- Gösterim: 6963
Seboreik keratozlar, ileri yaşlarda ortaya çıkan ve en sık görülen iyi huylu epitelyal deri tümörleridir. Yaşlılarda en sık görülen deri tümörü oldukları için "yaşlılık siğilleri" veya "yağlı siğil" olarak da bilinirler.
Gövde, yüz (alın ve şakaklar) ve boyun başta olmak üzere tüm vücutta görülebilirler. En sık kıllı bölgelerde rastlanır, ancak dudak, avuç içi ve ayak tabanında görülmezler. Nadiren dış kulak yolu ve genital alanda da ortaya çıkabilirler. Genellikle birden fazla sayıda bulunurlar, ancak sayıları çoğunlukla 20'nin altındadır.
Deri seviyesinden kabarık, keskin sınırlı, açık kahverengiden siyaha kadar değişken renklerde olabilirler ve sanki deri yüzeyine yapıştırılmış izlenimi verirler. Çoğunlukla birkaç milimetre çapında olmalarına rağmen, bazen birkaç santimetreye kadar (sıklıkla 0.2-3 cm) ulaşabilirler. Pürüzlü yüzeylerinde yarıklar ve deri gözeneklerine benzeyen tıkaçlar (keratin kistleri) görülebilir. Yüzeylerinin yağlı ve parlak görünümü "seboreik" olarak adlandırılmalarına neden olsa da, derinin yağ bezleri (sebase bezler) ile ilişkili değildirler.
Çok nadiren büyük boyutlara ulaşarak ciltten kabarık lezyonlar oluşturabilirler. Bu durumda, Buschke-Löwenstein tümörlerinden ayırıcı tanılarının yapılması son derece önemlidir. Deriden kabarık olmayan klinik formların yüzeyi düz ve kadifemsi yapıdadır. Koltuk altı ve kasık gibi anatomik alanlarda saplı (pedinküllü) olarak görülebilirler. Deriden kabarık ve deriye yapışık görünümleriyle kaya midyelerine benzetilirler.
Sırtta çok sayıda olduklarında, deri gerilim çizgileri (Langer çizgileri) boyunca yerleşerek "yılbaşı çam ağacı" görünümü verebilirken, oval formları yağmur damlasına benzetilmiştir.
Klinik Gelişim
Seboreik keratozlar genellikle hızla gelişir ve sayıları yıllar içinde artma eğilimi gösterir. Nadir durumlarda kendiliğinden de kaybolabilirler.
Görülme Sıklığı
-
Genç Yaş: 15-25 yaş arasında %15-20 oranında görülebilseler de,
-
İleri Yaş: Sıklıkla 50 yaş sonrası ortaya çıkarlar.
-
Çok İleri Yaş: 80 yaş üzerinde görülme oranı %89'a kadar çıkar.
Seboreik keratozun bir varyantı olan dermatosis papulosa nigra ise çocukluk döneminde de görülebilir.
Şikayetler ve Nedenleri
Seboreik keratozlar genellikle şikayete neden olmazlar. Ancak giysi sürtünmesi veya kaşıma gibi durumlarda travmaya maruz kalırlarsa kanama yapabilirler.
Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, yaşlanma süreci, genetik yatkınlık, HPV gibi viral enfeksiyonlar ve güneş ışınlarına maruz kalma (UV) suçlanmaktadır.
Seboreik keratozun farklı klinik çeşitleri bulunmaktadır.
Hiperkeratotik Klinik Form: Bu, seboreik keratozun klinik olarak en sık görülen türüdür. Bu formdaki lezyonlar, belirgin bir şekilde kalınlaşmış ve pürüzlü bir yüzeye sahiptir.
Retiküler veya Adenoid Klinik Formu: Bu, seboreik keratozun nadir görülen bir klinik şeklidir. Bu formdaki lezyonlar, dermoskopi ile incelendiğinde, ince ve ağ benzeri bir yapıda görülürler. Genellikle cildin rengine yakın tonlarda veya hafif kahverengi olabilirler ve yüzeyleri düzdür.
