- Gösterim: 41720
Lityumun kimyasal sembolü “Li”dir.
Atom numarası 3, atom ağırlığı 6,941 olan lityum, periyodik tablonun birinci grubunda alkali metaller arasında yer alır. İkinci gruptaki toprak alkalilerin özelliklerini de gösterir.
Saf lityum gümüşî renkte, yumuşak bir elementtir. Bıçakla kesilebilir. Sodyumla benzer özellikler taşır ancak sodyuma oranla daha az aktiftir ve daha serttir. Yoğunluğu en düşük metaldir. Bu sebeple hidrokarbonlar üzerinde batmadan durabilir. Oda sıcaklığında azot ile reaksiyona giren tek metaldir. Su ile şiddetli tepkimeye girer. Oksitlenmesinin önlenmesi için yağ içinde saklanır.
Doğada nadirdir, saf olarak bulunmaz. Yerkabuğunda bulunma oranı yüzde 0,006 civarındadır. Ticari lityum elde etmek için spodümen minerali önemli bir cevherdir. Killer, tuzlu yer altı suları (salamuralar), çeşitli minerallerde lityum içeriği bulunmaktadır.
Kullanım Alanları
Lityum, pil ve bataryaların önemli bir maddesidir. Cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, kameralar ve fotoğraf makineleri gibi elektronik cihazların şarj edilebilir bataryaları lityumdan üretilir.
-
Lityum oksit, özel camlar ve cam seramiklerin üretiminde kullanılır.
-
Lityum stereat, yüksek sıcaklıkta çalışan parçalar için yağlayıcı olarak kullanılır.
-
Lityum hidrit, hidrojen yakıtı depolanmasında kullanılır.
-
Lityumun metal formunun magnezyumla alaşımı zırh kaplamalarında kullanılmaktadır.
-
Lityum-alüminyum alaşımı ise, hafifliği sebebiyle uçak gövdelerinde kullanılır.
-
Lityum karbonat bileşiği alüminyum üretiminde kullanılan maddelerdendir ve en çok kullanılan bileşiği de lityum karbonattır.
Lityum içeren bazı besinler şunlardır: İçme suları, maden suyu, süt, yumurta, marul, zeytin, tahıllar, çavdar, inek ciğeri, patlıcan, pırasa, kereviz, domates, patates, sebzeler, portakal ve deniz ürünleri.
Lityum ve İnsan Sağlığı
Lityumun insan için esansiyel (olmazsa olmaz) bir element olup olmadığı günümüzde de tartışılmaktadır. Ancak alkali metal tuzları içerisinde insan için ağızdan alındığında en toksik olanıdır. Normalde plazmada ve eritrositlerde sırasıyla ve oranlarında bulunmaktadır.
İnsan vücudunda kan yapımı, savunma sistemi ve psikolojik durumun belirlenmesinde önemli bir elementtir.
-
Tıbbi amaçlı ilaç olarak kullanılmaktadır. Örneğin lityum bromür psikiyatride hipnotik ve sedatif olarak kullanılmıştır.
-
Lityum klorür ilk olarak sofra tuzu yerine kullanılmış ancak vücutta birikimi ve toksik etkilerinin görülmesiyle kullanımdan kalkmıştır.
-
Psikiyatride lityum; depresyona karşı koruyucu olması ve depresyonun sıklığını ve şiddetini azalttığı için bipolar ve unipolar depresyonda kullanılmıştır.
-
Lityum tuzlarının virüslere karşı savunma sistemini desteklediği gösterilmiştir.
Toksisite ve Yan Etkiler
Lityum maalesef tedavi dozlarında hücreler için sitotoksik olabilmektedir. Psikiyatride kullanılan dozlar () sitotoksik dozlara yakındır. Toksik etkilerine karşı periyodik olarak serum lityum seviyeleri kontrol edilmektedir.
-
Lityumun fiziksel ve kimyasal özellikleri ile alkaliler ve toprak alkali metalleri (özellikle sodyum) arasındaki ilişki göz ardı edilmemelidir. Örneğin lityum ve sodyum her ikisi de böbreklerde renal tübüllerde reabsorbe olmaktadır.
-
Sodyum alımı azaldığında lityum serum seviyeleri toksik düzeylere ulaşabilmektedir. Vücutta sodyumun yerine geçmeye çalışan lityum, hücre içi potasyuma bağlı metabolik süreçleri bozmaktadır. Buna bağlı olarak bulanık görme, uyku hali, sersemlik, kalp ritim düzensizlikleri oluşur.
-
Lityumun metalik formları su ile temas ettiklerinde daha fazla hidroksit oluşturmaları ile reaktiftirler. Bu nedenle canlı dokular ile temas ettiklerinde koroziv etki gösterirler.
Lityum ve Deri
Sistemik olarak lityum kullanıldığında bazı deri reaksiyonları ve bazı deri hastalıklarının alevlendiği eskiden beri bilinmektedir. Erkeklerde daha fazla deri reaksiyonlarına neden olmakta ve bu reaksiyonlar %2-3 oranında bildirilmiştir.
-
Lityum kullanımına bağlı psoriazis (sedef hastalığı) benzeri döküntüler olabileceği gibi mevcut psoriazis kliniği alevlenebilmektedir. Klinik belirtiler lityum tedavilerinden birkaç hafta-ay sonra gözlenmektedir.
-
Lityum kullanımına bağlı akneye benzer döküntüler en sık bilinen yan etkiler arasındadır. Bu döküntüler kırmızı zeminde püstüler papüller şeklinde görülmekte ve sıklıkla kol ile bacaklara yerleşmektedir. Aknenin klasik klinik parçası olan komedonlar burada görülmez.
-
Bunun dışında lityum kullanımı ile birlikte akne konglobata, hidradenitis süpürativa, folikülit, saç dökülmesi, saçlarda incelme, maküler/makülopapüler döküntüler ve kaşıntı gibi yan etkiler de gözlenmiştir.
Lityum, sistemik ya da topikal olarak bazı dermatolojik durumlarda tedavide kullanılmaktadır. Genital ya da ağız çevresi herpeste kullanılmakta, seboreik dermatitiste ise lityum tuzları topikal olarak kullanılmaktadır.