PRP kullanımında optimize klinik sonuçların elde edilebilmesi için belli standartlar olmalıdır. Bunların anlatımına geçilmeden önce plateletler hakkında kısa bir hatırlatma.

Plateletler kan hücreleridir ve kemik iliğinde pluripotent kök hücreleri olan megakaryosit olarak tanımlanan hücrelerin sitoplazmik parçalanması ile yapılmaktadır. Ortalama yaşam süreleri 8-10 gündür ve her gün kemik iliğinden ortalama 100 milyar yeni platelet yapılmaktadır. Erişkin bir insanda kan dolaşımında 1 trilyon platelet bulunmaktadır. Her bir litre kanda 150–400 x 10^9 platelet bulunmaktadır.

Primer fonksiyonları kanamanın durdurulması ve pıhtının oluşumunun sağlanmasıdır. Sekonder olarak da yeni kan damarları ve doku oluşumunu sağlayarak yara iyileşmesini düzenlemektedir. Plateletler 2–3 mikron kadar küçük, çekirdeği olmayan, disk şeklinde ve üzerinde birkaç dikensi çıkıntıları olan kan hücreleridir. Aktif olduklarında bu çıkıntılar uzamakta ve sayıları artmaktadır.

Plateletler 30'dan fazla biyolojik olarak aktif protein içermektedir. Bu proteinler platelet hücre içerisinde granüllerde yer almaktadır. Bunlar platelet aktif olduğunda hücre dışına salınmaktadır. Plateletlerin aktivasyonundan 10 dakika sonra bunların salındıklarını görmekteyiz. Salınanların %95'i daha yeni yapılmış olan aktif proteinlerdir. 1 saat içerisinde yenileri yapılmaktadır. PRP dokuya uygulandığında 7-10 gün süreyle faktör salınımına devam etmektedir. Bu proteinler ile fonksiyonlarını yapmaktadır. Bu proteinler içerisinde 7 tanesi yara iyileşmesinde görev almaktadır. Bunlara platelet doku ve hücre büyüme faktörleri denilmektedir.

Bunlar, plateletlerden degranülasyon ile ortama salgılanan proteinlerdir. Bunlar, bulundukları dokuda bulunan mezenkimal kök hücreleri, osteoblastlar, fibroblastlar, endotel hücreleri ve deri epidermal hücrelerin membranlarındaki reseptörlere bağlanmaktadır. Bu hücrelerde hücresel çoğalma, hücreler arası destek dokusu olan matriksin yapılanması ve kollajen sentezini sağlayarak doku onarım ve yenilenmesini uyarmaktadır. PRP elde edilmesi sırasında kanda hücrelerin birbirine bağlanmasını sağlayan 3 adet protein de bulunmaktadır: fibrin, fibronectin ve vitronectin.

PRP de Platelet Sayısı

PRP elde edilmesi sırasında elde edilen trombosit sayısı son derece önemlidir. Yapılan çalışmalarda etkin bir PRP uygulaması için 5 ml PRP'de 10 lakh/ml platelet olması gerektiği ifade edilmektedir. Endotel hücrelerinde plateletlerin çoğalmayı stimüle edebilmeleri için platelet sayısı 1 ml'de 1.25 × 10^6 olması gerekirken, yeni kan damarlarının oluşması (anjiyogenezis) için 1 ml'de 1.5 × 10^6 platelet olmalıdır. Özetle, PRP tedavi amaçlı kullanılacaksa 1 ml PRP'de minimum 1 milyon platelet olmalıdır. PRP elde edilmesi sırasında trombosit konsantrasyonuna göre sistemler 2'ye ayrılmaktadır: Düşük platelet konsantrasyonu (normalin 2.5-3 katı fazla olanlar) ve Yüksek platelet konsantrasyonu (normalin 5-9 katı fazla olanlar) olmak üzere.

PRP Formları ve İçerikleri

PRP yani plateletden zenginleştirilmiş plasma kandan elde edilmektedir. Bu elde edilme yöntemi sırasında hücre içeriği ve fibrin yapısına bağlı olarak 4 farklı tanımlama yapılmaktadır.

1. Pure Platelet-Rich Plasma (P-PRP) ya da lökositten fakir PRP; bunda lökosit çok düşük orandadır. Aktive olduğunda fibrin network oluşturacak fibrin yoğunluğu da düşüktür. Direkt dokulara (eklem, kas ve saçlı deri gibi) enjekte edilerek kullanılabileceği gibi aktive edilerek jel formunda yaralarda kullanılabilir. Sitratlı kan düşük hızla santrifüj edilerek "buffy coat" en yüzeysel tabakası alınarak 2. tüpte santrifüj edilerek elde edilir.

2. Leucocyte and Platelet Rich Plasma (L-PRP); bunda lökosit ve platelet vardır. Aktive olduğunda fibrin network oluşturacak fibrin yoğunluğu da düşüktür ve fibrin düşük orandadır. Direkt dokulara (eklem, kas ve saçlı deri gibi) enjekte edilerek kullanılabileceği gibi aktive edilerek jel formunda yaralarda kullanılabilir. Sitratlı kan düşük hızla santrifüj edilerek "buffy coat" ve bunun 1-2 mm altındaki alan alınarak 2. tüpte santrifüj edilerek elde edilir.

3. Pure Platelet-Rich Fibrin (P-PRF); bu lökositten fakir, platelet ve fibrin networkten zengindir. Aktivator ve ayırıcı jel kullanılarak elde edilmektedir. Jel formunda olduğu için enjekte edilemez.

4. Leucocyte-Platelet-Rich Fibrin (L-PRF); bu lökosit, platelet ve fibrin networkten zengindir. Bunun hazırlanmasında antikoagülan kullanılmaz. Tam kan alındıktan hemen sonra santrifüje alınır. Doğal koagülasyonla tüpte altta eritrositler, bunun üstünde lökosit ve platelet ve en üstte plasma oluşmaktadır. Bu da sadece jel formunda kullanılabilmektedir.

PRP hazırlanmasında standartlar

  • PRP elde edilmesinde farklı tekniklerin kullanıldığını görmekteyiz. Enjektör yada kan tüplerinin kullanıldığı açık teknikler ve özel kan kit tüplerinin kullanıldığı kapalı teknikler gibi. Her iki teknikte PRP hazırlanmasında bazı standartlar belilenmiştir. 
  • Kanın alınma standartları
  • PRP hazırlığındaki santrifüj sayısı
  • Antikoagülan kullanım stanadartları
  • İdeal santrifüj parametreleri
  • Santrifüj sırasında ortam ısısı
  • PRP nin aktivasyonu
  • Santrifüj cihazlarının standartları

PRP elde edilmesinde açık ve kapalı teknikler

Enjektör yada kan tüplerinin kullanıldığı açık tekniklerin düşük maliyet, yüksek platelet sayısı ve volümü ile en iyi standartlarar sahip olduğu görülmekte

Açık teknik olarak tanımlanmasının nedeni; kanın alınması, santrifüj uygulanması, plasma ve PRP'nin ayrılması sırasında (steril ekipmanlar kullanılmakla birlikte) zaman zaman kan ve kan ürünlerinin dış ortama açık olmalarıdır.

10 ml'lik steril tüplere 1.5 ml sitrat (acid citrate dextrose; ACD) ve 8.5 ml venöz kan konularak yavaş rpm hızlarda 1. santrifüj uygulanır. Santrifüj ile yaratılan çekim etkisi ile en altta en ağır olan eritrositler ayrışırken, bunun tam üstünde oluşan buffy coat'dan başlayarak lökositler, trombositler ve çok az eritrositlerden oluşan plasma ayrılmakta. Plasma buffy coat alt sınırından alınır. Burada platelet yoğunluğu az olduğu için bu "Pure PRP P-PRP" olarak tanımlanır. P-PRP sitratsız steril 2. tüpe aktarılarak daha yüksek rpm hızda 2. santrifüj uygulanır. 2. santrifüj sonrası plasmanın 2/3 üst kısmında oluşan P-PRP yine alınır. Geriye kalan 1/3 alt kısım ile PRP elde edilir. PRP hafif tüp sallanarak pürüfiye ve uygulamaya hazır PRP elde edilir. 

 

Açık teknik çift santrifüj yönteminde farklı ekipmanlar kullanılmakta.

  • PRP hazırlanmasında en sık ve ekonomik olarak kullanılan alttı konik tarzda olan plastik tüpler. Etilen oksid ile steril edilebilen bu tüpler; üzerlerindeki skala ve altının konik olması ile çift santrifüj yönteminde rahat kullanım kolaylığı sağlamakta.

  • Kullanılabilecek bir diğer tüp;  steril vakumlu, hazır sitratlı(asit sitrat dekstroz-A , ACD‑A) tüpler. Ancak bunlar ACD-A içerdikleri için santrifüjün 1. aşamasında kullanılabilmekte. 

Bu 2 tüp tanı amaçlı kullanılan laboratuvar tüpleri. yapılarında endotoksin ve pirojen içerme riskleri ile elde edilen PRP nin hastaya tekrar uygulaması tartışmalı. Bu nedenle laboratuvar tüpü kullanılacak ise cam tüpler olması gerektiği ifade edilmekte.

Açık tenikte diğer bir tartışma konusu PRP hazırlanması sırasında kontaminasyon. Aseptik koşullarda(maske, steril eldiven, steril tüpler) hazırlanması kontaminasyon riskini düşürmekte ancak MRSA ve  A gurubu streptokok riski önemli.

Yukarıdaki tartışmalara son verecek, açık tekniği nerede ise kapalı bir teknik gibi kullanan oldukça pratik ve ekonomik iki yöntem var. 

  • 10 ml luer lock steril enjektöre 1.5 ml sitrat (acid citrate dextrose; ACD) ve üzerine 8.5 ml venöz kan alınır. Ağzı luer stoper ile kapatılarak enjektörün piston kısmı aşağı gelecek şekilde düşük rpm hızlarda 1. santrifüj uygulanır. Santrifüj ile eritrositler, buffy coat'tan başlayarak lökositler, trombositler ve plazma ayrılmaktadır. Buffy coat ve plazma steril 3'lü musluk ile steril boş enjektöre alınır. Bu şekilde P-PRP elde edilir. Ağzı luer stoper ile kapatılarak enjektörün piston kısmı yine aşağı gelecek şekilde yüksek rpm hızlarda 2. santrifüj uygulanır. Bu santrifüj sonrası plasmanın 2/3 üst kısmında oluşan P-PRP yine alınır. Geriye kalan 1/3 alt kısım hafif sallanarak pürüfiye ve enjeksiyona hazır PRP elde edilir.

  • Steril vakumlu, hazır sitratlı (asit sitrat dekstroz-A, ACD‑A) tüplere 8.5 ml tamamlayacak şekilde venöz kan alınır. Tüpün kapak kısmı aşağı gelecek şekilde düşük rpm hızlarda 1. santrifüj uygulanır. Santrifüj tüpün kapağından itibaren eritrositler, buffy coat'tan başlayarak lökositler, trombositler ve plazma ayrılmaktadır. Kapak çıkarılmadan buffy coat'a kadar olan eritrositlere ait kısım steril bir enjektör ile alınır. Tüp hafif çalkalanır ve tüpün kapak yukarı gelecek şekilde yüksek rpm hızlarda 2. santrifüj uygulanır. Bu santrifüj sonrası plasmanın 2/3 üst kısmında oluşan P-PRP steril bir enjektör ile alınır. Geriye kalan 1/3 alt kısım hafif sallanarak pürüfiye edilerek enjeksiyona hazır PRP elde edilir. 

 

Otomatik Kitleri yada Sistemlerin kullanıldığı kapalı sistemler

Bu sistemler venöz kanı kendi sistemi içerisinde PRP olarak hazırlamakta. Oldukça basit ancak ana ünit ve sarf ürünleri pahalı sistemlerdir. Yüksek volümlü PRP kullanımlarında belki tercih edilebilir.

Venöz Kanın Alınma Standartları

Venöz kanın alınması sırasında kullanılan iğnelerin çapları önemlidir. Venöz kan 21 G dan daha büyük iğneler kullanılarak alınmalıdır. 21 G kelebek kan alma setleri hem vakumlu tüplere hemde luer enjektörlere kan alımı için uygundur.  

PRP de İdeal Kan Miktarı

Elde edilecek 5 ml lik PRP için alınması gereken kan miktarı 31-36 ml olarak tanımlanmakta.

Santrifüje Başlama Zamanı 

Kanın alınması sonrası santrifüje başlanması için ideal zamanın 2 dakikadan kısa olması gerekmektedir.

Santrifüj Sayısı

İdeal PRP hazırlanması için günümüzde hakim olan görüş  2 defa santrifüj uygulanmasıdır. 

2 defa santrifüj ile daha yüsek(%30 dan fazla) platelet ve büyüme faktörü oranları elde edilmekte.

PRP Hazırlanmasında Antikoagülan Kullanımı

İdeal PRP hazırlanması için günümüzde hakim olan görüş antikoagülan olarak " asit sitrat dekstroz-ACD‑A) kullanımıdır.

Antikoagülan olarak ACD‑A, trisodyum sitrat-TSC (3.8 ya da 3.2%), sitrat fosfat dekstroz adenin-CPDA, heparin ve EDTA kullanılmakta. PRP'de yüksek platelet ve büyüme faktörlerinin elde edilmesinde ideal antikoagülan ACD-A'dır (ACD-A pH 4.9 ve sitrat iyon konsantrasyonu 15.6 mg/mL'dir. Bu özellikleri ile ideal antikoagülandır). Tam kan ve ACD-A tüp ya da enjektör içerisinde 5-10 kez ters düz edilerek karıştırılmalıdır. Her 10 ml tam kana 1.5 ml ACD-A kullanılmalıdır.

Santrifüj Hız ve Süreleri

İdeal PRP hazırlanması için günümüzde hakim olan görüş 1. santrifüjde 100-300 g hız ve 5-10 dakika süreler, 2. santrifüjde 400-750 g hız ve 10-17 dakika sürelerin kullanılmasıdır(her tüp/enjektörede 3.5-10 ml kan için). 

1. santrifüjde 10 dakika 100 g, 2. santrifüjde 10 dakika 400 g ile en yüksek ve ideal platelet sayısı elde edilmekte. 

İdeal Platelet sayısı

Dermatolojilk ve estetik uygulamalarında PRP içeriğinde trombosit konsantrasyonunun 1–1.5 milyon platelet/μL olması istenmekte. PRP uygulamlarında amaç dokuya daha yüksek oranlarda platelet ve dolaylı olarak büyüme faktörleri uygulamak gibi düşünülebilir ancak burada önemli olan optimium platelet konsantrasyonunun  sağlanmasıdır.  

1–1.5 milyon platelet/μL  1ml de 1-1.5 milyar platelet anlamına gelmekte yani 5 ml de 5 milyar. Daha konsantre PRP nin 1 ml sinde 5 milyar platelet olabilir ancak bu klinik kullanım için ideal olmayabilir. Çünkü insan derisi dermal papilla hücrelerinde çoğalma için ideal platelet konsatrasyonu 1.3 milyon olarak saptanmış. Platelet konsantrasyon artışı istenin tersine hücre çoğalmasını baskılayabilir.  

Santrifüj ve PRP hazırlığında İdeal Ortam Isısı

Ortam ısısı plateletlerin ideal konsantrasyonlarda elde edilemsinde önemli ancal diğer parametreeler kadar önemli değil

American Association of Blood Banks-AABB ye göre PRP ortam ısısının 21°C-24°C olması önerilmekte. Bazı çalışmalar ısının platelet aktivasyonu olmaması için 12°C-16°C kadar düşük olması gerektiğini ifade etmekte.

PRP de uygulama öncesi plateletlerin aktivasyonu

Dokularda bulunan kollajen plateletlerin doğal aktivatörüdür. Bu nedenle PRP hazırlığında platelet aktivasyonuna aslında gerek yoktur.

Bu en fazla tartışılan konudur. PRP hazırlanmasında uygulama öncesi platelet aktivasyonu için dışarıdan trombin, kalsiyum klorid ya da mekanik travma kullanılmaktadır. Antikoagülanlar, trombositlerin çevreye ve birbiri arasında yapışmalarını - agregasyonunu bozmaz. Bu, geleneksel PRP'nin hazırlanmasında göz ardı edilmiştir. Toplanmış trombositler şırınga duvarına yapışır ve onlardan kolayca ayrılmaz. Uzun süre beklenildiğinde bu geri dönüşümlüdür ve birkaç saat sonra tekrar plazmada yüzer. Günlük pratikte bu kadar uzun süre beklemek mümkün değildir. Bu yüzden trombosit agregasyon inhibitörü (PGE1) bu agregasyonu önlemek için kullanılabilir.

İdeal Santrafüj Standartları

Normalde kan plazma sıvısı, içerisinde lökosit, eritrosit, platelet gibi farklı boyutlarda hücre içeren yapılar, dünyanın yer çekimi ile birbirinden ayrılmakta. Alınan venöz kan, antikoagülanlı tüpte uzun süre bekletildiğinde bu ayrışma olmakta (plazma ve hücresel yapı (hemotokrit) birbirinden ayrılmakta). Ancak bu uzun süre içerisinde lökositlerdeki sitokinler ve plateletlerdeki büyüme faktörleri kaybedilmekte. Bu nedenle kanın hızla ayrışmasına, yani santrifüje ihtiyaç duyulmakta. Santrifüj, dönme hızı ile oluşan g kuvveti, yer çekiminden yüzlerce kat fazla bir güçle kanın ayrışmasını sağlamaktadır. Santrifüjün g kuvveti RCF olarak da kısaltılmakta ve santrifüjde tüpün merkezinde 1 cm²'de oluşan kuvveti temsil etmektedir. Yerçekim kuvvetine, santrifüj sistemindeki tüplerin merkeze olan uzaklığına ve santrifüjün dönme hızına (dakika dönme hızı; rpm) bağlıdır. PRP'de kullanılan santrifüj sistemlerinin temeli aynı olmakla birlikte fiziksel yapıları farklıdır. Belli bir standartları yoktur; tüplerin dönme açısı, tüplerin santrifüj merkezine olan uzaklığı gibi.

Horozontal-yatay santrifüj yapan cihazlar PRP elde edilmesi standartları; sabit açılı olanlarda santrifüjün merkezkaç kuvveti etkisi altında kan hücrelerinin kan tüpünün kenarlarında daha fazla temas ile hasarlandıkları gözlenmiş.

 

Yukarıdaki resimde görüldüğü horozontal santrifüjlerde tüpün merkezinde g daha fazla oluşmaktadır. Bu nedenle sabit açılı santrifüjlerde horozontal santrifüjlere göre aynı rpm de 2/3 daha fazla süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Tüp horozontal duruyor ise tüpte santrifiüj ile daha fazla g elde edilecektir. Eğer sabit açılı ise ve 45 açısı var ise g 2/3 oranında düşmekte.

Bu nedenle aynı rpm de süre 45 derecelik tüplerde 1.5 katı olmalıdır.

 

PRP elde edilmesinde kullanılan santrifüjlerde dönme hızı parametrelerinin ifadesinde bilimsel iletişimde doğru yöntem RPM yerine RCF kullanılmasıdır. 

Bunun nedeni santrifüjlerde standartın olmayışı, farklı santrifüjlerde farklı boyut veya rotor yarıçaplarının kullanılmasıdır. Bu farklılık, aynı RPM ile ifade edilen iki farklı santrifüjde farklı kuvvetler veya farklı sedimentasyon hızları anlamına gelmektedir. RCF, bir santrifüj tarafından üretilen merkezkaç kuvvetidir ve yerçekiminin birimi ile "g" ile ifade edilir. RPM, santrifüjün 1 dakikada dönme sayısını tanımlar. RCF ve RPM arasındaki matematiksel ilişki aşağıdaki formüller ile tanımlanır. Formülde önemli parametre, kullandığımız santrifüjün dönme merkezinin yarı çapıdır. Örneğin 3 cm yarı çaplı bir santrifüjde 100 g elde edilmesi için 1726 rpm kullanılmalıdır. 

Ancak burada bir tartışma daha ortaya çıkmakta; santrifüjün yarıçap tanımı. Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi hozrozontal bir santrifüjde üç farklı yarıçap ölçülebilir. Minimum yarıçap (R-min), ortalama yarıçap (R-ortalama) ve maksimum yarıçap (R-max).

Uluslararası standartlarda R için R-max kullanılması önerilmektedir. Diğer önemli bir standrat santrifüj tüpleri ve kullanılan enjektör boyutlarıdır.

Santrifüjde RCF ve RPM Hesaplama

Bu siteden kendi santrifüjünüzdeki rpm ve g hasaplamasını yapabilirsiniz. http://www.endmemo.com/bio/grpm.php Eğer yukarıda anlatılan formül karmaşık geliyor ise vasit bir rpm bulma yöntemi ise aşağıda gösterilmektedir.

 

Örnek bir PRP hazırlanması

10 ml'lik enjektörlerin kullanıldığı, 1. santrifüj horizontal 100 g 10 dakika ve 2. santrifüj horizontal 400 g 10 dakika yapılmış bir PRP sistemini kendi santrifüjümüze standartize edeceğiz. Öncelikle boyut açısından 10 ml'lik enjektörler kullanılmalı. Santrifüj cihazı maksimum yarı çapı 3 cm ve sabit açılı. Yarı çap 3 cm olduğu için 100 g yerine 1726 rpm, 400 g yerine 3453 rpm kullanılacak. Sabit açılı olduğu için süre 3/2 oranında olacak. Son düzenleme ile 1. santrifüj 1726 rpm 15 dakika, 2. santrifüj 3453 rpm 15 dakika olmaktadır.

PRP hazırlanmasında Deneysel santrifüj ve Tüp modelleri

Santrifüjde tam kanın ayrılmasını açıklamak için çok fazlı akış fenomeni olarak tanımlanan temel bir fizik kuramına dayanan sistematik bir analizden önemli ölçüde faydalanılabilir. Kanı, plazma ve farklı boyutlarda hücrelerden (trombositler, lökositler ve eritrositler) oluşan sıvı ve parçacıklardan oluşan sürekli ve dağınık fazlar olarak düşünebiliriz. Bir ortamda bulunan tek bir küresel parçacığın çökelme hızını tanımlayan Stokes yasası bunu açıklamak için kullanılabilir. Bu matematiksel bir modele çevrilebilmektedir. Burada modeli etkileyen parametreler;

  • Hücre süspansiyonunun geri akışının etkisi modeli
  • Parçacık-parçacık etkileşimleri
  • Sınırlı tüp geometrisi ve
  • Başlangıçtaki tam kan hacmi gibi sıralanabilir.

Böylece bir tüpte bulunan tam kanı horizontal santrifüj ederek hazırlanan PRP'deki platelet ve lökosit geri kazanım oranlarını tahmin etmek için yeni bir teorik model geliştirilmektedir. Geliştirilen modelin fiziksel arka planını netleştirmek için, kinematik dalga teorisini, her bir fazın; yani plazma, platelet ve lökositlerin hacim fraksiyonlarını, santrifüjleme süresi, hızlanma, tüp geometrisi ve başlangıç durumunun bir fonksiyonu olarak uygulanır. 

Yukarıdaki resimde sabit bir kesit alanına sahip dönen bir tüpte parçacıkların santrifüjle tüp içerisindeki dağılımının tanımı yapılmıştır. Santrifüjde belirli bir süre sonra parçacıkların konsantrasyon bölgeleri oluşmaktadır. Tüpte en üstte parçacık bulunmayan berrak bir sıvı (α = 0), çökelme bölgesi (0 < α < αmax) ve tam çökelme bölgesi (alt tabaka) (α = αmax) oluşmaktadır.

Burada tüpte katı fazın hacim fraksiyonu, kanda eritrosit, platelet ve lökosit gibi hücresel partiküllerin (αmax) maksimum konsantrasyonudur.

L; tüpte kanın toplam yükseliğidir. Aslında tüpe konan tam kan miktarıdır.

D tüpün çapı,

R0 santrifüj merkezi ile tüpün tabanı arasındaki mesafe,

l n-s; santrifüj merkezi ile berrak sıvı-çökelme bölgesi sınır mesafesini,

l s-d santrifüj merkezi ile çökelme bölgesi-tam çökelme sınır mesafesini göstermektedir.

Burada eritrositleri, lökositleri ve plateletleri tekdüze küre şeklinde küresel parçacıklar (sırasıyla eritrosit, lökosit ve platelet) ve yoğunluğu (sırasıyla ρeritrosit, ρlökosit ve ρplatelet) ve plazma sıvı fazı (yoğunluk, ρplas) olarak kabul ederiz.

Düz tüp içindeki eritrosit ve lökositlerin konsantrasyonları yukarıdaki resimde α ile tanımlanmıştır. Grafikte santrifüj süresi saniye olarak tc ile gösterilmektedir. Grafikte santrifüj tüp yarı çapı r ile gösterilmektedir. Grafikte 1,000g santrifüjde tc sürelerine bağlı α değişimleri görülmektedir. Mavi kesik çizgiler üstteki lökosite, alttaki eritrosite aittir. Buna göre A alanında minimum lökosit ve maksimum RBC için tc 6-7 dakika görülmektedir. 9 ml tam tüpünde en iyi sonuçlar için tc 10 dakikada 900 g gibi olmalıdır. Mesela 1000 g'de ve tc 10 dakikada yüksek platelet ve düşük lökosit elde edilirken, 300 g'de ve 10 dakikada yüksek platelet ve yüksek lökosit elde edilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

 

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency