Nikel Alerjisi

Hiperandrojenizm, kadınlarda erkek hormonlarının (androjenlerin) fazlalığından kaynaklanan hirsutizm, akne, akantozis nigrikans ve androjenetik alopesi gibi klinik belirtileri tanımlamaktadır.

Kadınlarda hiperandrojenizmin nedenleri grafikte gösterilmektedir.

Androjenler; testosteron, androstenedion, dihidrotestosteron (DHT) ve dehidroepiandrosteron (DHEA) gibi erkek cinsiyet hormonlarını içeren bir hormon topluluğudur. Androjenler; testislerde, böbrek üstü bezlerinde ve az miktarda da yumurtalıklarda (overlerde) üretilirler.

Androjenler kolesterolden sentezlenir. Sentez zinciri, kolesterolden ilk olarak pregnenolon oluşumuyla başlar. Direkt olarak asetil-CoA’dan da sentezlenebilir. Androjenler, 19 karbon atomlu steroid yapıda olan bileşiklerdir.

Testosteron bu topluluk içinde miktar olarak en fazla olanıdır. Ancak en etkili olanı, hedef dokularda testosterondan dönüşen DHT'dur.

Dehidroepiandrosterondan dihidrotestosterona dönüşümdeki etkinlik sırası (azdan çoğa): DHEA Androstenedion Testosteron DHT şeklindedir.

DHT oluşumunu sağlayan, 5- -redüktaz enzim aktivitesidir. Bu enzim aktivitesinin en fazla olduğu deri ve prostat gibi organlarda DHT daha fazla oluşmaktadır. Bu enzim sayesinde testosteronun yaklaşık %4'ü DHT'a dönüşür. 5- -redüktaz, NADPH bağımlı bir enzimdir.

Testosteron, Leydig (interstisyel) hücrelerinde sentezlenir ve bu sentez ön hipofiz hormonu olan LH'ın kontrolü altındadır. Testosteron merkezi sinir sistemine geçebilir ve orada negatif geri bildirim ile hipotalamustan GnRH salınımını, dolayısıyla hipofizden LH salınımını engelleyebilir.

DHEA ve androstenedion, adrenal korteksten en fazla salınan androjenik maddelerdir. Androjenlerin bir kısmı hedef hücrelerde ve yağ dokusunda aromataz enzimi tarafından östrojenlere çevrilir. Örnek: Testosteron Östradiol ve Androstenedion Östron.

Diğer steroid hormonlar gibi, androjenler hücreye girerek sitoplazmik reseptörlere bağlanırlar. Hormon-reseptör kompleksi hücre çekirdeğine girerek bazı genlerin yapımını düzenler.

Testislerin ürettiği hormonlarda yaşla birlikte önemli değişiklikler görülür. Rahim içi hayatta ve yenidoğanda testosteron yapımı daha fazla iken; yenidoğan döneminden sonra androjen yapımı baskın hale gelir. Ergenlikle testisler tekrar testosteron üretimine başlarlar ve bu durum yaşam boyu devam eder. Diğer steroid hormonlar gibi testosteron da sentezlendiği an hemen plazmaya salınır.

Kadınlarda Androjenler 

Kadınlarda başlıca androjenler; testosteron, androstenedion, DHEA ve DHEAS’tır.

Normalde kandaki androjenin %50'si androstenedion, %25'i over ve %25'i adrenal bezden kaynaklanmaktadır.

Birçok biyokimyasal maddede olduğu gibi, testosteronun biyolojik olarak etkin kısmı kanda ve dokuda serbest olan kısmıdır. Karaciğerde yapılan Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin (SHBG) ya da Testosteron-Östrojen Bağlayıcı Globulin (TEBG), bir plazma -globulinidir. Özel olarak ve yüksek ilgiyle, fakat sınırlı bir şekilde androjenleri bağlar ve taşır. SHBG, testosterona sıkı bir şekilde bağlanır. Testosteron kanda 30 dakika ile bir saat kadar taşınır. Bu süreden sonra ya hedef dokuya girer ya da yıkım ürünlerine parçalanarak metabolize edilir.

SHBG yapımını östrojen uyarır. Bundan dolayı kadınlarda iki kat daha fazladır. Ayrıca bazı karaciğer hastalıkları ve hipertiroidizm yapımını artırır. Androjenler; ilerleyen yaş ve hipotiroidizm ile SHBG yapımını azaltır.

Ayrıca albümin ve kortizol bağlayıcı globulin de bir miktar testosteron bağlayabilir; ancak albümin ve testosteron birbirine zayıf olarak bağlanır. SHBG ve albümin, testosteronun yaklaşık %97 ile %99'unu bağlar. Bundan dolayı serbest ve biyolojik aktif testosteronun toplam miktarı %1 ile %3 arasındadır. SHBG'nin başlıca görevi, serumdaki serbest kısmı belli bir miktarda tutmaktır.

Testosteron, östrojenden daha fazla ilgiyle SHBG'ye bağlanır. Bu nedenle SHBG derişimindeki (konsantrasyonundaki) değişiklikler, serbest testosteron miktarını serbest östrojenden daha fazla etkiler. SHBG, testosteron dışında 17 -östradiol, Dihidrotestosteron ve diğer 17 -hidroksisteroidleri de bağlamaktadır.

Testosteronun metabolizması

Testosteronun metabolizması iki şekilde gerçekleşir:

  1. 17. karbon pozisyonunda yükseltgenme (oksidasyon): Çoğu dokuda meydana gelir. Sonuçta 17-ketosteroidler oluşur. Bunlar genellikle az aktif ya da aktif olmayan bileşiklerdir.

  2. Çift bağ ve 3-ketondaki indirgenme (redüksiyon): Daha az etkindir. Sonuçta aktif ürün olan DHT meydana gelir.

Testosteronun en önemli metabolik ürünü DHT'dur (Dihidrotestosteron). DHT, plazma testosteronunun yaklaşık onda biri kadardır. Testosteron, daha aktif bir metabolite dönüştüğü için bir ön hormondur.

Testosteronun küçük bir kısmı, aromatizasyon yoluyla östradiole dönüşür. Androstanediol, testosterondan üretilen diğer etkili bir androjendir.

Başlıca önemli 17-ketosteroid metabolitleri, androsteron ve etiokolanondur. Bunlar karaciğerde glukuronid ve sülfatla konjuge edilerek suda çözünebilen maddelere dönüştürülürler. Yıkım ürünleri ya safra ile bağırsağa ya da böbrekten idrara atılırlar.

Androjenlerin Vücutta Etkileri

Başta Testosteron ve DHT (Dihidrotestosteron) olmak üzere androjenler, vücutta aşağıdaki olaylarda rol oynar:

  • Fetal hayatta testislerin skrotuma inmesini sağlar.

  • Spermatogenez sürecinde yer alır (Bu süreçte FSH da önemlidir).

  • Erkek tip psikolojinin gelişimini sağlar.

  • Testosteron, erkek fetüsün ve erken çocukluk dönemi normal gelişimi için gereklidir.

  • Ergenlik döneminde olan değişikliklerden sorumludur. İkincil cinsiyet karakterlerinin (penisin büyümesi, gırtlak ve kaslı yapının gelişimi, yüz, kasık ve koltuk altı kıllanmasının oluşması, cildin koyulaşması) ortaya çıkmasını sağlar.

  • Anabolik etkileri vardır. Pozitif nitrojen dengesi oluşturur. Bu özellik, sporcular tarafından kötüye kullanılmaktadır.

  • Kemiklerde kalsiyum depolanmasını artırır. Kemik kalınlığını ve kuvvetini artırır. Bu özelliği, ileri yaşlarda erkeklerde görülen osteoporozda kullanılmasını sağlamıştır.

  • Temel metabolik hızı artırır.

  • Kırmızı kan hücrelerinin yapımını artırır.

  • Böbrek distal tübüllerinde sodyum tutulumunu artırır. Ancak bu etki, diğer steroid hormonlara (ör. aldosteron) kıyasla daha azdır.

  • Böbrek, androjenler için ana hedef dokulardandır. Bu hormonlar çeşitli enzimlerin yapımını aktive ederek, böbrekte genel bir büyümeye yol açar.

  • DHT ve testosteron; östradiol ile birlikte prostat dokusunda aşırı çoğalmaya yol açarak, iyi huylu prostat hipertrofisine neden olabilir.

Androjen Metabolizma Bozukluğu

Hipoandrojenizm (Androjen Yetersizliği)

Hipoandrojenizm, androjen yetersizliği semptom ve bulgularına sebep olan, testislerin yeterli androjen üretememesi durumudur ve hipogonadizme yol açar. Hipogonadizm, ayrıca yetersiz spermatogeneze de sebep olabilir. Spermatogenezin aksaması ve kısırlık, normal testosteron üretimine rağmen görülebilir; fakat spermatogenezin normal olabilmesi için testosteron üretimi şarttır.

Bu durum ergenlikten önce meydana gelirse ikincil cinsiyet karakterleri oluşamaz. Ergenlikten sonra olursa, oluşmuş olan bu ikincil karakterlerde gerilemeler olabilir.

1. Primer (Birincil) Hipogonadizm

Testislerde meydana gelen eksiklikler testiküler yetmezliğe yol açar. Bu kişilerde serum gonadotropin seviyeleri yüksektir. Başlıca sebepleri:

  • Klinefelter sendromu, Myotonik müsküler distrofi, Yalın Sertoli hücre sendromu, Kartagener sendromu, Anorşi.

  • Poliendokrin otoimmün yetersizlik.

  • Edinsel hipogonadizm (Travma, radyasyon, viral ve bakteriyel orşit, granülomatöz hastalıklar, ilaçlar vb.).

2. Sekonder (İkincil) Hipogonadizm

Gonadotropin salınımında bozukluk vardır. Eksiklik hipofiz ve hipotalamustadır. Gonadotropin eksikliği tek başına olabileceği gibi diğer hipofiz hormonlarının yetersizliğiyle de görülebilir. Başlıca sebepleri:

  • Yetersiz beslenme ve açlık.

  • Prolaktin fazlalığı, Cushing sendromu, Hemokromatoz.

  • Androjen ve östrojenlerin fazlalığı (Negatif geri besleme ile gonadotropinleri baskılar).

  • Kallmann sendromu ve karaciğer hastalıklarında görülen yüksek östrojen seviyeleri gibi durumlar.

3. Üçüncül Hipogonadizm (Reseptör Direnci)

"Üçüncül hipogonadizm" olarak bahsedilebilecek bir grupta ise reseptör düzeyinde direnç vardır. Bu durumda 5- -redüktaz enziminde de kusur vardır. Testosteron seviyeleri yüksektir.

  • Bazılarında DHT ve testosteron reseptörü tamamen yoktur.

  • Bazılarında ise reseptör kusuru mevcuttur.

  • Diğer bazılarında ise hormonal reseptörde kusur olmamasına karşın, genetik olarak erkek olan bireylerde, çeşitli seviyelerde kadın özellikleri görülür. Bu durum, tamamen kadın dış görünüşünden, cinsiyet organındaki değişikliklere kadar olabilir. Bu duruma, testiküler feminizasyon da denir. Burada östrojen metabolizmasında bozukluk yoktur.

Hiperandrojenizm (Androjen Fazlalığı)

Hiperandrojenizm vücutta birçok doku ve organ sistemini ilgilendirmektedir. Bu nedenle farklı uzmanlık alanlarını kapsayabilir.

  • Biz dermatologlar, hiperandrojenizmde gelişen hirsutizm, akne ve androjenetik alopesi gibi deri belirtilerine odaklanırken;

  • Kadın doğum uzmanlığı adet düzensizlikleri ve hiperandrojenizm nedenleri üzerine odaklanmakta;

  • Endokrinoloji uzmanları ise hiperandrojenizmin metabolizma ve insülin direnci üzerine etkilerine odaklanmaktadır.

Uzmanlık alanlarımız farklı olmakla birlikte, asıl hedefimiz hiperandrojenizm ön tanısının düşünülmesi, tanının konulması, nedenlerinin bulunması ve tedavisi ortak amacımızdır.

Hiperandrojenizmde androjen fazlalığı overden (yumurtalık), adrenal bezden (böbrek üstü bezi) ya da her ikisinden kaynaklanabilmektedir. Bunların dışında, androjen seviyesi normal olmakla birlikte dokularda androjen reseptörlerinin anomalileri ya da androjenlerin metabolizma bozuklukları da hiperandrojenizm tablosuna neden olabilmektedir.

Hiperandrojenizm Belirtileri

Deri ve Eklerinde Belirtiler

Akne: Ergenlik döneminde %50 gibi yüksek oranlarda görülmekle birlikte, çocuklarda ve erişkin kadınlarda akne görülmesi durumlarında hiperandrojenizm akla getirilmelidir. Özellikle akne tedavilerine direnç, hirsutizm ve adet düzensizlikleri varsa mutlaka hiperandrojenizm düşünülmelidir. Ancak akne, hiperandrojenizmde mutlaka olması gereken bir klinik tablo olmadığı unutulmamalıdır. (Daha ayrıntılı bilgi için ilgili bölüme bakınız.)

Hirsutizm: Basitçe kadınlarda erkeklerdekine benzer kıllanma artışının olmasıdır. Aslında bu alanlardaki vellus (ayva) tüylerinin terminal (kalın, siyah) kıllara dönüşmesidir. (Daha ayrıntılı bilgi için ilgili bölüme bakınız.)

Androjenetik Alopesi: Erkeklerdeki dökülme şekline benzer şekilde, kadınlarda saç dökülmesinin olmasıdır. (Daha ayrıntılı bilgi için ilgili bölüme bakınız.)

Virilizasyon: Kadınlarda klitoral büyüme, ses kalınlaşması, erkeksi kas gelişimi, göğüslerde küçülme, şiddetli hirsutizm, androjenetik alopesi ve erkeksi davranışlarla seyreden klinik tablo bütünüdür.

Ovülasyon Fonksiyon Bozuklukları

Hafif ovülasyon düzensizliklerinden kısırlığa kadar giden bozukluklar olabilmektedir. Ovülasyon düzensizlikleri, menstrüal (adet) düzensizlikleri; oligomenore, amenore, menoraji, metroraji, pelvik ağrı, premenstrüal sendrom ve doğurganlık ile ölçülebilir.

Hiperandrojenizmde adetler normal veya düzensiz olabilir. Hiperandrojenizm dışında başka faktörlerin de; obezite, yeme düzensizlikleri (anoreksiya ya da bulimiya), prolaktin yüksekliği, hipotalamus fonksiyon düzensizlikleri ve psikiyatride kullanılan ilaçlar gibi durumların da ovülasyonu etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Hiperandrojenizm Metabolik ve Kalp-Damar Sistem Belirtileri

Hiperandrojenizmde; insülin direnci, tip 2 diyabet, dislipidemi, hipertansiyon, ateroskleroz, koroner kalp hastalıkları ve obezite görüldüğü bilinmektedir.

Psikolojik Fonksiyon Bozuklukları

Akne, hirsutizm ve saç dökülmesi hastalarda psikolojik problemlere neden olmaktadır. Sıklıkla anksiyete ve depresyon görülmektedir. Ayrıca görsel olumsuzluklar nedeniyle özgüven eksikliği ve sosyal ilişkilerden kaçınma da gözlenmektedir.

Hiperandrojenizm Tanısı

Tanının erken konulması son derece önemlidir.

Hastanın yukarıda tanımlanan şikâyetlerine yönelik sorgulanması ve muayenesi yapılmalıdır.

Öykü Alınması

Hastadan şikâyetleri için iyi bir öykü alınmalıdır. Öyküde şunlar gözden geçirilmelidir:

  • Şikâyetlerin başlangıç zamanı ve hastanın yaşı.

  • Ergenlik geçiş sürecinde vücutta kıllanma ve sivilcelenme öyküsü.

  • İlk adet görme zamanı.

  • Saç dökülmesi, cilt ve saçlarda yağlanma.

  • Eğer obezite varsa bunun başlangıç yaşı.

  • Normal adetlerinin özellikleri (sıklık, süre, düzensizlikleri vb.).

  • Varsa gebelikleri.

  • Hormonal ilaç kullanımı.

  • Ailesel öykü.

Fizik Muayene

Fizik muayene, özellikle pelvik muayene tam yapılmalıdır.

Bunun dışında kilo, boy, BMI (Vücut Kitle İndeksi) ve bel/kalça çevre ölçü oranlarına bakılmalıdır.

Hasta, muayenede hirsutizm, akne ve alopesi yönünden değerlendirilmelidir. Bunlara ek olarak klitoral muayene, akantozis nigrikans yönünden muayene, tiroit bezlerinin muayenesi ve göğüslerin muayenesi yapılmalıdır.

Görüntüleme

Pelvik muayene kadar pelvik ultrason (US) da son derece önemlidir.

Overlerde subkortikal, 5-10 mm çapında kistlerin ve overde stromal artışın görülmesi Polikistik Over (PCO) tanısını desteklemektedir. Ancak benzer US görüntüsünün Geç Başlayan Adrenal Hiperplazi, hiperprolaktinemi, tiroit fonksiyon düzensizlikleri ve yeni adet görecek kızlarda da görülebileceği unutulmamalıdır.

Pelvik US ile overlerin fiziksel yapısına, overdeki folliküler ve stromal yapıya ve uterustaki endometrium kalınlığına bakılmaktadır. Ayrıca adrenal bezler de pelvik US ile değerlendirilmektedir.

Hiperandrojenizmde Laboratuvar Testleri

Hiperandrojenizm tanısında istenen başlıca laboratuvar parametreleri şunlardır:

  • Lüteinize Edici Hormon (LH)

  • Folikül Uyarıcı Hormon (FSH)

  • LH/FSH oranı (Oranın > 2.5 olması önemlidir.)

  • Total ve Serbest Testosteron (Free Testosteron): Obezitede insülin fazlalığına bağlı olarak Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin (SHBG) azaldığı için serbest testosteron (Free T) yüksek olabilir.

  • Dehidroepiandrosteron (DHEA)

  • 17-Hidroksiprogesteron (17-OHP): Yüksekliği, adrenal bezin aşırı çalışmasından kaynaklanmaktadır.

  • Prolaktin

  • Kan Şekeri

  • Kan Yağ Profili (Dislipidemi için)

  • Serbest Androjen İndeksi (Free Androgen Index - FAI): Serbest Androjen İndeksi (SAİ), biyolojik olarak aktif olan testosteron miktarını değerlendirmek için kullanılan basit bir orandır. Testosteron Serbest İndeksi (TSİ) olarak da adlandırılır. SAİ, Total Testosteron'un SHBG'ye (Seks Hormonu Bağlayıcı Globulin) oranıdır. Bu oran daha sonra 100 ile çarpılır. Burada total testosteron ve SHBG nmol/L biriminde ifade edilir. Bozulmuş androjen durumlarını belirlemede klinik önemi gösterilmiş bir orandır. Sağlıklı Erkeklerde bu oran 14.8 ile 95 arasında ifade edilir. Sağlıklı kadınlarda ise bu değerler şöyledir: Menstrüel Periyot (Tüm Periyot) 0.8-10; Foliküler Faz 0.8-9.3; Midcycle (Ortası) 1.3-17; Luteal Faz 0.8-11; Oral Kontraseptif Kullananlar 0-3.4; Tedavi Edilmemiş Menopoz 0-6.6. Hirsutizmde ise 1.7-20.6 olarak ifade edilmektedir. 

SAİ, klinik belirtilerle iyi bir uygunluk gösterir.

  • En iyi dihidroepiandrosteron sülfat (DHEAS) ile korelasyon gösterir.

  • Tükürükteki testosteron miktarı da, Serbest Androjen İndeksi ile çok iyi bir uyum sergiler.

  • Serbest Androjen İndeksi, IGF-1 ile pozitif korelasyon gösterir.

  • Serbest Androjen İndeksi, insülin fazlalığı ile de birliktedir.

  • -İnterferon uygulanınca Serbest Androjen İndeksi'nde anlamlı artışlar olur.

  • Prekoks pubarşesi olan kızlarda yapılan bir çalışmada Serbest Androjen İndeksi, leptin ile pozitif ilişkisi gösterilmiştir.

  • Androjen reseptör direnci olan durumlarda Serbest Androjen İndeksi artar.

  • Beden Kütle İndeksi, yaş ve menstrüel siklüs Serbest Androjen İndeksi'ni etkilemektedir.

  • Serbest Androjen İndeksi, ağır aknede, erkek tipi saç dökülmesinde ve hirsutizmde artar. Bu klinik durumlarda total testosteron normal olabilir.

  • Prepubertal kızlarda yapılan bir çalışmada, Serbest Androjen İndeksi ile hipertrikoz arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

  • Azalmış Serbest Androjen İndeksi'nin, erkeklerdeki idiyopatik osteoporozun bir belirtisi olabileceği savunulmuştur.

  • Şişman olmayan, hirsutizm sorunu bulunmayan oligomenoreik kadınlarda artmış Serbest Androjen İndeksi; Polikistik Over Hastalığı'nın (PKOH) erken ve hassas bir göstergesi olabilir.

  • Serbest Androjen İndeksi'ndeki artış, özellikle postmenopozal kadınlarda kardiyovasküler hastalık riskini artırır.

  • Serbest Androjen İndeksi, normogonadotropik oligomenoreik kısırlıkta indüksiyon tedavisinde yumurtalık cevabının çok önemli bir belirtecidir.

  • Alzheimer hastalığında Serbest Androjen İndeksi artar.

  • Serbest Androjen İndeksi'nin kemik mineral yoğunluğu ile pozitif bir ilişkisi vardır.

  • Alkolik karaciğer hastalığında bu oran azalır.

  • Bu oran aynı zamanda hemodiyalize giren hastalarda da azalır.

  • Serbest Androjen İndeksi; aterojenik lipit profili, yüksek LDL ve trigliserit düzeyleri ile korelasyon gösterir.

  • Saldırgan kişilik özelliğine sahip bireylerde Serbest Androjen İndeksi yüksek bulunmuştur.

  • Çoklu ilaç tedavisi alan epileptik hastalarda Serbest Androjen İndeksi düşüktür.

Bu testlerin dışında, androjen yüksekliğinin kaynağının bulunabilmesi için aşağıdaki özel testler de yapılmaktadır. Androjenler overden (yumurtalık) ya da adrenal bezden (böbrek üstü bezi) salgılanabilir; ya da periferde androjen öncülerinin aşırı aktif androjenlere dönüşmesi neden olabilmektedir. Aşağıdaki testler bu kaynakları saptamak için kullanılmaktadır.

Adrenal ve Over Kaynağını Belirlemeye Yönelik Özel Testler

2 Günlük Deksametazon Süpresyon Testi (Adrenal Baskılama Testi)

Bu test, androjen yüksekliğinin kaynağının adrenal bez olup olmadığını belirlemek için kullanılır.

  1. Başlangıç Ölçümü (1. Gün): Sabah 8 ile 9 arasında, 20 dakika arayla 3 kez kan alınır. Bu kanda Testosteron, DHEAS ve Kortizol seviyelerine bakılır.

  2. İlaç Uygulaması: Hastaya 8 adet 0.5 mg deksametazon tableti verilir. Aynı tabletten öğle, akşam ve yatarken tekrar 1'er adet alınır.

  3. Tedavi Süreci: İkinci gün, 0.5 mg deksametazon tablet öğle, akşam ve yatarken alınır. Üçüncü gün ise sadece sabah 0.5 mg deksametazon tableti alınır.

  4. Kontrol Ölçümü (3. Gün): Yine 20 dakika arayla 3 adet kan alınarak Testosteron, DHEAS ve Kortizol seviyelerine bakılır.

Değerlendirme:

  • Eğer başlangıçtaki yüksek testosteron seviyesi %40'tan fazla ve yüksek DHEAS seviyesi %60'tan fazla oranda azaldı ise, androjenin kaynağı adrenal bezlerdir.

  • Eğer başlangıçtaki yüksek testosteron seviyesi aynı kaldı ve sadece DHEAS ile Kortizol baskılandı ise, androjenin kaynağı overlerdir (yumurtalık).

  • Eğer başlangıçtaki yüksek testosteron seviyesi %40'tan daha az azaldı ise, androjen yüksekliğinin kaynağı hem adrenal bez hem de overdir.

  • Eğer testosteron baskılanmadı ve ayrıca Kortizol de baskılanmadı ise, adrenal bezin aşırı çalışması (Cushing hastalığı, adrenal bez kanseri) akla gelmeli ya da hasta ilaçları almamış anlamına gelmektedir.

Adrenal Stimülasyon Testi (ACTH Uyarı Testi)

Bu test, adrenal bezde, özellikle 21-hidroksilaz eksikliği gibi bir enzim eksikliğinin saptanması için kullanılmaktadır.

  1. Sabah plazma Kortizol ve 17-OHP (17-hidroksiprogesteron) seviyelerine bakılır.

  2. Sonra damardan 0.25 mg kosintropin verilir.

  3. 60 dakika sonra tekrar kan alınarak aynı ölçümler yapılır.

Over Stimülasyon Testi (GnRH Agonist Testi)

Gonadotropin-releasing hormone (GnRH) agonisti (Nafarelin) verilir ve 24 saat sonunda kan alınır. 17-OHP yüksekliği, over kaynaklı androjen fazlalığını göstermektedir.

Metabolizma Anormallikleri İçin Testler

  • İntravenöz (IV) glukoz tolerans testi, sabah glukoz seviyesi ve insülin seviyesine bakılır.

  • Glukoz/İnsülin oranı hesaplanır.

  • Kan yağ profiline bakılmaktadır.

Klinik Belirteç

El 2. ve 4. parmak uzunluk farkları da hiperandrojenizmle ilişkilidir (Hiperandrojenizmi gösterebilir).

Hiperandrojenizm Tedavisi

Hiperandrojenizm tedavisinde ilaç seçimi, androjen fazlalığının kaynağına ve hastanın klinik tablosuna göre yapılır.

Adrenal Kaynaklı Androjenlerin Baskılanması

Adrenal kaynaklı androjenleri baskılamak için fizyolojik dozlarda glukokortikoidler (deksametazon ya da prednizon gibi) verilir.

  • Androjen seviyesini normalleştirmek için 5-7.5 mg prednizon ya da 0.25-0.5 mg deksametazon 2-3 ay süreyle kullanılır.

  • Daha sonra tedaviye 5 mg prednizon ya da 0.25 mg deksametazon ile 2-3 ay daha devam edilir.

Over Kaynaklı Androjenlerin Baskılanması

Over kaynaklı androjenlerin baskılanması için doğum kontrol hapları, östrojen veya progestin içeren hormonlar kullanılır. Örnek olarak Diane 35 ve Yaz gibi ilaçlar verilebilir.

hiperandrojenizim-tedavisi.jpg

Antiandrojen İlaçlar

Doğrudan androjen reseptörlerini bloke eden veya androjen etkisini azaltan ilaçlardır. Bunlar: Spironolakton, Flutamid, Simetidin, Ketokonazol gibi etken maddeleri içerir.

İnsülin Duyarlaştırıcı İlaçlar

Metformin ve tiazolidindionlar gibi ilaçlar kullanılır. Metformin özellikle obez ve Polikistik Over (PKO) hastası kadınlarda etkilidir.

  • Metformin tedavisine genellikle 850 mg sabah kahvaltı sonrası başlanır.

  • İki haftada bir doz 1.700 mg (sabah-öğle) olacak şekilde artırılır.

  • Alternatif olarak, öğle 500 mg ile başlanır ve hasta tolere edebiliyorsa günde iki ya da üç adet 500 mg’a çıkarılabilir.

GnRH Agonistleri

Over kaynaklı hiperandrojenizmde etkilidirler. Genellikle aylık enjeksiyon şeklinde uygulanmaktadır.

5--Redüktaz İnhibe Eden İlaçlar

Testosteronun daha güçlü olan DHT'ye (Dihidrotestosteron) dönüşümünü engelleyen ilaçlardır. Finasterid bu gruptadır.

Bromokriptin

Dopamin reseptör agonisti olan bu ilaç, prolaktin seviyesi yüksekliğinde kullanılmaktadır. Genellikle 5-7.5 mg tok karnına verilir.

Kilo Verme

Kilo verme, özellikle insülin direncine bağlı hiperandrojenizm durumlarında tedavinin önemli bir parçasıdır.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency