- Gösterim: 3117
Fotodinamik tedavi (FDT), yerel veya sistemik ilaçlar kullanılarak ışığa duyarlı hale getirilen hedef dokuya uygun dalga boyundaki ışık kaynaklarının uygulanmasıyla gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir.
Günümüzde topikal fotodinamik tedavide en yaygın olarak kullanılan fotosensitizer madde ALA'dır. ALA, doğrudan ışığa duyarlı bir madde değildir; deriden emilerek kanda hemoglobin biyosentez yoluna girer ve asıl ışığa duyarlılığı sağlayan Protoporfirin 9 (PPIX) formuna dönüşür. Desferrioksamin gibi demir şelatörlerinin kullanılması, PPIX'in hem'e dönüşümünü engelleyerek fotodinamik tedavinin etkinliğini artırır.
ALA deri üzerine uygulandığında, yalnızca epidermiste değil, aynı zamanda kıl folikülleri ve sebase bez epitelinde de PPIX birikimi gerçekleşir. PPIX, en fazla sebase bezlerde, daha az olarak da kıl foliküllerinde ve epidermiste birikir. Bu nedenle akne tedavisinde de tercih edilmektedir.
FDT, akne tedavisinde özellikle pilosebase üniteye etki eder ve bu bölgede hasar oluşturur. Akne gelişiminde rol oynayan P. acnes bakterisini öldürürken, çevre dokulara zarar vermez.
Fotodinamik Tedavinin Aknede Etki Mekanizması
- P. Acnes’in fotodinamik yolla yok edilmesi
- Sebase ünitenin direkt hasarı ile sebum üretiminin önlenmesi
- Keratinosit dökülmesi ve hiperkeratoz üzerine etkileriyle foliküler tıkanmanın, komedonların önlenmesi
Tedavi Protokolü
Fotodinamik tedavi (FDT), yerel veya sistemik ilaçlar kullanılarak ışığa duyarlı hale getirilen hedef dokuya uygun dalga boyundaki ışık kaynaklarının uygulanmasıyla gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir.
Günümüzde topikal fotodinamik tedavide en yaygın olarak kullanılan fotosensitizer madde ALA'dır. ALA, doğrudan ışığa duyarlı bir madde değildir; deriden emilerek kanda hemoglobin biyosentez yoluna girer ve asıl ışığa duyarlılığı sağlayan Protoporfirin 9 (PPIX) formuna dönüşür. Desferrioksamin gibi demir şelatörlerinin kullanılması, PPIX'in hem'e dönüşümünü engelleyerek fotodinamik tedavinin etkinliğini artırır.
ALA deri üzerine uygulandığında, yalnızca epidermiste değil, aynı zamanda kıl folikülleri ve sebase bez epitelinde de PPIX birikimi gerçekleşir. PPIX, en fazla sebase bezlerde, daha az olarak da kıl foliküllerinde ve epidermiste birikir. Bu nedenle akne tedavisinde de tercih edilmektedir.
FDT, akne tedavisinde özellikle pilosebase üniteye etki eder ve hasar oluşturur. Akne gelişiminde rol oynayan P. acnes bakterisini öldürürken, çevre dokulara zarar vermez.
Uygulama sonrasında hafif ödem ve eritem görülebilir. Yaklaşık 3-4 gün içinde bu bölgede hafif deri dökülmesi meydana gelir ve 1-2 hafta içinde iyileşme sağlanır. Işık duyarlılığı ve deri reaksiyonları için, uygulamadan sonraki 3 gün boyunca %0.1 betametazon valerat kremi kullanılabilir. Daha sonra, hafif topikal akne ilaçları (örneğin, %1 nadifloxacin krem) devreye girebilir. Uygulama sonrası 6-8 ay içinde akne tamamen geçebilir ve bu süre zarfında sebum miktarı azalır. Tedaviden 10 gün sonra tam iyileşme sağlanır. Ancak, 6 ay sonra yeni akne oluşumu görülebilir ve daha önce azalan sebum seviyesi normale döner. Yan etkiler arasında ağrı, yanma, kaşıntı ve hiperpigmentasyon yer alır.
Aknede fotodinamik tedavi (FDT) amacıyla geçmişten beri ALA ve metil-ALA (MAL) kullanılmaktadır. Bu tedavilerin klinik başarı oranı %40-60 civarındadır. Uygulama sonrasında eritem, su toplaması, kabuklanma, deri altı kanamaları (purpura) ve işlem sonrası 4-6 ay sürebilen hiperpigmentasyon gelişebilir. ALA ve MAL ile yapılan fotodinamik tedavi sonrasında akne belirtilerinin yeniden başlama süresi klinik çalışmalarda ortalama 4-6 ay olarak belirlenmiştir.
Bu olumsuzluklar ile birlikte aknede fotodinamik tedavide yeni ışık duyarlandırıcıların arayışı başlamıştır. Bunlar;
İndosiyanin Yeşili (ICG)
Toksik olmayan trikarbosiyanin boyasıdır. 2. Dünya Savaşı sırasında fotoğraf boyası olarak geliştirilmiştir. Günümüzde, karaciğer ve gözdeki retina değerlendirmelerinde anjiografi amacıyla kullanılmaktadır. ICG, deri yüzeyine uygulandığında hızla emilir ve sebase bezler ile kıl foliküllerinde birikir. 5-15 dakika bekledikten sonra, derinin 1 mm derinliğine kadar emildiği gözlemlenmektedir. ICG'nin spesifik dalga boyu 800 nm'dir, bu nedenle fototoksik reaksiyon riski bulunmamaktadır. Günümüzde ICG ile gerçekleştirilen fotodinamik tedavilerde (FDT) hafif eritem, kabuklanma ve batma hissi dışında herhangi bir yan etki rapor edilmemiştir. ICG ve fotodinamik tedavi, akne tedavisinde sebase bezler ve P. acnes üzerinden etkisini göstermektedir.
İndole-3-Asetik Asit (IAA)
Toksik olmayan bir bitki büyüme hormonudur ve aloe vera ile yüksek bitkilerde bulunur. Parfüm ve tıpta kullanımı yaygındır. Yasemin yağı ve karanfil baharatı yağından elde edilir. Renkleri beyazdan sarıya değişen, hoş olmayan bir aromaya sahip (seyreltik çözeltileri hoş kokulu) bir bileşiktir. Ayrıca, triptofanın kalın bağırsaklardaki bakteriler tarafından parçalanması sonucu oluşan ve dışkının kokusunu veren bir madde olarak da bilinir. IAA için spesifik dalga boyları 457 ve 518 nm'dir; 530 nm yeşil ışık da kullanılmaktadır. Uygulama sırasında 35 mW/cm² enerji, 20 dakika boyunca uygulanır. ICG %0.1 ve IAA %0.015 krem formlarında kullanılır. Seanslar haftada bir kez, toplamda 4-6 seans şeklinde gerçekleştirilir.