Dermatologların en çok tercih ettiği lazer sistemleri alfabetik sırayla şunlardır:

- Alexandrite lazer

- CO2 lazer

- Diode lazer

- Er:YAG lazer

- Long pulse Nd:YAG lazer

- Q switched lazerler

Bunların yanı sıra, non-ablatif lazerler, fraksiyonel ablatif lazerler, pulse dye lazerler, excimer 308 nm lazer ve ışık sistemleri de bulunmaktadır. Ayrıca, IPL (Intense Pulsed Light) sistemleri de lazerler kadar etkili alternatiflerdir. Klinik uygulamalarda, bu sistemler birçok endikasyona yanıt verebilir. Ancak, klinik kullanımları deneyim gerektiren zorluklar içerebilir. Bu metinde yalnızca lazer sistemleri ele alınmıştır.

Lazerlerin klinik kullanım endikasyonları ve kontrendikasyonları hakkında iyi bir bilgiye sahibiz. Lazer sistemlerini, epilasyon, cilt gençleştirme, damarsal lezyonlar, leke tedavisi ve fotodinamik tedavi platformları olarak sınıflandırabiliriz.

Bir lazer sistemi satın almadan önce, ofisinizde veya merkezinizde hangi klinik endikasyonları kullanacağınıza karar vermeniz önemlidir. Hasta portföyü, hasta beklentileri, lazer dışında sunduğunuz diğer uygulamalar ve ekipmanlar, merkezin fiziksel koşulları, sektördeki trendler, çevredeki merkezlerin uygulamaları, reklam bütçeniz ve ekonomik durumunuz gibi faktörleri göz önünde bulundurmalısınız. Bu, belki de tıptan bağımsız bir pazarlama çalışması gerektiren bir süreçtir.

Örneğin, merkezinizde lazer epilasyon yapmayı düşünüyorsanız, "her yaş ve kültürel seviyede bitmeyen kıl problemleri", "pazarlama yapmaya gerek yok" ve "lazer epilasyon sistemleri merkezinizin lokomotif sistemleri olmalıdır" gibi söylemlerle karşılaşabilirsiniz. Ancak, lazer epilasyon üzerine derinlemesine düşünmek önemlidir. Bu alan, ciddi bir piyasa araştırması, promosyonlar ve kampanyalar (yasal olarak yasak olmasına rağmen) gerektiren bir rekabet ortamıdır. Son yıllarda, doktor olmayan merkezlerin etkisiyle bu süreç olumsuz bir hal almıştır. Hasta beklentileri, lazer epilasyonla ilgili doğru bildiklerimiz, doktor kimliği ve deontoloji gibi unsurlar karmaşık bir tablo oluşturuyor.

Öncelikle, çevrenizdeki diğer merkezleri, lazer epilasyon uygulamalarını, lazer sistemlerini ve hasta yoğunluklarını dikkatlice değerlendirmeniz önemlidir. Bu durum, yan yana açılan birkaç restoranın birbirleriyle anlamsız bir rekabet içinde olması gibi bir duruma benzemektedir. Ülkemizde lazer epilasyon, maalesef ciddi bir medikal uygulama olarak algılanmamaktadır. Hastalar, kuaförde lazer epilasyon yaptırmaktan ve bunun sonuçlarına katlanmaktan rahatsızlık duymamaktadır. Yaşadıkları sorunları çözmek için hukuksal süreçlere başvururken, bu tür merkezlerle yasal süreçleri kullanmamaktadırlar.

Lazer epilasyonunda bir diğer sorun ise zaman yönetimidir. Kullanılan sistemler ne kadar hızlı olursa olsun, bir hasta için hazırlık ve epilasyon süresi en az 30 dakika, en fazla 2-4 saat sürmektedir. Uzun seanslar ve tüm vücut paket programları, uygulayıcı, oda ve lazerin bu süre zarfında kullanılamayacağı anlamına gelir.

Ancak lazer epilasyon, yine de sürekli bir hasta sirkülasyonu demektir. Kendi hasta grubunu oluşturmanın yanı sıra, ofis veya merkeziniz için diğer klinik endikasyonlara bir kaynak olarak da değerlendirilebilir.

Eğer bu zorlukları aştıysanız ve lazer epilasyona karar verdiyseniz, öncelikle ofis veya merkezinizde lazer epilasyon için uygun fiziksel koşulları sağlamalısınız.

  • Lazer epilasyon merkezlerinde, epilasyon hastalarının bekleme, hazırlık ve sonrası süreçleri, diğer hasta gruplarından farklı bir şekilde düzenlenmelidir. Lazer uygulamalarının yapıldığı odaların mükemmel bir havalandırmaya sahip olması şarttır. Bu alanda etkili bir koku önleyici sistem kurulması gerekmektedir; çünkü kılların yanması ve ter, odada ve merkezde rahatsız edici bir kokuya yol açabilir.

  • Odanın fiziksel koşulları, uzun süren epilasyon işlemlerini hasta ve uygulayıcı için konforlu ve ergonomik hale getirecek şekilde tasarlanmalıdır. Lazer odalarında, lazer sistemi dışında hava soğutucuları, elektrikli hasta koltukları ve trimming aletleri gibi birçok elektronik cihaz bulunacaktır. Bu cihazlar için, hasta ve uygulayıcı güvenliği açısından sağlam bir elektrik altyapısı sağlanmalıdır.

  • Hasta koltuğu, ideal konforu sunacak şekilde ergonomik ve işlevsel olmalıdır. Uygulayıcı için kullanılan sandalye veya tabure de benzer şekilde konfor ve işlevsellik açısından uygun olmalıdır. Lazer sistemleri için uygun bir oda sıcaklığı sağlanması gerekmektedir. Hem hasta hem de uygulayıcı konforu açısından ortam sıcaklığının uygun olması son derece önemlidir; bu nedenle iyi bir havalandırmanın yanı sıra sorunsuz çalışan bir klima da gereklidir.

Bu fiziksel koşullar artık aşıldı. Peki, hangi lazer epilasyon sistemini seçmeliyiz? Lazer epilasyon için kullanabileceğimiz sistemler arasında Diode, Alexandrite ve Nd:YAG lazer bulunmaktadır (Ruby lazerler etkili olsa da günümüzde pek tercih edilmemektedir).

Lazer epilasyon sistemlerinde hangi lazerlerin seçileceği, bilimsel çalışmalar ve elde edilen sonuçlara mı dayanmalı, yoksa doktor kimliğimizle deontoloji ve etik bakış açımıza mı göre belirlenmeli? Ayrıca, bir ofis veya merkezi işletmenin getirdiği ekonomik kaygılar da bu tercihi etkileyebilir mi?

Benim tanımlayacaklarım bilimsel çalışmalar ve deontoloji açısından farklılık gösterebilir. Ancak, benim deneyimime ve düşünceme göre lazer epilasyonda ilk tercih Diode lazer olmalıdır. Neden mi?

  • Diyot lazerler, kompakt ve fiziksel olarak küçük sistemlerdir; bu nedenle dar alanlarda kullanmak için ideal bir seçenektir. Hava soğutma sistemi üzerine yerleştirilebilmeleri de avantaj sağlar. Ancak, hastalarımız ve doktorlarımız genellikle daha büyük ve gösterişli lazer sistemlerine ilgi göstermektedir.

  • Diyot lazerlerin hasta ile temas eden ve temassız olan modelleri mevcuttur. Hijyen açısından bazı hastalar, lazer başlığının ciltle temas etmesini istemeyebilir. Sistemin açılması ve aktif hale gelmesi oldukça hızlıdır. Inmotion (kaynağı belirsiz) veya tarayıcı özelliğine sahip diyot lazerler de bulunmaktadır. Bu lazerler, jelli veya jelsiz olarak kullanılabilir.

  • Diyot lazerlerde pencere ve lenslerin kullanım ömrü daha uzundur. Ayrıca, lamba atış süreleri ve sayıları daha fazladır ve lamba maliyetleri daha düşüktür. Elektrik güç kaynakları, diğer sistemlere göre çok daha az sorun çıkarmaktadır.

  • Elbette, tüm lazer sistemlerinde olduğu gibi diyot lazerlerde de bazı sorunlar yaşanabilmektedir. Yıllık teknik bakım periyotları gerekmekte, ancak teknik destek açısından parça değişimi ve maliyetler daha düşüktür. Diyot lazerlerde sarf malzemeleri uzun ömürlüdür ve neredeyse yok denecek kadar azdır. Performans, hız ve hasta konforu oldukça iyidir. Her bütçeye uygun bir diyot lazer bulmak mümkündür.

Diode lazer dışında bir diğer seçenek Alexandrite lazerdir. Peki, neden bu tercih edilmeli?

  • Alexandrite lazerler, karmaşık ve fiziksel olarak büyük sistemlerdir; bu nedenle, lazer sisteminin yerleştirileceği merkezdeki fiziksel koşullara uygun düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu lazerlerde uygulama alanının soğutulması için ya entegre soğutucular ya da dışarıdan hava soğutucuları kullanılmaktadır. Entegre soğutucu sistemler genellikle kriyo sprey sistemleri şeklindedir. Lazer ile kriyo sprey soğutucunun birlikte kullanımı estetik açıdan hoş görünse de, bu durum ek sarf malzemesi, bakım ve sorunlar anlamına gelebilir. Dış hava ünitesi ise klinik kullanımda daha pratik bir seçenek sunar, ancak bu, lazer dışında odada ek bir alan gerektirdiği anlamına gelir.
  • Uygulama sırasında hasta derisiyle doğrudan temas sağlanması ve alana jel uygulanması zorunludur. Sistemin açılması ve aktif hale gelmesi, kalibrasyonlar nedeniyle daha uzun sürmektedir. Ne yazık ki, bu sistemler hızlı değildir; en hızlı çalışan modelleri bile yalnızca 2-3 Hz hızında çalışmaktadır. Hız eksikliklerini gidermek için büyük spot başlıklar (20 mm kadar) kullanılmaktadır.
  • Elektrik güç kaynakları, diğer lazer sistemlerine göre daha karmaşıktır. Bu nedenle, merkezde iyi bir elektrik altyapısı, kesintisiz güç kaynağı (UPS) veya güç düzenleyici gereklidir. Alexandrite lazerlerde pencere ve lenslerin kullanım süreleri daha kısadır. Lamba atış süreleri ve sayıları fazla olmasına rağmen, lamba maliyetleri de yüksektir.
  • Hasta konforu açısından Alexandrite lazerler orta seviyededir. Ancak, bu sistemlerde daha fazla sorun yaşanabilmektedir; teknik bakım, parça değişimi ve destek maliyetleri daha yüksektir. Alexandrite lazerler, özel sistemler oldukları için güvenilir markalar dışında bulmak zor olabilir. Ekonomik açıdan uygun bir Alexandrite lazer bulmak da oldukça zordur.

Üçüncü seçenek olarak Nd YAG lazer bulunmaktadır. Ancak, bu lazerin epilasyon amacıyla kullanılmadığını unutmamak önemlidir. Eğer merkezinizde diode ve alexandrite lazerler mevcutsa, bazı hastalarda ve belirli anatomik bölgelerde yetersiz veya cevapsız epilasyon durumlarında, yaz aylarında lazer uygulamalarına devam edilmesi gereken hallerde ve çok koyu tenli (bronzlaşmış) hastalarda epilasyon için tercih edilebilir. Ancak, Nd YAG lazerin yalnızca epilasyon amacıyla alınması gerektiğini düşünmüyorum. Eğer klinik çalışmalarınızda ve hasta portföyünüzde damarsal lezyonlar, non-ablatif cilt gençleştirme veya onikomikoz gibi diğer endikasyonlar varsa, bu lazer bu durumlar için asıl kullanılmalı ve diğer epilasyon sistemlerini desteklemek amacıyla kullanılabilir.

Nd YAG lazerin özelliklerine gelince, seçilen hasta endikasyonları açısından gerçekten doğru bir tercih olabilir. Ancak, yanlış kullanıldığında sorun yaratabilecek bir sistemdir.

  • Nd YAG lazerler, Alexandrite lazerler gibi karmaşık ve fiziksel olarak büyük sistemlerdir. Lazer sisteminin merkezindeki fiziksel koşulları, kullanacağınız lazer sistemine göre ayarlamanız gerekmektedir. Nd YAG lazerlerde uygulama alanının soğutulması için ya lazer sistemi içinde entegre soğutucular ya da dışarıdan hava soğutucuları kullanılmaktadır. Entegre soğutucu sistemler genellikle kriyo sprey sistemleridir. Lazer ile kriyo sprey soğutucunun birlikte kullanımı estetik açıdan hoş görünse de, bu durum ek sarf malzeme, bakım ve sorun anlamına gelebilir. Dış hava ünitesi klinik kullanımda daha pratik olsa da, bu ünite lazer dışında odanızda ek bir alan kaplamaktadır.

  • Uygulama sırasında hasta ile deri teması gerekmemekte ve istenirse alana jel kullanılmayabilir. Sistemin açılıp aktif hale gelme süresi, Alexandrite lazerlere göre daha hızlıdır. En hızlı çalışan sistemler 10 Hz hızında çalışabilmektedir. Ayrıca, büyük spot başlıklar 20 mm'ye kadar kullanılabilir. Özellikle yüksek güç, çok kısa pulse süreleri (1 ms'nin altında) ve yüksek hızlarda epilasyon için uygundur. Bu kullanım şekli, diode lazerdeki in-motion uygulamasına benzemektedir.

  • Elektrik güç kaynakları, diğer lazerlere göre daha karmaşıktır. Bu nedenle, merkezde iyi bir elektrik altyapısı, UPS veya güç düzenleyici gereklidir. Nd YAG lazerlerde lensler daha az sorun çıkarmakta, ancak pencerelerin kullanım süreleri yine de kısadır. Lamba atış süreleri ve sayıları fazla olmasına rağmen, lamba maliyetleri de yüksektir. Hasta konforu ise orta seviyededir.

  • Nd YAG lazerlerde daha az sorun yaşanmakta, ancak teknik bakım, parça değişimi ve destek maliyetleri daha yüksektir. Sarf malzemeleri ise daha uzun ömürlüdür ve neredeyse yok denecek kadar azdır. Nd YAG lazerler, önceki lazer sistemlerine göre daha özel oldukları için güvenilir markalar dışında satın alabileceğiniz seçenekler oldukça sınırlıdır. Ekonomik açıdan ise, bu lazerler genellikle en pahalı olanlardandır.

Bazı üretici firmalar, Alexandrite ve Nd YAG lazerlerini aynı sistemde bir araya getiriyor. Diğer firmalar ise Nd YAG ve Alexandrite lazerlerinin yanı sıra IPL sistemleri de eklemekte. Lazer epilasyon merkezinde ilk lazer platformu bu şekilde oluşturulmuştu. Peki, ikinci lazer platformu ne olmalı?

Yurt içinde ve yurt dışında en yaygın uygulamalar arasında cilt gençleştirme yöntemleri öne çıkmaktadır. Bu yöntemler arasında botulinum toksin, dolgu ve PRP gibi seçenekler bulunmaktadır. Bu nedenle, ikinci lazer platformu olarak ablatif veya mini ablatif lazerlerin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu lazerler, diğer cilt gençleştirme uygulamalarınızda hem ana motor hem de tamamlayıcı bir rol üstlenecektir.

Q-switched lazerler, pigmentasyon ve dövme tedavisinde kesinlikle gerekli olan altın standart lazer sistemleridir; ancak benim görüşüme göre, üçüncü seçenek olarak lazer platformu olarak kalmaları gereken özel ve maliyetli sistemlerdir. Pulsed Dye lazerler, damarsal lezyonlar, fototerapi ve fotodinamik tedavilerde altın standarttır. Ancak, diğer lazerlere göre daha pahalıdır ve sarf malzemeleri yüksek maliyetlidir. Ayrıca, hasta portföyü oluşturmak zor ve zaman alıcıdır.

Excimer lazer ve son yıllarda onun yerini almaya başlayan dar bant 308 nm excimer ışık sistemleri, dermatoloji uzmanları için daha yakın ve tanıdık sistemlerdir. Vitiligo ve psoriasis gibi birçok cilt hastalığında fototerapi ve fotodinamik tedavi için geniş ve etkili kullanım alanları sunmaktadır. Özellikle Excimer ışık sistemleri, uygun fiyatlı, fiziksel olarak kompakt ve kolayca taşınabilir sistemlerdir. Ancak, dermatoloji uzmanlarının uygulama tercihlerine göre bu sistemlerin öncelikli olarak düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum. Yine de, ofislerden ziyade yüksek hasta sirkülasyonuna sahip merkezlerde belki de beşinci sırada değerlendirilmesi gereken lazer ve ışık platformlarıdır.

Bir diğer tartışma konusu ise, birçok lazer sistemini tek bir ünite üzerinde sunan platform sistemleri ile tek tek sunan sistemler arasında bir tercih yapmaktır. Tek lazer içeren sistemler, tek bir ünite içerisinde yalnızca bir lazer sistemi ile gelir. Örneğin, 1064 nm dalga boyuna sahip Nd YAG lazer sistemi, üzerine başka bir lazer eklenemeyen bir yapıya sahiptir. Ancak, sistem destekliyorsa Nd YAG lazerin üst versiyonlarına geçiş yapma şansınız vardır; yani sisteminizi güncelleyebilirsiniz. Fakat güncelleme süreci sorunlu olabilir. Örneğin, iPhone 5 aldığınızda iOS güncellemesi yapabilirsiniz, ancak iPhone 6 çıktığında yeni iOS, iPhone 5'i desteklememektedir. Lazer sistemlerinde de benzer bir sorunla karşılaşabilirsiniz. Belki 1-2 yıl boyunca sistemi güncelleyebilirsiniz (güncelleme, sistemin yeni geliştirdiği el başlıkları, yazılım ve klinik kullanım modlarını kapsar). Ancak sonrasında yeni bir sistem satın almak zorunda kalırsınız.

Çoklu platformlar ise, tek bir ünite içerisinde birden fazla lazer sistemi sunmaktadır. Klinik kullanım amacınıza göre bir veya daha fazla lazeri kullanma imkânınız vardır. Başlangıçta tek lazer sistemi alıp, daha sonra sistem izin veriyorsa başka lazerler ekleyebilirsiniz. Tek lazer sistemleri güçlüdür (sistemin gücü, bence lazerdeki ilk tercih kriteridir). Ancak, yalnızca bir klinik endikasyonda ihtiyaçlarınızı karşılayacak tekil sistemlerdir. Klinik endikasyon ve çalışma alanlarınıza göre birçok lazer sistemine ihtiyaç duyacağınız için bu, daha fazla oda, personel ve fiziksel alan anlamına gelmektedir. Ancak tekil platformlar, merkezinizde aynı anda farklı hastalarda farklı lazerlerin kullanılabilmesi anlamına gelir. Tekil sistemler, çoklu platformlara göre ekonomik olarak daha pahalıdır. Ayrıca, daha fazla lazer sistemi, daha fazla bayi, teknik hizmet, sarf malzemesi ve sorunlar anlamına gelir; bu da sarf ve bakım maliyetleri açısından dikkate alınmalıdır.

Çoklu lazer platform sistemleri, tek bir ünite ile birden fazla klinik endikasyonda çalışabilmenizi sağlar. Bu, daha az oda, personel ve fiziksel alan anlamına gelir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu karmaşık sistemler tek bir hasta kullanımına ayrılmaktadır. Ayrıca, sistem hata verdiğinde tüm klinik kullanım alanınız durmaktadır. Çoklu platformda kullanılan lazerler, tekil sistemlere göre daha az güçlüdür. Platformu fiziksel olarak başka bir merkeze taşıdığınızda, tüm endikasyonları da taşımış olursunuz. Çoklu platform lazer sistemleri, tek bir firma, bayi ve teknik servis ile çalışmanızı sağlar. (Sürekli firma, bayi ve teknik servisten bahsetmemin nedeni, lazer aldığınızda bunu daha iyi anlayacaksınız). Çoklu platform sistemler, daha ekonomik seçeneklerdir.

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency