Tırnak Hastalıkları

Tedaviye başlamadan önce, öncelikle altta yatan nedenler ve arttırıcı faktörler azaltılmalıdır. Tüm kozmetikler, temizleme ürünleri, nemlendiriciler ve anti-aging ürünler kesilmelidir. Hastadan ağız ve diş bakımında sadece su kullanımı, hatta diş fırçası yerine parmak kullanımı istenmektedir.

Topikal Tedaviler

Perioral dermatit için birinci basamak tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur:

  • Antibiyotikler/Antienflamatuarlar: Antibiyotikler (topikal metronidazol krem/jel, klindamisin losyonu/jeli, eritromisin jeli) anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle te3rcih edilmektedir. 

  • Diğer Ajanlar: Topikal kükürt preparatları, azelaik asit jeli, sülfasetamid preparatları ve topikal adapalen 

  • Kalsinörin İnhibitörleri: Topikal kalsinörin inhibitörleri (örneğin takrolimus merhem veya pimekrolimus kremi) 

Oral Tedavi Yaklaşımları (Sistemik)

Topikal tedaviler işe yaramazsa veya perioral dermatit yaygınsa, oral antibiyotikler genellikle faydalıdır. Oral antibiyotikler hızlı iyileşme için başlanır, ancak topikal tedaviler eş zamanlı kullanılmalıdır. Topikal tedavilerin tam etkinliği . aya kadar ortaya çıkmayabileceğinden, mümkünse ay sonra oral antibiyotikleri kesmek amaçlanır. Kronik topikal tedavilerle kontrol altına alınamayan hastalar daha uzun süreli oral antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyabilir.

  • Tetrasiklin Grubu: ila haftalık bir tedavi kürü önerilmektedir. 

    • Tetrasiklin

    • Doksisiklin/Minosiklin

  • Tetrasiklin antibiyotiklerinin kontrendike olduğu durumlarda (örneğin yaşından küçük çocuklarda, emziren annelerde ve hamile kadınlarda) alternatif tedavi olarak eritromisin kullanılabilir.

  • Dirençli Vakalar: Dirençli ve şiddetli vakalarda, düşük doz oral izotretinoin kullanılabilir.

Topikal Kortikosteroid Yönetimi

  • Kullanımdan Kesin Kaçınma: Perioral dermatit birincil bir egzama süreci olmadığından, topikal kortikosteroidlerin kullanılmaması esastır. Geçici fayda sağlasa da, kesilince döküntü alevlenebilir ve kötüleşebilir.

  • Mevcut Kullanımın Bırakılması: Hastalar topikal kortikosteroid kullanıyorsa, aniden kesilmesi tekrarlayan alevlenmeye yol açabilir. Hastalar, uygun tedaviler başlatılana kadar durumun kötüleşeceği konusunda önceden uyarılmalıdır.

  • Aşama Aşama Bırakma: Orta ila yüksek etkili bir steroid kullanan hastada, düşük etkili bir steroid (örneğin hidrokortizon krem) kullanılarak yavaş yavaş kesilmesi gerekebilir.

  • Granülomatöz Varyant İçin Özel Tedavi: Granülomatöz perioral dermatitin topikal ruxolitinib krem ​​ile tedavisi son zamanlarda ümit verici sonuçlar göstermiştir.

Perioral Dermatit Yönetiminde Hasta Eğitimi 

Perioral dermatitin etkili bir şekilde yönetilmesinde caydırıcılık ve hasta eğitimi hayati bir rol oynar. 

  1. Topikal Kortikosteroidlerden Kaçınma: Hastalar, özellikle reçetesiz satılanlar da dahil olmak üzere topikal kortikosteroidlerin yüz cildi üzerindeki zararlı etkileri konusunda uyarılmalıdır. Klinisyenler, tüm topikal steroidlerin kesilmesini kesinlikle vurgulamalıdır.

  2. Diğer Tetikleyicilerden Kaçınma: Aşağıdaki potansiyel tahriş edici maddelerden kaçınılması gerekmektedir:

    • Florlu diş macunu

    • Ağır kozmetikler

    • Gereksiz cilt bakım ürünleri

  3. Tedaviye Uyum ve Gerçekçi Beklentiler:

    • Yalnızca Reçeteli Ürünler: Hastalara yalnızca reçete edilen tedavi rejimini kullanmaları talimatı verilmelidir.

    • Geri Tepme Alevlenmesi: Hastalar, steroidleri bıraktıktan sonra semptomlarda geçici bir kötüleşme (geri tepme alevlenmesi olarak bilinir) meydana gelebileceği konusunda önceden bilgilendirilmelidir.

    • Tedavi Süresi: Eğitim, birkaç haftadan aya kadar sürebilecek tedavi takvimi ve kronik veya tekrarlayan semptomlar olasılığı konusunda gerçekçi beklentileri de içermelidir.

