İdiyopatik Guttat Hipomelanozis

İdiyopatik guttat hipomelanozis (IGH), nedeni tam olarak bilinmeyen, iyi huylu ve genellikle herhangi bir şikayet vermeyen(asemptomatik) bir ciltte beyazlaşma(lökoderma) durumudur.  Klasik olarak açık tenli yaşlı yetişkinlerde görülür ve sıklıkla fark edilmeyebilir veya teşhis edilemeyebilir. Hastalık, adından da anlaşılacağı gibi, idiopatik (nedeni tam olarak bilinmeyen) bir seyir izler.IGH bazen estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm yaratabilir, ancak tehlikeli bir durum değildir. Lezyonlar ortaya çıktıktan sonra kendiliğinden gerilemez. Bu nedenle tedavi, tamamen kozmetik görünümü iyileştirmeye odaklanır.

İdiyopatik Guttat Hipomelanozis (IGH), tüm ırklarda ve cilt tiplerinde görülür. Açık tenli bireylerde daha sık rastlansa da, koyu tenlileri de etkileyebilir ve bu kişilerde lezyonlar daha belirgin olabilir. Önceden kadınlarda daha yaygın olduğu düşünülse de, son çalışmalar cinsiyetler arasında eşit bir yaygınlık olduğunu göstermektedir. Kadınların kozmetik kaygılar nedeniyle daha sık tıbbi yardım araması, geçmişteki bu algıya katkıda bulunmuş olabilir. Cinsiyetten bağımsız olarak, görülme sıklığı ve yaygınlık yaşla birlikte artar. IGH, 20'li ve 30'lu yaşlardaki genç yetişkinlerde de görülebilse de, bir çalışma 40 yaş ve üzeri bireylerin %87'sinde en az bir lezyon olduğunu, 70 yaşın üzerindeki kişilerin ise %80'ine kadarının etkilendiğini ortaya koymuştur.

İdiyopatik Guttat Hipomelanozis'in (IGH) etiolojisi (nedeni) henüz tam olarak bilinmemektedir. Bazı teoriler, bu durumun cildin doğal yaşlanma sürecinden, tekrarlayan mikrotravmalardan veya kümülatif kronik güneş hasarından kaynaklandığını öne sürmektedir. Ancak, bu hipotezlerin hiçbiri henüz tam olarak doğrulanmamıştır.

Klinik Özellikler ve Epidemiyoloji

  • Genellikle ön kol ve bacakların ön yüzeyinde simetrik olarak yerleşen, 2-5 mm çapında, oval veya çokgen şeklinde, keskin sınırlı ve porselen beyazı hipopigmente lekelerdir.

idiyopatik_guttat_hipomelanozis.jpg

  • Boyutları zamanla değişmez ve nadiren yüzde de görülebilir. Lekelerin şekli, derideki doğal çizgilerle sınırlıdır.

  • Çok nadiren, kendiliğinden repigmentasyon görülebilir.

  • 30 yaş altındaki bireylerin %20'sinde görülürken, 70 yaş üstünde bu oran %80'lere çıkmaktadır.

  • Toplumda her ırkta ve cilt tipinde %46-70 oranında görülmekle birlikte, koyu tenli bireyleri daha sık etkiler.

  • Görülme sıklığı kadın ve erkeklerde eşit olsa da, kadınlar kozmetik endişeler nedeniyle daha sık muayene talebinde bulunur.

Tanı

Wood ışığı ile kolayca konulabilir.

Olası Nedenler

İdiyopatik guttat hipomelanozisin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, ileri yaşlarda görülmesi ve vücudun en fazla güneşe maruz kalan bölgelerine yerleşmesi nedeniyle kronik güneş hasarının bir neden olabileceği düşünülmektedir. İleri yaşlarda görülme sıklığındaki artış, yaşlanmaya bağlı dejenerasyonla ilişkilendirilmiştir; zira deri her 10 yılda bir melanosit aktivitesinin %10-20'sini kaybeder. Travma ve mikrotravmaların durumu tetikleyebileceği ve bazı kişilerde ailesel yatkınlık olduğu düşünülmektedir.


İdiyopatik Guttat Hipomelanozis (IGH) Tedavisi

 


Tedavi Yöntemleri

IGH'yi kozmetik olarak iyileştirmek için tek başına veya kombinasyon halinde kullanılan çeşitli tedaviler mevcuttur. Bu tedaviler değişken başarı oranları göstermiştir:

  • Kriyoterapi

  • Yüzeysel dermabrazyon ve peelingler (örn. %50 trikloroasetik asit)

  • Topikal steroidler ve retinoidler

  • Topikal kalsinörin inhibitörleri

  • Fraksiyonel lazerler (CO2 ve iterbiyum/erbiyum fiber lazerler)

  • Hafif ve yüzeysel kriyoterapi, mikrodermabrazyon, normal deriden alınan mikro deri greftleri, topikal retinoidler ve fraksiyonel CO2 lazer tedavileri kullanılabilir.

guttate_hipomelanosis.jpg

  • Excimer lazer ve 308 nm Excilite ile klinik olarak başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

guttate_hipomelanosis_2.jpg

guttate_hipomelanosis_3.jpg

  • PUVA veya dar bant UVB (DB-UVB) tedavisinden sonra guttat hipomelanozis gelişen vakalar da bildirilmiştir.

Tedavi seçenekleri değerlendirilirken olası riskler de göz önünde bulundurulmalıdır. Kriyoterapi gibi tedaviler lökodermayı kötüleştirme, lazer tedavileri ise kalıcı olmayan kızarıklık ve postinflamatuar hiperpigmentasyona neden olma riski taşıyabilir.

Gelecek Vaat Eden Yaklaşımlar

Umut vadeden çalışmalar, fraksiyonel fototermoliz ile topikal kalsinörin inhibitörlerinin kombinasyonunun daha iyi sonuçlar verebileceğini öne sürmektedir. Ayrıca, yakın zamanda yapılan araştırmalar, mikroiğneleme ile 5-florourasil mikroinfüzyonu kombinasyonunun melanosit varlığını artırarak potansiyel bir tedavi seçeneği sunabileceğini belirtmektedir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency