Vitiligo (Ala Hastalığı) Hastalığında Cerrahi Tedaviler

Tropikal kakao ağacı meyve çekirdeklerinin geçirdiği metamorfoz, eşsiz aroması ve tadı ile kakaoyu ortaya çıkarır.

Kakao meyve çekirdeğinden temel olarak dört ürün elde edilir:

  1. Kakao Likörü: Kakao çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesiyle elde edilen yarı akışkan, yağlı üründür.

  2. Kakao Yağı: Kakao çekirdeklerinin işlenmesi sırasında ayrılan yağdır.

  3. Kakao Tozu: Kakao tohumlarının kavrulması ve preslenmesi aşamalarından sonra elde edilir.

    • Yaklaşık yağ içeriğine sahiptir.

    • Ayrıca selüloz, hemiselüloz ve lignin gibi polisakkaritler de içerir.

Bu kakao ürünleri; kakao içeceği, çikolata, dondurma ve pek çok pastacılık ürününün üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. (daha detaylı bilgi için...)

Günümüzde yıllık 4.2 milyon tona ulaşan küresel kakao üretiminde lider bölgeler şunlardır:

  • Afrika, dünya kakao üretiminin yaklaşık 'ini karşılar (başlıca Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Kamerun).

  • Asya () ve Amerika () da önemli üreticilerdir (Asya'da Papua Yeni Gine, Malezya, Endonezya; Amerika'da Kolombiya, Brezilya, Ekvator).

Çikolata sektörünün küresel büyüklüğü 75 milyar doları aşmaktadır. Üretimde dünya markası hâline gelen İsviçre, tüketimde de liderliği elinde tutmaktadır.

Dünyada kişi başına en fazla çikolata tüketimi, yıllık ile İsviçre’de gerçekleşmektedir. İsviçre’yi yıllık tüketim ile Almanya izlerken, İrlanda ve İngiltere kişi başına yıllık tüketim ile üçüncü ve dördüncü sırayı paylaşmaktadır. Ülkemizde ise kişi başı yıllık tüketim, verilere göre civarındadır.

Kakao ve çikolata, sahip oldukları fenolik ve flavonoid biyoaktif içerikleri sayesinde, toplam antioksidan kapasiteleri açısından zengin bir kaynaktır. Yapılan bilimsel çalışmalar, kakaonun antioksidan kapasitesinin fitokimyasallardan zengin diğer besinlere göre bile daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Kakao ve kakao ürünlerindeki bu biyoaktif içerikler, insan sağlığı üzerindeki sayısız faydaları nedeniyle bilimsel araştırmaların odak noktasındadır. (daha detaylı bilgi için...). Kakao ve kakao ürünlerinin sağlık üzerindeki etkileri, teobrominin diş minelerini korumasından, diyette çikolata kullanımının insülin direncini etkileyerek diyabet riskini azaltabileceğine kadar geniş bir yelpazede incelenmektedir. Bu alan, henüz gelişmekte olan ve daha sağlam bulgulara ihtiyaç duyulan tartışmalı bir araştırma alanıdır.

Bu yazıda, zengin kakao tüketiminin odaklanacağımız başlıca konular şunlardır:

  • Cilt sağlığı ve cilt hastalıkları üzerindeki etkileri.

  • Cildin yaşlanma sürecine olan desteği.

  • Güneşten korunmadaki etkinliği.

  • Kişisel bakım ürünleri ve kozmetiklerde kullanımı.

Kakao ve kakao ürünleri içerisinde bulunan başlıca biyoaktif maddeleri (fitokimyasalları) hatırlayalım:.

Lipitler (Yağlar)

Kakao yağları, monoansatüre ve satüre yağ asitlerinden oluşmaktadır.

  • Monoansatüre Yağlar: Zeytin yağında olduğu gibi, en yoğun bileşen oleik asittir.

  • Satüre Yağlar: En yoğun olanları palmitik ve stearik asittir.

    • Genellikle satüre yağ asitleri, ve total kolesterolü yükselterek kalp-damar hastalıkları riskini artırır (kısa zincirli miristik ve palmitik asit gibi).

    • Ancak kakaoda bulunan yağların üçte birini oluşturan stearik asit, diğer satüre yağlara göre serum yağ seviyesini yükseltmez.