Klonal Klinik Formu: Bu, seboreik keratozun nadir görülen bir türüdür. Pagetoid Bowen hastalığına dönüşme riski nedeniyle dikkatle takip edilmesi gereken bir klinik formdur.
İrritasyon Gelişmiş Klinik Formu: Bu, seboreik keratozların travma, kimyasal maddeler veya diğer faktörler nedeniyle tahriş olarak klinik görünümünün değiştiği formdur. Bu haliyle, skuamöz hücreli karsinom (SCC) adı verilen bir cilt kanserine benzediği için, ayırıcı tanı ve klinik değerlendirmenin çok dikkatli yapılması gerekir.
Dermatozis Papuloza Nigra : Seboreik keratozun koyu tenli bireylerde (özellikle siyahi ırkta) görülen bir çeşididir. Bu lezyonlar genellikle yüzde, özellikle yanaklarda ve gözlerin dış kenarlarında bulunur. Küçük, koyu renkli ve saplı papüller (kabartılar) şeklinde görülürler. Bu varyantın en önemli özellikleri:
-
Erken yaşta ortaya çıkmaları.
-
Ailesel yatkınlık göstermeleri.
Stucco Keratozis: Seboreik keratozun farklı bir klinik türüdür. Bu lezyonlar, özellikle kollarda ve bacakların alt kısmında, simetrik olarak yerleşen küçük, grimsi-beyaz renkte, 1-3 mm çapında oluşumlardır. En çok topuklarda ve bacaklarda görülürler. Yüzeylerinde diğer seboreik keratozların aksine keratin kistleri bulunmaz. Grimsi-beyaz renklerinden dolayı keratosis alba (beyaz keratoz) olarak da bilinirler.
Melanoakantom Klinik Formu: Melanoakantom, yapısında yoğun pigment (boya maddesi) barındırdığı için bu şekilde adlandırılan bir seboreik keratoz çeşididir. Bu lezyonlarda pigmentasyon oldukça belirgindir ve yüzeylerinde boynuza benzeyen, tıkaç şeklinde yapılar bulunur.Bu görünümü nedeniyle malign melanom adı verilen cilt kanseriyle karıştırılma riski taşır. Bu yüzden doğru teşhis için mutlaka ayırıcı tanısının yapılması çok önemlidir.
Liken Planusa Benzeyen Klinik Form: Bu, seboreik keratozun nadir görülen bir çeşididir. Genellikle bir veya iki lezyon şeklinde ortaya çıkar. En sık gövdenin üst kısmında, ön kollarda ve ellerin üstünde görülür. Kırmızı-mor renkte olup, üzerinde hafif kepeklenme (pullanma) gözlenebilir.
Leser-Trélat Belirtisi
Leser-Trélat belirtisi, kısa bir süre içinde gövdede çok sayıda ve kaşıntılı seboreik keratozun aniden ortaya çıkmasıyla kendini gösteren bir durumdur. Bu belirti, vücutta bir iç organ kanserinin varlığına işaret edebilir.
Bu belirtiyle en sık görülen tümörler, karın içi organların adenokarsinomalarıdır.
Seboreik Keratoz Tedavisi
Seboreik keratozlar, iyi huylu tümörler olduğu ve kansere dönüşme riskleri çok düşük olduğu için tıbbi olarak tedavi edilmeleri zorunlu değildir. Tedavi, genellikle estetik kaygılar nedeniyle tercih edilir.
Kriyoterapi, elektrokoter ve lazer tedavisi gibi çeşitli yöntemlerle seboreik keratozlar alınabilir..
Lokal anestezi uygulandıktan sonra lezyon, yukarıda belirtilen yöntemlerden biriyle alınır. Yara iyileşmesi yaklaşık 2 hafta sürer.
Seboreik keratoz tedavisinde topikal ürünlerin etkinliği sınırlı olsa da bazı seçenekler mevcuttur.
Topikal Tedaviler:
-
%3 diklofenak jel
-
Tazaroten
-
Kalsipotriol
-
İmikimod
-
AHA-BHA gibi kimyasal peeling ajanları