- Gösterim: 16892
Deri yüzeyinde ince damarsal çizgiler şeklinde damarların görünür olmasına telenjiektazi denilmektedir. Telenjiektaziler, genişlemiş venül, kapiller ve arteriollerdir. En küçük olanı, telenjiektazi olarak adlandırılır (<1 mm). Venülektaziler biraz daha geniştir (<2 mm). Retiküler venler 2-4 mm çapındadır. Retiküler dermis ve subkutan yağ dokusunda yerleştikleri için bu ismi alırlar. Daha büyük çaplı damarlar ise variköz genişlemelerdir.
Telenjiektazi eğer arteriollerden kaynaklanıyorsa canlı kırmızı renktedir ve deriden kabarıklık göstermez. Venüllerden kaynaklanıyorsa mavi renkte ve sıklıkla deriden kabarıklık gösterir. Telenjiektazi kapillerden kaynaklanıyorsa başlangıçta ince, kırmızı lezyonlar şeklindedir ve zamanla mor, mavi renk değişimi gösterir. Venöz hidrostatik basınç artışı ile daha belirgin hâle gelir.
Bunlar sıklıkla altta yatan bir hastalığa bağlı belirtiler olarak ortaya çıkabilir. Nadiren kanama yaparlar ve sıklıkla kozmetik problemlerdir.
Bu küçük çaplı damarlar, çizgisel, dallanan (örümcek ağı şeklinde), noktasal veya hafif deriden kabarık bir yapıda klinik olarak görülmektedir. Sıklıkla yüzün orta yan kısımlarında, burun kanatlarında ve göz çevresinde gözlenir.
Yüzde telenjiektaziler yetişkin yaş döneminde oldukça sıktır, yaklaşık %15-20'sinde görülür.
Tedavi
Yüzdeki telenjiektazilerin lazerle tedavisi en sık uygulanan yöntemlerden biridir. 1064 nm Nd-YAG, 532 nm KTP, 595 nm PDL ve IPL sistemleri etkili ve güvenilir yöntemlerdir.
Nd-YAG Lazer
PDL, daha uzun (6-10 ms) uygulama süresi ve yüksek enerjilerin (7-9 J/cm²) kullanılması ile doku içi kanamanın (purpuranın) az gelişmesi nedeniyle daha fazla tercih edilmektedir.
IPL, yüzdeki telenjiektazilerde PDL kadar etkindir ancak daha uzun seanslar gerektirmektedir. Ayrıca uygulama sonrası ödem ve ağrı daha fazla gelişmektedir. IPL, fasyal telenjiektazi ile birlikte olan rosacea'da etkin sonuçları ile kullanılmaktadır.
532 nm KTP lazer ise yüzde telenjiektazilerde oldukça uygundur.