Lifler (Fiberler)

Kakao çekirdekleri lif açısından oldukça zengindir ve bu lifler oranını düzenleyecek seviyededir.

  • Kakao çekirdeklerinin işlenmesi sırasında lifler önemli oranda kaybedilse de, yine de zengin bir lif içeriği görülür:

    • az bitter çikolata ( kakao) porsiyonunda lif.

    • az sütlü çikolatada lif.

    • Şekersiz kakao tozunun bir yemek kaşığında lif bulunmaktadır.

  • Kakaonun içerisindeki liflerin büyük kısmı suda erimez; eriyebilir lifler ise serum kolesterol seviyesini düşürmekte, diyabet riskini azaltmakta ve kilonun korunmasına yardımcı olmaktadır.

Polifenoller

Kakao, zengin bir polifenol kaynağıdır. Her kakao tozu yaklaşık polifenol içerir.

  • Polifenollerin Rolü: Bunlar, bitkiler tarafından otçullara, patojenlere ve 'ye karşı savunma amaçlı üretilen ikincil metabolitlerdir. 'den fazla fenolik yapı bilinmekte ve bunların arasında 'den fazla flavonoid tanımlanmıştır.

  • Kakao İçeriği: Kakao çekirdekleri özellikle flavonoidlerden zengindir (özellikle flavanollerden, ). Başlıca flavanol bileşenleri epikateşin, kateşin ve prosiyanidindir.

  • Acılık ve Flavanoller: Flavonol kompleks proteinleri, birçok bitkiye olduğu gibi kakao çekirdeğinin acı tadını vermektedir ve çikolatanın temel lezzet yapısını oluşturmaktadır. Bu özellik nedeniyle bitter çikolata, sütlü çikolataya göre 5 kat daha fazla flavanol içerir.

  • Antioksidan Aktivite: Bu polifenoller, kakaonun antioksidan aktivitesinden sorumlu ana gruptur; prosiyanidin içerikteki ana antioksidandır.

Daha da önemlisi, flavanollerden zengin kakao tüketimi deride dermal kan akışını iyileştirir, güneşten korumayı artırır ve cilt sağlığının korunmasına katkıda bulunur.

Bu metni, kakao içeriğindeki metilksantinler (özellikle teobromin) ve mineraller (magnezyum, bakır, demir, potasyum) üzerine odaklanarak, sağlık etkilerini ve kakao işleme süreçlerinin bu bileşenler üzerindeki etkilerini açıklayacak şekilde düzenliyorum.

Metilksantinler

Kakao çekirdeklerindeki metilksantin profili, polifenollerde olduğu gibi kakao genetiği, yetiştirildiği coğrafya, hasat ve işleme koşullarına göre değişiklik göstermektedir.

  • Teobromin: Kakao çekirdeklerinde başlıca metilksantin olan teobromin, gibi yüksek bir oranda bulunurken, kafein gibi düşük oranlardadır.

  • Fizyolojik Etkiler: Teobromin purin alkaloitleri arasında yer alır ve insan vücudunda birçok fizyolojik etkinliği bulunur:

    • Serum kolesterolü artırması.

    • Kalp kasını uyarması.

    • Akciğerlerde bronşları çevreleyen kasları gevşetmesi.

  • Sinir Sistemi: Bir antioksidan olan teobrominin sinir sistemi üzerindeki etkisi kafeine göre daha düşüktür. Depresif bozukluklar için etkili tedaviler olabileceği düşünülmüş olsa da, yeni bulgular teobrominin ruh hâlini etkilemediğini göstermektedir.

  • Deri Sağlığı: Deri sağlığı açısından bakıldığında, antioksidan olan teobromin özellikle güneş kaynaklı deri yaşlanmasından korunmada anlamlı olabilir.

Mineraller

Kakao çekirdekleri, özellikle damar sağlığı açısından özel mineraller olan magnezyum, bakır, potasyum ve demirden oldukça zengindir.

  • Magnezyum: Vücutta protein sentezi ve enerji üretimi gibi birçok biyolojik reaksiyon için gereklidir. Ayrıca antiaritmik ve hipotansif etkinliği de bulunur. Eksikliğinde metabolik sendrom, insülin direnci ve diyabet gelişebilir. Örneğin, 'lik bitter çikolata ( kakao), magnezyum içermektedir.

