Atopik Dermatit(Atopik egzama-AE) dünyada görülme sıklığı $\text{yüzde }9-\text{yüde }12$ arasında değişmektedir. Ülkemizde çocukluk çağında atopik dermatit sıklığının $\text{yuzde }4.9$ ile $\text{yüzde }11.8$ arasında olduğu bildirilmiştir.

• Görülme sıklığı sosyoekonomik refah ile giderek artan bir hastalıktır.

• Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Küresel Hastalık Yükü Girişimi tarafından toplanan verilere göre, atopik dermatit dünya çapında yaklaşık $220$ milyon kişiyi etkileyen en yaygın kronik inflamatuvar (iltihaplı) cilt rahatsızlıklarından biridir. Başlangıçta çocukluk çağı cilt rahatsızlığı olarak görülen AD'nin, çocuklarda $\text{yüzde }20$, yetişkinlerde ise $\text{yüzde }10$ yaygınlığı olduğu tahmin edilmektedir. Hastalık yükü, dünya genelinde ölümcül olmayan cilt hastalıkları arasında bir numaradır ve etkilenen bireylerin ve ailelerinin yaşam kalitesini önemli ölçüde bozar.

• Irksal ve etnik bir yatkınlık göze çarpmamaktadır.

• Kadın / Erkek oranı $\text{1.5}$'tir.

• Her yaş döneminde başlayabilmektedir. Çocukların $\text{yu¨zde }10-\text{yu¨zde }20$'sinde, erişkinlerin $\text{yu¨zde }1-\text{yu¨zde }3$'ünde gözlenmektedir.

• Kronik seyirli, inflamasyonlu ve kaşıntılı deri döküntüleri yapmaktadır.

• Tekrarlayıcı ataklarla seyretmekle birlikte yaşla hafiflemekte hatta kaybolmaktadır. Çocukluk döneminde başlayanların $\text{yu¨zde }50$'si ileri yaşlarda kaybolabilmektedir.

• Kesinlikle bulaşıcı değildir.

• Hasta ve ailesini sosyoekonomik yönden ve psikolojik olarak etkileyen önemli bir hastalıktır.

• AE hastalarının büyük bir kısmında kanda serum Ig E seviyesi yüksektir. Ancak AE'li hastaların $\text{yu¨zde }20$'sinde normal seviyelerde görülebilir. Bu nedenle AE, atopik kişilerde astım ve saman nezlesinden daha erken ortaya çıkmaktadır. AE tanısı, bu hastalıkların gelişim risklerinin takibi ve önlenmesi açısından son derece önemlidir.

• AE'li hastaların ailelerinde saman nezlesi, astım ve diğer alerjiler daha sık görülmektedir.

• AE sıklıkla $3-6$ ay arasında ortaya çıkmaktadır. İlk yaşta $\text{yu¨zde }60$ oranında başladığını görmekteyiz. $\text{Yu¨zde }90$'ı ilk $5$ yaşta başlamaktadır. Yaşla birlikte azalmakta hatta kaybolmaktadır. $\text{Yu¨zde }10-\text{yu¨zde }30$ oranında erişkin dönemde devam ettiğini görmekteyiz.

• AE'de uyku düzensizlikleri, egzamalı çocukların $\text{yu¨zde }60$'ında görülmektedir. AE alevlenme dönemlerinde bu oran $\text{yu¨zde }83$'lere kadar artmaktadır.

• Erişkin dönemde AE, depresyona neden olabilmektedir.

• Ailesel öykünün olması AE risk faktörüdür. AE'li hastaların $\text{yu¨zde }70$'inde ailesel öykü bulunmaktadır.

• Ayrıca FLG geninde mutasyona bağlı bu genin fonksiyonlarının azalması da AE gelişim riskleri arasındadır. FLG geni, epidermiste profilaggrin üretmektedir. Bu daha sonra filaggrin monomerlere parçalanmaktadır. Bu proteinler epidermiste hücrelerin farklılaşmasında ve epidermisin bariyer fonksiyonunda rol oynamaktadır. Filaggrin parçalanma ürünleri, epidermiste doğal nemlendirme faktörleri arasında yer almaktadır.

• Doğumun normal ya da sezaryen ile olması, çocukta AE gelişiminde etkisizdir.

• Anne ya da bebeğin hidrolize formüllerden ve probiyotiklerden zengin beslenmesi AE gelişim seyrini azaltmaktadır.

• İlk $6$ ay annenin emzirmesi, bebekte AE riskini azaltmaktadır.

• Evcil hayvan temasında kediler riski arttırmakta ancak köpekler bu konuda suçsuz bulunmuştur.

• Ev tozlarına karşı AE duyarlılık gözlense de ev tozlarına karşı alınacak önlemlerin AE'den korunmada yeterli olmadığı gösterilmiştir.

• Son çalışmalar, erken çocukluk döneminde mikrobiyal temas ile gelişen endotoksinler, çiftlik hayvanları ve özellikle köpek teması gibi faktörlerin AE gelişimine karşı koruyucu olduğunu göstermektedir.

• Pastörize edilmemiş süt kullanımı ve helmint parazitler ile temas AE'ye karşı koruyucu olabilmektedir. Ancak riskleri nedeniyle tavsiye edilmemelidir.