İlaçlara Bağlı Anajen Saç Dökülmesi, Anagen Effluvium

Saçların yaşam döngüsünde anajen evrede ilaçlar saç dökülmesine neden olabilmektedir. Anajen evre, saçların büyüme evresidir ve foliküllerin dermal papillasında matriks hücreleri ile saç gövdesini çevreleyen foliküler kılıf hücreleri yüksek oranda bölünme ve çoğalma göstermektedir. Bu evrenin aniden durması saç dökülmesine neden olmaktadır. Anajen saç dökülmesinin iki klinik formu tanımlanmıştır.

İlaçlar saçların anajen evresinde dökülmeye neden olduklarında bu saç dökülmesi "Distrofik anajen saç dökülmesi" (Dystrophic anagen effluvium) olarak tanımlanmaktadır. Kemoterapi kaynaklı alopesi olarak da bilinmektedir. Kemoterapi olarak kullanılan antimetabolitler, alkilleyici ajanlar ve mitotik inhibitörler buna neden olmaktadır (chemotherapy induced alopecia). Bu ajanların kullanımı, anajen evredeki saçlar üzerinde toksik veya inflamatuar bir hasara neden olarak, saç gövdesinin kırılmasına ve saçların dermal papilladan ayrılmasına yol açmaktadır. Kemoterapiler sonrası saç dökülmesi %65 oranında gözlenmektedir. Kemoterapötik ajanlara bağlı saç dökülmesi tedavi başlangıcından 1-3 hafta sonra başlayıp 1-2. aylarda dökülme maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Dökülmenin derecesi kemoterapinin süresine, dozuna ve devamlılığına bağlıdır. Kombine kemoterapilerde ise dökülme daha şiddetli ve yaygındır. Anajen effluvium yapan kemoterapotikler genellikle alkilleyici ajanlar, vinka alkaloidleri ve topoizomeraz inhibitörleridir. Dökülmeler sıklıkla geri dönüşümlüdür ve suçlu ilacın kesilmesiyle saçlar yeniden çıkmaktadır. İzoniazid, doksorubisin, nitrozüreler, siklofosfamid, levodopa, kolşisin ve siklosporin gibi çeşitli ilaçların anajen effluvium tetiklemesinde rol oynadığı öne sürülmüştür. Kemik iliği nakilleri sonrası kullanılan busulfan kemoterapisi alan hastalarda kalıcı saç dökülmeleri gelişebilmektedir.

Kemoterapi kaynaklı saç dökülmesi, sıklıkla saçların yavaş uzadığı tepe ve frontal bölgeler gibi düşük saç yoğunluğuna sahip bölgeleri etkiler. Kaş, kirpik, kol ve bacaklar, koltuk altı ve kasık bölgesindeki kılları da etkileyebilir. Kemoterapi gören hastalarda, kemoterapinin başlangıcı önemli bir stres faktörü olduğundan, telogen saç dökülmesi de görülebilir ve anajen saç dökülmesi ile örtüşebilir. Dökülen saçların mikroskobik gözlemleri, anajen-telogen ayrımını sağlamaktadır. Anajen effluviumda trikogram yapıldığında, telogen fazındaki saç köklerinin %15'inden az olması, normal bir anajen-telogen oranını desteklerken; telogen fazındaki saç köklerinin %15'inden fazla olması, telogen effluvium tanısını güçlü bir şekilde destekler. Tanı amaçlı diğer saç analizleri de kullanılabilir.

Distrofik saç dökülmesinde, telogen effluviumun aksine, saçlar kırılmıştır ve dökülen saçların kök kısımlarındaki saçın sonlanması konik olarak gözlemlenir.

Kemoterapi dışında anajen saç dökülmesinin diğer nedenleri; radyasyon, çevresel ve mesleki toksik kimyasal maddelere ve ağır metallere maruz kalma (toksik alopesi), kronik hastalıklar, yetersiz beslenme durumu, cerrahi müdahaleler sonrası ve diffüz alopesi areata gibi otoimmün durumlar şeklinde birden fazla etyoloji rol oynayabilir. Ağır metaller, saç gövdesindeki keratin proteinleri arasındaki sülfür bağlarını kırmaktadır; bunlar arasında talyum, civa, arsenik, kadmiyum ve bizmut bulunmaktadır. Radyasyonun hem geri dönüşümlü hem de kalıcı alopesiye neden olduğu gösterilmiştir.

Anajen saç dökülmesinin kalıcı olmaması, saç folikülü kök hücresine verilen hasarın derecesiyle orantılıdır. Kemoterapi kaynaklı alopesi genellikle geri döndürülebilirdir, ancak her zaman değil.

kemoterapik_ilaclar_ve_sac_dokulmesi.jpg

Anajen saç dökülmesi, hasta için duygusal ve psikolojik olarak oldukça sıkıntı vericidir. Hiçbir tedavi, saç dökülmesini önlemede veya durdurmada tamamen etkili olduğunu kanıtlamamıştır. Bu nedenle, saç dökülmesinde hastanın bilgilendirilmesi ve saçların tekrar çıkma sürecine kadar kamuflaj tavsiyeleri çok önemlidir. Tam iyileşmenin elde edilmesi genellikle aylar veya yıllar alabilmektedir. Ne yazık ki, bazı hastalarda tam iyileşme olmadan saç incelmesi devam edebilmektedir. Kemoterapi kaynaklı alopesi, saç kök hücreleri korunduğu sürece geri dönmektedir. Kemoterapi sonlandırıldığında, saç folikülü derhal düzenli döngüsüne geri döner ve 3 ila 6 ay içinde görünür bir yeniden büyüme gözlenir. Hastaların yaklaşık %65'i, yeni çıkan saçlarında grileşme, kıvrılma veya düzleşme etkileriyle karşılaşır ve bu durum, kemoterapinin saç folikülü melanositleri ve iç kök kılıfı epitelleri üzerindeki farklı etkilerine bağlıdır. Kemoterapiler sırasında saç köklerine ulaşan ilaç miktarını fiziksel olarak azaltmak ve ilacın saç folikülü üzerindeki etkilerini engellemek için bazı öneriler bulunmaktadır. Kemoterapi sırasında kafa derisi turnikesi kullanılması ve kafa derisi hipotermisi gibi.

Saçlı deri soğutma sistemi, özellikle antrasiklinler ve taksanlara bağlı dökülmeler başta olmak üzere, kemoterapiye bağlı saç dökülmelerinde etkili bir tedavi seçeneğidir. Kemoterapi süresince soğuk hava ya da sıvı ile saçlı deri soğutularak o bölgede damarlar daraltılmakta, böylece kıl folliküllerine kan akımı azaltılmakta ve saçlı deride kemoterapötik ilacın etkisi azaltılmaktadır. Aynı zamanda soğuk etkisi ile biyolojik aktiviteleri azalan kıl folliküllerinin ilaç etkilerine karşı daha az duyarlı hale geldiği savunulmaktadır.

Anajen saç dökülmesinde tedaviler arasında;

  • Minoksidil; endokrin tedaviler veya kemoterapi kaynaklı saç dökülmesi yaşayan ve iyileşme süreci geciken hastalarda kullanılmaktadır. Minoksidil, saç dökülmesini önlemekten ziyade kemoterapi kaynaklı alopesiyi tedavi etmek için kullanılmalıdır. Androjenik alopeside kullanılan minoksidil, kemoterapiye bağlı dökülmelerde de alopesinin süresini kısaltmaktadır. Fakat minoksidil, kemoterapinin ilk dozlarında başlayan dökülmelerin durdurulmasında etkili değildir ve kan kanserleri nedeniyle kemoterapi alan hastalarda minoksidil kullanılmamalıdır.
  • Topikal bimatoprost: kemoterapinin neden olduğu kirpik veya kaş hipotrikozunu tedavi etmek kullanılabilir. 



 




 

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency