- Gösterim: 3948
UVA-1 Fototerapisi
UVA-1 fototerapisinin derideki temel etkileri şunlardır: inflamatuar sitokinleri azaltarak antiinflamatuar bir etki sağlar, T hücrelerinde apoptoza yol açar, derideki kollajenaz aktivitesini artırır ve dermisteki Langerhans ile mast hücre sayısını azaltır. İlk kez 1981 yılında geliştirilen UVA1 lambaları, 340-400 nm dalga boyunda ışınım yayarak geniş bant UVA1 tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde UVA1 tedavisi çeşitli kaynaklardan elde edilebilmektedir. Floresan lamba kabinleri, düşük ve orta dozlarda farklı uygulamalar için kullanılabilirken, yüksek doz radyasyon verebilen yüksek çıkışlı kaynaklar da mevcuttur. UVA1 tedavisi, düşük dozda 10-30 J, orta dozda 40-70 J ve yüksek dozda 70-130 J olarak uygulanmaktadır.
UVA, hastanın altı alanına artan dozlarda uygulanır. UVA uygulamasından 24 saat sonra eritem yerine pigment değerlendirmesi yapılır. Minimal pigmentasyon dozu, minimal bronzlaşma dozu (MBD) olarak tanımlanır. Ayrıca eritem, su toplaması ve deride kabarmalar gözlemlenir. (0: pigmentasyon yok, +/- keskin sınırı ile minimal fark edilebilir pigmentasyon (=1 MBD), + hafif pigmentasyon, ++ belirgin pigmentasyon, +++ yoğun pigmentasyon şeklinde) UVA'nın riskleri nedeniyle seans sayısı ve yıllık kullanımı sınırlandırılmalıdır. UVA-1 tedavisinin en önemli kronik yan etkisi fotoyaşlanma ve deri kanseridir. UVA-1, uzun dalga boylarında ışık yaydığı için bazal hücreli kanser ve skuamöz hücreli kanserden ziyade melanom ile ilişkilendirilmektedir.
PUVA Tedavisi
PUVA tedavisinde, hastalara ışık duyarlılığı artıran Psoralen adlı ilaç verildikten sonra UVA ışığı uygulanır. Eski Mısır'da psoralen içeren bitkilerin güneşle birlikte sedef tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir. 1951 yılında Pinkus, psoraleni ilk kez sedef tedavisinde kullanmış, ancak fotoduyarlandırıcı olan 8-MOP ile ilk PUVA tedavisi 1974 yılında Parrish tarafından tanıtılmıştır. Psoralen, ağız, banyo veya krem yoluyla uygulanabilir.
Ağız yoluyla PUVA tedavisinde 8-methoksipsoralen (MOP) veya 5-MOP kullanılır ve her ikisi de hastanın vücut ağırlığına göre dozlandırılır. UVA uygulaması, 8-MOP için 1 saat, 5-MOP için ise 2 saat sonra yapılır. (8-MOP: 0.6 mg/kg, 5-MOP: 1.2 mg/kg)
Banyo PUVA tedavisinde 8-MOP ve 8-trimetilpsoralen (TMP) kullanılır. 8-MOP, banyo suyunda 1 mg/L konsantrasyona ulaşacak şekilde çözülür. Hastalar, 8 MOP içeren banyo küvetinde 15-20 dakika kalır ve hemen ardından UVA ışığı alır. (Banyo ile UVA uygulaması arasında en fazla 15 dakika olmalıdır, çünkü ışık duyarlılık artırıcılar çabuk bozulur.) El ve ayaklar için banyo suyundaki konsantrasyon ise 3-5 mg/L olmalıdır.
Krem PUVA tedavisinde 8-MOP kullanılır. Tüm vücut tedavisinde %0.006, 8-MOP içeren yağ içinde su emülsiyonu (%30 H2O) kullanılabilir. %0.1-0.15 konsantrasyona sahip losyon, jel veya krem bazında da uygulanabilir. Ülkemizde, topikal 8-MOP %0.1 ve %1 konsantrasyonlarında jel formunda mevcuttur. Uygulamadan 30 dakika sonra UVA ışığı uygulanır.
UVA dozları, hastanın cilt tipine göre belirlenir. (Tip I: 0.75 Joule/cm², Tip II: 1.0 Joule/cm², Tip III: 1.25 Joule/cm², Tip IV: 1.5 Joule/cm².) Haftada 0.5-1 J/cm² artışlarla tedavi yapılır ve haftada 2-3 seans uygulanır. Ortalama 25 tedavi, yani 2 veya 3 aylık bir süre içinde gerçekleştirilir. Yılda 30-40 tedavi ile sedef hastalığı kontrol altında tutulabilir. Psoralen, göz lensinde biriktiği için psoralen alındığı günlerde ultraviyoleyi engelleyen gözlük takılmalı ve güneşe çıkılmamalıdır. PUVA tedavisi uzun vadede sürekli uygulanırsa deri yaşlanması, lekeler ve deri kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle dermatologların dikkatli bir şekilde takip etmesi önemlidir. Ayrıca, "Banyo PUVA" olarak adlandırılan yöntem, ağızdan psoralen alamayan hastalar için geliştirilmiştir. Bu yöntemde hasta psoralen ile yıkanır ve ardından UVA ışığı alır.