajen ürünü enjekte edilir, ardından aynı bölgeye daha yüzeyel olarak HA dolgu uygulanır. Bu ürünlerde alerji riski olmadığı düşünülmektedir, bu nedenle deri testi gereksizdir. Kalıcılığının yaklaşık 4 ay sürdüğü öngörülmektedir.
Dolgu maddesi olarak hidrojeller
Son yıllarda çapraz bağlı HA ile insan göbek kordonundan elde edilen kollajen birlikte kullanılmaya başlanmıştır. Bunlara “Hidrojel” veya “HA/COL hidrojel” denilmektedir. İnsan göbek kordonundan 1cm parça alınmakta işlemlerden geçirilmekte 1 gr göbek kordonundan 18 ± 2.4 mg kollajen elde edilmektedir. HA/COL hidrojelde 2% HA ve 2% kollajen 10:1 ve 5:1 oranlarında hazırlanarak hidrojel elde edilmektedir.
Dolgu maddesi olarak silikon
Silikon, polimer uzunluğuna bağlı olarak farklı viskozitelerde bulunan, oksijenle bağlanmış dimetilsiloksan zincirlerinden oluşur. Sıvı formu, en eski yumuşak doku büyütme malzemelerinden biridir. Ancak, sıvı silikonun (LIS) 1997 yılında estetik yüz dolgu uygulamalarında kullanımı yasaklanmıştır. Hâlâ üretilen ve kullanılan ürünler arasında Silskin™ gibi markalar bulunmaktadır. Bu ürünler Avrupa'da yüz estetiği için kullanılmasına rağmen, ABD'de yalnızca Sil-ol 5000 ve Silikon® 1000 ürünleri onaylanmıştır ve bu ürünler göz içi kullanımı için de geçerlidir.
Sıvı silikonun saflaştırılması ve enjeksiyon tekniğinin geliştirilmesiyle, bu yumuşak doku dolgusu yeniden popüler hale gelmiş ve Brezilya'da yaygın olarak kullanılmaktadır. Gözde kullanılan AdatoSil® 5000 ve Silikon® 1000 bu amaçla tercih edilmektedir. PMMA ve PLLA gibi, silikon yağı da çevre dokuyu biyolojik olarak uyararak kalıcı hacim artışına yol açan fokal bir fibrogranülomatöz reaksiyon oluşturur. Uygulama için cam şırınga kullanılmakta olup, öncesinde deri testi gerekmemektedir.
Ancak, granuloma oluşumu, uygulama alanında düzensizlikler yaratabilir, lenf kanallarını tıkayabilir ve rosacea benzeri cilt hastalığı belirtilerine yol açabilir. Ayrıca aşırı duyarlılık, migren ve körlük gibi yan etkileri de bulunmaktadır.
Dolgu maddesi olarak karboksimetil
Ortopedi ve diş hekimliğinde kemik deformitelerinin tedavisinde uzun süredir kullanılmaktadır. Alerji testi gerektirmemektedir. Hem tek başına hem de diğer dolgu maddeleriyle birlikte dermal dolgu olarak kullanılabilir (örneğin Radiesse gibi).
Dolgu maddesi olarak poli L laktik asit(PLLA)
PLLA cerrahi işlemlerde kullanılan Vicryl isimli dikiş ipliklerinin ham maddesidir ve 2004 yılından itibaren dolgu maddesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. İki yıldan fazla bir süredir uygulama alanında yer almakta, ancak tekrar uygulama gerektirmektedir.
Bu dolgu maddesi sentetiktir ve uygulama sonrasında biyolojik olarak parçalanabilir; vücutta laktik asit, ardından glikoz ve karbondioksit haline dönüşür (New-Fill, Sculptra™). Poli-L-laktik asit (PLLA) mikroküreleri, sodyum karboksimetilselüloz ve pirojensiz mannitolden oluşur ve toz formundadır. Bu dolgu maddesi, dermisi kollajen ve hyaluronik asit gibi doldurmadığı için gerçek bir dermal dolgu olarak kabul edilmez; aksine, dermiste yeni ve organize kollajen üretimini teşvik eder. Bu özellikleri nedeniyle "dermal uyaran" olarak adlandırılmaktadır. Fibroblastları uyararak ve aşamalı bir şekilde yüz hacmini yeniden oluşturarak yeni kollajen oluşumunu teşvik ettiği düşünülmektedir.
Uygulama yapıldıktan 48 saat sonra inflamasyon ve ödem başlar; asıl klinik etki ise 4-6 hafta sonra ortaya çıkar. Sculptra, ABD'de NewFill adıyla uzun yıllardır Avrupa ve Asya'da kullanılmaktadır. Sculptra ve New Fill, 367.5 mg flakonlarda sunulmaktadır. Uygulama için 26 G iğneler kullanılarak deri altına (subkutan) enjekte edilir. Uygulama sonrası, uygulama alanına 5 gün boyunca masaj yapılması önerilmektedir. Sentetik polilaktik asidin L polimerleri, sodyum karboksimetilselüloz ile birleştirilmiştir ve bu form toz halindedir. Toz, 4 mL steril su ve 1 mL %2 lidokain ile epinefrinle sulandırılır. Sulandırma işlemi, uygulamadan 2 saat önce (ideal olarak bir gece önce) yapılmalıdır. Bu hazırlıkta, kullanılan sıvı miktarı önemlidir. 3 mL sıvı ile sulandırıldığında, %30-52 oranında elle hissedilebilen ancak gözle görülemeyen nodüller oluşmaktadır. 5 mL sıvı ile sulandırıldığında ise nodül gelişme sıklığı %6-13 oranında azalmaktadır. Bu nedenle son yıllarda 5-6 mL sulandırma önerilmektedir.
Uygulama sonrası ilk 4 hafta boyunca belirgin bir değişiklik gözlemlenmez. İstenen sonuçlar elde edilene kadar enjeksiyonlar aylık olarak yapılır. Gerekli enjeksiyon seans sayısı kişiden kişiye büyük ölçüde değişir ve toplam seans sayısını önceden tahmin etmek zordur. Enjeksiyonlar 3-6 hafta aralıklarla gerçekleştirilir. Bu dolgu maddesi için önceden deri testi yapılması gerekmez. İstenen sonuç elde edildiğinde, etkisi yaklaşık 18-24 ay sürer ve düzeltme oldukça doğal bir görünüm sağlar.
Dolgu maddesi olarak polymethylmethacrylate (PMMA)
Plexiglas, bu dolgu maddesinin ana bileşenidir ve 2007 yılında dolgu olarak kullanımı onaylanmıştır. İçeriğinde 30-50 µm çapında PMMA mikrosferleri ve sığır kollajeni bulunmaktadır (Artefill; Artes Medical). Bu nedenle, alerji testi yapılması önerilmektedir.
Bu dolgu maddesi, %0.3 lidokain, kısmen denatüre %3.5 sığır kollajeni (ABD sığır sürülerinden), %92.6 tamponlanmış SF, %2.7 tamponlama için fosfat ve %20 homojen polimetilmetakrilat (PMMA) içeren dengeli bir süspansiyon ile oluşturulmuştur. PMMA, 20-50 mikron boyutunda emilmeyen mikro küreciklerdir. Artecoll adlı orijinal Avrupa kökenli ürün, farklı boyutlardaki PMMA mikrokürelerini içermektedir. PMMA'nın küçük boyutu, tek tipliği ve düzgün yapısı, bu küreciklerin kollajenle sarılmasını sağlarken, biyolojik uyumluluk ve fagositik parçalanma ile yer değiştirmeye karşı direnç gibi önemli özellikler sunar.
Dolgu, hazır iğnelerle uygulanmaktadır. Bu dolgu, kollajenin anlık kırışıklık düzeltme etkisini (yaklaşık 1-3 ay sürer) ve PMMA’nın kalıcı derin düzeltme etkisini (5 yıldan fazla sürer) bir arada sunar. Sığır kollajeni içerdiği için, aşırı duyarlılık riskini azaltmak amacıyla enjeksiyon öncesinde deri testi yapılması gerekmektedir.
Dolgu maddesi olarak biyoseramidler, kalsiyum hidroksiapatit(CaHA)
CaHA, dolgu amacıyla uzun yıllardır kullanılan ve yan etkileri olmadığı kanıtlanmış bir dolgu maddesidir. CaHA, bir biyoseramiddir; biyoseramidler, partikül yapısında olup, jel formunda hazırlanarak dolgu olarak kullanılmaktadır. Bu dolgularda biyoseramidler, dolgunun %30'unu oluşturur ve 25-45 mikron çapında düz yüzeyli mikrokürecikler şeklindedir. Dolgunun geri kalan %70'i ise polimerlerden oluşmaktadır. Biyoseramidler, bu polimerlerle çapraz bağlar oluşturarak jeletinöz bir materyal meydana getirir.
Günümüzde inorganik biyoseramidler, dolgu amacıyla sıkça kullanılmaktadır. En yaygın olanları hidroksiapatit (HA), trikalsiyum fosfat (TCP) ve bifazik kalsiyum fosfat (BCP) gibi maddelerdir; bu biyoseramidler genellikle kemik dokusunun biyomühendisliğinde tercih edilmektedir.
Polimerler, hidrojeller şeklindedir ve propilen fumarat, polymethylmethacrylate, karboksimetil selüloz ve hidroksipropilmetil selüloz gibi bileşenler içermektedir. Polimerler, inorganik biyoseramidler dışında dokularda hücrelerle veya taşıdıkları ilaçlarla da çapraz bağlar kurabilmektedir.
Polimerler ve inorganik biyoseramidler, uygulandıkları dokularda zamanla tamamen parçalanarak biyolojik olarak uyumlu bir şekilde atılmaktadır. Son yıllarda, inorganik biyoseramidler, polimerlerin yanı sıra sitrik asit bazlı elastomerlerle (CABEs) birlikte kullanılmaya başlanmıştır.
Dolgu uygulamaları için 27-28 G çapında iğneler kullanılabilmektedir; en yaygın olanları CaHA ve karboksimetil selüloz içeren Radiesse'dir. CaHA, kalsiyum ve fosfat iyonlarına parçalanmakta, bu nedenle etkisi kalıcı değildir. Kalıcılığı, hyaluronik asit ile karşılaştırıldığında biraz daha uzun olup 1-2 yıl sürmektedir. CaHA, dokularda kalıcıdır ve radyopak özellik gösterir, bu da röntgen görüntülerinde görünmesine neden olabilir.
HIV ile ilişkili yağ atrofisi ve orta ile şiddetli kırışıklıkların düzeltilmesi amacıyla bu dolgunun kullanımı, 2006 yılında FDA tarafından onaylanmıştır. Bu dolgu, %1.3 sodyum karboksimetil selüloz, %6.4 gliserin ve %36.6 steril su içeren aköz bir jel taşıyıcı içinde %30 kalsiyum hidroksilapatit (CaHA) mikrokürelerinden (25-45 μm çapında) oluşmaktadır.
Jel taşıyıcısı zamanla yok olduğundan, mikroküreler deri hücrelerini uyararak fokal yabancı cisim reaksiyonu ve neokollajenez oluşturur. Bu süreç, mikrokürelerin fibrin, kollajen ve fibroblastlar tarafından sarılmasına yol açar ve makrofajlar aracılığıyla parçalanmalarını ve kalsiyum ile fosfat iyonlarına dönüşümünü yavaşlatır.
CaHA, insan kemikleriyle benzer mineral yapısına sahip olup, yabancı antijenik özellikler taşımadığı için canlılarla uyumludur. Hastaların, yüz röntgenlerinde bu dolgunun görülebilen ve yanlış yorumlanabilecek radyoopak bir materyal olduğunu, ancak çevre dokuları önemli ölçüde maskelemeyeceğini bilmeleri önemlidir. CaHA için deri testi gerekmemektedir.
Dokularda ortalama kalış süresi 9-18 aydır. Bu dolgulardaki polimerler, mukopolisakkarid yapısında olmadıkları için su tutma özellikleri daha düşüktür. Bu nedenle, deride yüzeysel uygulandıklarında hyaluronik asitlerde olduğu gibi "Tyndall" etkisi yaratmazlar. Ancak biyoseramid mikrokürecikler ve çevresinde oluşan kollajen, zamanla elle hissedilebilen nodüllere neden olabilir, özellikle dudaklarda kullanıldığında. Bu nodüller cerrahi müdahale ile çıkarılabilir, ancak granuloma değildir.
Dolgu maddesi olarak polietilen oksit (PEO) ve karboksimetilselülöz(CMC)
Her ikisi de hidrofilik olan, karboksimetil selüloz (CMC) ve polietilen oksit (PEO) adlı solüsyon içindeki iki polimerden oluşan yeni bir dermal dolgudur.
Ürün, boşluk doldurucu bir madde olarak dermis içine enjekte edilen viskoelastik bir jeldir.
Laresse çapraz bağlı olmadığından,HA dolgularına göre enjeksiyonu daha kolaydır ve dermise yumuşak bir hat kazandırır. Bu dolgu maddesi uygulandığında PEO bir sure sonra emilmekte geride PCL kalmaktadır. Bu dokuda yeni kollajen yapımını uyarmaktadır. PCL daha sonra tamamen emilmektedir. Bu en büyük avantajlarından birisidir. Diğer kalıcı dolgu maddeleri yıkılarak başka maddelere dönüşmekte bu değişim ürünün çevre dokular ile temasını değiştirmektedir. Buda zamanla granülom ve inflamasyona neden olmaktadır. Bu ürün için deri testi gerekli değildir. Ürün, deride özellikle düzgün ve doğal bir his yaratır.
Dolgu maddesi olarak polikaprolakton(Polycaprolactone; PCL)
Polycaprolactone (PCL) içeren dermal dolgu, Ellanse TM (AQTIS Medical, Utrecht, Hollanda) olarak adlandırılmaktadır. PCL, 25-50 mikron çapında mikro kürecikler şeklindedir ve bu kürecikler karboksimetilselülöz (CMC) jel içinde dağılmıştır. PCL, dokuya uygulandığında tamamen eriyerek kaybolur. CMC ise dokulardan makrofajlar tarafından birkaç hafta içinde temizlenir. PCL, dokuda inflamasyonu tetikleyerek yeni kollajen üretimini teşvik eder. Ellanse, %2.0 lidokain hidroklorür ile 0.19 mL lidokain ve 1.1 mL PCL'in karıştırılmasıyla hazırlanır.
Dolgu maddesi olarak politetraflurpetien
Yumuşak doku büyütme amacıyla 1990'lı yıllarda FDA tarafından onaylanan çeşitli genişletilmiş politetrafluoroetilen (PTFE) formları günümüzde de piyasada bulunmaktadır. Bunlar arasında Gore-Tex bağları veya iplikleri ile daha yeni, çift gözenekli ve farklı şekillerdeki Advanta ürünleri yer almaktadır. Bu süngersi ürünler, lokal doku fibrozisini teşvik eder ve belirgin bir hacim artışı sağlar. PTFE, nadir inflamatuar reaksiyon durumları dışında biyolojik olarak uyumludur. Bu ürünler, dolgu maddelerinden farklı olarak doku implantlarıdır ve daha yüksek cerrahi riskler ile daha fazla uzmanlık ve eğitim gerektiren bir ortamda uygulanmalıdır.
Dolgu maddesi olarak isolagen
Hastanın derisi kullanılarak fibroblastlar kültüre edilir ve estetik amaçlarla enjekte edilebilir bir materyal oluşturmak için uyarılır. Isolagen’in dikkat çekici özelliği, minimal invaziv bir toplama tekniği kullanarak (kozmetik olmayan bir alandan 3 mm’lik bir deri "punch" biyopsisi ile) bir kişiye immünolojik olarak inert bir hacim artırma ürünü sunmasıdır.
Toplama işleminden yaklaşık iki ay sonra, 1-2 cm³ miktarında ürün elde edilir ve daha uzun süreli sonuçlar sağlamak amacıyla yaklaşık iki hafta aralıklarla bir dizi seans halinde enjekte edilir. Bu ürün, diğer dolgularda bulunmayan ve daha uzun süreli faydalar sağlayabilecek fibroblastlar içerebilir.
Isolagen’in en önemli avantajları, biyolojik uyumluluk ve güvenliktir. Bu ürün, istenen sitokin ve büyüme faktörlerinin üretimini artırarak iyileştirici etkiler sağlayabilen, kollajen ve elastin üretimini teşvik eden hastanın kendi fibroblastlarını içerir. Düzeltmenin yaklaşık 6-12 ay sürdüğü düşünülmektedir, ancak bu kesin olarak kanıtlanmamıştır. Öte yandan, kültüre edilen otolog fibroblast ve kollajenin özel mühendislik tekniği nedeniyle bu ürün oldukça pahalıdır ve iki aylık bir bekleme süresi gerektirir.
Dolgu maddesi olarak poliakrilamid
%2.5 çapraz bağlı poliakrilamid polimeri ve %97.5 pirojen sudan oluşan bir jel, deri dokusuna uygulandığında akrilamid fibrotik ve lokalize yabancı cisim reaksiyonlarını tetikler. Jel, 1 mL'lik şırıngalarda paketlenir ve oda sıcaklığında saklanır. Önceden duyarlılık testi gerektirmeyen bu jel, biyolojik olarak uyumludur ve emilemez; bu da onun kalıcı, inert ve dayanıklı bir dolgu maddesi olmasını sağlar. Deride akrilamid kalış süresinin tam olarak ne kadar olduğu ise henüz netlik kazanmamıştır.
Dolgu maddesi olarak fulfil
Fulfil® (Evera Medical, Foster City, CA, ABD), içinde SF bulunan balon şeklindeki doku genişleticilerdir. Bu balonlar çift duvarlı bir yapıya sahiptir; iç kısımda elastik bir duvar, dış kısımda ise ePTFE membranı bulunmaktadır.