  • Bakır: Bitter çikolatada yoğun bulunan bakır, demirin taşınmasında, glukoz metabolizmasında, çocukların büyüme sürecinde ve beyin gelişiminde önemli görevler alır. Eksikliğinde anemi, pansitopeni, hipertansiyon ve kalp büyümesi olabilir. Ancak serum bakır seviyesindeki yükseklikler kalp-damar hastalık kaynaklı ölümlere ve kansere neden olabilir; tehlikeli seviyelere ulaşmak için 'lik tüketim gerektiği belirtilmektedir.

  • Demir: Kakao ürünlerinde demir yüksek oranlarda bulunur. Örneğin, sütlü çikolata günlük önerilen demir tüketiminin 'ini, bitter çikolata ise 'ini karşılamaktadır. Şekersiz kakao tozu, sütlü çikolatadan fazla, bitter çikolatadan ise az demir içerir.

  • Potasyum: Çikolatalarda potasyum oranları düşüktür: bitter çikolata , şekersiz bir yemek kaşığı kakao tozu , sütlü çikolata ise potasyum içerir.

Biyoaktif Bileşiklerin Profilini Etkileyen Faktörler

Kakao ağacının genetik özellikleri, yetiştirildiği coğrafya ve toprak özellikleri, büyüme koşulları, iklim-hava özellikleri ve özellikle çekirdeklerin işlenme yöntemleri (fermantasyon süreleri); çekirdeklerdeki biyoaktif bileşiklerin profillerini ve antioksidan aktivitelerini önemli ölçüde değiştirmektedir.

Örnek: Fermantasyon süresi, kakao ve kakao ürünlerinin aromasını güçlendirir iken, polifenol içeriğinde ciddi düzeyde azalmaya neden olmaktadır.

Bu metni, kakao çekirdeklerindeki fitokimyasalların deri sağlığı ve antioksidan/antiinflamatuar mekanizmaları üzerine odaklanarak, net ve bilimsel bir dille düzenliyorum.

Kakao Çekirdeklerindeki Fitokimyasallar ve Deri Sağlığı

Son yıllarda, bazı bitki ve baharatların içerdiği polifenollerin, ileri yaş nörodejeneratif hastalıklar ve kansere karşı koruyucu olabileceği yönünde çok sayıda deneysel ve epidemiyolojik çalışma giderek artan bir ilgi görmektedir. Bu koruyucu etkilerin kesin mekanizmaları üzerinde tartışmalar devam etse de, kakao çekirdeklerindeki polifenollerin yoğun içeriğine dair kanıtlanmış bilgiler mevcuttur.

Güçlü Antioksidan Etki

Kakao çekirdeği polifenolleri, özellikle flavonoidler, güçlü antioksidanlardır. Bu etkilerini, lipit peroksidasyonunu baskılayarak ve dokularda serbest oksijen radikallerinin oluşumunu azaltarak/inhibitör etki göstererek ortaya koyarlar.

  • Tüketim Tercihi: Bu antioksidan etki, kakao süt ile birlikte alındığında azalmaktadır. Bu nedenle, kakao ürünü olarak sütlü kakao, sütlü çikolata veya beyaz çikolata yerine, sade kakao içilmesi ya da bitter çikolata yenilmesi tercih edilmelidir.

Deri Dokularında Koruyucu ve İyileştirici Etkiler

Kakao çekirdeği içeriğindeki flavonoidler, deri dokularında koruyucu ve iyileştirici etkilerini çeşitli mekanizmalarla gösterir:

  1. Antiinflamatuar ve İmmün Düzenleme:

    • Flavonoidler, genel olarak antiinflamatuar ve immün düzenleyici özelliklere sahiptir.

    • Nükleer Faktör-κB () Aktivasyonu: Epikateşin, kateşin ve bunların dimerik formlarının, - bağlanma aktivitesinde azalmaya yol açarak hücrelerinde interlökin 2 () üretimini baskıladığı gözlenmiştir. Bu, kakao polifenollerinin antiinflamatuar etkinliğinin ortaya çıkmasından sorumludur.

    • Makrofaj Etkisi: Deride makrofajlar üzerinde yapılan çalışmalarda, flavonoidlerin dozuna bağlı olarak monosit kemoatraktan protein () ve tümör nekrozis faktör alfa () salınımında azalma gözlenmiştir.

  2. Damarsal ve Antitümöral Etkiler:

    • Endotel Faydası: Flavonoidler, antiplatelet aktivite ve damarsal endotel üzerinde faydalı etkiler gösterir. Damarsal endotel üzerindeki bu olumlu etki, kakao çekirdek içeriğindeki flavanol olan epikateşinin nitrik oksit () üretimini düzenlemesi ile gerçekleşmektedir.

    • Kanser Önleme ve Koruma: Kakao prosiyanidinleri, mitojenik aktiveye sahip olan protein kinaz () ve membran tip-1 ()-matriks metalloproteinaz () ve pro- üzerinde güçlü inhibitör etkiye sahiptir. Bu etki, deri kanserlerinin önlenmesi ve güneş- korumasında etkin kullanımları anlamına gelmektedir.

Kakao Fitokimyasalları, Cilt Yaşlanması ve Fotokoruma

Cilt yaşlanması, içsel (genetik) ve dışsal (çevresel) nedenlerin birleşimiyle oluşan karmaşık bir süreçtir. Dışsal yaşlanmanın temel nedeni, güneşin ışınlarının yol açtığı fotoyaşlanma veya foto-oksidatif hasardır. , deride serbest oksijen radikallerinin () ve reaktif nitrozatif türlerin () aşırı üretimine yol açarak hem fizyolojik yaşlanmayı hızlandırır hem de enflamasyonu başlatır.

Kakao Flavanollerinin Cilt Üzerindeki Koruyucu Etkileri

Kakao tüketiminin fotohasara karşı koruma potansiyelini araştıran bir çalışma, flavanoller açısından zengin kakao içeceğinin insan derisi üzerindeki olumlu etkilerini göstermiştir:

  • Eritemde Azalma (Güneşten Korunma): Yüksek flavanol () içeren kakao tozu tüketen kişilerde, ile oluşan kızarıklıkta (eritemde) başlangıca göre 'lik bir azalma gözlenmiştir. Bu, flavanollerin önemli ölçüde fotokoruma sağladığı anlamına gelmektedir.

  • Kan Akımında Artış (Cilt Sağlığı): Aynı çalışmada, sonunda flavanol açısından zengin kakao içeceği tüketen grupta, derinin derinliğinde ve daha derinlerde derinliğinde oranında kan akımı artışı saptanmıştır. Derinin mikrodolaşımı, besin ve oksijen temini için kritik olduğundan, bu artış cildin genel durumunu ve sağlığını direkt olarak iyileştirmektedir.

Bu bulgular, flavanoller açısından zengin kakao ve çikolata tüketiminin ciddi bir fotokoruma sağladığını kanıtlamaktadır. Kakao bileşenlerinin zaten bilinen güçlü antioksidan ve antiinflamatuar özelliklerine ek olarak, fotokoruyucu etkileri de mevcuttur.

Bu etkiler sayesinde kakao fitokimyasallarının, hem sistemik (oral tüketim) hem de topikal formülasyonlar halinde dermatolojik uygulamalarda, özellikle yaşlanma karşıtı ve güneş koruyucu ürünlerde, kullanılabileceği düşünülmektedir.

Bu metni, kakao ve çikolatanın cilt hastalıkları üzerindeki genel etkileri, özellikle de akne ile olan ilişkisi üzerine odaklanarak düzenliyorum.

Kakao, Çikolata ve Deri Hastalıkları

Kakao ve kakao ürünlerinin deri üzerindeki olumlu etkilerinden (antioksidan, fotokoruyucu) bahsetmiş olsak da, kakaodan yapılan çikolatalara eklenen süt, şeker, tatlandırıcılar, ekstra yağlar, renklendiriciler, çerezler ve meyveler hem yeni deri hastalıklarına neden olabilir hem de mevcut deri hastalıklarını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, şeker ve süt gibi ek bileşenler, kakaonun kalori değerini önemli ölçüde artırabilir.

Kakao-Çikolata ve Akne İlişkisi

Çikolatanın akne üzerindeki etkisi uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. Ancak son çalışmalar, bu ilişkinin genellikle olumsuz yönde olduğunu göstermektedir. Çikolatanın akne üzerindeki olumsuz etkisi hem kakao içeriğine hem de yüksek glisemik indeksine bağlıdır.

Yapılan çalışmaların sonuçları özetle şöyledir:

  • Sebum Üretimi: Çikolata ve kakao tüketiminin deride sebum (yağ) üretimi üzerinde doğrudan bir etkinliği yoktur.

  • İnflamasyon: Kakao-çikolata içeriğindeki flavonoidler, deride sitokin üretimini modüle ederek akne kliniğinde inflamasyonun artmasına ve papülopüstüler akne lezyonlarının alevlenmesine neden olabilmektedir.

  • Komedon Oluşumu: Kakao yağındaki zengin oleik asit içeriği, sebase-foliküler ünitte keratinizasyonu değiştirir ve komedon oluşumunu hızlandırabilir.

  • Glisemik İndeks: Yüksek glisemik indeksli çikolata, insülin-androjen ilişkisi üzerinden akne kliniğini olumsuz yönde etkilemektedir.

  • Süt Etkisi: Sütlü çikolata içeriğindeki süt, akneyi insülin ve insülin benzeri büyüme faktörü I () üzerinden olumsuz yönde etkilemektedir.

Sonuç: Çikolata, mevcut akne kliniğini alevlendirebileceği gibi, bazı bireylerde yeni akne oluşumuna da neden olabilmektedir.

 

Kakao ve Çikolata: Atopik Dermatit ve Alerjik Reaksiyonlar

Kakao-Çikolata ve Atopik Dermatit

Kakao ve çikolata tüketimi, atopik dermatit kliniğini olumsuz etkileyebilir. Bu ürünler hem yeni lezyonların ortaya çıkmasını tetikleyebilir hem de mevcut lezyonlardaki klinik alevlenmelere neden olabilir.

  • Emzirme Dönemi Etkisi: Atopik dermatitli çocuğu olan annelerde emzirme döneminde kakao ve çikolata tüketiminin süte geçişi ile çocuklarda atopik dermatit kliniğinde alevlenmeler gözlenebilmektedir.

Kakao-Çikolata ve Alerjik Reaksiyonlar

Kakao-çikolata, bireysel olarak en sık bildirilen alerjenlerden biri olarak tanımlansa da, 'nin rol oynadığı tipik alerji gelişimine dair kanıtlanmış bilimsel veri bulunmamaktadır.

  • Üretim ve işleme sırasında çalışanlar tarafından bildirilen bireysel alerji vakaları sıklıkla görülse de, bunlarda da kesin bilimsel kanıt yetersizdir.

Çikolata İçeriğindeki Potansiyel Alerjenler ve Tetikleyiciler

Çikolatanın yapısında, eklenen maddelerden kaynaklanan birçok potansiyel alerjen ve reaksiyon tetikleyicisi bulunabilir:

  • Nikel: Çikolatadaki nikel içeriği, daha önce nikel duyarlılığı olan kişilerde en fazla alerjik reaksiyonlara neden olan bileşendir. Teorik olarak nikel duyarlılığı olan kişilerde sistemik reaksiyon oluşması için bitter çikolatadan ve sütlü çikolatadan nikel tüketimi gerekmektedir.

  • Kurşun: Çikolatada oranında kurşun bulunabilir ve bu, duyarlılığı olan kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir.

  • Eklenen Gıdalar: Çikolata hazırlanması sırasında içerisine kullanılan fıstık, fındık, hindistan cevizi ve süt gibi bileşenler, alerjik duyarlılığı olan kişilerde reaksiyonlara neden olabilmektedir.

  • Çapraz Reaksiyonlar: Peru balsamına alerjisi olan kişilerde çikolata, çapraz alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir.

  • Diğer Tetikleyiciler: Çikolata içeriğinde bulunan vitaminler, boya katkıları, tatlandırıcılar ve polifenoller de alerjik reaksiyona neden olabilir.

Alerji Benzeri Belirtiler

  • Teobromin ve Kafein alerjik reaksiyonlara neden olmasalar da, mevcut alerjik reaksiyonları artırabilmekte ya da alerjiye benzer belirtilere yol açabilmektedirler.

  • Çikolata, mevcut bir deri hastalığının (ürtiker, egzama, lokal ve genel kaşıntı, peroral dermatit gibi) belirtilerini alevlendirebilir.

