- Gösterim: 16953
Hiperhidroz, ekrin ter bezlerinin aşırı çalışmasına bağlı olarak terlemenin fizyolojik değerlerden fazla olmasıdır. Hiperhidrozda ciltte ekrin ter bezlerinde kalitatif ve kantitatif bir değişiklik olmadığı saptanmıştır. Hiperhidrozisin sempatik sistemin aşırı çalışmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Burada hipotalamus, cilt ve vücuttaki ısı düzenlemesinden sorumlu reseptörlerin koordinasyonunda bir patoloji rol oynamaktadır. Hiperhidrozisin güncel medikal tedavi yöntemleri bu patolojiye odaklanmakta. Ancak medikal tedavilerin klinik cevabı yetersiz kaldığında cerrahi tedaviler tercih edilmektedir. Sempatektomi cerrahi tedaviler içerisinde tanımlanmaktadır. Hiperhidrozların primer formunda lokal ve belli anatomik alanlar için tercih edilmekte. Sempatektomi, basitçe ter bezlerinde semptatik sinirsel uyarımın cerrahi olarak engellenmesi olarak tanımlanabilir.
Sempatik sinirler omurga her iki yanında yer alan sempatik ganglion yapılarından çıkarak hedef organlara dağılmaktadır. Sempatektomide bu ganglionlar arasındaki ilişki bloke edilmekte ve sıklıkla göğüs alanındaki sempatik ganglionlarda sempatektomi yapılmaktadır. Göğüs alanındaki sempatik ganglionlara ulaşabilmek için açık ve torakoskopik yöntemler kullanılmaktadır. Açık sempatektomi, dezavantajları ve cerrahi sonrası komplikasyon risklerinin yüksek olması nedeniyle günümüzde terk edilmiştir. Endoskopik torasik sempatektomi (ETS) altın standart haline gelmiştir.
ETS her hastada farklı teknikler ve terleme alanına göre farklı sempatektomi uygulama seviyeleri ile yapılmaktadır. Sempatik gangliona müdahale edilen seviyesi hiperhidroz alanına göre değişmekle birlikte hastanın mediastinal yağlı dokusu ve ganglion anatomisi varyasyonlara neden olmaktadır. Tüm bunlar ETS için bir standart belirlenmesini zorlaştırmaktadır. ETS sempatik ganglionda; sempatik zincirin klipslenmesi, cerrahi olarak kesilmesi ya da koterize edilmesi ve kimyasallar ile yapılmaktadır.
Hiperhidrozis tedavisinde ETS için ideal hasta seçimi başarıyı oldukça etkilemektedir. ETS için ideal hasta konusundaki genel görüş, hastalarda hiperhidrozis başlangıç yaşının 16 yaşından önce olması, hastanın 25 yaşından küçük olması, vücut BMI endeksinin <28 olması, uyku sırasında terlemenin olmaması, hastanın sistemik problemlerinin olmaması ve bradikardi olmamasıdır. ETS'de en iyi sonuçlar el hiperhidrozu ve/veya koltuk altı hiperhidroz hastalarıdır.
Göğüste otonom sinir sistemi endotorasik fasya altında yukarıdan aşağı uzanan paravertebral gangliyon ve bunlar arasındaki yollardan oluşur. Koltuk altı ter bezlerinin sempatik innervasyonu primer olarak T4-T5’den köken alırken, el içi ise T2-T7’den köken alır. Ancak anatomik varyasyonlar ve aynı kök liflerin iki taraflı olarak aynı anatomiyi göstermeyebilecekleri akılda tutulmalıdır. İlgili ter bezlerine giden sempatik sinirlerin kesilmesi cerrahi tedavinin ana hedefidir. Başarı oranı %90’ın üzerinde iken, komplikasyon oranı düşük bir girişimdir. Sempatektomi bu bilgiler altında el aşırı terlemelerinde (palmar hiperhidroz) T3 ya da T3-4 seviyesinde, yüz hiperhidrozları için T3 seviyesinde yapılacak sempatektomi ile en iyi klinik sonuçlara ulaşıldığı bildirilmiştir. Yüzde terleme ile yüz kızarması ayrı değerlendirilmelidir. Yüz terlmesinde sadece T3 müdahalesi önerilmektedir. T2 ya da T2 ve T3 sempatektomide kompensatuar hiperhidrozis ve Horner sendromu gelişme riski taşımaktadır. Koltuk altı hiperhidrozlarında ETS başarı oranı daha düşüktür. Koltuk altı hiperhidroz için T3-4 seviyesi kulanılmaktadır.
ETS genel anestezi altında konusunda uzman "göğüs cerrahisi uzmanları" tarafından yapılmakta. Cerrahın tercihine göre koltuk altından açılan 1-3 üç girişi ile kamera ve cerrahi ekipmanla yapılmaktadır. Sempatikotomi, sempatik zincirin kesilmesi, elektrokoter ile yakılması, sinirin metalik klips ile sıkıştırılması ya da alkol fenol enjeksiyonu uygulanması yapılabilmektedir.
ETS sonrası görülebilen yan etkiler ve komplikasyonlar:
-
ETS'ninen sık komplikasyonu kompanzatuar hiperhidrozdur. Bu aşırı terlemenin tedavi sonrası başka bir alanda başlaması olarak tanımlanabilir. ETS'de en yaygın risk faktörü içinde T2 ganglion müdahalesi gösterilmektedir.
-
Bir diğer yan etki de Stellate gangliyonunun zarar görmesi durumlarda veya T2 üzerinde blokaj uygulanan olgularda görülebilen Horner sendromudur. Genellikle tek taraflı olur, gözde pitozis veya myozis şeklinde görülür. Sempatektomi ameliyatları sonrasında genellikle %5’in altında geçici veya kalıcı Horner sendromu bildirilmiştir. Geçici olduğu durumlarda genellikle 4 hafta içinde düzelir. Koter kullanımına bağlı olarak doğrudan stellate ganglionunun hasarı, traksiyon, ya da çevresel inflamasyon ikinci kaburganın uygunsuz lokalizasyonuna bağlı olarak müdahale seviyesinin yanlış hesaplanması sonucu ortaya çıkabilir. Bu komplikasyondan kaçınmak için rezeke edilen üst kısımda koter kullanılmamasını veya düşük ısıda kısa süreli kullanılmasını önerilmektedir.
-
Bilateral hiperhidroz ameliyatı için T2-4 seviyesinde sempatektomi, aynı zamanda kardiyak sempatik blokaj oluşturabilir ve ciddi bradikardilere sebep olabilir. Bazen bu bradikardiler kalıcı olabilmektedir. Özellikle hastaların ameliyat öncesi EKG bulguları dikkatle incelenmelidir.
-
Diğer daha az görülen komplikasyonları, pnömotoraks (%1), plevral efüzyon (%1), akut kanama veya geç hemotoraks (%1), şilotoraks ve persistent interkostal nöralji (<%1) olarak sayılabilir.
-
ETS de bir diğer potansiyel yan etki terlemenin rekürensi yani yeniden başlama riskidir. Görülme oranları büyük ölçüde değişim göstermektedir (% 0 ila % 65 arasında tanımlanmıştır).Bu geniş değişiklik oranları da daha önce bahsedildiği gibi kullanılan tekniklerdeki farklılıklara, müdahale edilen sempatik zincir seviyelerine ve takip sürelerine bağlı olabilir. Başarısızlığın ana nedeni uygun olmayan cerrahidir.