- Gösterim: 5044
Cilt çatlaklarının erken dönemlerinde, kırmızı renkte oldukları zamanlarda ve yara izlerinin başlangıç aşamalarında PDL, Nd YAG lazer ve Fraksiyonel CO2 lazerler etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Cilt çatlakları zamanla beyaz renge dönüşmektedir. Deride meydana gelen inflamasyon ve diğer sorunlar (ameliyat, yanık, lazer tedavileri gibi) sonucunda pigment azalması veya kaybı ile hipopigmentasyon gelişebilir. Bu durum, hastalar için ciddi estetik sorunlara yol açabilmektedir. Şu ana kadar her iki problem için de yüksek etkinliğe sahip ve düşük yan etkileri olan tedavi yöntemleri bulunmamaktaydı.
Topikal retinoidler, kozmetik amaçlı dövme uygulamaları, orta derinlikte kimyasal peelingler, CO2 lazerler, dermabrazyon, deri greft ameliyatları ve kozmetik kamuflaj gibi tedavi seçenekleri mevcuttu. Melanosit ve melanin azalması veya kaybı ile ortaya çıkan bu klinik durumlarda etkili ve kalıcı bir tedavi sağlamak amaçlanmaktadır. Vitiligo tedavisinde dar bant UVB uygulamalarının etkinliği ve güvenliği kanıtlandıktan sonra, beyaz cilt çatlakları ve hipopigmentasyon için 308 nm Excimer lazer kullanılmaya başlanmıştır.
Bu dalga boyu, excimer lazerler veya 308 nm lambalar aracılığıyla elde edilmektedir. Yeni sistemler, 308 nm dar bant UVB ışınlarını ergonomik yapıları sayesinde yalnızca beyaz cilt çatlakları ve hipopigmente alanlar üzerinde uygulamaktadır. Bu durum, sağlam deriyi koruyarak daha etkili dozların kullanılabilmesi anlamına gelmektedir. Karşılaştırmalı çalışmalar, 308 nm dar bant UVB'nin 311 nm kadar etkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca, hastaların maruz kaldığı toplam UVB dozları 308 nm ile daha düşüktür ve tedavi seans sayıları da daha azdır.
Klinik araştırmalarda, 308 nm dar bant UVB'nin lazer ve lamba kaynaklarının klinik etkinlikleri benzer bulunmuştur. Lamba kaynaklı 308 nm dar bant UVB, daha ekonomik olması ve hasta maliyetlerini düşürmesi nedeniyle günümüzde excimer lazerlere göre daha fazla tercih edilmektedir. Excimer lazerde, 308 nm dalga boyu elde etmek için xenon-klor gazı kullanılmaktadır. Lamba kaynaklı dar bant 308 nm UVB için iki farklı sistem mevcuttur.
Her iki sistemin uygulanmasından önce, hastanın ışık duyarlılığının değerlendirilmesi ve duyarlılığı artırabilecek ilaçlar veya besin katkı maddeleri kullanmaması gerekmektedir. Tedavi seanslarından önce, kullanılacak dozların belirlenmesi amacıyla "minimal eritem dozu (MED)" tespit edilir. Bu işlem, hastanın sedef olmayan bir deri bölgesinde, açık tenli ise 100, 200, 300, 400, 500 ve 600 mJ/cm²; koyu tenli ise 150, 200, 300, 500, 700 ve 900 mJ/cm² dozlarıyla altı farklı alana yapılan testleri içerir. Test alanının, hastanın 24 saat boyunca güneşe maruz bırakılmaması gerekmektedir. Bir gün sonra test alanına bakılarak, en az eritem oluşan doz seçilir.
Uygulama, yalnızca beyaz çatlak ve hipopigmente alanlara uygulanmaktadır. Bu süreçte, çevredeki sağlıklı deri alanları özel plastik örtüler veya okzide çinko pomadlarla korunur. Seanslar, 1 veya 2 haftada bir gerçekleştirilir ve 6-10 seanslık uygulamalarda estetik klinik sonuçlar elde edilir.
Başlangıçta MED dozları ile başlanır ve hastanın toleransına bağlı olarak her seansta 50 mJ/cm² artırılır. Eğer seanslar arasında 2 günden fazla süren eritem veya su toplaması gözlemlenirse, bir önceki seansın dozuna geri dönülür. Daha yoğun tedavi yöntemleri de uygulanabilir; bu durumda yine MED belirlenir. İlk seanslarda 2 MED dozu ile başlanır ve her hafta hastanın ve klinik toleransın durumuna göre doz, bir önceki seansın dozunun iki katı olarak artırılır.
8-16 MED dozlarında su toplanması gibi yan etkilerin ortaya çıkabilmesi nedeniyle bu dozlar genellikle tercih edilmemektedir.