  • Ayrıca baş ağrısı, burun akıntısı, bulantı, karın krampları ve solunum sıkıntıları gibi alerjik olmayan sistemik belirtilere de neden olabilmektedir.

 

Kakao, Çikolata ve İlaç Etkileşimleri

Kakao-Çikolata, Antidepresan () İlaç Kullanımı ve Kaşıntı

Depresyon ve duygu durum bozukluklarının tedavisinde sıklıkla serotonin geri alım inhibitörleri () kullanılmaktadır. İnsan derisinde serotonin reseptörleri bulunur ve deriye serotonin enjekte edildiğinde lifleri üzerinden kaşıntılı döküntülere neden olduğu bilinmektedir.

  • Etkisi: ilaçlar, serum ve deride serotonin seviyelerinde yükselmelere neden olarak purpura, ürtiker ve kaşıntılı döküntülere yol açabilmektedir. (Bu durumun bir paradoks olarak, 'ların kolestazis ve polisitemia vera hastalarında gelişen kaşıntıların tedavisinde de kullanıldığı belirtilmelidir).

  • Kakao Serotonin İçeriği: Kakao ve çikolata serotonin içeriği açısından oldukça zengindir (Bitter çikolatada düzeyinde).

  • Etkileşim Riski: ilaçlar ve çikolata birlikte kullanıldığında, deride döküntü ve kaşıntıya neden olabilmektedir.

  • Kırmızı Şarap Etkisi: Aynı şekilde, kırmızı şarap da platelet ve sindirim sisteminden aşırı serotonin salınımına neden olmaktadır. ile birlikte kırmızı şarap kullanıldığında burunda akıntı, kaşıntı, dolgunluk hissi ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.

Kakao ve Kişisel Bakım/Kozmetik Ürünler

Son yıllarda, kakao tarımında ekolojik sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak ve ekonomik verimi artırmak amacıyla yeni bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yaklaşım, kakao çekirdeklerinin işlenmesi sırasında kullanılmayan veya atık olarak çıkan yan ürünlerin değerlendirilmesini içerir.

  • Değerlendirilen Yan Ürünler: İkinci kalite kakao çekirdekleri, kakao çekirdeği kabukları, kakao meyve kabuğu ve diğer tüm ara ürünlerin/artıkların biyolojik olarak aktif içeriklerinin elde edilmesine çalışılmaktadır.

  • Kozmetik Potansiyeli: Bu biyolojik olarak aktif içerikler, kişisel cilt bakım ürünleri ve kozmetik ürünlerde kullanılmak üzere araştırılmaktadır.

  • Gelecek İhtiyacı: Kakao yan ürünlerinden bu şekilde elde edilen yeni bileşenlerin daha kapsamlı bir şekilde incelenmesine ve etkinliklerinin kanıtlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

 Kakao meyvesi ve çekirdeklerinin içerdiği zengin polifenol ve metilksantin kaynakları, kozmetik ve ilaç formülasyonları için yüksek değerli fonksiyonel bileşenler hâline gelmiştir.

Bu bileşenlerin güçlü antioksidan etkileri, deri sağlığını desteklemesi, anti-aging potansiyeli ve güneş hasarından koruyucu özelliklerinin zenginliği, onların cilt bakım ürünlerinin içeriğinde yer almasını kaçınılmaz kılmıştır.

Kakao Kullanım Alanları

  • Kakao Yağı: Cilt bakım ürünleri ve kozmetiklerin yapımında en yaygın kullanılan bileşendir. Özellikle cilt nemlendiricileri ve temizlik ürünlerinin temel bileşeni olarak işlev görür.

  • Kakao Pod Kabuğu: Afrika sabunları gibi geleneksel temizlik ürünlerinin içeriğinde kakao pod kabuğu kalıntıları görülmektedir.

  • Cilt Yaşlanması (Anti-Aging): Kakao flavonoid bileşenleri, anti-aging amaçlı cilt kırışıklıklarının önlenmesine yardımcı olmak için kullanılmaktadır.

  • Çatlak Tedavisi: Kakao yağlarından elde edilen krem veya losyonlar, yaygın olarak cilt çatlaklarının (striae) önlenmesi ve tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak, bu amaçla yapılan bilimsel çalışmalar, genellikle bir fayda sağlamadığı yönündedir.

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency