Günümüzün modern yaşamında kurulan sosyal iletişimde estetik görselliğin daha önemli olmaya başladığını görmekteyiz. Yüzü çerçeveleyen saçlar, estetik görsellikle oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Saçlarında dökülme olan bireylerin kendilerini daha yaşlı hissettiği ve sosyal ile fiziksel olarak daha çekinik kaldıkları gözlenmektedir. Dolayısıyla saç dökülmesi, sanıldığından daha stresli ve bedensel öz güveni oldukça azaltan bir durumdur. Saç dökülmelerinde erkek ve kadınlarda en fazla neden olarak “androgenetik alopesi, AGA, androgenetik saç dökülmesi”ni görmekteyiz. Androgenetik saç dökülmesi, yavaş ilerleyen ancak tam saç kayıpları ve kellik ile sonuçlanan bir durumdur. Saç dökülmesi ve kellik, çok eski yıllardan beri insanlığın çözülmeyi bekleyen bir problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Maalesef günümüzün hızlı bilgiye ulaşma çağında saç dökülmesinin ve kelliklerin nedenleri ile tedavi yaklaşımları konusunda gerçeklerden uzak, spekülatif, ekonomik sömürü pazarına dönük ve toplumu yanıltan bilgi kirliliği görmekteyiz. Bu bölümde AGA'yı tüm yönleriyle anlatmaya çalışacağız.

Androgenetik saç dökülmesi, AGA günümüzde “Olağan kellik, erkek tipi kellik, erkek tipi saç kaybı olarak” da isimlendirilmektedir. Erkeklerde olanına Erkek tipi AGA, kadınlarda olanına Kadın tipi AGA(FPHL) denilmektedir. Bu durum, erkeklerin ve kadınların %50'sinden fazlasını etkiler ve ergenlikten sonra herhangi bir zamanda ilerleyici ve kalıcı saç dökülmesi ile karakterizedir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda saçlı deride karakteristik bir dağılım izleyerek bir patern oluşturmaktadır. Saç dökülmesi, erkeklerde en belirgin olarak başın tepesinde(verteks) ve ön saç sınırında frontotemporal bölgelerde görülür. Kadınlarda ise ön saç çizgisi korunurken başın tepe kısmında dağınık saç dökülmesiyle kendisini göstermektedir. 

Adından da anlaşılacağı gibi, androgenetik saç dökülmesi saç köklerinde genetik yatkınlığa sahip ve ağırlıklı olarak androjenlere aşırı yanıtla ortaya çıkmaktadır. AGA'nın gelişiminde androjenler, yani erkeksi hormonların etkisinin anlaşılmasından sonra bu durumun erkeklerde seksüalitede artışa neden olabileceği düşünülmüş (kelliğin avuntusu), ancak bunun doğru olmadığı daha sonra saptanmıştır. Başlangıçta androjenlerin sakal ve vücut kıllarında artış ve büyümeye neden olurken saçlarda dökülmeye nasıl yol açtığı anlaşılamamıştır. Kellikte androjenler tek neden olarak görüldüğü için başlangıçta “Androjenik alopesi” olarak tanımlanmış, ancak genetik olarak yatkın erkeklerde normal androjenlerin kelliğin oluşmasında yeterli olduğu anlaşıldıktan sonra tanıma genetik de eklenerek “Androgenetik alopesi” tanımlanmıştır. Androjenik alopesi günümüzde genetik yatkınlık olmaksızın dolaşımdaki androjen düzeylerinin belirgin yükselmesi ile telojen effluvium gelişmesi ve bunun da saçlı deride yaygın dökülme yapmasını tanımlamak için kullanılmaktadır. AGA'nın gelişebilmesi için kanda yeterli oranlarda androjenler ve genetik yatkınlık gereklidir. Androjenlerin olmadığı erkeklerde (hadım olanlarda) genetik yatkınlık olmasına rağmen kelliğin olmayışı, majör nedenin androjenler olduğunu göstermektedir. Doğada sadece insanlarda değil, şempanze ve goril örneklerinde olduğu gibi hayvanlarda da AGA, insanlardaki aynı mekanizmalarla gelişmektedir.