Yüz Mezoterapisi (Mezolift)

Günlük cilt bakım rutininde deri yapımıza ve gereksinimlerimize göre ürünler kullanıyoruz: temizleyiciler, nemlendiriciler, güneşten koruyucular, yoğun bakım ürünleri vb. Bunların arasına, başlangıçta sadece cilt bakım merkezlerinde kullanılan daha sonra ev kullanımı için hazırlanan ya da formülleştirilen geniş bir ürün grubu ile yüz maskelerinin de dahil olduğunu görmekteyiz. Farklı mekanizmalara sahip biyoaktif bileşenler eklenerek hazırlanan maskeler, cildimiz için nemlendirici, temizleyici, eksfoliant (ölü korneositlerin deriden uzaklaştırılması), parlatıcı ve canlılık verici, renk açıcı, serinletici, rahatlatıcı etkileri ile geniş bir kullanım alanı bulmakta. COVID-19 salgını ardından cilt bakımı alışkanlıkları da dahil olmak üzere yaşamın birçok alanı hızla değişti. Maskelerin kullanımında 2020 sonrasında büyük bir artış yaşandı.

Yüz maskeleri fiziksel olarak cildi örterken, içeriklerinin cilt ile optimum temasını sağlamakta. Maskeler, esas olarak formüle edildikleri içeriklere ve kullanım yöntemine bağlı olarak cildimiz için daha hızlı ve yoğun olarak çok sayıda fayda sağlamakta. Maskelerin kullanım amaçlarına göre gruplandırıldığını görmekteyiz.

Nemlendirici maskeler; cildi yoğun bir şekilde nemlendirmek için tasarlanmıştır. Bunlar kuru, hasarlanmış (lazer ya da peeling sonrası vb.) ciltler için uygundur. İçeriğinde hyaluronik asit, vitaminler, allantoin, yağlar ve bitki özlerini görmekteyiz. Çoğunlukla jel veya krem formunda bulunan bu maskeler, temizlenmiş bir cilde kalın bir tabaka halinde uygulanmakta.

Cilt tonunu açan, pigmentasyonu düzenleyen maskeler; genellikle AHA (alfa-hidroksi asitler), BHA (beta-hidroksi asitler), retinol veya C vitamini içermekte. Bu bileşenler, ciltte tirozinaz enzimi üzerinden melanogenezi (melanin üretimini) etkileyerek cilt tonunu düzenlemekte. Ayrıca cildi eksfoliye ederek aydınlatırlar. Bu tür maskelerin kullanımı sonrası güneş koruyucu kullanılmalıdır.

Temizleme maskeleri; deri yüzeyindeki dışsal kirleri ve ölü epidermisi temizlemek için kullanılan yoğun maskelerdir. Cilt tonunu eşitlemek, cildi daha parlak ve pürüzsüz hâle getirmek için de kullanılmakta. Bu gruptaki bazı maskelerde peeling asitleri veya enzimleri de bulunmakta. Bu içerikler cildi kurutabileceğinden çok sık kullanılmamalıdır. Temizleme maskeleri sıklıkla yağlı ve karma cilt tipleri için tercih edilmekte.

Sıkılaştırıcı maskeler; deri gözeneklerinin çok geniş ve belirgin olduğu ciltler için tasarlanmıştır. Emülsiyon formundadır, yapılarında yağlı bileşenler yoktur. Bu maskelerde çinko oksit, kaolin, tebeşir, diyatomlu toprak, magnezyum karbonat ve alüminyum asetat bulunmakta. Temizlenmiş bir cilde fırçalar ile uygulanır ve soğuk suyla yıkanır.

Yumuşatıcı maskeler; özellikle yağlı, akneli ve deri yüzeyi dış etkenler ile kontamine olmuş ciltlerde tavsiye edilir. Deri yüzeyinden örtücü özelliği ile cildi daha fazla nemlendirir, yumuşatır ve içeriğindeki aktif maddelerin deriye daha yoğun geçişi söz konusudur. Maske genellikle yüz temizliği öncesi uygulanır. Yumuşatıcı maskeler ayrıca kendiliğinden ısınan bir yapıya sahiptir. İçeriğinde deniz çamuru, parafin, bitkisel ekstreler bulunmakta.

Serinletici maskeler; hemen hemen tüm cilt tipleri için serinletici ve yatıştırıcı etki için tercih edilmekte. Özellikle genişlemiş kılcal damarları olan ciltler için önerilmekte. Bu maskeler içeriklerinde mentol ve diğer aktif maddeleri içerirler.

Eksfolyatif maskeler; derinin en üst tabakası olan stratum korneumun kalınlaştığı durumlar için tasarlanmıştır. Bu amaçla içeriklerinde asitler (AHA gibi), mekanik temizlik için sentetik ya da bitkisel partiküller içerebilirler. Bu maskeler deriden soyularak çıkarılabilir. Kullanımı aşırı ve çok sık olduğunda cilt kuruluğuna yol açabilir.

Özel maskeler; uygulanması sonrası kısa süreli etkileri olan bu maskeler cildi sıkılaştırır, pürüzsüzleştirir, ince çizgileri giderir ve yüz hatlarını iyileştirir. Etki sürelerinin kısa olması nedeniyle bu maskelere "Külkedisi veya ziyafet maskesi" denilmekte. Aljinatlar, aloe, silikon, argirelin içerirler. Bu maskeler, sentetik veya organik yapıda ışığın kırılmasına neden olan maddeler de içererek deriye parlaklık ve aydınlık katmakta.

Maskeler, uygulama şekline ve formlarına göre de sınıflandırılmakta:

Kağıt Maskeler

Kağıt maskeler en eski maske formlarıdır ve yaygın olarak kullanılır. Günümüzde cilt bakım ürün pazarında önemli bir yeri bulunmakta. Bu maskelerde genellikle elyaf, kâğıt veya jel gibi yumuşak ve esnek malzemelerden yapılmış bir taşıyıcı ve belirli bir cilt sorununu çözmeyi hedefleyen bir veya daha fazla aktif veya organik bileşen içeren serumlar bulunmakta. Taşıyıcı yapının fiziksel özelliği, maske serum bileşenlerinin çabuk buharlaşmasını önler ve aktif bileşenlerin deriye nüfuz etmesini arttırır. Serumlar taşıyıcı içerisinde hazır olabileceği gibi sonradan da eklenebilir. Serum içeriğinde, deriyi yoğun bir şekilde nemlendiren, parlaklık ve canlılık veren, ince çizgileri hafifleten seramidler, hyaluronik asit ve antioksidanlar bulunmakta. Deride istenilen amaca dönük olarak; cilt ton dengeleyici-cilt renk açıcı, yaşlanma geciktirici-önleyici, deri sebum üretimini dengeleyici aktif maddeler dışarıdan serumlara eklenebilir. Kağıt maskeler markaya bağlı olarak farklı içeriklere sahiptir; aloe vera gibi yaygın olarak kullanılan çeşitli bileşenler, C vitamini, inci-salyangoz özü ve deniz yosunu gibi.

Son zamanlarda kağıt maske kullanımının hızla arttığını görmekteyiz, diğer profesyonel maskelerin fiyatlarının yüksek olması ve kişilerin maskeleri cilt bakım merkezi yerine evde kullanma isteği ile.

Maskeler tek kullanıma hazır şekilde ambalajlanır ve kolay uygulanabilir. Cilt temizlenir, toniklenir ve sonrasında maske uygulanır. Bekleme süresi sonrasında nemlendirici ve yoğun bakım ürünleri uygulanır.

Doğal kaynaklı olduklarını ifade etmelerine rağmen tam olarak içeriklerinin bilinmemesi, uzun vadeli kullanımına bağlı etkililiklerinin araştırılmamış olması, farklı cilt tiplerine uygunluk test sonuçlarının olmaması olumsuzluklarıdır. Kâğıt maskesiyle ilgili en önemli endişe, dermatolojik olarak deride istenmeyen reaksiyonlara sahip olduğunu bildiğimiz koku maddeleri, boyalar, parabenler ve ftalat esterleri içermeleridir.

Kâğıt maskelerin yağlı ciltler veya akneye eğilimli ciltler için uygun olmadıkları düşünülmekte. Bu cilt tiplerinde deri yüzeyinde bakteri sayısındaki artışa neden olabilecekleri düşünülmekte.

Kâğıt maskeler, üretilme aşamalarındaki kalitelerine göre de kategorize edilebilir. Kaba bir dokuya sahip ucuz kâğıt maskelerden daha gelişmiş biyoteknolojik kâğıt maskelere kadar. Daha ince dokulu kâğıt hamurları, hidrojel maskeler, biyo-selüloz maskeler, folyo maskeler, örgü pamuklu maskeler, kabarcıklı kâğıt maskeleri kâğıt maskelerin gelişmiş farklı türleridir.

Yıkama ve Durulama ile Çıkarılan Maskeler

Bu maskeler cildin nemlendirilmesi, temizlenmesi, cilt tonunun düzenlenmesi ve peeling amaçlı kullanılmakta. Krem ya da jel formundadır. Yapılarında mum, kil ve çamur bulunan maskelerdir.

Mumsu maskeler genellikle kuru ciltlerde epidermis hidrasyon seviyesini yükseltir ve transepidermal su kaybını kısıtlar. Bitkisel formülasyonları, derinin nemini korumaları ve doğal organik içerikleri ile daha fazla tercih edilmekte. Bu maskelerde sentetik içerikli nemlendiriciler de kullanılır. Ancak bu içeriklere de dikkatli olunmalıdır.

Örneğin; propilen glikol nemlendiricidir ancak alerjik reaksiyona, kurdeşene ve egzamaya neden olabilir. Vazelin, yumuşatıcı ve deride oklüzyon amaçlı kullanıldığında deride kuruluğa neden olabilir. Paraben, antimikrobiyal özelliğe sahiptir ancak alerjik reaksiyona ve deri döküntülerine neden olabilir. Dietanolamin, emülgatör olarak kullanılır ancak ciltte tahrişe neden olmakta. Dietanolaminlerden diazolidinil üre, imidazolidinil üre, benzalkonyum klorür koruyucu olarak kullanılır, ancak kontakt dermatit gelişebilir.

Bitkisel nemlendiriciler olarak soya lesitini, gliserin ve aloe vera ekstresi (barbaloin, aloe-emodin, aloesin, amino asitler, enzimler, vitaminler içermekte), triticum sativum ve trigonella foenum graecum yumuşatıcı/oklüzyon amaçlı, salatalık (cucumis sativus) (silika, C vitamini, folik asit içermekte) yatıştırıcı/yumuşatıcı olarak, bir emülgatör olarak akasya, koruyucu olarak Azadirachta indica (Neem), sandal ağacı yağı (Santalum alba) koku için, gül suyu serinletici etki/koku için kullanılmakta.

Bu maskeler temizlenmiş yüze uygulanır, on beş ila otuz dakika (veya gece boyunca) bekletilir ve sonra durulanarak çıkarılır.

Gece boyunca kalan maske formları bulunmakta. Uyku maskeleri olarak da adlandırılan bu maskeler daha etkili nemlendirme için tercih edilmekte. Sıklıkla gecelik formülasyonlarda uygun konsantrasyonlarda glikolik asit, kurkumin ve shea yağı gibi aktif içerikler bulunmakta.

Peel-off, Soyularak Çıkarılan Maskeler

Bu tür maskeler cilt üzerinde kolay uygulanabilir ve kolayca soyularak temizlenebilir bir film oluştururlar. Soyulabilir maskeler tüm yüze ince bir tabaka oluşturacak şekilde uygulanır. 20-30 dakika beklenir ve süre sonunda soyularak çıkarılır.

Bu maskelerin çoğu, deri üzerinde oklüzyon ve gerilim oluşturucu olan polivinil alkol (PVA) veya polivinil asetat (PVAc) bazlıdır. Bunlara kıvam arttırıcı gumlar, nemlendirici, büyüme faktörleri içeren proteinler, bitkisel ekstreler, plastikleştirici, koku ve koruyucu maddeler gibi çeşitli aktif maddeler eklenebilir.

Bu maskelerde antioksidan olarak kullanılan elma, yumuşatıcı olarak kullanılan ceviz, deri tonusunu arttırmak amacı ile portakal kabukları, cildi yatıştırıcı bir madde olarak salatalık, akne kontrolü için pancar gibi çeşitli bitkisel içerikler de yer almakta.

Çeşitli formülasyonlar geliştirilmekle birlikte sıklıkla maske içeriğinde deriye uygulanabilirliği için bir matris yapısı, matris konsantrasyonunu dengelemek ve ürünün deri yüzeyinde kurumasını sağlayan etanol gibi alkoller bulunmakta. Alkol, maskenin kuruma süresini belirlediği için maske uygulanma süresini de belirlemekte. Alkol konsantrasyonu ne kadar yüksek olursa, maskenin kuruma süresi o kadar uzun olmaktadır. Matris konsantrasyonu maskenin viskozitesini, film oluşumunu ve uygulanabilir maske kalınlığını belirler. Uygun bir maske hazırlamak için matris konsantrasyonunun optimize edilmesi gerekir.

Akne için geliştirilmiş bu tür bir tedavi maskesinde PVA matris içerisinde nemlendirici olarak gliserin, akne tedavisi için tretinoin ve antioksidan olarak sodyum metabisülfit yer almakta..

Antimikrobiyal etki için PVA matris içerisinde yeşil kil ve Aloe vera kullanılmış. Yeşil kil deri yüzeyinden kir, ölü deri hücreleri ve yağın uzaklaştırılması için dermatolojik olarak eskiden beri kullanılmakta. Kilin farklı formları olan "smektit, illit, kaolinit ve klorit" kozmetikte kullanılmakta.

Aloe Vera antioksidan ve antiinflamatuar özelliklere sahiptir ve sıklıkla sinerjik etki için kil ile birlikte kullanılmakta.

Kitosan filmojenik özelliğe sahiptir. Molekül ağırlığı, maskenin buharlaşma hızını, esnekliğini ve stabilitesini belirler. Süksinil kitosan gibi kitosan türevleri yüksek su tutma kapasitesine sahip oldukları için kozmetik uygulamalara uygundur.

PVA ile hazırlanmış matrise kömür katranı eklenerek karbon peel hazırlanabilir.

Deproteinize edilmiş doğal kauçuk lateksi bu tür maskelerde kullanılmış.

Soyulabilir maskeler tüm yüzü kaplayacak şekilde uygulanır ve belirlenen süre sonunda (genellikle 30 dakika) soyularak çıkarılır. Polimer matrisin bu şekilde soyulması deriyi ölü deri hücrelerinden arındırır, daha parlak, canlı yeni bir deri tabakasının ortaya çıkmasına neden olur.

Hidrojel Maskeler

Hidrojeller 3 boyutlu polimer ağlarıdır ve ağırlıklarının birkaç katı kadar suyu emebilir. Hidrojel maskeler genellikle serinletici ve rahatlatıcı etkileriyle hassas ciltler için tercih edilmekte.

Bu maskelerde ipek içeriği nanoselüloz formda hazırlanarak kullanılmakta.

Jel maskelerde sıklıkla PVC'ye ek olarak karboksimetilselüloz (CMC) de kullanılmakta.

Pektin bakımından zengin ve Güneydoğu Asya'nın yerli bir meyvesi olan "Dillenia"nın jelatinimsi posası bu maskelerde kullanılmış. Uygun bir viskozite ve pH'a sahip olduğu gibi antioksidan, antimikrobiyal ve anti-inflamatuar özellikleri bulunmakta.

Antioksidan, antimikrobiyal ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olan ve Hindistan, Nepal, Pakistan, Bangladeş ve Sri Lanka'da yetişen Neem bitki yapraklarından elde edilen hidrokolloidler, akneli ciltlerde maske olarak kullanılmış.

Zeytin posası PVA hidrojel matriste kullanılarak antibakteriyel etkinliği için bu tür maskelerde kullanılmakta.

Yüz Maskelerinin İçerikleri

Vitaminler

A, C ve E vitaminleri, antioksidan özellikleri ile maske içerisinde en fazla yer alan vitaminlerdir.

Vitamin C; antioksidan özellikleri ile serbest oksijen radikallerinin (ROS) hücre çekirdeği, proteinleri ve zarında hasar yapmalarını önlemekte. Deri yüzeyine uygulanan Vit. C, mRNA üzerinden dermiste kolajen I ve III sentezini arttırmakta. Bu özellikleri ile yara iyileşmesinde kullanım alanı bulurken, yaşlanma karşıtı etkinlikleri ile yüzde kırışıklıklarda tercih edilmekte. Fotoyaşlanmada kullanımı oldukça yeterli bir etkinliğe sahip olmakla birlikte, güneş-UV maruz kaldıktan hemen sonra kullanımı önerilmekte. Vitamin C türevleri daha stabil oldukları için tercih edilmekte: askorbil palmitat, askorbil tetraisopalimitat, magnezyum askorbil fosfat gibi. Uygulama sonrası deride iritasyon yapma, oksidasyon nedeni ile deri ve giysilerde sarı renge dönüşme, kıllarda hipopigmentasyon gibi yan etkileri bulunmakta.

Vitamin A; kolajen yıkımında rol oynayan kolajenaz aktivitesini azaltırken keratinizasyonu düzenlemekte. Bu nedenle akne, yaşlanma karşıtı ve fotoyaşlanmada tercih edilmekte. Nanofiber maske içeriğinde Vitamin C ve A, nanopartiküler altın ile yaşlanma karşıtı maske olarak kullanılmakta.

Vitamin E-tokoferol; 8 formundan (-, -, - -tokoferoller ve tokotrienoller) -tokoferol deride en yoğun bulunanıdır. Yaşlanma ve güneş kaynaklı oksidatif stres durumlarında antioksidan ve antiinflamatuar etki göstermekte. %0.5-1'lik konsantrasyonlarda kozmetik kremlerde yaşlanma karşıtı olarak kullanılmakta.

Vitamin B3-niasinamid; antiinflamatuar, UV kaynaklı immün sistemin baskılanmasının önlenmesi, hücre içi lipid sentezinin artması gibi etkinlikleri ile deri bakımı ve dermatolojik hastalıkların destek tedavilerinde kullanılmakta. Melanositlerde melaninin keratinositlere transferini bloke etmesi nedeni ile pigmentasyon problemlerinde de kullanılmakta.

 

Proteinler

Proteinler deri direnci ve yenilenmesinde rol oynamakta.

Kolajen en çok bilinen deri proteini ve yaşlanma sürecinde sayıları azalmakta. Cilt bakım ürünlerinde ve yüz maskelerinde peptit formunda kullanılmakta. Çok popüler olmakla birlikte, deri yüzeyinden (stratum korneumdan) emilimi düşük olduğu için hâlen etkinliğinde şüpheler sergilemekte. Emilim yeteneği; kolajenin moleküler boyut ve stabilite gibi fizikokimyasal özelliklerine, üründe çözünebilirliğine, moleküler hidrojen bağ gruplarının sayısına, uygulandığı derinin anatomik alanına, derinin bütünlüğü ve kalınlığına, deri metabolizmasına ve uygulama süresine bağlıdır.

Deride büyüme ve yenilenme faktörü ve sitokin proteinlerin seviyesi kolajen gibi yaşlanma ile azalmakta. Kozmetikler içerisindeki büyüme faktör proteinleri deride yenilenme ve gençleşme yönünde sinyal görevi görebilmekte. Bunların üretilmesi yüksek teknoloji ve maliyet gerektirmekte. Büyüme faktör proteinlerinin deriden emilimleri kolajen gibi düşüktür. Bu nedenle lipozomal yapı gibi özel taşıyıcı sistemler geliştirilmiştir. Lipozomlar, lipid yapıda küreciklerdir ve deri keratinosit hücreleri içerisine kolay geçebilmekte.

Lipozomlar dışında protein taşıyıcı sistemleri de geliştirilmiştir. Bu teknoloji, makromoleküler yapıda olan proteinlerin deri emilimini sağlamakta. Böylece epidermal büyüme faktörü (EGF) ve fibroblast büyüme faktörleri (FGF) kozmetik ürün içeriğinde kullanılmaya başlandı. İnsan ya da hayvandan elde edilen bu büyüme faktörleri deriye uygulandıklarında emilerek keratinositlerde spesifik reseptörlere bağlanarak derinin yenilenmesini ve dermal fibroblastlarda uyarı ile yeni kolajen ve büyüme faktörü sentezini uyarmakta. Bu, yaşlanma karşıtı etkinlik sağlarken yaşlanmaya bağlı gelişen kırışıklık ve doku sarkmalarını hafifletmekte. Fibroblast kaynaklı büyüme faktörleri, keratinositleri uyararak çoğalma ve yenilenmelerini sağlamakta.

Bitkisel İçerikler

Bitkisel içerikler, geleneksel ve tarihsel deneyimleri ile kozmetik ürünlerde en fazla tercih edilen içeriklerdir. Son yıllarda "doğal içerik daha güvenli" düşüncesi, kozmetik ürünlerde daha fazla bitkisel içeriklerin kullanılmasına neden olmakta. Bitkisel içeriklerin antiinflamatuar ve antioksidan etkileri nedeni ile cilt bakım rutininde yer almakta.

Aloe vera; ekstrelerinde polisakkaritler, enzimler, B2, B6, C ve E vitaminleri, selenyum ve magnezyum gibi mineraller, prolin gibi aminoasitler ve salisilik asit bulunmakta. Bu zengin içerik deriye uygulandığında cildin neminin korunması, cildin yumuşaklığı, elastikiyetinde artış ve serbest radikallerden kaynaklanan deri hasarının onarılması sağlanmakta. Aleo vera yüz maskelerinde yaşlanma karşıtı (anti-aging) olarak en çok tercih edilen bitkisel içeriktir. Aloe vera farmakolojik olarak antioksidan, antiinflamatuar, antikanser, antimikrobiyal, immün sistemin düzenlenmesi, hiperglisemik, yara iyileşmesi, hiperlipidemik ve antidiyabetik özellikleri ile de kullanılmakta. Aloe vera bitki özü, herhangi bir işlemden geçirilmeden direkt deriye uygulanabilir. Bitkiden elde edilen taze içeriğin maskelerde daha etkili olduğu düşünülmekte. Alerjik reaksiyonlar gelişebileceği unutulmamalıdır.

Kırmızı pirinç kepeği (Red rice bran); normal pirince göre içeriğinde daha fazla tokoferol, tokotrienol, gama orizanol gibi antioksidanlar içermekte. Son yıllarda özellikle soyularak çıkarılan (peel-off) jel maskelerde kullanılmakta. Bu maskelerin PVA, hidroksipropilmetilselüloz ve jelatin formları hazırlanmakta. PVA 8 hafta kadar uzun dayanıklı iken, jelatin maskelerin antioksidan özellikleri daha yüksektir.

Yeşil çay (Green tea); içeriğindeki vitamin C ve E ile yüksek bir antioksidandır. Ayrıca antiinflamatuar, antikanser, antimikrobiyal etkinliği ile birlikte akne tedavisinde kullanılmakta.

Maydanoz; içeriği deride sebum kontrolünü sağlamakta. İçeriğinde yüksek oranlarda vitamin C, A, B, E, K ve beta karotenler, magnezyum, demir, fosfor, manganez, sodyum, potasyum, sülfür ve kalsiyum gibi mineraller bulunmakta. Maydanoz tozları %4 konsantrasyonlarda peel-off maskelerde sebum kontrolünde kullanılmakta.

Mineraller

Kil, sülfür, çinko oksit, altın, bakır ve gümüş maskelerde mineral olarak kullanılmakta.

Sülfür; antibakteriyel, antifungal ve stratum korneumdan korneositlerin uzaklaştırılması (keratolitik) amacıyla dermatolojik olarak zaten kullanılmakta.

Kil; geçmişten beri medikal ve kozmetik amaçlarla kullanılmakta. Temizleme barları ve nemlendiriciler içerisinde kullanılmakta. Derinin sıkılaştırılması için yüz maskelerinde de kullanılmakta.

Nanopartikül altın ve gümüş; kozmetik ürünlerde antimikrobiyal ve antifungal etkileri ile kullanılmakta. Yeni jenerasyon yüz maskelerinde gümüş derinin sterilizasyonu için ve deri gözeneklerinin azaltılması, akne tedavisinde kullanılmakta.

Nanopartiküler çinko oksit ve bakır; antimikrobiyal ve antibakteriyel etkileri ile tercih edilmekte.

Bal

Kozmetik uygulamalar ve ürünlerde bal yaygın olarak kullanılmakta; yüz temizleyiciler, nemlendiriciler ve saç hacim vericiler içerisinde, yara iyileşmesinde. Antioksidan, antibakteriyel, antiviral ve antiinflamatuar etkinliği bilinmekte. Diğer içerikler ile birlikte yüz maskelerinde tercih edilmekte. Balın içeriğinde karbonhidratlar (fruktoz), serbest aminoasitler, su, kalsiyum, demir, çinko, potasyum, fosfor, magnezyum, selenyum, krom, manganez, proteinler, enzimler ve vitamin B2, B4, B5, B6, B11 ve C bulunmakta. Maske ürünlerinde %1-10 oranında yer almakta.

Koenzim Q10 (CoQ10) ya da Ubiquinone

Hasarlanmış ve yaşlanmış deride yüksek antioksidan etkinliği ile son derece etkilidir. Nonenzimatik antioksidan olan CoQ10, hücre içerisinde hasarlı biyomoleküllerin hücreden dışarı atılmasını sağlayarak hücre metabolizması ve sağ kalımını arttırmakta. Bu etkileri vitaminler ve amino asitlerden daha yüksektir. Etanol ile formüle edilerek stratum korneumdan emilimi sağlanmakta.

Eksfoliantlar

Bu grup maske içerikleri, deri yüzeyinden ölü korneositlerin uzaklaşmasını sağlayarak derinin nemlendirilmesi, yenilenmesi, gözeneklerin temizlenmesi ve lokal kan akımının arttırılmasını sağlayarak etki göstermekte. Eksfoliantlar doğal ve organik maddelerden ev koşullarında bile hazırlanabilmekte.

Son yıllarda alfa hidroksi asitler (AHA'lar) bu amaçla farklı konsantrasyonlarda kullanılmakta. AHA'lar ince çizgiler ve kırışıklıkların hafifletilmesi, deri tonusu ve yapısının zenginleştirilmesi, derinin derinlemesine temizliğinin yapılması, deri pH dengelenmesi için kullanılmakta. Eksfoliant olarak beta hidroksi asitler (BHA) tek başlarına ya da AHA'lar ile kombine kullanılmakta. BHA olarak salisilik asit (salisilatlar, sodyum salisilat vb.), beta hidroksibütanoik asit, tropik asit, tritokanik asit, sitrik asit kullanılmakta. Yanlış seçilmiş konsantrasyonlar ve deride uzun uygulama koşullarına bağlı olarak yanık gibi ciddi yan etkilerin gelişebileceği unutulmamalıdır.

Cilde Parıltı-Işıltı Vericiler

Bazı içerikler deriye direkt uygulandıklarında deride canlı ve parlak bir görünüm vermekte.

Deri renginde tonunda açılmalar yapan içerikler de bu amaçla kullanılmakta; vitamin C ve E, AHA ve hidrokinonlar gibi. Hidrokinonlar ABD'de yaygın olarak kullanılırken Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinde kullanılmamakta (kanserojen etkileriyle). Deri pigmentasyonlarında ve cilt tonunun açılması için azelaik asit, kojik asit, retinoidler (tretinoin, adapalene, tazarotene ve isotretinoin gibi) kullanılmakta. Retinoidlerin etkinlikleri açık ara önde görünmekte. Bu aktif maddeler deride iritasyon yapabilmekte.

Kozmetik maske ürünlerde bu amaçlarla niasinamid kullanıldığını görmekteyiz.

Nemlendirici Maskeler

%5'ten az lipid içeren nemlendiriciler hidratör olarak maskelerde kullanılmakta (nemlendirici kozmetiklerde %25'in üzerinde lipid bulunmakta). Bu amaçla humektanlar, gliserin, lesitin ve propilen glikol kullanılmakta. Glikolik asit gibi AHA'lar, hyaluronik asit, sodyum hyaluronat, sorbitol, laktik asit, sitrik asit ve allantoin hidratör olarak maskelerde kullanılmakta. Emolyent nemlendirici olarak akar, marula ve jojoba yağları, shea yağları da maskelerde kullanılmakta.

Göz Altı, Alın ve Üst Dudak Maskeleri

Bunlar kâğıt maskelere benzer. Hedeflenen anatomik alana uygulanabilmesi için tasarlanmıştır ve bu alana spesifik aktif madde içermektedir.

Tarifleri detaylandırılmış ev yapımı maskeler de bulunmakta:

  • Domates + kabartma tozu maskesi

  • Avakado-bal maskesi

  • Un + patates suyu maskesi

  • Salatalık + zerdeçal maskesi

  • Papaya + limon suyu maskesi

  • Yeşil çay + aloe vera maskesi

  • Hindistan cevizi yağı + kakao tozu maskesi

  • Hamur mayası + süt maskesi

  • Muz + yulaf unu maskesi

  • Jelatin + aktif kömür maskesi

  • Yumurta beyazı + salatalık maskesi

Genel Olarak Yüz Maskesi Kullanımları Değerlendirildiğinde

  • Üç tip kozmetik yüz maskesinin yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz: nemlendirici, temizleyici, peeling.

  • Kil ve yosun içerikli yıkama maskeleri daha fazla tercih edilmekte.

  • Peel-off, soyulabilir maskeler, içerikleri dışarıdan eklenen serumlar ile zenginleştirilerek yoğun deri bakımlarında kullanılmakta.

  • Jel maskeler serinletici, besleyici ve nemlendirici etkileri ile kullanılmakta.

  • Son yıllarda geleneksel ve doğal içeriklerin tercih edildiği görülüyor. Ancak büyüme faktörleri içeren protein içerikleri maskelerde daha özel bir sonuç sunmakta. Nanoteknoloji ve biyoteknoloji yeni içeriklerin maskelere eklenmesini kolaylaştırmakta.

  • Farklı maske türleri arasında kâğıt maske, kolay uygulanması nedeniyle ilgi çekicidir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency