- Gösterim: 6512
Bazı klasik otozomal dominant geçişli deri hastalıkları, mozaisizm nedeniyle sadece Blaschko çizgilerini izleyen lezyonlar şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu durumda, bu bulguların tüm vücutta yaygın olarak görülmesi durumunda hangi hastalığa işaret ettiğini bilmek, doğru tanıya ulaşmak ve aileye genetik danışmanlık vermek açısından önemlidir. Ancak, Blaschko çizgilerini izleyen lezyonlar, her zaman yaygın bir hastalıkla eşleşmeyebilir. Bu durum, aşağıda anlatılan otozomal dominant ölümcül hastalıklarda, yalnızca mozaik durumlarda hayatla bağdaşan bir bulgu olarak görülür. Ölümcül olmayan OD (otozomal dominant) letal bir genodermatozun, mozaik deri lezyonu şeklinde belirti vermesine iki şekilde rastlanabilir.
A. Tip 1 Segmental Bulgu
Bu durum, embriyonik gelişim sırasında bir genin tek bir alelinde, otozomal dominant hastalığa ait ani bir mutasyonun ortaya çıkmasıdır. Bu durumda, hastalığın bulguları, mutant hücrelerin dağılımına karşılık gelen bölgelerde Blaschko çizgilerini izleyen veya diğer mozaik deri lezyonları şeklinde ortaya çıkar. Kalan deri bölgeleri ve bu bölgelerdeki hücrelerin genotipi normaldir. Blaschko çizgileri tipinde görülen bulgular, tüm vücutta görülen hastalığın bulgularının morfolojik olarak aynısıdır. Çoğunlukla bu durumda aile öyküsü bulunmaz. Hastada mutasyon gonadları etkilemişse, sonraki nesillere hastalığı aktarma riski vardır (yaygın lezyonlar ve genital bölge lezyonları ile seyrediyorsa).
A. I. Sporadik Lineer Epidermal Nevüs
(İktiyozis histriks, epidermolitik verrüköz epidermal nevüs, lineer büllöz iktiyoziform eritroderma)
Bu durumda, yaygın bir hastalık olan büllöz konjenital iktiyoziform eritroderma (KİE), mozaik bir form olarak epidermal nevüs şeklinde karşımıza çıkmaktadır ve histopatolojisi incelendiğinde epidermolitik hiperkeratoz görülmektedir. Sıklıkla doğumda var olan, Blaschko çizgilerini izleyen, kahverengi-ten renginde siğil şeklinde lezyonlarla karakterizedir. Bu hastaların gonadlarında da mutasyon mevcutsa, çocuklarına bu hastalığı geçirme riski vardır.
A.II. Unilateral Palmoplantar Verrüköz Nevüs
Keratin 16 gen mutasyonunu mozaik şekilde bulunduran bireylerde, tek taraflı ve Blaschko çizgilerini izleyen verrüköz nevüs bulgularına rastlanmaktadır. Bu durumun, pakionişi konjenita Tip 1'in Tip 1 segmental bulgusu olduğu düşünülmektedir.
A.III. Diğer Non-Epidermolitik Lineer Verrüköz Nevüsler
Bazı verrüköz epidermal nevüslerin akantozis nigrikansın lokalize formları olduğu düşünülmektedir. Crouzon kraniyosinostozu, akantozis nigrikans ile ilişkili bir sendrom olup, FGFR3 (fibroblast büyüme faktörü reseptörü) genindeki mutasyona bağlı olarak oluştuğundan, FGFR genlerinin bu lokalize nevüs formlarıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir.
A.IV. Nevüs Komedonikus (Akneiform Nevüs)
Apert sendromu, otozomal dominant geçişli bir hastalık olup, FGFR2 gen mutasyonuna bağlı olarak oluşmaktadır. Kraniyosinostoz, klinodaktili, sindaktili ve şiddetli akne ile karakterizedir. Bu sendromun mozaik formlarında nevüs komedonikus görülmektedir. Nevüs komedonikus, genellikle doğumdan itibaren vardır; ancak ergenlikle beraber daha belirgin hâle gelmektedir. Lezyonlar, keratin dolu çukurların çizgisel olarak sıralandığı, bazen verrüköz tabanlı yapılardır.
A.V. Nevüs Kornikulatus
Nevüs kornikulatus, yeni bir akantolitik hastalık olarak tanımlanmış olup, Blaschko çizgileri dağılımında hiperkeratotik plaklara eşlik eden filiform hiperkeratoz, boynuz benzeri çıkıntılar ve dev komedonlar ile karakterizedir.
A.VI. Lineer Darier Hastalığı
Lineer Darier hastalığının morfolojik bulguları, yaygın form ile aynı olup, ATP2A2 gen mutasyonuna bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
A.VII. Lineer Hailey Hailey Hastalığı ve Tekrarlayan Lineer Akantolitik Dermatoz
Hailey Hailey hastalığının lineer lezyonlar şeklinde seyretmesi, Tip 1 segmental bulgu olarak öne sürülmüş ve hastalığa neden olan mutasyonun postzigotik dönemde mozaik olarak görülmesine bağlanmıştır.
A.VIII. Lineer Porokeratoz
Porokeratoz, kenarları hiperkeratotik halka ile çevrili, merkezi atrofik plaklarla karakterize genetik bir hastalık grubudur. "Klasik porokeratozis Mibelli'de" aile öyküsünün sık olması, OD (otozomal dominant) bir hastalığı düşündürmektedir. "Dissemine aktinik süperfisyal porokeratoz (DSAP)", OD geçişli olup, UV ışınlarına temas sonrası güneşe maruz kalan bölgelerde porokeratoz lezyonlarıyla karakterizedir. "Lineer porokeratoz" ise çoğunlukla çocuklukta başlar ve Blaschko çizgilerine dağılmış lezyonlarla seyreder. DSAP'nin segmental dağılımlı lezyonlar şeklinde görülmesi, DSAP'ye neden olan mutasyonun postzigotik dönemde oluşmasına (Tip 1 segmental bulgu) bağlanmıştır. Bununla uyumlu olarak, çocukluğunda lineer porokeratozu olan bir kişide, erişkin yaşta DSAP lezyonlarının görülmesi heterozigositenin kaybı olarak yorumlanmıştır. Bu durumda, DSAP için heterozigot mutasyon taşıyan embriyoda aynı genin ikinci alelinde mutasyon oluşmasıyla Tip 2 segmental bulgular ortaya çıkmaktadır. Bu bireyde lezyonlar, erken yaşta daha şiddetli olarak Blaschko çizgilerini izleyen dağılımda görülmektedir. Dikkat çekici bir şekilde, bu hastanın lineer porokeratoz kliniği, zamanlama olarak daha geç oluşan bir mutasyona bağlı olmasına rağmen, DSAP kliniği lineer porokeratoz lezyonlarından daha sonra ortaya çıkmaktadır. Lineer dağılımlı lezyonlarda malign potansiyelin daha fazla oluşu, heterozigositenin kaybına bağlanmıştır.
A.IX. Lineer Bazal Hücreli Karsinom
Nevoid bazal hücreli karsinom (NBCC) sendromu (Gorlin sendromu), multipl BCC (bazal hücreli karsinom), geniş yüz ve çene kemiği kistleri, palmar pits ve kaburga anomalileri ile karakterizedir. Bu hastalık, 9. kromozomdaki PTCH gen mutasyonu sonucu oluşmakta ve tümörler heterozigositenin kaybolmasıyla ortaya çıkmaktadır. Lineer yerleşimli bazal hücreli nevüs ya da BCC, izole bir bulgu olarak ya da NBCC sendromunun bir parçası olarak görülebilir. Normal bir bireyde lineer yerleşimli BCC lezyonlarının görülmesinin NBCC sendromunun mozaik formu olduğunu (Tip 1 segmental) öne süren yazarlar olmakla birlikte, nonsendromik herediter multipl BCC'nin, heterozigosite kaybıyla ortaya çıkan Tip 2 segmental bulgu olduğu düşünülmektedir.
A.X. Segmental Nörofibromatozis Tip 1
Bazı hastalarda nörofibromlar ve cafe au-lait makülleri gibi NF-1 lezyonlarının segmental yerleştiği görülmektedir. Bu durum, 17. kromozomdaki NF-1 geninde postzigotik mutasyon sonucu oluşan mozaisizme bağlanmıştır. Bu hastalarda pigmenter lezyonların Blaschko çizgilerine yerleştiği ancak nörofibromların dermatomal tipte görüldüğü bildirilmiştir.
A.XI. Lineer Anjiyofibroma
Anjiyofibromların, segmental dizilimli lezyonlar şeklinde görülmesinin, OD (otozomal dominant) kalıtımlı bir hastalık olan tüberoskleroza neden olan genler açısından mozaisizmi yansıttığı düşünülmektedir.
A.XII. Unilateral Nevoid Telenjiektazi
Unilateral nevoid telenjiektazi, dermal vasküler bir malformasyon olup, ilk kez Blaschko tarafından tanımlanmıştır. Sanıldığından daha sık rastlanan ancak raporlanmayan ya da fark edilmeyen bir durum olduğu düşünülmektedir. Genellikle sonradan olmakla birlikte, konjenital olarak da görülebilir. Konjenital formlar otozomal dominant geçişlidir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hiperöstrojenik durumlar ve vazoaktif diğer maddeler suçlanmaktadır. Ancak, erkeklerde de görülmesi, hiperöstrojenik durumlar dışında başka faktörlerin de rol aldığını göstermektedir. Altta yatan somatik mozaisizmin, çevresel faktörlerin de etkisiyle bu durumu ortaya çıkardığı düşünülmektedir. Daha çok oral kontraseptif kullanan, gebe ya da kronik karaciğer hastalığı bulunan kadınlarda ergenlik döneminde başlar. Çeşitli sayıda telenjiektazinin, lineer, dermatomal ya da Blaschko çizgileri üzerinde dağıldığı görülür. Unilateral nevoid telenjiektazinin, herediter benign telenjiektazinin mozaik formu (OD hastalığının Tip 1 segmental bulgusu) olduğunu öne süren yazarlar olmakla birlikte, bazı yazarlar unilateral nevoid telenjiektaziyi paradominant mekanizmayla gelişen ve genetik olarak aktarılan hastalıklar arasında sınıflandırmaktadır.
A.XIII. Diğer Lineer Benign Adneksiyel Tümörler
Siringomlar, ekrin spiradenomlar, silindromlar ve trikoepitelyomlar gibi derinin adneksiyel tümörlerinin, nadir vakalarda lineer dizilimde görüldüğü bildirilmiştir. Bu tümörlerin lineer lezyonlar şeklinde görülmesinin mozaisizme bağlı olabileceği düşünülmektedir.
A.XIV. Bazaloid Foliküler Hamartom
Bazaloid foliküler hamartom, derinin nadir bir adneksiyel tümörü olup, kalıtsal (herediter) veya kalıtsal olmayan (nonherediter) formlarda görülebilir. Lineer unilateral bazaloid foliküler hamartom (LUBFH), nonherediter olup, henüz tanımlanmamış bir genin postzigotik mutasyonu sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Söz konusu genin bulunduğu mozaik bölgelerdeki lezyonlar, Blaschko çizgileri dağılımıyla karakterizedir. Lezyonlar; foliküler tıkaç, fibröz değişiklikler, hipo/hiperpigmentasyon ve adneks kaybının eşlik ettiği papül ve plaklarla seyreder.
B. Tip 2 Segmental Bulgu
Bu durumda, şiddetli mozaik lezyonlar, hafif veya klinik olarak belirgin olmayan yaygın bir hastalık üzerinde görülür. Bu hastalarda bir genin tek bir alelindeki (heterozigot) mutasyon sonucu OD bir hastalık bulunmakta ve postzigotik dönemde aynı genin diğer alelinde de mutasyon gerçekleşmesiyle heterozigositenin yitirilmesi (LOH) olarak adlandırılan durum oluşmaktadır. Burada lezyonlar, ikinci mutasyonu da taşıyan hücrelere karşılık gelen bölgelerde, Blaschko çizgileri tipinde daha şiddetli ve/veya daha erken belirmektedir. Bu hastalarda aile öyküsü olabilir veya olmayabilir. Bunun nedeni, söz konusu bireydeki heterozigot mutasyonun ebeveynlerin birinden kalıtılmış olması veya de novo ortaya çıkmış olması olabilir.
Tip 2 segmental bulgusu olan bir birey, heterozigot mutasyon taşıdığından (lineer lezyon bölgesindeki hücreler hariç) çocuklarına hastalığı geçirme riski %50'dir. Tip 2 segmental bulgular, moleküler düzeyde yapılan çalışmalarla aşağıdaki hastalıklarda tanımlanmıştır:
-
Hailey Hailey Hastalığı
-
Nörofibromatozis Tip 1
-
Legius sendromu (Nörofibromatozis Tip 1 benzeri sendrom: cafe-au-lait makülleri, aksiller çillenme ve makrosefali ile karakterize, SPRED1 gen mutasyonuna bağlı)
-
SOLAMEN sendromu (PTEN geni mutasyonuna bağlı, Cowden hastalığının klasik bulguları ile Proteus sendromuna benzer bulgular; segmental devlik, arteriovenöz malformasyonlar, lenfatik vasküler malformasyonlar, lipomatozis, lineer epidermal nevüs)
-
Darier hastalığı
-
Ailevi glomuvenöz malformasyonlar
Yine, Tip 2 segmental bulguyu yansıttığı düşünülen akantozis nigrikans ve epidermolitik hiperkeratoz vakaları da bildirilmiştir.
Mozaisizm ile Kurtarılan Otozomal Dominant Letal Deri Hastalıkları
Otozomal genlerde görülen bazı mutasyonlar, vücudun tüm hücrelerinde bulunduğunda erken embriyonik ölümle sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla, bu tip mutasyonların neden olduğu nihai fenotip, sadece mozaik durumlarda karşımıza çıkmakta ve yaygın bir hastalık olarak hiçbir zaman görülmemektedir. Bu durumların, letal OD (otozomal dominant) hastalıklarla veya otozomal resesif letal bir hastalık taşıyan bireyde heterozigositenin kaybıyla (LOH) oluştuğu düşünülmektedir.