Bu noktaların açık iletişimi ve sürekli olarak pekiştirilmesi, tedaviye uyumu ve uzun vadeli sonuçları önemli ölçüde iyileştirebilir.


 

Perioral dermatitin ayırıcı tanısında dikkate alınması gereken başlıca dermatolojik durumlar ve ayırt edici özellikleri aşağıdadır:

  1. Rozasea:

    • Klinik: Öncelikle burun da dahil olmak üzere yüzün orta kısmında iltihaplı papüller ve püstüller şeklinde ortaya çıkar. Hastalarda genellikle kızarma ile birlikte telenjiektazi eritem görülür.

    • Ayırıcı Nitelik: Birçok yazar, perioral dermatiti rozaseanın bir çeşidi olarak görür; ancak klinik olarak akne vulgaristen, aknenin karakteristik özelliği olan komedonların olmamasıyla ayırt edilir.

  2. Akne Vulgaris:

    • Klinik: Yüzde, göğüste ve sırtı etkileyebilen iltihaplı papüller, püstüller, kistler ve komedonlar olarak ortaya çıkar. Yetişkin kadınlarda çene ve çene hattında iltihaplı papüllerle karakterize olup, perioral dermatite benzer bir dağılım gösterebilir.

    • Ayırıcı Nitelik: Komedonların varlığı önemlidir.

  3. Sarkoidoz:

    • Klinik: Yüzün periorifisyal bölgelerinde kırmızı-kahverengi papüllerle rozase ve perioral dermatite benzer belirtiler gösterebilir.

    • Ayırıcı Nitelik: Lezyonlar genellikle daha yaygındır ve diğer cilt bölgelerinde de görülebilir. Hastalarda sıklıkla sistemik sarkoidoz semptomları bulunur. Ayırt etmede biyopsi faydalıdır.

  4. Seboreik Dermatit:

    • Klinik: Kaşlarda, glabellada, paranazal deride, nazolabial kıvrımlarda, sakalda, kafa derisinde ve göğüste dağılmış yağlı pullu, iyi tanımlanmamış eritematöz yamalar şeklinde görülür.

  5. Alerjik Kontakt Dermatit:

    • Klinik: Genellikle belirsiz pullu maküller, yamalar ve plaklarla birlikte likenifikasyon olasılığıyla kendini gösterir.

    • Ayırıcı Nitelik: Perioral dermatitli hastalar konvansiyonel tedavilerle iyileşme göstermezse, cilt veya ağız bakım ürünlerinden kaynaklanan alerjiyi dışlamak için yama testi düşünülmelidir.

  6. Tahriş Edici Keilitis (Dudak Yalayıcı Keilitisi):

    • Klinik: Deri dudağının kızarıklığı ve pullanmasıyla ortaya çıkar.

    • Ayırıcı Nitelik: Genellikle kırmızı dudak bölgesini de etkiler, ancak perioral dermatitin aksine kırmızı dudak sınırı (vermilion border) etkilenmez.

  7. Foliküliti:

    • Klinik: Dağınık eritemli yüz papülleri ve püstülleriyle kendini gösterir.

    • Ayırıcı Nitelik: Püstüllerin açılması ve ardından pürülan materyalin mikroskopisinde çok sayıda akarının görülmesi tanı koydurucudur.

  8. :

    • Klinik: Eritematöz pullu papüller ve halka şeklindeki plaklarla kendini gösteren mantar enfeksiyonudur.

    • Ayırıcı Nitelik: preparasyonu ve pullu yapının mikroskobik incelemesiyle ekarte edilebilir.

  9. Kutanöz Adneksal Neoplazmlar:

    • Klinik: Siringomalar ve diğer adneksal neoplazmlar, ten renginden eritemli yüz papüllerine kadar değişerek perioral dermatiti taklit edebilir.

    • Ayırıcı Nitelik: Tanı için biyopsi faydalıdır.


Perioral dermatitin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, birçok faktörün hastalığın kliniğini etkilediği düşünülmektedir. Bu faktörler şunlardır:

İlaçlar

  • Topikal Kortikosteroidler: Birçok hastada, topikal kortikosteroid kullanımı ile perioral dermatit arasında sıklıkla bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Topikal steroid kullanımı döküntüden önce ortaya çıkabilir ve topikal steroidlerin kronik kullanımı ciddi hastalık geliştirme riskini artırır. Başlangıçta, yüz döküntüsü topikal steroid kullanımına yanıt verir. Ancak topikal steroidin kesilmesiyle döküntü tekrarlar. Bu durum, uzun vadede topikal steroid kullanımına bağımlılığa yol açar. Zamanla, perioral dermatit kronik steroid kullanımıyla şiddetlenebilir ve hastalığın granülomatöz bir alt tipine dönüşebilir.

    Topikal steroidlerin hastaları perioral dermatite yatkın hale getirmesinin kesin mekanizması tam olarak anlaşılmamıştır.

    • Mikroflora Etkisi: Yazarlar, topikal steroidlerin kıl folikülünün mikroflorasını etkilediğini ve bunun bu durumun patogenezine katkıda bulunabileceğini ileri sürmüşlerdir.

    • Enfeksiyöz Kaynaklar: Bazı araştırmacılar, perioral dermatitin nedeni olarak Candida albicans (mantar), fusiform bakteriler ve Demodex akarları dahil olmak üzere enfeksiyöz kaynakları önermişlerdir. 

  • İnhale Kortikosteroidler: Saman nezlesi ve astım için kullanılan kortizonlu sprey veya inhaler grubu ilaçların kullanımı.

Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünleri

  • Diş ve Ağız Ürünleri: Florlu diş macunu kullanımı perioral dermatit ile ilişkilendirilmiştir. Ek olarak, sakız çiğnemek ve diş dolguları da perioral dermatit ile ilişkilendirilmiştir. 
  • Mentol içerikli ağız ve diş bakım ürünleri

  • İzopropil miristat (Isopropyl myristate), parafin ve vazelin içerikli nemlendirici kremler, pomatlar, güneşten koruyucular ve fondötenler.

  • Civa içeren diş dolguları

  • Fiziksel güneşten koruyucu içeren güneş koruyucu ürünler, özellikle çocuklarda sık perioral dermatite yol açmaktadır.

  • Yeni Tetikleyiciler: Son yıllarda, - önleyici yüz maskeleri de perioral dermatit gelişimiyle ilişkilendirilmiştir.  Ayrıca, CPAP'ta (Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı) aktif oksijenin uygunsuz kullanımı da perioral dermatit gelişimiyle ilişkilendirilmiştir.

3. Fiziksel Faktörler

  • Güneş ve yapay kaynakları

  • Sıcak

  • Soğuk

  • Rüzgar

4. Mikrobiyolojik Faktörler

  • Fusiform spirilla bakterisi

  • Candida etkenleri (mantar)

  • Demodex folliculorum (akar)

5. Diğer Faktörler

  • Hormonal Faktörler: Bu rahatsızlığın kadınlarda daha sık görülmesi nedeniyle, etiyolojide hormonal faktörler göz önünde bulundurulmuştur. İlginç bir şekilde, oral kontraseptif haplar perioral dermatitin iyileşmesiyle ilişkilendirilmiştir.

  • Sindirim sistemi problemleri

  • Stres

  • Müzik enstrümanları

  • Dudak nemlendiricileri ve parlatıcıları (Lipstick)

  • Acılı yiyecekler

  • Alkol alımı


Perioral dermatitli hastalar en sık; ağız, gözler ve burnu çevreleyen, genellikle iki taraflı, ancak tek taraflı da olabilen karakteristik eritematöz gruplanmış papüllerle başvururlar. Sıklıkla diğer yüz açıklıklarını çevreleyen cildi etkilediği için bu duruma periorifisyal dermatit de denmiştir.

Temel Klinik Özellikler:

  • Lezyonlar: Pullanma, veziküller ve püstüller de perioral dermatitle ilişkili diğer klinik bulgular arasındadır.

  • Tutulum Olmayan Bölge: Dudakların kırmızı kenarlarında (vermilion border) genellikle tutulum görülmez. Tipik görüntüsü üst dudağın etkilenmemesi alt dudağın 3-5 mm sınırına kadar belirtilerin olmamasıdır.

  • Semptomlar: Hastalar genellikle tutulan bölgelerde yanma veya hassasiyet semptomlarıyla ilişkili olduğunu bildirse de, kaşıntı da görülebilir. Hastalar ayrıca, döküntüyü şiddetlendirebilecek çeşitli cilt bakım ürünlerine karşı hassasiyetten de bahsedebilirler.

Granülomatöz Varyant:

Granülomatöz varyantta, aynı dağılımda ten rengi, eritemli veya sarı-kahverengi papüller ortaya çıkar. Bununla birlikte, kulaklar, boyun, kafa derisi, gövde, vulva ve ekstremitelerde nadir tutulumlar tanımlanmıştır.

Lupoid Perioral Dermatit:

Lupoid perioral dermatit, yoğun kırmızı-kahverengi papül gruplarıyla görülen daha şiddetli bir perioral dermatit çeşididir. Lupoid perioral dermatit lezyonları, diyaskopide lupoid infiltrat gösterir.

Sistemik Bulgular ve Konsültasyon:

Nadir granülomatöz periorifisyal dermatit vakalarında eş zamanlı blefarit veya konjonktivit bulunabilir; bu nedenle oftalmolojik bir değerlendirme düşünülmelidir. Diğer sistemik bulgular bu hastalıkla ilişkili değildir.


Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri

  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri

  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri

  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri
  • Peroral Dermatitis'in Klinik Belirtileri

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency