- Gösterim: 66250
Tatarcık Humması Nedir?
Tatarcık humması, bir virüsün neden olduğu bir hastalıktır. Bu virüs, Phlebotomus papatasi adı verilen birkaç milimetre boyundaki tatarcık sineği türü aracılığıyla insanlara bulaşır. Eğer ısırılan kişinin alerjik bir yapısı yoksa, ısırılan yerde ağrı veya lokal bir reaksiyon hissetmez. Öyle ki, ısırılanların yalnızca %1'i ısırıldığının farkına varır.
Yaygınlık Alanları ve Bulaşma Yolları
Tatarcık humması, 20-45 derece kuzey enlemleri arasındaki endemik bölgelerde ve vektör sineklerin bulunduğu ülkelerde görülür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Balkanlar ve Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illerinde sıkça rastlanır. Tropikal bölgelerde tatarcıklar yıl boyunca hastalık bulaştırabilirken, daha soğuk iklimlerde sadece sıcak aylarda etkilidirler. Bu sinekler 3-4 metreden daha yükseğe uçamadıkları için, ısırıklar genellikle zemin katlara yakın bölgelerde ve alt katlarda oturan insanlarda daha sık görülür.
Tatarcık sinekleri geceleri beslenir, gündüzleri ise duvar çatlakları, mağaralar, evler ve ağaç kovukları gibi karanlık yerlerde saklanırlar. Bu virüs sadece insanlarda hastalık yapar. Sinekler, hastalığın belirtileri başlamadan iki gün önce ile belirtiler kaybolduktan 24 saat sonraki süre zarfında hastalıklı kişilerden kan emerek virüsü alabilir. Bu sürelerin dışında sinekler virüs taşımaz. Virüslü hastayı emen bir tatarcık sineği, 6-10 gün sonra bulaştırıcı hale gelir ve ömrü boyunca bulaştırıcı kalır. Hatta virüs, sonraki sinek nesillerine de aktarılabilir.
Hastalık Belirtileri
Tatarcık sineğinin ısırdığı yerde beş gün kadar süren, kaşıntılı kabarmalar oluşabilir. Hastalık, 3-6 günlük bir kuluçka döneminden sonra aniden ortaya çıkar. Ateşin başlangıcından 24 saat önceki ve sonraki dönemde, kandan hastalık virüsü laboratuvar ortamında izole edilebilir.
Hastalık genellikle aniden, titreme veya ürpermelerle birlikte ateş yükselmesi şeklinde başlar. Bazı durumlarda önceden halsizlik, baş dönmesi ve bacaklarda veya karında anormal hisler görülebilir. Başlangıçta veya daha sonra baş ağrısı, gözlerde yanma, göz hareketleriyle ortaya çıkan ağrılar, ense ve sırtta sertlik, eklem ağrıları, tat alma duyusunda değişiklikler, iştahsızlık, mide bulantısı, kusma, kabızlık veya ishal, boğaz ağrısı ve burun kanaması görülebilir. Damakta küçük veziküller ve maküler veya ürtikeryal döküntüler gelişebilir. Ateş 39-40°C'ye kadar yükselebilir ve genellikle 2-4 gün sürdükten sonra (üç gün ateşi) bol terleme ile düşer. Ancak bu süre 1-9 güne kadar da uzayabilir. Bazen ateş düştükten sonra kısa süren bir yükselme görülebilir. Nabız yavaşlar. Tatarcık hummasında yüz ve boyun kızarmıştır. Gözde, konjonktivadaki kanlanma, ucu korneaya varan üçgen şeklinde dikkat çeker (Pick belirtisi). Işık hassasiyeti (fotofobi) ve gözde yaşarma olabilir. Ağızda yumuşak damakta ve yutağın arka kenarında kanlanma olabilir. Döküntü ve lenf nodlarında şişme gözlenmez. Hastaların %15'inde 2-12 hafta içinde ikinci bir atak gelişebilir.
Tıbbi Bulgular ve Tedavi
Nadir olarak dalak büyümesi (splenomegali) gelişir, ancak lenfadenopati gözlenmez. Ateşin ilk günü kandaki lökosit sayısı normaldir, lenfositler azalabilir ve nötrofillerin sola kayması görülebilir. İkinci veya üçüncü günlerde lökopeni (beyaz kan hücrelerinin azalması) yerleşir. Hastalığın sonunda veya iyileşme döneminde lökopeni belirginleşir. Diğer arbovirüs enfeksiyonlarında olduğu gibi, tatarcık humması da aseptik menenjit ile ilişkili olabilir. Ayrıca, hastalığı şiddetli geçirenlerde hafif papil ödemine (göz sinirinde şişlik) rastlanmıştır. İyileşme sırasında ateş ve diğer belirtiler tekrarlayabilir, geçici depresyonlar görülebilir. Hastalık genellikle kendiliğinden iyileşir ve ölüm vakası bildirilmemiştir.
Tanı genellikle klinik bulgular ve salgın bölgesine dair bilgiler ışığında konulur. Kanda antikor seviyesinde artış saptanabilir. Hastalık sonrası bağışıklık tipe özgüdür ve en az iki yıl sürer. Salgın görülen bölgelerde hastalık genellikle çocukluk çağında geçirilir. Bu bölgelere gelen bağışıklığı olmayan yabancılar (örneğin askerler ve turistler) sıklıkla bu hastalığa yakalanır.
Tedavide, şikayetleri azaltmaya yönelik semptomatik tedavi uygulanır. Yatak istirahati, uygun sıvı alımı ve ağrı kesici olarak aspirin önerilebilir.