Yağ Enjeksiyonu Uygulaması

Yağ enjeksiyon öncesi hasta ön görüşmesi son derece önemlidir. Hastaya yağ transferinin nasıl yapılacağı, bu uygulama için uygun olup olmadığı, mevcut problemleri için ne kadar çözüm sağlayacağı ve yağ enjeksiyonu dışındaki alternatif tedaviler anlatılmalıdır. Bu görüşme sırasında mevcut estetik problemi detaylı olarak görüşülmelidir. Bu problemin ne zaman başladığı, gelişim süreci ve bu problemden ne kadar rahatsız olduğu ve çözüm istediği öğrenilmelidir. Daha önce bu problem için yapılmış tüm estetik uygulamalar hakkında detaylı bilgi alınmalıdır. Hastanın mevcut hastalıkları örneğin diyabet, kalp hastalığı, kanama problemi ve tromboemboli, alerjik problemleri özellikle ilaçlara karşı alerjilerin varlığı ve ailesel hastalıklar sorgulanmalıdır. Hastanın daha önce kullandığı ya da şu anda devam ettiği ilaç tedavileri, ilaçlar, kullanım süre ve şekilleri sorgulanmalıdır. Hastaya yağ enjeksiyonu ile ilgili bilgi broşürleri hazırlanarak verilmelidir. Ayrıca uygulama öncesi ve sonrası yapılması gerekenler ile ilgili broşürler hazırlanarak verilmelidir. Hastanın yağ enjeksiyon alanlarının fiziksel muayenesi detaylı olarak yapılmalıdır. Hastanın estetik problemi iyi tanımlanmalı ve estetik değerlendirme, fotoğraflama ve ölçümler yapılmalıdır. Problemli alanda deride skar ve pigmentasyonlar not alınmalıdır. Yağ transferinin uygulanması sırasında tümesent anestezi, genel ya da sedasyon anestezisi uygulanacağı için hastanın bunlara uygun olup olmadığı fizik muayene ve hatta gerekli uzman konsültasyonları ile değerlendirilmelidir. Yağ enjeksiyonunda yağ dokusunun alınacağı alan fiziksel muayenede değerlendirilmelidir. Uygulamanın olası yan etkileri ve istenmeyen komplikasyonlar hastaya detaylı olarak anlatılmalı ve bilgi formları verilmelidir. Hasta için tüm bu ön görüşmeyi içeren bir onam formu hazırlanmalı, hastanın bunu okuyarak ve doktor ile tartışarak imzalaması sağlanmalıdır. Yağ enjeksiyonunda liposuction ile az yağ dokusu alınacak ise kan tahlillerine gerek yok iken geniş alan uygulamalarında tam kan sayımları istenebilmektedir. Kadınlarda meme yağ enjeksiyonları öncesi ve uygulamadan 6-12 ay sonrasında mammografi yapılmalıdır.

Yağ Enjeksiyonunda yağ dokusunun toplanmasından enjeksiyona kadar farklı teknikler kullanılsa da uygulamanın basamakları hemen hemen aynıdır;

  1. Yağ enjeksiyonunda kullanılacak yağ dokusunun alınması, 
  2. Yağ enjeksiyonunda donor alandan alınan yağ dokusunun hazırlanması
  3. Donor alandan alınan yağın gerekli ise saklanması
  4. Yağ enjeksiyonunun yapılması

Yağ enjeksiyonlarında yapılan bilimsel çalışmalarda şunlar özetlenmiştir:

  • Yağ enjeksiyonları alındığı kişiye geri uygulandığı sürece (otolog transfer) herhangi bir yabancı cisim reaksiyonuna neden olmamaktadır.
  • Transfer edilen yağ hücreleri bir süre sonra yok olmakta, yerine fibroz bir doku ya da yeni yağ dokusu oluşmaktadır.
  • Yeni yağ dokusu oluşumunda ilk olarak histiyosit hücrelerine benzer hücreler ortaya çıkmaktadır. Bunlara lipoblast denilmektedir. Daha sonra bunlar yağ hücrelerine dönüşmektedir. Bu yeni dokunun yağ dokusu gibi davranması 1 yılı bulabilmektedir.
  • Yağ transferi yapılan dokuda yağın kalma süresi;
    • Yağ dokusunun alınması yöntemlerinin atraumatık olması,
    • Transferi sırasında kanama ve enfeksiyon olmaması gibi faktörlere bağlıdır.
  • Yağ transferi yapıldıktan sonraki;
    • ilk 4 gün içerisinde yağ dokusu içerisine hücresel infiltrasyon olmaktadır. Bunlar PMNL, plazma hücreleri, lenfositler ve eosinofillerdir. Bunlar transfer edilen yağ dokusu içerisindeki damarlardaki kan hücreleridir.
    • 4. gün transfer edilen yağ dokusunda yeni kan dolaşımının başladığı görülmektedir. Yeni kan dolaşımı ile transfer edilen yağ dokusunda B hücresel enfiltrasyon artmaktadır. Yağ dokusu içerisinde yabancı cisim dev hücreleri görülebilmektedir.
    • 10. günde; transfer edilen yağ dokusu içerisinde nekrotik alanlar görülebilmektedir. Bu arada yağ dokusunun periferinde lobüllerde rejenerasyon başlamaktadır. Histiyositlere benzer hücreler görülmeye başlamakta, bunlar zamanla büyümektedir.
    • 14-21 günler; transfer edilen yağ dokusunda dejenerasyon en belirgin olarak bu günlerde görülebilmektedir. Histiyosit benzeri hücreler büyümekte ve içlerinde yeni lipid damlacıkları görülebilmektedir.
    • 30–60 günler; büyük histiyositlerin sayısı 2 ya da en yüksek orandadır.
  • Vücutta alınan yağ dokusunda transfer öncesi yapılacak bazı işlemler, transfer edilecek dokuda yağ hücrelerinin sayılarını arttırabilmekte ve uygulamayı daha başarılı kılabilmektedir. Bu amaçla yapılan işlemler;
    • Normalde yağ dokusu içerisinde yağ hücreleri son derece hassastır, kolay travmatize olmaktadır ve vücut dışında kolay ölmektedir. Eğer alınan yağ dokusu normal serum fizyolojik içerisine alınır ve uygun ısılarda korunursa daha canlı kalabilmektedir. Alınan yağ dokusuna herhangi bir travmatik işlem (kesilmesi, küçük parçalara ayrılması gibi) yapılmamalıdır, soğutulmamalı hatta dondurulmamalıdır.
    • Yağ dokusu içerisinde fibroblast benzeri öncül hücre sayısı arttırılabilirse, yağ dokusu transfer edildiği dokuda daha uzun süre kalabilmektedir. Bu amaçla alınan yağ dokusuna E vitamini, insülin, dexamethasone ya da PRP konulabilmektedir. Vitamin E, yağ dokusunun devamlılığında gereklidir. İnsülin, yağ hücrelerinde metabolik aktiviteyi arttırmakta, lipolizisi baskılamaktadır.
  • Yağ transferinde yağın alındığı vücut anatomik bölgesi de önemlidir. Çünkü yağ dokusunda yağ hücrelerinin büyük yağ hücrelerinden oluşması ve bu hücrelerin lipojenik aktiviteleri önemlidir. Lipojenik aktivite, yeni yağ dokusu oluşturma yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu da yağ dokusunda lipoprotein lipaz aktivitesi ile ölçülebilmektedir; ATLPL. ATLPL, yüz, kalça, uyluk ve karın bölgesinde ölçülerek karşılaştırılmıştır. Örneğin, yüz yağ dokusunda yağ hücreleri küçük ve ATLPL aktivitesi düşük hatta yoktur. Yağın alınacağı alanda, donor alanda yağ dokusu ne kadar fibrotik bir yapıda ise, alınan yağ hücreleri o kadar transfer için uygun olmamaktadır. Örneğin, karın bölgesinde yağ dokusu daha fibrotiktir. Bu nedenle ideal bir donor alan olmayabilir. Ayrıca, donor alanda yağ dokusunda alfa 2 ve beta 1 reseptör yoğunluğu da önemlidir. Alfa 2 reseptör anti-lipolitik reseptörlerdir. Bunları taşıyan yağ dokusu, karın ve uyluk üst kısmında daha fazladır. Bu reseptörleri taşıyan yağ dokusu, lipolitik reseptörler olan beta 1 reseptör taşıyan yağ dokusu alanlarına göre (yüz, kollar ve gövde üst kısmı gibi) kilo vermeden etkilenmez.
  • Yağ dokusunun alınma yöntemleri karşılaştırılmıştır. Örneğin lipoaspirasyon sırasında suction 1 atmosfer basıncı ile aspire edilerek yağ dokusu alındığında alınan yağ dokusu hücrelerinin ancak 10% nunda hücrelerin sağlam oldukları gözlenmiştir. Bu nedenle yağ alınırken yüksek aspirasyon basınçları uygulanmamalıdır. Bu nedenle 0.5 atmosfer basıncın altındaki aspirasyon önerilmektedir. 60 ml şırınga 3 mm piramid kanül takılarak ve 35 ml de geri çekilerek yaratılan negatif basınç ile aspirasyon kullanılarak kullanılabilir.
  • Transfer edilen yağ dokusunun yeni yerinde kalma süresi ve yeni yağ dokusu oluşturma yeteneği; alınan yağ dokusunun boyutlarına ve alınan yağ parçalarının şekillerine de bağlıdır. Alınan yağ dokusundan doku partikülleri 3 mm den büyük olmamalıdır.
  • Yağ dokusu alındıktan sonra transfer edilmeden esansiyel yada esansiyel olmayan amino asitler, vitaminler, inorganik tuzlar, eser elementler, tamponlayıcı maddeler, thyroxin, büyüme hormonu, insülin ve sodium selenite içeren ortamlarda bekletilerek zenginleştirilmekte sonra transfer edilebilmektedir.
  • Yağın donor alandan alınması sonrası transferinde yani enjeksiyonunda yağ hücrelerinin canlı kalmasında kullanılan enstrümanlarda son derece önemlidir. Enjeksiyon sırasında iğnenin çapı arttıkça yağ hücrelerinde hasar azalmaktadır. Küçük çaplı iğnelerde enjeksiyon sırasında daha yüksek bir basınç gerekmektedir. Yüksek basınç daha fazla hücre hasarı ve yağ doku ve lobüllerin bozulması anlamına gelmektedir. 20 gauge ve daha ince iğnelerde bu problem daha fazla görülmektedir. İdeal iğneler 16-18 gauge olarak ifade edilmektedir. Çap olarak kanüller 2 mm den büyük olmalıdır.
  • Yağ dokusu alındıktan sonra fizyolojik solüsyonlar ile yıkanmaktadır. Bu arada amaç alınan yağ dokusu içerisinde kan hücrelerinin uzaklaştırılmasıdır. Kan hücrelerinin varlığı transfer sonrası reaksiyonları arttırmaktadır. Bu nedenle donor alanda yağ dokusunda kanlanmanın az olması, transfer edilen alanda ise kan damarlarından zengin olması istenmektedir.
  • Yağ tarnsferinde enjeksiyon dokuya çoklu katmanlarla uygulanmalıdır.
  • Transfer sırasında enjekte edilecek yağ dokusu hedeflenen miktaradn % 30 oranında fazla enjekte edilmelidir.

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency