Göz Altı Morlukları ve Tedaviler

Kurşun, yüzyıllardır bilinen ve kullanılan en eski metallerden biridir. Doğada bol bulunan, yaygın kullanımı olan, işlenmesi kolay bir maddedir. Karbon grubu elementlerden biri olan kurşun; endüstriden kimya sektörüne, tıptan otomotiv sektörüne kadar çok sayıda üründe kullanılmaktadır. Toksik özelliği sebebiyle zehirlenmelere yol açabilir.

Kurşunun **kimyasal sembolü “Pb”**dir. Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,2’dir. Periyodik tabloda 14. Grup, 6. Periyot, P-Blok elementlerinden biridir. Ara geçiş metalleri element serisinde yer alan bir metaldir. Karbon ailesinin en ağır üyesidir. Mavi-gümüş renginde, metalik parlak, katı bir metaldir. Saf kurşun yumuşaktır, kolay işlenebilir, tel ve levha haline getirilebilir, çizilebilir, kesilebilir ve dövülebilir. Korozyon direnci iyi düzeydedir. Hava ile temasında yüzeyi matlaşır. Isı ve elektrik iletkenliği iyi değildir. Ses ve X-ışınlarını oldukça az düzeyde geçirir. Bileşiklerinde genellikle +2 değerlik alır.

“Kurşun” kelimesi, Latince kökenli bir kelimeden Türkçeye geçmiştir. Kurşunun simgesi, Latince “sıvı gümüş” veya “kurşun” anlamındaki “plumbum” kelimesinden alınmıştır. İngilizcesi, Anglosakson kökenli “metal” kelimesinden gelen **“lead”**dir. İngilizce “sıhhi tesisat” anlamındaki “plumbing” kelimesi de, kurşunun adını aldığı Latince kelimenin kökünden gelir.

kursun-2.jpg

Kullanım Alanları

Ana kullanım alanı akü ve pil sektörüdür. Yeraltı haberleşme kablolarının izolasyonu da kurşunla yapılır. Kurşun tetra-etil ve kurşun tetra-metil formlarında benzinlerde oktan ayarlayıcı bileşikler olarak kullanılır. Antimon, kalsiyum ve kalay ile alaşımlarda kullanılabilir. Bina kubbe kaplamaları genellikle kurşundan yapılır. Kurşun, yoğunluğundan dolayı mermi üretiminde kullanılır. Matbaa makinelerinde kullanılan metal harfler kurşundandır. Kurşun-210 izotopu, arkeolojik yaş belirleme uygulamalarında kullanılan bir maddedir.

Kurşun, bileşikleri ve alaşımlarının kullanıldığı bazı ürün ve alanlar şunlardır: Akü, pil, kablolar, mühimmat, çeşitli alaşımlar, kimyasal işlemler, pigmentler, radyasyon yalıtımı, benzin katkıları, televizyon tüpleri, boyalar, ışıklandırma sistemleri, haberleşme sistemleri, elektrik depo sistemleri, askerî sistemler, seramik, vernik, böcek ilacı, lastikler, lehim, hareketli motor parçaları, motor yatakları, mıknatıs, elektrik kondansatörleri, dişçilik, radyografi, gemi omurgaları, uçak pervaneleri, cam cila, sır, kaplama uygulamaları, borular, mürekkep, süs eşyaları.

Kurşun, radyasyonu en az geçiren veya geçirmeyen metaldir. Kurşun çekirdekleri büyük olduğu için gama ve X ışınları ile alfa ve beta parçacıklarını emer. Bu sebeple özellikle hastanelerin radyoloji birimlerinde ve radyasyonlu ortamlarda kurşun plakalı duvarlar ve çalışan insanlar kurşundan üretilmiş kıyafetler giyer.

Kurşun şekeri olarak bilinen toksik formu satürn tuzu veya kurşun asetat olarak da bilinir. Hâlen saç boyalarında, tekstil, içecek, tıp ve kimya sektörlerinde kullanılmaktadır. Sağlığa zararı sebebiyle Avrupa Birliği ülkelerinde kozmetik ürünlerde kullanımı yasaklanmıştır.

Kurşun ve İnsan Sağlığı

Kurşun, doğadaki tüm canlılar ve çevre için toksik özellikleri olan ve toksik etkisini zamanla birikimle göstermektedir. İnsanlarda kanserojen olduğu bilinmektedir.

iyonunun fiziksel-kimyasal yapısı ’a benzediği için organizmada onunla yarışarak kalsiyum reseptörlerine bağlanır. Bu durum; nörotransmitterlerin salınımının bloke olması, hücresel metabolizmanın durması ve mitokondrilerde aktivitenin bozulması anlamına gelmektedir. Kalmodulin'deki ve diğer hücresel reseptörlerdeki Ca yerine geçerek toksik etkisini göstermektedir. Kurşun ayrıca sülfür, nitrojen ve oksijenle ilişkiye girerek özellikle sülfidril kaynaklı enzimleri inhibe etmektedir.

Kurşun vücudun tüm doku ve organlarında toksik etki yapmaktadır. Ancak en belirgin toksik etki merkezî sinir sisteminde, böbrekte (proksimal tüplerde) ve kan yapımında görülmektedir. Kurşuna maruz kalma zamanı ile toksik belirtilerin başlangıcı değişkendir.

Toplum sağlığı açısından kurşun toksisitesinde en duyarlı yaş dönemi çocuklardır, özellikle sinir sisteminin gelişme sürecinde. Çocuklarda öğrenme, dikkat ve hafıza yetersizliklerine neden olmaktadır.

Gebelikte anne ile birlikte çocuğun toksisiteden etkilenme riski oldukça yüksektir. Pb, gebelikte kadında kan basıncını yükseltmektedir. Ayrıca süte geçebilmekte ve gebelikte düşüklere neden olmaktadır. Doğurganlık çağındaki kadınlarda adet düzensizlikleri ve infertiliteye neden olmakta; erkeklerde ise spermleri etkilediği bilinmektedir.

Büyük çocuklarda ve erişkinlerde kalp-damar sistemi, kanda hem sentezi ve eritrosit yapımı etkilenmektedir. Buna bağlı olarak anemi gelişmektedir. Anemi gelişimi için Pb kan değeri 20-25 mu g/dL seviyesinde olmalıdır. Eritrosit yapımının baskılanması kanda ’nin 40 mu g/dL seviyesinde olmaktadır.

Kanda kabul edilebilir maksimum seviyesi 10 mu g/dL olarak belirlenmiştir. Kan değerleri;  40-80 mu g/dL normal kabul edilebilir, 80-120 mu g/dL fazla ve 120 mu g/dL'den fazlası tehlikeli seviyeler olarak değerlendirilir.

toksisitesinde en önemli konu, 'nin kemikte depolanması ve kemikten tekrar vücuda salınabilmesidir. Dokularda bulunan metallotiyoninler (MT) 'yi bağlayarak kurşun toksisitesine karşı vücudu korumaya çalışmaktadır. 'nin asetat ve subasetat formlarının böbrek tümörlerine neden olduğu saptanmıştır.

Yağmur suları ile kurşun, toprak ve içme sularını daha fazla tehdit etmeye başlamaktadır. Yeryüzü suları için kabul edilebilir kirlenmesi seviyesi olarak belirlenmiştir.

vücudumuza sindirim ve solunum sisteminden girmektedir. Deriden emilimi oldukça düşük bulunmuştur. Ancak sistemik dolaşımla eritrositler ile deriye oldukça yoğun kurşun taşınmaktadır.

1 mu'den küçük partikülleri akciğerler tarafından emilmektedir. Solunan havadaki kurşunun %30–50’si akciğerlerde kalmakta ve emilmektedir.

Kurşun sindirim sistemine erişkinlerde yiyecekler, kontamine su ile girmekte. Çocuklarda ayrıca maalesef yenen toprak ve boya kalemleri de kurşunun sindirim sisteminden alınmasına neden olmaktadır. Erişkinler alınan 'nin %10–15’ini, çocuklarda %50’sini sindirim sisteminden emmektedir. Bazen bu değer ’e kadar çıkabilmektedir. Sindirim sisteminden kanda plazmaya geçmekte; buradan eritrositler, yumuşak doku ve kemiklere dağılmaktadır. Kemikler endojen kaynağıdır. Vücuttaki 'nin %90’ı kemiklerde depolanmaktadır. Bu nedenle toksisitesinin değerlendirilmesinde kan plazma kurşun değerleri sadece akut kurşun zehirlenmesini göstermektedir. 

Kurşun ve Deri

'nin proteinlerle kompleksler oluşturma kabiliyeti, 'nin deride hücre içerisine ve hücreler arasına geçişini önemli miktarda azaltmaktadır. Ancak 'nin organik kompleksleri (kurşun alkiller (petrol katı maddesi), kurşun naftenler ve kurşun oleatlar) deriden absorbe olmaktadır. Son çalışmalar 'nin deriden özellikleri ter bezleri kanalları ve kıl foliküllerini kullanarak emildiğini göstermektedir.

Kurşun asetatın bulunduğu saç boyaları, deri- problemlerinin yaşandığı ve 'nin deriden emildiği en önemli kaynaklardan bir tanesidir. Bu saç boyalarında neredeyse 2300-6000 mu g/dL'a kadar yüksek değerdedir.

kursun-ve-deri--kursun-zehirlenmesi.jpg

Kurşun, tek başına saçtaki keratindeki sülfür ile birleşerek kurşun sülfid ortaya çıkarmaktadır. Bu da siyah renkte olduğu için daha çok saç ve sakalda beyazlaşmalarda kullanılmaktadır. Bunlarda kullanılan asetat deri tarafından emilmekte, insan ve çevre için toksiktir.

'nin vücutta detoksifikasyonunda ter, saç ve tırnaklar ve deri dökülmesi önemli rol oynamaktadır. Ancak vücuttan kurşunun eliminasyonunda ne kadar katkısı olduğu tam olarak ölçülememiştir.

Vücutta kronik maruziyeti, saçlarda ve kemikte seviyesinin ölçülmesi ile ortaya konulabilir. vücuda alınması önlendiğinde 4-10 hafta sonra saçlarda seviyesi normale dönmekte ancak kemiklerde belirgin olarak yüksek kalmaktadır.

Kurşun ve tuzlarına karşı alerjik reaksiyonlar nadirdir. Sadece bu tür problemler 'ye uzun süreli maruz kalındığında görülmektedir.

Kurşun immünotoksiktir. Hücresel ve hümoral immünite baskılanmaktadır.

 

 

 

 


Göz Altı Morlukları ve Tedaviler

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency