Yeni Doğanlarda Cilt, Saç ve Tırnak Bakımı

 Yeni doğan dönemi, bebeğin doğumdan sonraki ilk dört haftasını kapsayan gelişim sürecidir. Bebeğin, anne rahmindeki güvenli, steril ve amniyotik sıvılı ortamı terk etmesiyle başlar. Bu dönem, bebeğin her türlü (fiziksel, kimyasal, biyolojik) zararlı ajana açık hâle geldiği, güvensiz, steril olmayan ve vücut ısısını korumakta zorlandığı, kuru olan dış ortama uyum sağlamakta zorlandığı bir süreçtir.

Doğumla birlikte yeni doğan derisi dış etkenlere karşı koruyucu görevini yapmaya başlar. Ayrıca, anne ile kurulan yoğun tensel temasın bebeklerin bilişsel ve davranışsal gelişimi için önemli bir parçası olduğu bilinmektedir.

Yeni doğan döneminde deri bir bütün olarak görünmekle birlikte gelişimini henüz tamamlamamıştır. Dış etkenlerden kaynaklanan durumlar dâhil çok çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle yeni doğan derisinin bazı özellikleri iyi bilinmelidir.

Yeni Doğan Derisinin Özellikleri

Epidermis

Epidermis, derinin su kaybı ve zararlı kimyasal madde emilimini engelleyen, fiziksel, kimyasal dış etkenlere ve enfeksiyonlara karşı koruyan en dış bariyer tabakasıdır.

  • Epidermisin bu görevleri için yeterli kalınlıkta ve etkin lipit gibi içeriklere sahip olması gerekir. Bu yeterlilik, bebeğin doğum haftası ve gelişim düzeyi ile doğrudan ilişkilidir.

  • Epidermisin koruyucu özelliği, anne rahminde 20-24. haftada başlar. Epidermal kalınlık gebelik haftaları ile artar ve 37-42. haftada normal kalınlığına ulaşır.

  • Kalınlığın yeterliliği ile birlikte koruyucu fonksiyonları tam değildir. Bu nedenle erken doğan prematüre bebeklerde epidermal bariyerin yetersizliği, derinin daha duyarlı olmasına neden olur.

Deriden Kimyasal Madde Emilimi

Yeni doğan bebekte deriden emilim düzeyi yüksektir. Bu durum, istenmeyen kimyasal madde ve ilaçların, özellikle düşük moleküler ağırlıklı olanların kolaylıkla emilmesine ve temas alanında veya sistemik toksik etkilerin ortaya çıkmasına olanak sağlar. Bu risk, bebeğin doğum haftası ile ilişkilidir ve prematüre bebekler için daha yüksektir.

Tüm bebeklerde vücut yüzey alanının beden ağırlığına olan oranı erişkinlerin hatta çocukların 2-3 katıdır. Yeni doğanda derinin bu yüksek emilim özelliği sorunlara yol açarken, bazı ilaçların deriden emiliminin yüksek olması, bunların deriden uygulanabilmesini olanaklı hâle getirmektedir.

Deri ve Solunum

Erişkinlerde ve normal haftasında doğan yeni doğanlarda derinin solunumunun (oksijen emilimi ve karbondioksit atılması) tüm solunuma oranı %2'dir.

    1. haftadan erken doğan prematüre bebeklerde ise bu solunum 6-11 kat fazladır.

  • Deride epidermal lipit bariyerin oluşmasıyla birlikte, 2-3 hafta içerisinde bu deri solunumu normal seviyesine gelmektedir.

Epidermisten Su Kaybı (TESK)

Transepidermal Su Kaybı (TESK), belirli bir süre içinde, belirli deri alanından kaybedilen su miktarını ifade eder ( veya gün).

  • Normal haftasında doğan bebekte TESK, erişkin değerlerine yakındır .

  • 24-26. haftada doğan prematürelerde TESK düzeyine kadar ulaşabilir. Bu nedenle bebek, bu su kaybı nedeniyle 24 saat içinde vücut ağırlığının %20-50'sini kaybedebilir.

  • TESK vücut alanlarında eşit değildir; örneğin karında en yüksektir.

  • TESK sırasında kaybedilen her su ile birlikte bebek enerji kaybeder. Bu, prematüre bebek için önemli bir enerji açığı ortaya çıkarır.

  • Bu nedenle 32. haftadan erken doğan prematüre bebekler, epidermal bariyer gelişene kadar nemlendirilmiş, ısıtılmış özel kuvöz ortamında sıvı ve enerji dengesi desteklenerek bakılmalıdır.

Stratum Korneum Hidrasyonu (Su İçeriği)

Yeni doğan derisi, daha büyük bebeklerle karşılaştırıldığında göreceli olarak daha kuru bir yapıya sahiptir; bu nedenle deri yüzeyi pürüzlü olabilir. Bebekler haftalar ilerledikçe stratum korneum hidrasyonu artar ve deri yüzeyi pürüzsüzleşir.

  • Nemlilik; stratum korneum hücrelerinde bulunan filagrinin su tutma özelliği ile doğal nemlendirme faktörlerine (NMF) bağlıdır. Bu durum ortam nemine de bağlıdır.

  • Prematüre bebeklerde NMF içeriği yetersiz kalır, hidrasyon sağlanamaz.

Deri Yüzeyi pH Değeri

  • Doğumda yeni doğan deri yüzeyi nötral veya alkali pH'ya sahiptir ().

  • Deri pH değeri, doğumu izleyen ilk hafta içinde hızlı, ardından 3 hafta süresince daha yavaş bir ivmeyle düşme gösterir.

  • Birinci ayın sonunda erişkin ve büyük çocuklardakine çok yakın asidik yüzey pH değeri () kazanılır.

  • Deri pH değeri düştükçe (asiditeye doğru kaydıkça) derinin doğal savunma yanıtı desteklenir ve deri üzerinde hastalık oluşturabilecek mikroorganizma sayısı azalmaktadır.

  • Benzer etki, bez bölgesi için de hedeflenmiş ve tampon solüsyon ile tamponlanmış bez üretimi gündeme gelmiştir.

Dermis

Dermis tabakası; ter ve sebum yapımını sağlayan bezlerin yer aldığı, zengin damarsal ağ tabakası ile ısı dengesinin düzenlendiği ve derinin en önemli destek dokusu olan elastin ve kollajenin yer aldığı tabakadır. Yeni doğan derisinde dermisteki bu anatomik yapılar, özellikle elastik lifler yetersizdir ve fonksiyonlar tam olarak yerine getirilemez.

Sebase Bez Aktivitesi

Sebum, içeriğindeki yağlarla derinin koruyucu film tabakasının en önemli yapı taşıdır.

  • Anne rahminde bebek deri yüzeyi, sebase bez salgısı, epidermal hücreler ve lanugo kıllarından oluşan “verniks kazeoza” olarak adlandırılan bir bileşen ile kaplıdır. Bu bileşen, gebeliğin 24. haftasında oluşur, deriyi rahim içerisinde maserasyona karşı korur ve doğum sonrası içeriği ile nemlendirici, antimikrobiyal, antioksidan ve su-elektrolit-ısı düzenleyici etki gösterir.

  • Doğum sonrası anneden geçen ya da bebeğin ürettiği hormonsal etkiyle sebase aktivitesi (sebum düzeyi) ilk haftada erişkin düzeyine ulaşır. Bu aktivite 1 ay kadar sürebilir ve sonra azalır.

  • Sebum üretimi 1 yaş civarında belirgin olarak geriler ve ergenlik dönemine kadar düşük düzeyde sabit kalır. Bu özellikler nedeniyle yeni doğanda ilk 1 ay akneler gelişebilir.

Derinin Terlemesi ve Vücut Isı Düzenlemesi (Termoregülasyon)

Yeni doğan derisinin yüzey alanı az olduğu için deride ter bezi yoğunluğu erişkin derisine göre daha fazladır. Bununla birlikte, terleme eşiği erişkinden yüksektir ve çevre ısıya karşı terleme zamanla düzenlenmektedir.

  • Bebekte terleme ilk olarak alında, sonra sırasıyla gövde ve kol/bacaklarda ortaya çıkar.

  • Prematürelerde terleme ilk günlerde hiç görülmez, sonra daha düşük düzeyde ortaya çıkmaya başlar.

  • Yeni doğanda ortam sıcaklığından bağımsız olarak, stres, açlık, korku, ağrı gibi uyaranlara cevap olarak ortaya çıkan terleme genellikle el içi ve ayak tabanında gözlenir.

  • Yeni doğanda soğuk ortamda deri dolaşım sisteminin verdiği cevap zayıftır. Bu nedenle yeni doğanda vücut ısısının yükselmesinden çok düşmesi önemli klinik sorun oluşturur.

Yara İyileşmesi

Yeni doğan derisi, erişkin derisine göre daha kusursuz ve mükemmel bir iyileşme yeteneğine sahiptir.

Bebek Banyosu, Saç ve Saçlı Deri Temizliği

Tam zamanında doğan yeni doğanda doğumda deri “verniks kazeoza” ile kaplıdır. Buna annenin kanı, hücresel döküntüler ve bebeğin ilk kakası bulaşmış olabilir. Bu nedenle doğum sonrası sadece verniks kazeozanın silinmesi yerine yıkama tercih edilmektedir.

Banyo Zamanı ve Sıklığı

  • İlk banyo; hipotermi riskini en aza indirmek amacıyla, bebeğin vücut sistem bulguları ve beden sıcaklığının stabilize olmasını takiben, doğum sonrası 2.-4. saatler arasında yapılmalı, banyo sonrası çevre ısısı kontrol altında tutulmalıdır.

  • Özellikle 36 haftadan küçük prematüre bebeklerde banyo 24 saatten sonraya ertelenmelidir.

  • Günlük banyo gerekli değildir. Zamanında doğan bebeklerde haftada 2 kez, hatta prematüre bebeklerde 4 gün arayla yıkama önerilmektedir.

  • İdeal banyo suyu sıcaklığı konusunda görüşler farklıdır. Beden sıcaklığına yakın () veya hafif düşük sıcaklıkta () banyo önerilmektedir.

Temizlik Ürünleri ve Teknikleri

  • Deri temizliği için alkali olmayan yumuşak formüllü, nötral veya hafif asidik, kokusuz, likit sindetler tercih edilmelidir.

  • Gliserinli katkılı sabunlar, humektan özellikleri (derinin daha derin tabakalarından su tutan) ile kuruluğa ve irritasyona yol açtıklarından yeni doğanda kullanılmamalıdır.

  • Ovalama işlemi yapılmamalıdır.

  • Banyo sonrası deri kıvrımları özenle kurutulmalıdır.

  • Riski taşımayan prematüre bebeklerde ilk birkaç hafta ılık, steril su ile haftada 2-3 kez temizlik önerilmektedir.

  • Yeni doğanlarda, kısa, ince ve çabuk kırılan saç tellerine sahip olunduğu için amfoterik ve non-iyonik ajanlar içeren şampuanların kullanımı mutlak gerekli değildir. Yumuşak formüllü, pH değeri göz yaşına yakın olan (gözleri yakmayan) şampuanlar tercih edilmelidir.

Şampuanlarda Kaçınılması Gereken Maddeler

Yeni doğanda topikal uygulamadan kaçınılması gereken maddelerin başında şampuanlarda yer alan sodyum lauril sülfat (SLS) gelir.

  • SLS; lipit bariyeri hasara uğratır, deri katmanları arasında ayrılmaya neden olarak irritasyon oluşturur. SLS, triklosan ile birlikte uygulandığında günler boyunca deriye tutunmuş hâlde kalır. Sodyum ve amonyum lauret sülfat, çeşitli temizleyici bakım ürünlerine köpürme etkisi oluşturmak amacıyla eklenir. Yeni doğan ürünleri bu ajanları içermemelidir.

  • Metilizotiazolinon; saç bakım ürünlerinde yer alır ve emilerek nörolojik bozukluklara neden olabildiği bildirilmiştir.

  • Parabenler (metil paraben, propil paraben, etil paraben, butil paraben); bebek şampuan ve losyonları ile ıslak mendillerde bulunur, kontakt dermatite neden olabilecekleri unutulmamalıdır.

  • Antiseptik sabun ve losyonlar ile ıslak mendiller yeni doğanda kullanılmamalıdır.

Nemlendirme

Prematüre yeni doğanda deride kuruma ve çatlamaları önlediği, deri bütünlüğüne katkı sağlayarak deriyi pürüzsüzleştirdiği ve TESK'yi azalttığı için nemlendirici olarak emolyentler kullanılmalıdır. Bu amaçla yaygın olarak kullanılan nemlendirici vazelindir.

  • Ancak yeni doğanda emolyent kullanımının deride ve burunda bazı mikroorganizmaları artırdığı ve bunun da enfeksiyon riskine neden olduğu gösterilmiştir.

  • Birçok çalışmada ayçiçek yağının yeni doğanda enfeksiyonlara karşı riskli durum oluşturmadığı, tersine koruyucu etki gösterdiği, ayrıca zeytinyağı, soya yağı gibi yağlara göre üstün etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır.

  • Derinin üzerinin kapatılmasının (oklüzyon) enfeksiyon gelişimi sürecinde önemli katkısı olduğu ve yoğun uygulamaların belirgin oklüzyon oluşturduğu ileri sürülmektedir.

Nemlendirici Seçimi ve Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Genel yaklaşım olarak; yeni doğanlarda parfüm, boya ve katkı maddesi içermeyen, fizyolojik epidermal lipit dengesine sahip (kolesterol, seramid, linolat ve palmitat) veya ayçiçek yağı içeren nemlendirici ürünler tercih edilmelidir.

  • Pek çok emolyentin içeriğinde yer alan, bir hidrofilik baz olan propilen glikol konsantrasyonu %5'in üzerinde olduğunda deride iritasyon ve yanma hissi oluşturmaktadır. Deriden fazla emilimi hiperozmolalite ve nöbet geçirilmesine neden olabildiğinden yeni doğan ürünlerinde bu bulunmamalıdır.

  • Emolyentler: özellikle sıcak ve nemli iklim şartlarında, koltuk altı, kasık ve boyun gibi katlantı deri bölgelerine uygulanmamalı; kullanım sırasında akne, follikülit, miliaria veya kaşıntı ortaya çıkarabileceği hatırda tutulmalıdır.

Göbek Kordonu Bakımı

Göbek kordonu yeni doğanda başlıca mikroorganizmaların çoğaldığı bölgedir. Kolaylıkla enfeksiyon ortaya çıkabilir, hatta ölümlere neden olabilir. Bu nedenle göbek kordonu bakımında; klorheksidin, povidon iyot, üçlü içerik (“triple dye”: jansiyen moru, brilyant yeşili ve proflavin sülfat karışımı), gümüş sülfadiazin veya izopropil alkol () uygulaması önerilmektedir. Ancak bunların kullanımı göbek kordonunun düşmesini uzatabilmektedir.

Yeni Doğanlarda İlaç ve Tıbbi Malzeme Kullanımı

Yeni doğan dönemi, yukarıda anlatıldığı gibi deriye uygulanan ilaç ve tıbbi malzemelerin, ciddi lokal ya da sistemik toksik yan etki doğurabileceği bir dönemdir. Etiketinde “Dermatolojik testten geçirilmiştir”, “pH'sı dengeli”, “doğal/organik madde içerir” vb. ifadelere yer verilen ürünlerin güvenilirliği son derece tartışmalıdır. Genel yaklaşım olarak bu dönemde ilaçların deriye uygulamaları ancak gerekli olan durumlarda, saf, güvenilir ajanların, kısa süreli kullanımı şeklinde sınırlandırılmalıdır.

Antiseptik Ürünlerin Kullanımı

Enfeksiyonun önlenmesi, bebeğe bakan sağlık personelinin ya da ailenin uygun şekilde rutin el yıkaması ve hijyenik yaklaşımı son derece önemlidir. Yeni doğanlarda antiseptik kullanımına dair kontrollü çalışmalar ve dolayısıyla güvenilirlik konusunda veriler yetersizdir.

  • Klorheksidin: Yüksek antibakteriyel etki ve düşük toksisiteye sahiptir. Prematürlerde 30 saniye kurumaya bırakılıp steril su ile uzaklaştırılmalıdır. Nörotoksisite riski nedeniyle aplazya kutis konjenita ve kulak zarı deliklerinde kullanılmamalıdır. Geniş yüzeylere, oklüzyon altında veya tekrarlayan uygulamalarında sistemik toksik etkileri ortaya çıkabilir.
  • Povidon İyot: Antimikrobiyal spektrumu en geniş, en etkili antiseptiktir ancak deriden emilimi iyot yüklenmesi ile geçici, ciddi hipotiroidiye neden olduğundan öncelikle prematürlerde kullanımından kaçınılmalıdır. Temas gerçekleşmiş ise silinmeli ve tiroid hormon düzeyleri takip edilmelidir.
  • Alkol: Hızlı etkili ancak prematürlerde kanamalı deri nekrozu ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde alkol intoksikasyonuna neden olabildiğinden terk edilmiştir.
  • Eozin: Yaygın olarak kullanılmasına rağmen tercih edilmemelidir. Ürün kutusunun açılmasını takiben kısa sürede kontamine olmakta ve bu nedenle pek çok ciddi neonatal enfeksiyondan sorumlu tutulmaktadır.
  • Cıva Türevleri: Toksik etkileri nedeniyle yeni doğan döneminde kontrendikedir.
Yeni doğan döneminde kullanılabilecek antiseptiklere bir alternatif de oktenidindir ancak henüz etkinlik ve yan etkilerine dair yeterli deneyim yoktur.

Bant, Flaster ve Sargı Kullanımı

Özellikle 27. haftadan erken doğan prematürelerde uygulanan tıbbi bantların çıkarılması işlemi sırasında epidermal soyulma gerçekleşebilir.

  • Bebeklerde yapışkan bantlar kullanılmamalıdır.

  • Tıbbi bant yapıştırılmış ise kaldırmadan önce emolyentlerle veya ılık su ile ıslatılmalı, ayırma işlemi için vertikal değil horizontal çekme kuvveti uygulanmalıdır.

Topikal Anestezik Maddelerin Kullanımı

Ağrı duyusu özellikle prematüre bebeklerde klinik stabiliteyi bozarak olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Bu amaçla kullanılan topikal analjezikler ancak sağlam deri yüzeyine uygulanabilir.

  • EMLA krem (Prilokain-lidokain karışımı): Prilokain doz aşımında deriden emilimle methemoglobinemiye neden olabileceğinden dikkatli kullanılmalıdır. En fazla ve en geniş alanda kullanılabilir.

  • %4'lük tetrakain jel: Daha hızlı ve uzun etkiye sahiptir (). Methemoglobinemi nedeni olmasa da prematüre bebeklerde kontakt dermatit etkeni olabilir.

  • Kamfor yeni doğanlarda kullanılmaz.

Bez Bölgesi Bakımı ve Diaper Dermatit Tedavisi

Bez bölgesi yeni doğanda bakımı ve takibi açısından son derece önemlidir. Burada deri hasarı gelişimi çevresel faktörlerin sonucudur: artan nem oranı, idrar/gaita/sindirim enzimleri ile temas, mekanik sürtünme, derinin yüksek pH değeri, diyare gibi durumlar ve antibiyotik kullanımı.

Yeni doğanda Bez Bölgesi İçin:

  • Yüksek emiş gücü olan bezlerin kullanımı tercih edilmeli, bezler sık değiştirilmelidir.

  • Deri koruması için: yarı geçirgen film veya tabaka oluşturan bariyer kremleri kullanılmalı.

  • İdrar temizliği için su ve pamuk; gaita temizliği için yumuşak formüllü temizleyiciler kullanılmalı, temizlik sonrası bölge açık bırakılarak kuruması sağlanmalı.

  • Bez bölgesine uygulanacak bakım ürünlerinin (özellikle vazelin içeren ajanların) yoğun uygulanmaması ve deriden tam emilmeden bezin kapatılmaması gereklidir. Aksi hâlde bu ajanlar bezin iç yüzeyini kaplayarak emiciliği bozacak ve deriyi daha fazla hasarlandıracaktır.

  • Gelişen dermatitlerde olaya mantar ve bakteriler de eklendiği için antifungal ve antibakteriyel ilaçlar tedaviye eklenmeli, topikal kortikosteroid kullanımından kaçınılmalıdır.

  • Diaper dermatitinin safra ve mide salgısından kaynaklandığı düşünülüyorsa kolestiramin ve sukralfat içerikli koruyucu kremler faydalı olabilir.

  • Bebek pudraları solunduğunda akciğer problemleri gelişebileceği için günümüzde kullanılmamaktadır.

Deride Antibiyotik İçeren İlaçların Kullanımı

Yeni doğanlarda stafilokokal bakterilerden kaynaklanan impetigo ve diğer deri enfeksiyonları sık gözlenir. Sınırlı lezyonlar yaygın değil ise mupirosin, basitrasin, fusidik asit, basitrasin-polimiksin B içeren kremler kullanılabilir.

  • En sık kullanılan ajanlar olan mupirosin ve fusidik asite karşı bakterilerin direnç geliştirme potansiyelleri olduğu için kısa süreli ve/veya bir antiseptikle birlikte kullanılması önerilmektedir. Yaygın olgularda sistemik antibiyotikler kullanılmalıdır.

  • Diğer sürülebilen antibiyotikler: eritromisin ve klindamisin yer almaktadır. Klindamisin, psödomembranöz enterokolit gelişme riski nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.

  • Sülfonamidlerin, yeni doğan sarılığı gibi ciddi yan etkileri nedeniyle bu dönemde kullanımları sakıncalıdır.

Mantar Tedavisi İçin Kullanılan İlaçlar

Yeni doğan döneminde bez bölgesinde sık karşılaşılan kandida enfeksiyonları, seboreik dermatit ve malessezia türlerinin sorumlu tutulduğu neonatal sefalik püstüloz gibi cilt hastalıklarının tedavisinde antifungallerin kullanımı gereklidir.

  • Yeni doğan döneminde kullanılabilen topikal antifungal ajanların başında nistatin yer almaktadır. Nistatinin deri için en az irritan etkiye sahip olduğu belirtilmiştir.

  • Önerilen diğer topikal antifungaller imidazoller (örnek: mikonazol, klotrimazol, ketokonazol) ve sikloproks olamindir. Bunlar önerilmektedir.

Topikal Kortikosteroid ve Kortizol Kullanımı

Topikal kortikosteroidlerin kullanımının gerekli olduğu durumlarda; en düşük güçte olanları kısa süreyle (en uzun ), günde , sınırlı deri alanına uygulanabilmektedir.

  • Bebeklerde, %1'lik hidrokortizon yeterli olmaktadır. Beraberinde nemlendirici ürün kullanılması durumunda kortikosteroid ihtiyacının azalacağı akılda tutulmalıdır.

  • Bu ilaçların deri katlantı yerlerinde emilimi ve yan etkilerinin daha şiddetli gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.

  • Bu ürünler deriye uygulandıktan sonra 1 saat süreyle uygulama bölgesine deri kapatıcı-oklüzyon (bezin kapanması vb.) yapılmamalıdır.

Deriye Sürülen Diğer İlaçların Kullanımı

  • Uyuz ve bitlenme tedavisinde kullanılan lindan, gama-benzen-hekzaklorid ve benzil benzoat nörotoksik yan etkileri nedeniyle günümüzde kullanımı kaldırılmıştır. Permetrin ve krotamiton güvenli seçenekler olarak öne çıkmaktadır.

  • Yeni doğan döneminde henüz tam gelişmemiş melanozomlar nedeniyle genel prensip bebeklerin güneşten kaçınmasının sağlanmasıdır. Ancak yeni doğan döneminde güneşten koruyucu ürünlerin kullanımı genel olarak önerilmemektedir.

  • Kalsipotriol, ditranol, laktik asit, salisilik asit, alkol, hekzaklorofen, neomisin, üreli preparatlar, kliokuinol, borik asit ve rezorsin yeni doğan döneminde kullanılmaz.


Yeni Doğanlarda Cilt, Saç ve Tırnak Bakımı

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency